Devletten her ay 70 binin üzerinde çek çıkıyor…

Kamu çalışanına, emekliye ve sosyal yardım alanlara!

Bu ülke şartlarına göre büyük bir rakam bu…

Onun için de hayat pahalılığı daha da fazla önemli hale geliyor!

Son günlerin en merak edilen konusuydu…

Hayat pahalılığı Ocak 2019 maaşlarına nasıl yansıyacaktı!

Millet haklı çünkü son aylar öyle bunalımlı ve zam furyasıyla geçti ki…

Artık vatandaş kuruşun hesabını yapıyor!

Cebine ne kadar fazla girerse o kadar kardır hesabıyla…

Maliye Bakanı Serdar Denktaş dün nihayet ağzındaki baklayı çıkardı!

Biraz da kırpıntı yaparak hayat pahalılığının yüzde 20 olarak ödeneceğini söyledi…

Bu şartlarda çok büyük bir para mı kesinlikle değil ama devletten 5 bin TL maaş çekenlerin yeni maaşı 6 bin TL olacaksa çok da küçümsememek gerek!

Sonuçta bundan böyle artık içinde bulunulan şartları da göz önünde bulundurmak gerek…

Devlet ödemesine ödesin de nereden bulup da ödeyecek bu konuda biraz da insaflı olunma gibi bir zorunluluk var!

Ancak burada önemli bir sorun vardır…

Yüksek maaş alanın maaşı daha da yükselecektir!

Düşük maaşlıların da düşük kalacaktır…

Ve bu sistem devam ettiği müddetçe de aradaki uçurum her geçen dönem daha da artacaktır!

Oysa bu ülkede ayda 5 bin TL maaş alan da 3 bin TL maaş alan da domatese, hıyara ve bilumum ürünlere aynı parayı ödüyor…

Onun içindir hayat pahalılığının daha adil bir şekilde belirlenmesi de kaçınılmazdır!

Hayat pahalığı rakamı açıklanır açıklanmaz sendikalardan tepkiler gelmeye başladı…

Onlara da aslında çok kızamıyoruz, çünkü görevlerini yapıyorlar ama artık onlar da bu ülkede sadece kamu çalışanlarının olmadığını kabul etmek durumundadırlar!

Hani derler ya, Allah devlete zeval vermesin diye…

Sonuçta beğeniriz ya da beğenmeyiz devlet bir yerlerden bulup buluşturuyor, bir şekilde ödüyor işte!

Zaten ödeyemezse devlet olmaktan çıkar korsan bir yapıya bürünürüz…

Ama bizde asıl sorun her zaman olduğu gibi özel sektördedir!

Ve hep yazdık, yazmaya da devam edeceğiz, özel sektörün başı keldir, öyle kalmaya da devam edecektir…

Bir kere kaderi tamamen patronun iki dudağı arasındadır!

Yarın bir işinin olacağının garantisi hiçbir zaman yoktur…

Maaş standartları ve sosyal haklar da ona keza!

Çok az sayıdaki insaflı iş insanlarını bir yana koyuyoruz…

Ama bunların büyük kısmı ya bir takım imkansızlıklardan ya da fazla aç gözlülükten yanında çalışanların hayat seviyesini yükseltme politikası uygularlar!

Çünkü onlar için dışarıda çalışacak insan sayısı çoktur, biri gider biri gelir meseleleri…

Bu hükümet döneminde özelde KKTC vatandaşları için bir takım yeni haklar sağlanmaya çalışılsa da bunlar şimdilik söylemde kalmamaktadır…

Önemli olan bunları icraat döküp eyleme geçirmektir!

Çünkü gerçekten de hem asgari ücretlinin hem de özelde çalışanların büyük bir kısmının durumu içler acısıdır…

Ve bir çok özel sektör çalışanı üç kuruş daha fazla kazanabilmek için hep bir arayış içindedir!

Bu da devlette çalışmayanların kendini işsiz olarak görmelerine neden olmaktadır…

Artık eskiden olduğu gibi bol keseden devlete istihdam sağlanamayacağı için çare bundan böyle özel ile devlet arasındaki büyük uçurumu kapatma girişimlerinde bulunmaktadır!

