Devlet Tiyatro binası yangınının üzerinden tam 19 sene geçmiş…

Gönlünü sanata verenler bunu zaman zaman gündeme getirir!

Yürekleri acıyarak hem de…

Ne gariptir ki son 19 yıldır bunun hesabını kimse verememiştir!

Çünkü işlerine gelmez…

Ama işte yine seçilirler, yine aynı makamlara gelirler, yine elde var sıfır hikayesi!

Bazı okurlar ise bu konuda şu yorumu yapıyorlar;

Memleket zaten tiyatro sahnesine döndü!

Yenisine ne gerek var ki?

Alın bizden de o kadar!

Ve ne yazık ki hepimiz o tiyatro sahnesinin birer fertleriyiz, ama sahnede ama seyirde…

26 yaşında bir gece kulübü çalışanı hayatını kaybetti ya…

Yine millet sahnede!

Açıklama yanışı yapıyorlar…

Seks köleliğinden dem vuruyorlar!

O kadın ölmese bu açıklamaların bir teki bile olmayacaktı…

Oysa çoğumuz Alay yolundan belki de haftada onlarca geçiyoruz!

Hatta orta ışıklar yanmayıp da o muhteşem renkli binalar ışıl ışıl gözümüzün önüne gelince belki hayran bile kalıyoruz…

Ama işte o parıltılı ışıkların ardında olanları hiçbir zaman sorgulamıyoruz, ta ki bir olay, bir cinayet ya da ölüm kapıyı çalıncaya kadar!

Aslında çok şey oluyor o gizemli duvarların ardında…

Onların mesaisi yok bir kere…

Öyle bir lükse sahip değiller!

Patron ne derse o…

Müşteri ne isterse emre amadeler!

Ne kadar çok içki o kadar para demek…

Ne kadar yatağa girmek de katmerlisi!

Haftanın 7 günü, 24 saati, yeter ki müşteri olsun, patronun cebine para girsin…

Saatlik var, gecelik var günlük var!

Özel VİP müşterileri ballı kaymak…

Ne kadar çok seks o kadar zenginlik bu meslekte!

Sevgili okurlar;

Bu tür ışıl ışıl binalar içinde çalışan gencecik kadınlar aslında insan haklarına aykırı ne kadar şey varsa o kadar acımasızca çalışmakta ya da çalıştırılmaktadırlar…

Gencecik bu bedenler bir gün içinde kaç tane erkekle yatmakta onları memnun etmeye çalışmaktadırlar bilir misiniz siz?

Akşam seanslarında 5 kişi, 6 kişi veya daha fazla…

Sonra gecelik hesabından sabaha kadar!

Müşterisi bol mu?

Yine sabahın köründen akşamın bir saatine kadar…

Sonra yine akşam mesaisi, birden çok fazla erkekle!

Gözlerini hiç kırpmadan, belki günlerce hiç uyumadan, hatta kötü muamele bile görerek…

Çünkü işleri erkekleri memnun etmek!

Önce patronlarını sonra kendilerini kazandırmak için…

Böyle bir tempoya hiç beden dayanır mı?

Peki ne yapmak gerek o zaman bilir misiniz?

Takviye ilaç almak, belki de uyuşturucu!

Bunları kendi gönül rızasıyla mı alırlar yoksa emirlere itaat etmek için mi işte onu bilemeyiz…

Sonra gelsin hastalıklar!

Belki de acı bir son, hayata veda etmek gibi..

Onun içindir…

Bu renkli mekanlar hiçbir zaman adam gibi denetlenmemektir!

Birkaç belediye yetkilisi gelir denetim altında bir tur atar, belki patronla oturur birkaç kadeh içer, belki de bir takım şahsi menfaatler…

İçeride kim ne yapıyor, hangi şartlarda çalışıyor, gencecik kızlar bedenlerini bir kasap gibi nasıl ve hangi şartlarda satıyor ve erkekleri memnun ediyor kimsenin umurunda bile değildir!

Düşünün bir kere olayın tiyatro yanını;

Bu ülkede fuhuş yasala göre resmen yasaktır ama…

Bunu desteklen de yine devletin ta kendisidir!

Haftanın belli günlerinde hasta oldular mı olmadılar mı diye sağlık kontrolünden geçirir sonra yine erkeklerin koynuna gönderir…

Sonra da bizim sivil toplum örgütleri ‘devletin ayıbı’ diye ferman yazarlar!

Ama biri de cesaret edip de gidip o renkli binaların önünde eylem yapmayı akıllarına getirmezler, yaşanan insanlık dramına ‘dur’ demezler!

Çünkü bizde sivil toplum demek gösteriştir, anlıktır ve genelde de siyasidir…

Sadece merak işte?

Buraları da kapatamazlar?

Hükümetin bet ofislerini kapatamayacağı artık kesinleşti…

Başbakan burada çalışanları ortaya koydu dün!

Peki gece kulüplerini kapatabilirler mi?

Kesinlikle hayır!

Buralara asla dokunamazlar…

Devlet eliyle fuhuş da devam eder gider!

Çünkü bu ülkede hep devletten daha güçlü olanlar vardır…

Güç onlarda, yönetim de onlardadır haliyle!

Turizmci yolunacak kaz mı?

Bafra’daki Nuh’un Gemisi Otel’in denizden arıtarak kullanma suyu elde etmesi meselesi…

Yasal ya da değil o çok ayrı bir mesele!

Ama bir gerçek var ki, sırf birileri para kazanacak diye turizm işletmelerine fazlasıyla yüklenilmekte, sanki de bu işletmeler yolunacak birer kaz gibi görülmektedir…

Onun için başta kamuoyu olmak üzere ilgili çevreler bu konuda daha fazla hassasiyet göstermelidir diye düşünüyoruz!

Daha ne kadar eczane?

Daha birkaç ay önceye kadar Ortaköy’den bizim eve gidene kadar toplamda sadece eczane vardı…

Son birkaç ayda bu sayı tavan yaptı!

Önce beşincisi ardından hemen altıncısı ve geçen ay da yedincisi açıldı…

Sadece bir yol üzerinden bahsediyorum, arka sokaklar cabası!

Pasta belliyken, bu kadar eczane açılması sonuçta kepenk kapatmaları da getirir…

Bunun mutlaka bir limiti olmalıdır!

Kadın örgütleri nerede?

Kadının ada yok ya…

Bizde bunun daniskası yaşanıyor!

Ne zaman gece kulüpleri gündeme gelse sadece susarlar…

Oysa en öncü kadın hakları savunucularıdır!

Meclis’te eylem yaparlar, mor bayrak açarlar…

Anlayacağınız ses var görüntü yok meselesi!

MESAJ KUTUSU

Sayın Süleyman MANAVOĞLU, gece kulüplerinde çalışan kadınlara daha fazla çalışmaları için bir takım ilaçlar ya da uyuşturucu verildiği iddiaları yapılıyor! Bundan böyle asında dram yaşana bu mekanların çok daha sıkı denetlenmesi artık kaçınılmaz oldu!

Sayın Tolga ATAKAN, bakanlığınıza bağlı Araç Kayıt Dairesi’nin vatandaştan ödeme almadığı bu konuda yeni zamların beklenildiğini biliyor muydunuz? Umarız siz bizzat böyle bir talimat vermemişsinizdir, konuya müdahale etmeniz bekleniyor!

Sayın Tufan ERHÜRMAN, şu müşavir yaratma konusunu fazla takıntı yaptınız gibi geliyor bize! Allah için bu memleketin refahı için bundan korkmayın ve işi uzmanlarına bırakın! Bu tür takıntılar sizi günün sonunda yanlış yönlendirebilir!

Sayın İsmail ARTER, UBP ve DP destekli bağımsız adaylığınızın artık kesinleştiği ve bir partinin daha sizi destekleme kararı alacağı konuşuluyor! Anlaşılan yerel seçimlerde en rahat aday siz olacaksınız, hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Kutlu EVREN, yerel yönetimlerin konuşuldu meclis oturumuna katılmamanız kendi partili arkadaşlarınız tarafından da tepki ile karşılandı! Yani bakanlık gitti diye dünyaya küsecek haliniz yok ya, biraz daha hareket lütfen!

Sayın Doğuş DERYA, gece kulüplerinde her türlü olumsuz koşullarda etlerini satan çaresiz kadınlar konusunda artık ciddi bir adım atmanız ve bunu yaparken de tüm vekil kadınları yanınıza amanız isteniyor! Hatta bir gece baskınına ne dersiniz?

Sayın Ayşegül BAYBARS, renkli hayat gibi görülen ama aslında insanların hayatlarının karardığı gece kulüplerinde durum sizin sandığınızdan çok daha vahim! Siyasetçileri yarış atı gören bu işletmelerin patronları ile nasıl başa çıkacaksınız biz de çok merak ediyoruz doğrusu!

Sayın Adem ADEMGİL, yerel seçimlerde aday olmaktan vazgeçip tüm desteğinizi Erdinç Akgün adlı genç adaya vereceğiniz konuşuluyor. Doğru olan da buydu zaten değil mi? Ama halen başkan olan arkadaş da epey dişli olacak diyorlar aman dikkat…

Sayın Serdar DENKTAŞ, bir kez daha haklı çıktınız ve bütçenin geçmemesi nedeniyle bir çok sektörde alacak verecek sıkıntıyı yaşanmaya başlandı. Bu arada bazı işletmeler devlet ile mahsuplaşma yoluna gidilmesinin artık kaçınılmaz olduğunu söylemeye başladılar!

Sayın Erkut ŞAHALİ, çam kese böceği konusunda algı operasyonlarına aman bu sıralar dikkat edin ve gözünüzü dört açın! Zira bu işten ekmek yiyenler her türlü tezgahı hatta basını da arkalarına alarak kullanıyorlar!

Sayın Zeki ÇELER devlet ile çalışan temizlik ve güvenlik şirketlerine dikkat! Bunların bir çoğu hem yasal çalışma saatlerine uymuyor hem de çalışanların yatırımlarını geciktirerek bir takım olumsuz olayların yaşanmasına neden oluyorlar!

Sayın Necdet KIRGIN, UBP’den Değirmenlik belediye başkan adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Partiden çok sayıda aday adayı var ama tabandan en büyük desteğin size geldiği konuşuluyor, hayırlısıyla olsun deriz…

Sayın Arif ÖZBAYRAK, YDP’den Dipkarpaz belediye başkan adaylığına ışık yaktığınız ama son kararı vermeden önce diğer teklifleri de gözden geçireceğinizi duyduk. Bu arada nedense bu kez geçen seçimlere göre çok daha fazla aday heveslisi var değil mi?

Sayın Cemal BULUTOĞLULARI, belediyelerin en sıkıntı döneminde adayların bu kadar fazla olması sizce de anormal değil mi? Bazı bölgelerde aday belirlerken kırgınlık ve küslüklere aman dikkat, bazılarının gözü dönmüş çünkü!

Sayın Bülent DİZDARLI, Yenicami maçına büyük umutlarla gidip sonuçta farklı yenilince sinirlerine hakim olamayıp bayramlık ağzınızla konuştuğunuz duyulmuş! İyi de maçlara stres atmaya mı gidiyorsunuz yoksa sinir olmaya mı?

Sayın Ertuğrul HASİPOĞLU, bir kez daha gece kulüpleri gündeme gelince nedense genelde herkesin aklına siz geliveriyorsunuz! Bu arada aynı görüşte misiniz merak konusu olmuş! Siz haklısınız da işte sistem çok daha farklı ve hep patronlardan yana değil mi?