UBP’den verilen bilgiye göre, TV Güneş’de “Kürsü” programına katılan Oğuzhan Hasipoğlu, Kapalı Maraş ve Meclise önerdikleri çevre yasası ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. “BU SENE AÇILMAMASI İÇİN HİÇBİR SEBEP YOK” Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın Kapalı Maraş ile açıklamalarını işaret eden Hasipoğlu, yapılan açıklamanın kendilerini sevindirdiğini, aynı zamanda teşvik de ettiğini dile getirdi. Pandemi sürecinden önce Kapalı Maraş’ta önemli bir toplantı gerçekleştirdiklerini hatırlatan Hasipoğlu, “Orada ortak irade ortaya kondu. Kapalı Maraş, KKTC toprağı ve KKTC yönetiminde uluslararası hukuka uygun olarak açılacak. Bunun formülü, yol haritası çizildi. Teknik çalışmalar yapılıyor. Hukuki ve siyasi çalışmalar başladı. Her iki ülkede de bu irade olduktan sonra bunu bu sene bitmeden açmamamız için hiçbir sebep yok” dedi. “45 YILDIR KAPALI TUTULMASININ MANTIĞI OLAMAZ” Hasipoğlu, Maraş’ın kapalı kalmasının sebebinin federasyon zihniyeti olduğunu belirterek “Kapalı Maraş’ı bir gün Rum bizimle anlaşacak, keyfini bekleyeceğiz diye 45 yıldır kapalı tutulmasının mantığı olamaz. Bu açılımı gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu. Hasipoğlu bunlara ek olarak, açılımın en üstteki siyasi iradenin imzasıyla olabileceğini ifade etti. “CEZALAR 100 KATINA ÇIKIYOR” Meclis’e sundukları çevre yasasıyla ilgili öneri hakkında da bilgi veren Hasipoğlu, cezaların 100 katına çıkacağına dikkat çekti. “Çevre hukukumuzda kirleten öder prensibi var. Ama bu prensip uygulamada, ben kirletmeye devam ederim, cezayı da öderim şeklindedir” diye konuşan Hasipoğlu, özellikle fosil yakıt kullanan büyük tesislerin yarattığı hava ve deniz kirliliğine uygulanan cezaların, bu kirliliğin maddi ve manevi bedelinden çok daha hafif kaldığını söyledi. “AKSA’YA 110 MİLYON DOLAR ÖDEYECEĞİZ” Hasipoğlu, AKSA’ya devletin yılda 26 milyon dolar ödendiğini ve şirketin yatırımı amorti ettiğini söyledi. Sözleşmenin 2024’te biteceğini kaydeden Hasipoğlu, şöyle konuştu: “2024’te sözleşme bitecek, 110 milyon dolar ödemiş olacağız. Bu şirket filtre takmıyor, havayı kirletiyor, kanser vakaları arttı, senede 26 milyon dolar alıyorsun 6 asgari ücret ödersin. Kirletirim öderim mantığı oldu. 2015 yılında filtre taktırmışız, 1 sene çalışmış bozulmuş, ceza kesilmiş, bir daha ödemiş. 2017’den sonra hiçbir denetim olmamış ve ceza ödenmemiş. Bir elektrik santrali, bacasından duman çıkıyor. Ben dedim ki AKSA ile ilişkiler gözden geçirilmeli, bu 110 milyon ödenmemeli, feshedelim, AKSA’nın çevre kurallarına uyma yükümlülüğü var. KIB-TEK ile yaptığı sözleşmeyi ihlal ediyor, sözleşmeyi feshetme hakkı var. Madem hala filtre yok, şimdi yasamada olan vekil olarak yapacağımız yasa getirmek. Bu yasa önerisinde hem denizi kirleten, hem havayı kirletenlere 100 asgari ücret ceza verilmesinin ivediliğini aldık. Bu arada muhalefet destek verdi. İsterse Ekonomi Bakanlığı da AKSA ile yapacağı müzakerelerde -ki çok bedeller ödüyoruz, aksa hem jeneratörleri kurdu, yap işlet şeklinde imzaladı, alım garantisi verdik, ödüyoruz, yüksek cezalarla pazarlıkta kullanabiliriz. Bu kirliliğe son vermek önemli. Bir ihbar verip süre vererek yine düzeltmezse feshedilebilir. İhlalin tespitine dair rapor var. Bugün de filtre yok. 110 milyon dolarlık ödeyeceğimiz rakam var, düşürülmesi lazım. Ceza verirsiniz, öder ama şu iradeyi ortaya koymak lazım, bugüne kadar bu ihlali yaptın, ya durdur, ya da tesisi kapatacağım. Her türlü ihlal var. Sözleşme AKSA- KIBTEK arasında. Çevre Yasası uyarınca Turizm Bakanlığı’nın tespiti yapıp, düzeltme yoksa tesisi kapatma yetkisi var. Birçok konuda çevre kurallarını ihlal eden bir şirkete talep ettiği rakamların ödenmesini kabul edemem. 26 milyonun bu sene için ödenmesi çok fahiş bir rakamdır. 4 yılda 110 milyon dolar ise hiç kabul görmemelidir. AKSA ‘ya 2017’den sonra ceza da kesilmemiş. Günün sonunda kapatma yetkin var.”