‘’Memorial’in KKTC’de ne işi var?’’ diye sormuştum.

İyi ki de sormuşum.

Çok fazla geri dönüş aldım. Üstelik bunlardan birisi de Türkiye’de daha önce Memorial’de çalışmış bir meslektaşımdan idi.

Süreç içerisinde siz değerli okurlarımla bunları paylaşmaya devam edeceğim.

İlk telefon, devletin bir resmi görevlisinden geldi. Memorial’e sevk edilen bir hastanın, Memorial’de kendisine çıkarılan faturasını ödemek için tarlasını satmak zorunda kaldığını, mağduriyetlerini ve pişmanlıklarını anlattı.

İkinci telefon, Memorial Hastaneleri Grup Direktörü Sayın Dr. Tarkan Dizdar’dan geldi. Bir meslektaş olarak aradığını, birbirimizi çok iyi anlayabileceğimize inanarak benimle iletişim kurmak istediğini, KKTC halkına gerçekte nasıl hizmet ettiklerini bizzat kendilerinin anlatmak istediklerini anlattı.

Anlattı da.

Ama ben ‘’bu ülkenin sağlık sorunlarını içinde yaşayan kişi’’ olarak anlattıklarını anlayamadım!

Kendilerine iki teklifte bulundum.

İlki, e-maillerini bana iletirlerse, kendilerine soracağım sorulara verecekleri cevaplara, noktasına-virgülüne dokunmadan manşetten yayınlattıracağımın sözünü verdim.

İkinci teklifim, kendilerinin Memorial Hastaneleri olarak, bir düzeltme yazısı kaleme almaları durumunda, yine noktasına-virgülüne dokunmadan manşetten yayınlatacağımın sözünü verdim.

Kendileri ise, teklif etmediğim, KKTC’ye geldiğinde yüz yüze görüşmeyi önerdi ve konuşma bitti.

Üçüncü telefon, mağdur bir vatandaştan idi. Çok ama çok hassas, otuz iki yaşında yeni tanı alınan bir kanser vakasının nasıl bir aile sorunu haline ‘’getirilişi’’ ile ilgiliydi. Çok mahrem olduğu için, izin almam durumunda sizlerle paylaşacağım.

Ardından gelen telefon, KKTC’nin Memorial Hasta Danışma Ofisi Direktörü Sayın Barbaros Özkaptan idi. Daha önce bir defa telefonda, iki defa da yüz yüze konuşmuşluğumuz olan biri. KKTC vatandaşı. Kendi ifadesi ile ‘’KKTC’nin Memorial’i’’.

Neden böyle bir yazıyı kaleme aldığımı sordu, ortalık karışmış. Ben de doğruları yazdığımı söyledim. Sayın Tarkan Dizdar’a yaptığım teklifleri kendilerine de yaptım.

Gerek olmadığını, sadede çok üzüldüğünü söylemek için aradığını ifade etti ve konuşma sona erdi. Bu konuşmadan da bir şey anlayamadım.


Ardından gelen telefonlar ise, beni doktorluk mesleğimi yapmaktan soğutacak derecede ağır konulardı. Şimdilik bende saklı kalsın.

Ve 24 Ocak 2017 tarihli Yenidüzen Gazetesi’nde yer bulan, ‘’Kıbrıs Memorial Medya İle Buluştu’’ haberi. Kıbrıs Memorial temsilcilerinin bir grup gazeteci ile Girne Grand Pasha Otel’de bir araya gelmiş. Haberde, Memorial temsilcilerin, uluslararası kalite standartlarındaki hizmet anlayışını Kıbrıs’a da sunmayı hedefledikleri belirtilirken, çalışmaları hakkında da bilgi verdikleri yazıyordu. Ama o bilgiler hiçbir zaman ne medya da yer aldı ne halkımız tarafından öğrenilebildi. Kalite rafa kalktı, geriye bu yemek fotoğrafı kaldı.

Şimdiki durum nedir?

Memorial’in KKTC’deki sessizliği devam ediyor!

Bu sessizlik hayra alamet değil değerli okurlar.

Edindiğim yeni bilgiler, kaygılarımı haklı çıkarıyor.

Hastalarımız, zevk kurulundan …. pardon sevk kurulundan itibaren ciddi yönlendirmelere maruz kalıyor!

Bunu bilmesi gereken bazı idareciler biliyor ama Memorial ile birlikte ‘’sessiz’’ kalmayı tercih ediyor!

Ha bir de, beni hayal kırıklığına uğratan bir meslektaşım var şimdilerde Memorial önlüğünü de ‘’gururla’’ giymeye başlayan.

Dr. Burhan Nalbantaoğlu Devlet Hastanesi’nde kadrolu ve başarılı bir hekim.

Ama Memorial’in o hasta temsil ofisinde çalışması ne etik ne de yasal! Üstelik hastaları da şaşkın!

Bir doktorun nerede çalışacağı ya da nerede çalışmayacağı konusunda ahkam kesmek haddime değil, buna niyetim de yok!

Niyetim, bu ülkenin çocuklarının, komisyonsuz ve herkese eşit ulaştırılan sağlık sistemine kavuşmuş ortamında yaşayabilmesi kaygısını güden insanları örgütlemek!

Konuyla ilgili yazılarım devam edecek…

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899