Onun için kamuda örgütlü sendikalaradır çağrımız…

Hak hukuk aramanıza bir itirazımız olamaz da!

Bunu dile getirirken özelde çalışanların da Allah’a emanet bir konumda olduklarını da hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın…

Hangi kamu kuruluşları bunlar?

Maliye Bakanı Serdar Denktaş, dün Radyo Vatan’daki programda önemli mesajlar da verdi…

Kamudaki maaşlarda yeni düzenlemeye gidilmesi yönünde!

Kamu derken hemen düzeltti ve ‘bazı kurumlar’ dedi…

İsim vermese de anladık ki devlete bağlı bazı kurumlarda pek yakında maaşlarda önemli kesintiler olacak!

Özellikle de yüksek maaş çekenlerden büyük kırpmalar olacak gibi geldi bize…

Hadi bakalım hayırlısı!

Sadece Merak İşte?

Fiyatlar niye düşmüyor?

Dün Maliye Bakanı Serdar Denktaş’a sorduk…

Dövizde önemli bir düşüş yaşanıyor, bu fiyatlara niye yansımıyor diye!

Hani şu hep derler ya elektrik, akaryakıt ve tüp gazda döviz yükseldi de onun için artışlar kaçınılmaz oldu diye…

Denktaş işte onu açıkladı!

Döviz düşüyor ama borsa düşmüyor dedi…

Önce döviz sonra borsa bakalım ne olacak sonumuz!

Dernekler Yasası ne oldu?

Bir zamanlar bir yasa çıkarılmıştı…

Yeni Dernekler Yasası’na göre bundan böyle artık tabela dernekleri kapatılacaktı!

Sonra bu konuda 1 yıllık yeni bir süre daha verdiler…

Sonrası da Allah kerim!

Hani şu Kültür Dairesi 37 derneğe toplam 1 Milyon TL yardımda bulunmuş ya…

Ondan aklımıza geldi!

Acaba bu derneklerden hangisi yasal hangisi değil diye…

Gençler kime emanet!

TKP-YG Başkanı Çakıcı yerden göğe kadar haklıdır…

Kalkanlı’da bir otel uyuşturucu ile mücadele merkezi olarak özel bir işletmeden satın alınmıştı!

Şimdi yaşlılar yurduna dönüştürülecekmiş…

Yaşlılarımız da başımızın tacı ama!

Uyuşturucu illeti gençlerimizi eritip bitirirken bu konuda hala bir merkezin olmaması da çok ama çok acı bir gerçektir…

Listelere dikkat?

UBP kurultayı için adaylar çalışmalarını yoğunlaştırırken bazı dikkat çeken şeyler de göze batmaya başladı…

12 bin üyenin ne kadarı salona gelir bilemeyiz ama bildiğimiz kesin bir konu var ki bazı kurmaylar ve örgüt başkanları bu işi ranta çevirdi…

Zira gelen her adaya desteğinin ona olduğunu söylüyorlar!

Bu ada genelinde böyle…

Onun içindir şimdi listeler havada dolaşmaya başladı!

Kimin kime oy vereceğinin kesin garantisi yok…

MESAJ KUTUSU

Sayın Serdar DENKTAŞ, dün programda beklediğimden de çok fazla keyifliydiniz ve neşeniz maşallah yerindeydi. Bakalım şu devlete bağı bazı kurumlarda çalışanların maaşlarında tırpanlamaya başlayınca onların keyfi ve ruh halleri nasıl olacak!

Sayın Murat GEZİCİ, UBP’nin kurultay tarihine bir hafta kala yeni ve son bir anket çalışması yayınlayacağınızı duyduk. Şimdi bütün memleket meseleleri bitip herkes kurultaya odaklandı ya meraktan çatlayacak olanlar bile yok değil!

