LTB'den 3 bin aboneye yıldızlı kazık!

Öncelikle içimde kalmasın diye yazayım, Kadri Fellahoğlu Lefkoşa’nın yollarındaki bütün çukurları derinliğine kadar biliyormuş ya tebrik ederim…
O çukurlar yılların çukuru olduğu halde kapanmasa da bir belediye başkanı kentindeki çukur sayısını biliyorsa ve bunu icraattan sayıyorsa bir türlü başarıdır bu…
Vatandaş aracıyla her çukura düştüğünde aracından acayip sesler gelip de kulaklarını çınlattığında yüzü kızarmıyorsa o da zaten kendi sorunu!
Konu Lefkoşa’nın çukurları filan değil;
3 bin abone atılan LTB kazığı!
Çukurları değil ama iki belediye çalışanının saatleri okumadan 3 bin aboneye yazdığı faturaların hesabını versin…
Bu işten sorumlu iki belediye çalışanının isimleri bizde mevcut ama o isimleri açıklamak Kadri beye düşer diye düşünüyoruz!
Oturup evlerinde kafalarına göre fatura yazan iki çalışan için açılan soruşturma niçin devam ettirilmedi?
Bu konuda fazla ses çıkmasın diye sadece görev yerleri değiştirildi!
Soruşturma devam ettirilip LTB’nin saygınlığını ayaklar altına alan bu iki kafadar görevlerini suistimal ettiler diye ihraç edileceklerine Kadri bey sanki de onları ödüllendirdi ve sadece görev yerlerini değiştirdi.
Hem de birine amirlik görevi vererek!
Bir başkan düşünün ki, belediye başkanı olduğu kentte tüm üç bin kişiye yalan yanlış fatura yazılıyor ve amirlerine olayın araştırılmasını isteyeceğine ‘itiraz eden olursa düzeltin’ diyor…
Oldu mu ya başkan şimdi?
Senin çalışanın su kullanmayan evlere bile okkalı fatura keserken, bundan vatandaş mağdur olurken ve haksız yere para öderken, bunu saklamanın, gizlemenin anlamı nedir ki?
Hem de Sayıştay’ın ‘duyuru yapıp vatandaşa bildirin’ dediği halde…
Doğrusu da bu değil mi yani!
3 bin aboneye yanlış fatura yazıldıysa ki bunların hepsi bellidir, yaparsın bir açıklama, çağırırısın belediyeye ve mağduriyetlerini giderirsin…
 
 
 
30 kişi işe gitmeden maaş çekiyor!
 
Bugün Kadri beyi biraz üzeceğiz ama neyse o;
Bundan birkaç ay önce 30 kadar kişinin LTB’ye gitmediği belirlerdi ve haklarında dosya açıldı.
Bu arkadaşlar şimdi kimi işe gelmeye başladı kimi ise halen gelmiyor!
Öğrendik ki Kadri başkan talimat vermiş ve dosyaların dondurulmasını istemiş.
Siz buna ister yufka yürekliliği tuttu deyin isterseniz seçimlik bir karar…
 
 
Su saatleri artık mühürlenmiyor!
 
