Kim ne yapıyor belli değil, her yerden isyan naraları geliyor. Peşi sıra eylem çağrıları, gerçekleşen küçük küçük eylemler birer artcıl gibi sanki.
* * *
Muhatabı yok, sanki o meclisin duvarlarının arkasındaki karanlık, boş ve bir o kadar köhne mahsen gibi çıt yok, ürkütücü bir sesizlik birden bozuluyor.
* * *
Partinin biri çekilme kararı alırken, vekilleri içerde kalıyor, bir diğeri yine halktan bir haber siyaseten muhalefet yapıyor, zaten geri kalanı ‘’senin ki benden kara’’ açıklamaları yapıyor.
* * *
Bu rejimin en tepesindeki çicek böcek fotosu atıyor, demek ki sağlam doğa severmiş de lakin ortalık yanarken, kamuflajlı helikopterle yangın izliyor.
* * *
Evet artık tüm bunları doğallaştıramayan halk sen ne durumdasın? İnanın hiç birinin haberi bile yok. Korkudan faşizan bir tavır içerisinde, yine polisin canını eze eze üç korumalı, çakar araçlı geziler yapıyor, faşiste, faşist dedikleri için.
* * *
Evet halk bak bakalım bu tablonun neresindesin? Ben söyleyim, seçimlerden sonra, birer sayı olarak deponun birinin karanlığındasın.
* * *
Göremez duyamasın, konuşamaz soramazsın, yürüyemez duramazsın, bir bekçinin yakacağı ampül kadardır aydınlığın, peki halen umursamaz ve vurdum duymaz olarak devam edecek misin?, ya da ne kadar edeceksin?
* * *
O mecliste biri var mı? O mecliste biri yok, yok diyorum çünkü halk yok, halkın olmadığı bir meclis yalnızca beton yığınıdır.
* * *
Peki sokakta biri var mı? Var! Olması gerekenden az ama var, üstelik özellikle, kolluk güçleri tarafından, bu kepazeliğin eseri, ülkenin getirildiği bu durumdan korunmaya ihtiyacı olan esas halklar var.
* * *
Siyasetin tablosu değişiyor, boşta kalan iki vekil şimdi kimin uzağında ya da kimin yakınında duracağı yepyeni parametrelerin oluşmasını sağlar mı? Göreceğiz.
* * *
Ancak emin olun ki, halk yine orada olmayacak, siz eyisimi kendi dirlik ve birliğinizi toplayarak, egonuzu evde bırakarak, halk olmanın yolunda ilerleyin. Belki o zaman o meclisin içi dolar…..


Behiç Anibal……