Öğretmen; bilgisi, birikimi ve yeteneği ile çocukların veya gençlerin öğrenme yaşantılarına, rehberlik eden yön veren kişidir. Yani öğretmeyi görev edinen kişiye öğretmen denir.
Öğretmene eskiden muallim de denirdi.
Öğretmenler günü ise; öğretmenlik mesleğini icra eden kimseleri onurlandırmak için çeşitli etkinliklerin düzenlendiği bir kutlama günüdür.
Pek çok ülkede 5 ekim günü UNESCO’nun tavsiyesi ile Dünya Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.
Kendi kültürel ve tarihi özelliklerine, okul tatil günlerine göre çeşitli ülkelerde farklı tarihler öğretmenler günü olarak belirlenmiştir. Örneği 12 arab ülkesi 28 şubat gününü öğretmenler günü olarak kutlamaktadır.
Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 24 Kasım öğretmenler günü olarak kutlanmaktadır.
24 kasım Ulu önder Atatürk’e başöğretmenlik unvanı verildiği tarihtir.
Son yıllarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde öğretmen sendikaları 5 ekim gününü de kutlamaktadırlar.
Öğrenciler öğretmenle geçmişte ilkokulda tanışırdı. Şimdilerde, ilkokuldan önce kreş ve ana sınıflarda öğretmenlerle buluşmaktadırlar.
İlkokul öğretmenleri de öğrencilere hayatları boyunca kullanabilecekleri okuma yazmayı öğretenlerdir.
Benim ilkokula gittiğim 1960’lı yıllarda bir öğretmen büyükçe bir odada altı sınıfı birlikte okuturdu.Bir sınıfa ders verirken diğerlerine başka görevler verirdi öğretmen.
İlkokul öğretmenlerimden amcam Ahmet Raşit Emir Hüseyin’i unutmadım. Başka öğrenciye ‘Git başımdan. Has…tir’ dedim. O da beni şikayet edince tokadı yedim. Hala daha gözümün önünde o an. Daha başka öğretmenlerim de oldu ilkokulda. Ama geçen sürede isimlerini hatırlamak zor. Hepsine de Allah’tan rahmet dilerim.
İlkokul son sınıfta, öğretmenimiz bize tiyatro yaptırdı. Önce köylülere daha sonra da bölge köylerinden Klavya (Alaniçi) köyünde bu tiyatro oyununu oynadığımızı hatırlıyorum.
Larnaka’ya Bekirpaşa ortaokuluna giderken ilkokuldan ayrılmak zor oldu. Bolca ağlamalar.
İlkokulda bir öğretmen tüm dersleri verirken ortaokulda, her dersin öğretmeni ayrı idi.
Bekirpaşa ortaokulu, Larnaka’da Tuzla bölgesine yakın ancak Rum bölgesinde idi. Nitekim 1963 yılında Rumların Türklere karşı silahlı saldırıları karşısında okul Larnaka’nın Türk kesimine taşındı. Bu sürede birkaç ay eğitime ara verildi.
Köyden (Üçşehitler) 10 kadar kişi olarak gittiğimiz ortaokuldan ileriye bir tek ben gidebildim.
Liseyi Lefkoşa Türk Lisesi’nde yatılı olarak okudum. Yurtta kalma bana çalışma disiplini kazandırdı.
Böyle olunca liseyi takıntısız bitirdim. Ne var ki, yurt ücreti borcum nedeniyle okulda düzenlenen diploma törenine katılıp diplomamı almama izin verilmedi. Bilahare borcu ödeyince diplomayı aldım.
O yıllarda mezun olanlar hemen üniversite eğitimine gidemezdi. Önce mücahitlik yapmak gerekirdi. Hem öğrenci iken hem de lise sonrası yapılan mücahitlikten sonra 1969’da üniversiteye gönderildim.
Ankara Üniversitesi Siyasal bilgiler Fakültesi-Basın Yayın Yüksek Okulu’na girdim ve 1973 yılında mezun oldum.
Gerek lise gerek üniversite günlerimde, hocalarımdan çoğu kez yardım gördüm. Eğer derslere devamlı katılır ve anlatılanları dinlerseniz, sınavlarda başarınız o oranda yüksek olur. Anlamadığınız herhangi bir soru karşısında da devamlı öğrenci olduğunuz için hoca size ipucu verir.
Hocalarımın hayatta olanlarına sağlıklı günler vefat edenlere de Allah’tan rahmet dilerim.
Kutsal bir görev yapan tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü kutlarım.