Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, “Kıbrıs Türk toplumunun özne olma <div>yeteneği süreç içerisinde erozyona uğramaktadır. Bunu ancak, kendi irademize sahip bir</div> <div>toplumsal varlık olarak bertaraf edebiliriz” dedi. Gerek Türkiye gerekse Güney Kıbrıs’la</div> <div>izlenecek siyasette teslimiyetçi ve çatışmacı olunmaması gerektiğini kaydeden Akıncı,</div> <div>vizyonunun, karşılıklı haklara saygıyı temel alan uzlaşmacı bir siyaset olduğunu vurguladı.</div> <div>Akıncı bu sabah Genç TV’de Gökhan Altıner’in hazırlayıp sunduğu “Kıbrıs’ta Manşet”</div> <div>programına konuk oldu.</div> <div>2015’in tüm Kıbrıs ve dünya için olumsuzlukların geride kalacağı sağlık, barış ve huzur dolu</div> <div>bir yıl olmasını dileyen Akıncı, gündemde öne çıkan konuları değerlendirdi.</div> <div>Son günlerde çeşitli kanallarla medyaya sızdırılan anketlerle ilgili bir soruyu yanıtlayan</div> <div>Akıncı, bu anketlerde kaynak belirtilmediğini, hangi zaman diliminde yapıldığının ve</div> <div>bölgesel oy dağılımlarının belli olmadığını kaydederek, ciddi bir değerlendirme yapılabilmesi</div> <div>için bu bilgilerin olması gerektiğini söyledi. Akıncı ayrıca söz konusu anketlerde sandığa</div> <div>gitmeyeceklerini söyleyenlerle kararsızların oranının toplamda yüzde kırklarda olduğuna</div> <div>işaret ederek, seçmenin neredeyse yarıya yakınının oyunu beli etmediği bir sonucun,</div> <div>anketin güvenilirliğini sarsacağını kaydetti.</div> <div>Söz konusu anketlerde kendisi ve diğer adaylar arasında yüzde bir-iki arasında bir fark</div> <div>olduğuna da işaret eden Akıncı, bunların yönlendirme amacı taşıyan taktikler olduğunu</div> <div>kaydetti. “Biz bu tür taktikleri yapmadık, yapmayacağız da” diye konuşan Akıncı, 7 aydan</div> <div>bu yana Karpaz’dan Yeşilırmak’a kadar dolaşarak halkla bir araya geldiğini kaydetti ve “Ben</div> <div>sokaktaki nabzı görüyorum. Nabız bizden yana atıyor. Bu yarışta ciddi bir oy oranına</div> <div>bugünden ulaştığımızı ve yarışı önde götürdüğümüzü çok rahatlıkla söyleyebilirim” diye</div> <div>konuştu. Akıncı, “Nisan’da Kıbrıs Türk toplumunun lideri seçilecek. Halkımızın,</div> <div>yaşadıklarından ve denenmişliklerden çıkardığı sonuçlar var. ve gözlemledikleri var. Bunu</div> <div>vicdan ve akıl terazisinde tartarak önümüzdeki 5 yılda nasıl bir lider ile yürümek istediğine</div> <div>halkımız karar verecek” dedi.</div> <div>“VİZYONUMUN BİRİNCİ MADDESİ KIBRIS SORUNUDUR”</div> <div>Bazı adayların ülke sorunlarına daha çok müdahil olacaklarıyla ilgili söylemlerini</div> <div>yorumlaması istenen Akıncı şöyle konuştu:</div> <div>“Biz de araştırma yaptırdık. O araştırmaya göre Kıbrıs Türk toplumu Kıbrıs sorunu</div> <div>bağlamında yaşadıklarından dolayı umutlarını yitirmiş görünüyor. Ancak bu çözümü</div> <div>istemediği ya da çözümün gereksiz olduğu anlamını taşımaz.” Diğer adayların iç konuları ön</div> <div>plana çıkarmak bakımından ortaya koydukları söylemlerde, bulundukları konumlardan</div> <div>kaynaklanan nedenler olduğuna da işaret eden bağımsız cumhurbaşkanı adayı Mustafa</div> <div>Akıncı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben vizyonumu 3 Kasım tarihinde kamuoyuna dağıttım,</div> <div>dağıtmadan önce de anlatmaya başladım. Birinci maddesi Kıbrıs sorunudur. Bu konuda</div> <div>çözüm odaklı bir siyaset izlenmesinin kaçınılmazlığını her fırsatta vurguladım, vurgulamaya</div> <div>da devam edeceğim. Çünkü Kıbrıs Türk toplumunun Liderini seçiyoruz ve onun ana görevi,</div> <div>müzakerelerde sonuç alıcı tavırlar geliştirip, mutlaka Kıbrıs sorununda daha ileriye doğru</div> <div>gelişmeleri sağlamaktır. Bu ana görevin değerini azaltacak bir söylem benim