Yerleşimcilerinin büyük çoğunluğunu başta Rumlar olmakla birlikte, Yahudi ve Ermeniler de oluşturuyordu.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin aldığı karar uyarınca hem yerleşime hem de iskana kapatılmış, askeri bölge ilan edilmişti.

Kıbrıs sorununun içerisinde bir sorun olarak bırakıldı Maraş.

Kimilerine göre, müzakerelerde pazarlık unsuru olarak masada duruyordu hep.

Kimilerine göre ise Kıbrıs sorununun kapsamlı ve bütüncül çözüm arayışlarının bir parçası idi.

Geldiğimiz son noktada, Kapalı Maraş konusu, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde işlenen ana konulardan birisi haline geldi.

Dün, Kapalı Maraş’ın kamuya ait sahil kısmının bir bölümü açıldı.

Anadolu Ajansı: ‘’Kapalı Maraş 46 yılın ardından kademeli olarak açılıyor.’’ başlığı ile servis etti bu haberi. Başlıktaki ‘’kademeli açılma’’ dikkat çekici idi.

Reuters: ‘’North Cyprus to reopen beach abandoned in no-man's land since 1974 conflict.’’ derken, konuyu Maraş değil, sahil olarak ele alsa da, 1974’ten bu yana terk edilmiş ihtilaflı bir bölgenin ‘’yeniden açılması’’ yorumunu başlığına çekerek tüm dünyaya duyurmuştu.

Belli ki Türkiye’nin başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, dünyaya verdiği mesajın dünya tarafından algılanma şekli ile, iç siyasetimizde algılanma şekli bire bir aynı olmadı.

Türkiye penceresinden bakıldığında, dış politika zemininde önemli bir siyasi hamle yapılmakta iken, içeriye döndüğümüzde zaman zaman ‘’üç-beş oy daha fazla avlama’’ kaygılarına malzeme edildiği izlenimi ağır bastı.

Ben bile, dünkü ‘’Maraş sahili açılımı’’nın duyumunu, açılımdan saatler önce kamuda görevli bir tanıdığımdan aldım. Dolayısıyla, dünkü açılım olayından bizim siyasilerin habersiz olduğunu düşünmek biraz saflık olacaktır. Hele hele, kişi ulaşmadan yaptığının, söylediğinin ulaştığı, dedikodu ağının muazzam olduğu bir ortamda!

Siyasetçi değilim ama, gözlerimizin önünde gelişen olaylara daha uzaktan bakıldığında, ‘’Maraş sahili açılımını’’ Doğu Akdeniz’dekizaten var olan gerginliğe, Kıbrıs sorununu da dahil ettirecek bir grizu patlaması olarak görüyorum.

Doğu Akdeniz’de süreç sıkışmak üzere.

Kıbrıs sorununun 46 yılda geldiği nokta yine sıkışmış durumda.

Grizu patlamaları, tahliye edilmemiş/sıkışmış belli bir orandaki metan gazının, hava ile temas etmesi sonucu oluyormuş.

Dünkü ‘’Maraş sahili açılımı’’ olayı da, Doğu Akdeniz’deki ve Kıbrıs adasındaki sıkışmış sorunların ‘’hava ile temas’’ etmesi sonucu ortaya çıkan bir grizu patlaması olarak neden yorumlanmasın ki?

Patlamanın etkileri bakalım neleri doğuracak, hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

İletişim: 0542-8529899