Aslında çok eskiden de vardı…

Gazeteler ve köşe yazarları arasında!

Genelde siyasi atışmalar olurdu, manşetlerde ya da köşelerde…

Ama tatlı ve seviyeli tartışmalar!

Sövme yoktu, hakaret yoktu, iftira ve kin dolu yazılar hiç yoktu…

Köşelerde tartışılır sonra akşamları meyhanelerde buluşulurdu!

Kadehler hep dostluk için kalkardı…

Gecenin bir yarısı olunca da kucaklaşılır ve evlerin yolu tutulurdu!

Gazetelerde teknik sorunlar yaşandığında rakip gazetelerin teknik ekipleri ya da matbaalar devreye girer kimse kimseden tek kuruş istemez, birlik ve beraberliğin en güzel örnekleri yaşanırdı…

O zaman muhabbet vardı, yardımlaşma vardı, gerçek gazetecik ruhu vardı!

Dedik ya çok eskide kaldı o günler…

O zamanlar bir elin parmaklarının sayısı kadardı gazeteler!

Şimdi bu konuda dünya rekoru bizde…

Her önüne gelenin gazete açtığı bir süreçten geçiyoruz!

Amaç gerçekten gazetecilik olsa, gerçekten kamuoyunu doğru bilgilendirme olsa daha da açılsın deriz ama…

Bizde artık bu iş çoktan raydan çıktı!

Özgür habercilik ve doğru yorumların sayısı gün geçtikçe azalıyor…

Eriyip gidiyoruz!

Aslında kendi kendimizi bitiriyoruz…

Gazetecilik gitmiş yerini bireysel çıkarlar almış!

Tabi ki patronların çıkarları…

Kazananı olmayan bir savaş bu!

Bunu farkında bile değiliz aslında…

Medyayı iyi takip edenler muhakkak biliyorlardır…

Son günlerde gazete manşetlerinde yaşanan kavgayı!

Bir adım önde olma duygularının getirdiği sataşmaları…

Bunların köşelere ve manşetlere taşınmasını!

Kimin neyi doğru yazdığı, yorumladığı belli olmayan tartışmalar bunlar…

Ülke basınına ve toplumuna kuruş faydası olmayan kısır çekişmeler aslında!

Etik kural filan dinleyen yok…

Belli ki mesleğe saygı da kalmamış ortalıkta!

Basın özgürlüğü artık patronların ona buna sataşma özgürlüğü şemsiyesi altına girmiş…

Aç telefonu ver talimatı, ardından vur abalıya meselesi!

Birileri artık bu mesleğe sahip çıkmalıdır…

Elbette kolay bir mesele değildir bu ama!

İş daha fazla çığırından çıkmadan önce, bu meslekten nemalananlar değil ekmeği çıkaranlar buna öncülük etmelidir…

Önce mesleğin saygınlığını geri getirmek için!

Sonra da toplumsal çıkarlar için…

Eğer ki ses çıkarmazsak, yaşanan medya savaşları gazetecilik arkasındaki kötü emeller galip gelecek ve mesleğin saygınlığı yerle bir olacaktır!

Son bir hatırlatma…

Çok uzun yıllardır bu mesleğin içindeyiz!

Ve medya savaşlarının hiçbir zaman kazananı olmamıştır…

Bundan böyle de olmayacaktır!

MERAKLI KÖŞE?

Akıncı haksız mı?

Belki büyük tartışmalar yaşanacak ama…

Her ne kadar biraz da Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde siyasi rant koksa da Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ‘GKK Komutanı Kıbrıslı Türk subayı olmalıdır’ yönünde yaptığı açıklamada doğruluk payı da yok değildir!

Hükümetin gündemine de gelmelidir…

Kimse kırılıp gücenmesin!

Bizim subaylarımız da Türkiye’de askeri okullarda okuyup askeri birliklerde yetişmektedirler…

KTBK’nın Türkiye’den GKK’nın da KKTC’de olmasının ne mahsuru olabilir ki?

Kripto siyasetçi?

Ya birileri bir şeyler karıştırmaya çalışıyor…

Ya da doğruluk payı olabilir!

Bazı siyasi kulislerde adına ‘kripto’ denilen bir siyasetçiden bahsedilmeye başlandı…

Birilerinin güdümünde olan!

Önünün hayli açık olduğu ama bunun da bazıları tarafından zemin yaratıldığı için olduğu iddiaları bunlar…

Bizde isim elbette var ama bunu açıklamamamız şimdilik çok erken!

Sabrın sonu selamettir…

CAS dosyası ne oldu?

Bu ülkenin en büyük sorunudur…

Ya da kaderi de diyebilirsiniz buna!

Dosyalar hazırlanır, soruşturmalara başlanır ama nedense gerisi gelmez…

CAS dosyasında olduğu gibi!

Suçlamalar ortada ama soruşturmadan bir haber yok…

Bunu engelleyen siyasiler mi acaba?

Onlarda mı içlerindeki çürük elmaları temizlemeyerek hem kendilerine hem de bu ülkeye yazık ediyorlar dersiniz!