açımdan</div> <div>kesinlikle söz konusu olamaz. Bu temel göreve paralel süreçler öngörüyorum. Bunların</div> <div>içerisinde elbette toplumsal konulara duyarlılık benim ikinci ana başlığımdır. Bu nedenle</div> <div>biraz haksız bir durum var çünkü bu vizyonu ilk açıklayan, yazılı olarak basınla paylaşan da</div> <div>benim. Ama diğer adaylar iç konularla ilgili, Akıncı ise sadece Kıbrıs konusuna eğilmiş ve</div> <div>ilgili değilmiş şeklinde bilinçli olarak böyle bir izlenim yaratılmaya çalışılıyor. Elbette Kıbrıs</div> <div>Türk toplumu liderinin rehberlik görevi var ama bu parlamenter bir sistemdir. Hükümet</div> <div>değil, KKTC Cumhurbaşkanı seçiyoruz ve Cumhurbaşkanı’nın da hükümetlerin yerini almak</div> <div>gibi bir durumu olamaz. Halkımız bunu anlamıştır. Cumhurbaşkanı’nın görevi hükümetlerle</div> <div>diyalog içerisinde rehberlik ve öncülük görevi yapmaktır.” Akıncı, 14 Ocak Çarşamba</div> <div>akşamı YDÜ’de yapılacak olan halka açık tanıtım etkinliğinde vizyonunun ayrıntılarını halkla</div> <div>paylaşacaklarını da sözlerine ekledi.</div> <div>Türkiye hükümetinin Kıbrıs Rum tarafıyla gayrı resmi görüşmelerde bulunduğuyla ilgili</div> <div>haberleri değerlendirmesi istenen Akıncı, “Bir şey var ki kabul etmesek bile anlamamız</div> <div>lazım. Türkiye, biz “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi” desek de uluslararası alandaki adı “Kıbrıs</div> <div>Cumhuriyeti” olan, ama doğru tanımlaması “Rumların yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti”</div> <div>olan yönetimle birçok uluslararası platformu paylaşmak zorunda kalıyor. Türkiye</div> <div>Cumhuriyeti şartların zorlamasıyla KKTC’yi “tanıdım” dese de, tanımanın gereklerini tam</div> <div>olarak yerine getiremediği gibi, Rumların yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti’ni “tanımadım”</div> <div>dese de tanımamanın gereklerini tam olarak yerine getiremiyor.</div> <div>Tüm bunlar gerçekçi olarak değerlendirilirse bir sonuca varırız. Kıbrıs Türk toplumunun</div> <div>özne olma yeteneği süreç içerisinde erozyona uğramaktadır. Bu da ancak bir şekilde</div> <div>bertaraf olur. Biz kendi irademize sahip bir toplumsal varlık ve Kıbrıs sorununu çözmek</div> <div>hedefiyle mücadelemizi sürdürmemiz gerek” diye konuştu.</div> <div>“UZLAŞMACI SİYASET İZLENMELİ”</div> <div>Türkiye ve Güney Kıbrıs’la ilişkiler konusunu da değerlendiren Akıncı şöyle konuştu:</div> <div>“Fikirlerle ağırlık taşımak, geleceğe yönelmek çok büyük önem arz eder. Bu bağlamda</div> <div>Türkiye ve Güney Kıbrıs’la olan ilişkilerin zemini şu olmalıdır: ne teslimiyetçi, ne de</div> <div>çatışmacı; uzlaşmacı bir siyaset! Uzlaşmanın temelinde ise karşılıklı haklara saygılı olmak</div> <div>ilkesi vardır”.</div> <div>Akıncı, kendi iç bünyemizde de çatışmacı bir kültürle hareket etmemek gerektiğinin de altını</div> <div>çizerek, “Cumhurbaşkanı, kendini hükümetlerin yerine koyacak tavırlar değil, hangi</div> <div>partiden olursa olsun hükümetlerle işbirliği içerisinde olacak bir tavır içinde olmalı” diye</div> <div>konuştu.</div> <div>Bir adayın, köklerini inkâr etmeyen siyasi kişi olduğunu söylediği için, partizanlık yapacağını</div> <div>iddia ettiğinin bilgisine geldiğini de ifade eden Akıncı, “siyasi köklerimi inkar etmemek</div> <div>benim doğru olarak tanımladığım bir tavırdır. O köklerin içinde gerçekten tarafsızlık</div> <div>partizanca davranmamak gibi hasletler vardır. Benim siyasal geçmişimde partizanlık yer</div> <div>olmamıştır ve ben bunu kanıtladım. Bu tür sataşmalar temelsizdir ve yeri yoktur. Herkes</div> <div>bunlar yerine kendi vizyonunu anlatmasının toplum ve kendi geleceğimiz açısından daha</div> <div>yararlı olacağı inancındayım” dedi.</div>