Sayın Hasan KARAOKÇU, memleket uyuşturucu batağına saplanmışken başında bulunduğunuz kurumdan istifa etmeniz çok da etik olmadı. Hoş muhakkak geçerli bir nedeniniz vardır ama bari bunu açıklayın ki perde gerisinde neler yaşanmış herkesin bilgisi olsun!

Sayın Kemal DÜRÜST, UBP kurultayında destek vereceğinizin kaderi hayli önemli olduğu için ansızın Ankara’dan davet aldığınız ve apar topar uçtuğunuzu duyduk. Demek ki oralardaki birileri de boş durmuyor desenize, hadi bakalım hayırlısı…

Sayın Mehmet ÇAKICI, uyuşturucu konusunda ne yazık ki ne bu devletin bir politikası var ne de gençleri bu illetten kurtaracak belle tutulur bir çalışma! Bu iş sizin boynunuza kalacak gibi gözüküyor, inisiyatif üstlenin ve vatandaşın yanınızda olacağından da hiç kuşkunuz olmasın!

Sayın Cenk MUTLUYAKALI, haber hırsızlığı konusunda ne kadar dert yanıp eleştirseniz yerden göğe kadar haklısınız. Hadi bizim beleşçilileri bir yana koyun da bunu yapan kelli felli Türkiye basını yapınca daha ağır geliyor değil mi?

Sayın Hasan SADIKOĞLU, bölgenize çağdaş bir asri mezarlık kazandırma girişimleriniz memnuniyetle karşılandı. Umarız bu konuda elinizi çabuk tutar ve özellikle de bölge aşığı olan yabancı uyruklularının hayır duasını alırsınız…

Sayın Ersin TATAR, kurultaya az bir süre kala son düzlükte aklı fikri para tuzaklarında olanlara aman dikkat. Sadece sizin değil diğer adayların da kapılarını çalmaya başladılar ve bu işin de tadını iyice kaçırdılar!

Sayın İsmail ARTER, son yerel seçimlerde büyük bir zaferle çıkınca UBP kurultayı için de belirleyici özelliğiniz olduğundan bu sıralar kapılarınız fazlasıyla çalınmaya başlamış. Bakalım seçimlerde sizi destekleyen partinin hangi adayına destek atacaksınız millet merak içinde…

Sayın Türel ÖKSÜZOĞLU, artık müşavir olmanıza rağmen maşallah nazar değmesin çalışmalara hız kesmeden devam ettiğiniz gözleniyormuş. Bu arada komşularınız bile sizi görememekten şikayetçi bileseniz, ara sıra kahveye filan uğrayın…

Sayın Alihan PEHLİVAN, kurultay çalışmalarında günde üç öğün küp kebabı yiyince küp gibi olmaktan şikayetçi olmamak gerek değil mi? Oysa sizi yedireceklerine giydirseler çok daha karlı olacaklardır kesin…

Sayı Hayri ORÇAN, yine dört ayak üstüne düşüp sizin bölgeden resmen tarih fışkırdı. Bir de bunları turizmin hizmetine sokabilirseniz ne ala! Bu arada geçen haftaki kampçı gençleri bir hayli iyi ağırlamışsınız teşekkür mesajlarınız geliyor…

Sayın Güvenç CANTAŞ, gazete kapandıktan sonra sizin de eve kapandığınız ve bu nedenle dostlarınızı ihmal ettiğiniz konuşuluyor. Hayırdır Karadeniz’de gemileriniz mi battı ki karalar bağlayıp eve kapandınız?

Sayın Hasan ÖZTAŞ, kardeş belediye başkanına hava atacaksınız diye bozuk araçları çalıştırıyormuş gibi softa şaşırtması yaptığınız iddia edilmeye başlandı. Bakalım bu rekabet nerede ve ne zaman bitecek biz de merak etmeye başladık!

Sayın Cemil SARIÇİZMELİ, yerel rekabet yüzünden bu sıralar iş araçlarını tepesindeki canlı yayınlarınız dikkat çekmeye başladı. Aman sakın ha reklam yapacaksınız diye bir yerlerinizi makineye kaptırmayın olur mu?

Sayın Soner KARASALİH, pek muhterem pederinizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah…