Geçtiğimiz gün, Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi Müdürü ve İki Toplumlu Sağlık Komitesi Eş Başkanı Sayın Cenk Soydan, basına mülakat verdi.

Pandemi süreci ile ilgili tüm soruları açık yüreklilikle cevaplayan Sayın Soydan, ‘’Kırgınlıklarınız oldu mu?’’ sorusuna ise, tam da gündem oluşturacak bir yorum yaptı.

Ne demişti?

“Evet, kırıldıklarım oldu. Göreve çağırdığımız hekimlerden bazıları rapor aldı ve hastaneye gelmedi, kriz anında telefonunu açmayanlar oldu ama nöbetten çıkıp bir telefonumuzla hastaneye dönen hekimler de vardı. Bunlar oluyor. Bunlar her camiada yaşanıyor.

Asıl kırıldığım çok konuşanlar, sosyal medyada çok yazanlar ama göreve gelmeyenler…”

Demek ki Sayın Soydan, tüm sürece yeterince hakimdi.

Birçok hekim ve sağlık çalışanı, kendinden, sağlığından, ailesinden, geleceğinden maddi manevi ödünler verirken, bazıları ise yine günü kurtarmanın peşinde imiş meğer.

Sayın Soydan’ın kırıldıkları hekimler varmış.

Rapor alan hekimler (Kim kime verdi? Tanıları nedir?).

Hastaneye gelmeyen hekimler (İzin mi kullandı, rapor mu aldı, mesaiye mi gelmedi?).

Kriz anında telefonu açmayan hekimler.

Bunlar her camiada yaşansa da, dünyanın birinci sıradaki sorununda yaşanmaması gereken durumlardır.

Sayın Soydan’ın bir de asıl kırıldıkları varmış.

Çok konuşanlar, sosyal medyada çok yazanlar ama göreve gelmeyenler.

Sözün bittiği yerdir burası.

Hekim olacaksın, meslektaşların ve diğer sağlık çalışanları canla başla görevlerini yapacaklar, birileri kalkıp bir taraftan sosyal medya kahramanı olmaya çalışırken diğer taraftan da hastanesinin, ‘’evim’’ diye tabir ettiği görev yerinin yolunu unutacak.

Sonra da kalkacak, maaşını ve ek mesaisini tıkır tıkır almaya devam edecek!

Halkımıza hakaret edercesine, hastaneye gitmeyen bu hekim(ler) belki de özel hastanede hastalarına bakmaya devam edecek!

Yok öyle bir dünya demek gerekiyor ama meğer varmış!

Meğer bu ülkede her dünya varmış!

Sayın Soydan, çok ciddi bir konuyu dile getirdi.

Görevden kaçan hekimlerin olduğunu söyledi aslında!

Dolaylı olarak, işe gitmedikleri halde, maaş alan, ek mesai alan hekimlerden bahsetti!

Sayın Soydan bu açıklamaları ile, sağlık personeli azlığı ile boğuşan veya sağlık personeli yetersizliğini kendi mazoşizmi haline getirmiş Sağlık Bakanlığı’nın çaresizliğini mi yansıttı yoksa?

Birilerine söz geçirememenin ya da belki birilerine kambur olmanın mı ceremesini çekiyor devletin sağlık sistemi?!

Ama ne olursa olsun, Sayın Soydan’ın açıklamaları gündem olmalı!

Kurunun yanında yaşlar yanmamalı!

Sağlam ile çürük birbirinden ayrılmalı artık!

Sağlık Bakanlığı, bu hekimler ve varsa diğer sağlık çalışanları hakkında soruşturma başlatmalı.

Yasaların gereği neyse, ayni ile uygulamalı ve bunlar kamuoyu ile paylaşmalı.

Paylaşmalı ki, Sayın Cumhurbaşkanı’ndan, Başbakan’ına, Sağlık Bakanı’na ve dahi Belediye Başkanı’na kadar herkesin siyasi malzemesi haline getirilmek üzere sahiplenilmiş gibi görünen SAĞLIK konusu, devletin nizam-intizam güvencesi altında, yeniden gerçek sahipleri olan HALKA teslim edilmeli…

Niyetleri düzgün hekimlerin ve sağlık çalışanlarının hakkı, kendilerine verilmeli!

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899