Mevlevi’yi unutmadık…

13 yaşındaki bir çocuğun elinde patlayan bombayla hayattan göçüşü…

Bomba tesirliydi çok da ses çıkardı ama…

Minik bir yavrumuz sessiz bir şekilde göçtü bu hayattan!

Yine ailesi de sessiz sedasız bir şekilde göçtüler geldikleri ülkeye…

Yetkililer açıklama yapmıştı!

Soruşturma başlatılıp suçlulardan hesap sorulacak diye…

Yoksa suç unsunu bulunmadı mı acaba?

Tek suçlu o minicik yavru muydu yani…

Deniz tahlilleri ne oldu?

Vekiller dahil herkes bu soruyu sormaya başladı…

Yaz geldi geçiyor tek bir deniz suyu tahlili yapılmadı ve dolayısıyla açıklanmadı!

Oysa eskiden böyle miydi?

Hemen her ay en az iki kere bölgelerin deniz suyu tahlilleri yapılır ve kamuoyuna açıklanırdı…

Burada kötü bir niyet aramıyoruz ama!

Her şeyin başı sağlık olunca önemi artıyor…

MESAJ KUTUSU

Sayın Erkan OKANDAN, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı İta Amirliği görevindeyken alınmış bazı jeneratörlerin ikinci el yada bozuk olduğu yönünde Başbakanlık ve Denetleme Kurulu’nun soruşturma başlattığını biliyor muydunuz? Yakında konuyla ilgili kapınız çalınacakmış, haberiniz olsun istedik!

Sayın Ersan SANER, UBP Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olacak ismi tartışadursun, son dakika olarak sizin de aday olarak gösterilebileceğiniz konuşulmaya başlandı. Belki haberiniz bile yoktur ama hazırlıklı olun deriz zira siyaset nelere kadir değil mi?

Sayın Ünal ÜSTEL, uçak biletlerini fiyatlarında gözle görülür bir ucuzlama olduğu hissedilmeye başladı. Bu arada Bafra Turizm Bölgesi, çevre konusunda SOS veriyor, yakında otel önlerinde çöp yığınları görmemek için buraya özel ilgi göstermekte yarar görüyoruz…

Sayın İsmail ARTER, devletten ve bazı kurumlardan tahsil edilemeyen alacaklar nedeniyle zor günler yaşanıyor ancak bu sorunları Belediyeler Birliği olarak çözmeye bakın zira bir çok belediyenin durumu da sizden çok farklı değil!

Sayın Hüseyin GÖKÇEKUŞ, YÖDAK’a karşı açtığınız tazminat davasını kazandığınız ve yüklü bir para alacağınız konuşuluyor. Belki geriye dönme şansınız olmayacak ama en azından hukuk mücadelesini kazanmak da az buz bir şey olmasa gerek değil mi?

Sayın Ersin TATAR, partinizin akil adamları Eroğlu ile Özgürgün’ü bir masa etrafında buluşturup partini ve ülkenin selameti için işbirliği yapmanız yönünde mesajlar göndermeye başladı. Denemeye değer bir teklif gibi geldi bize, düşünmekte yara var…

Sayın Olgun AMCAOĞLU, son günlerde kumarhanelerin devlete olan borçları konusunda cesur adımlar atmanız memnuniyetle karşılanıyor. Yinede dikkatli olmanız öneriliyor zira bazı işletmeler kendilerini devletin üzerinde görüyor ve hayli de güçlüler bilmenizde yarar görüyoruz.

Sayın Suat YELDENER, çok iyi bir makam şoförü bulup Mağusa Lefkoşa yollarını artık RHA ile kat etmeye başlamışsınız. Hayırlara vesile olsun aman bir zeytin yaprağı yakın da nazarlara gelmeyesiniz…

Sayın Cemil KARZAOĞLU, kendi makam koltuğunun faturasını yine kendi ödeyen tek müdür olarak tarihe geçeceğiniz söyleniyor. Peki giderken koltuğu götürecek misiniz yoksa devlete hediye mi edeceksiniz? Uzmanlık sorusu değil mi?

Sayın Ali Erdal HACIMULLA, kamuoyunda çok tartışılan Kıb-Tek’in akaryakıt ihalesinde kamu yararını gözeterek fiyatı en düşük teklife çektiğinizi memnuniyetle öğrendik. Ara sıra böyle bonkör olmak insana muhakkak iyi gelir…

Sayın Ali PİLLİ, bu yaz sezonu plajların deniz suyunu tahlilleri yapılmayınca kafalarda bazı soru işaretleri oluşmaya başladı. Bakanlık yetkililerini bu konuda uyarıp talimat vermeniz isteniyor. Bizden hatırlatması!

Sayın Yalçın KOÇYİĞİT, Girne’de tavla maçlarında yenilmediğiniz neredeyse kimse kalmadığı için artık Lefkoşa’ya göç edeceğiniz iddia edilmeye başlandı. Gelin buraya size iyi bir hoca önerelim ki intikamınız korkunç olsun…