Göreve geldiği ilk günden itibaren ödenmeyen faturalar konusunda büyük hassasiyet gösteren ve kimsenin gözünün yaşına bakmayan Kadri Fellahoğlu ik ay önce amirlerine talimat vererek ‘seçimler bitinceye kadar kesinti olmayacak’ dedi…
Daha da önemlisi Lefkoşa’da oturup da uzun bir süredir fatura ödemeyen davalık olan dile kolay tam 3 bin 500 abone var…
Bunların belediyeye toplam borcu 100 milyon TL civarında!
İşte bu dosyalar da Kadri başkanın talimatıyla donduruldu…
Ta ki seçim süreci geçinceye kadar!
Dört dörtlük ve yıldızlı bir seçim kararı doğrusu…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Kadri FELLAHOĞLU, 3 bin abone konusunda kamuoyunu aydınlatacak bir açıklama bekliyoruz. Ayrıca suç işleyen 2 çalışanınızı koruduğunuz için bir anlamda siz de suçlu sayılırsınız onları siz deşifre etmezseniz bu görevi biz seve seve yaparız bilginiz olsun!
Sayın Şener ELCİL, Emir Emirkanı’ın maaşı konusunda fena halde çuvalladınız. Bari yaptığınız hata nedeniyle bir özür yazısı yayınlayın ki bakana haksızlık olmasın. Bu arada bir sendika başkanının eşini dövdüğü yolundaki iddialar iddia olmaktan çıktı mahkeme kağıtları elimize geldi, duruşunuzu merakla bekliyoruz!
Sayın Serdar DENKTAŞ, bazı bet salonları yasal olmayan oyunlar oynatmaya başladı ve denetim neredeyse hiç yok. Hani muhalefetteyken ‘bet salonlarını kapatacağım’ demiştiniz ya bir hatırlatalım istedik!
Sayın Hasan SERTOĞLU, yerel seçimlerde dostlarınıza Mehmet Harmancı’ya oy vereceğinizi söylüyormuşsunuz. Hani bir laf vardır ya söyleme dostuna o da söyler dostuna diye, tam size göre oldu bu!
Sayın Niyazi ÖZTÜRK, canlı yayında dereye dökülen vidanjör sularını resimleriyle deşifre edince Yüksel bey renkten renge girdi diyorlar. Eğer bu seçimlerde kaybederseniz efendiliğinizden olacaktır sesinizi biraz daha yükseltmekte yarar görüyoruz.
Sayın Sonay ADEM, Oktay Kayalp’i tartakladığınız yetmezmiş gibi şimdi de partinizin Lefkoşa ve Girne adaylarının kaybetmesi için bir operasyon yaptığınız iddia ediliyor. Eğer eski gücünüz varsa sizden korkulur doğrusu…
Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, yerel seçimlerdeki performansınızla ilk genel seçimlerde meclisin kapısını araladığınız yorumları yapılmaya başlandı. UBP’nin değişim sürecinde en fazla sizin isminiz konuşulacağa benziyor.
Sayın Erhan ARIKLI, yerel seçimlerle ilgili öyle bir yazı döşediniz ki İskele’deki DP’li partililerinizi küplere bindirdiniz. Birkaç ay bölgeye gitmemenizi öneririz…
Sayın Mesut GÜNSEV, kalp rahatsızlığınızdan dolayı ciddi bir ameliyat geçirdiğinizi üzülerek öğrendik. Madem ki kalbiniz eskisinden daha sağlam oldu bu habere de çok sevindik. Büyük geçmiş olsun…
Sayın Hasan TAÇOY, Lefkoşa’da UBP adayı Dana’ya destek vermemekte epey direndiğiniz ve direncinizin kırılması için büyük ağabeylerin devreye girdiğini öğrendik. Alacağınız karar Dana için hayati önem taşıyor bilesiniz…
Sayın Sami ÖZUSLU, çözüme inanan bir aydın olarak çözüm sürecini bir türlü yıkamadınız gitti yani. Ne hikmettir bilinmez ama solcu kesimi bir olası bir çözüm öncesinde hiç bu kadar karamsar görmemiştik…
Sayın Hasan TOSUNOĞLU, dostlarınızı son günlerde fena halde ektiğiniz için kara kaplı deftere isminiz yazıldı diye duyduk. Acaba siyasetle fazla içli dışlı olmanız mı sizi bu hale getirdi?
Sayın Ayla YILDIRIM, siyaset zaten sizin genlerinizde vardı şimdi kendinizi bir anda aktif siyasetin içinde buluverdiniz. Kazanmanızı çok isteriz zira istatistik konularında belediyede tek bir uzman bile yok. Hadi hayırlısı…
Sayın Hüseyin MACİT, yeniden uydu yayınlarına başlamak için kaynak arayışlarınızın hızla devam ettiğini öğrendik. Aslında şu kadro sorununu çözseydiniz hiç buna gerek kalmayacaktı ama artık kader kısmet diyelim değil mi?
Sayın Mehmet HARMANCI, ne gariptir değil mi rakibiniz Dana’nın da sizin de seçilebilmeniz DP’den gelecek oylara bağlı hale geldi. Birkaç adım önde olduğunuzu biliyor muydunuz?
 
 GÜNÜN FOTOĞRAFI:




 
Günün Fıkrası
 
Boğa

Avrupa Birliği hayvancılığın önemini bildiği için ülkelerine inek girişlerini serbest bırakmışlar, hem istismar edilmemesi hem de sağlıklı ineklerin girmesi için de gümrüklerde önlemler alıp kontrol yapıyorlarmış. Bizim Temel ve Dursun Avrupa hayaliyle yanıp tutuşuyordurlar, inek kılığına girip geçebilecekleri fikrine kapılmışlar ve hemen işe koyulmuşlar, gümrüğe gelmişler ve yanlarında getirdikleri inek postunu üzerlerine almışlar, önde Dursun arkadan Temel, gerçek bir inek görüntüsüne kavuşmuşlar. Gümrük görevlileri ineğin önüne saman koymuşlar ve yemesini beklemişler, Temel arkada olduğu için Dursun’un haline gülmeye başlamış, Daha sonra kova ile su getirmişler, Dursun suyu da içmeye başlamış, Temel arkada iyice kopmuş, kıkır kıkır gülüyor Dursun’a. Temel gülmeye devam ederken Dursun’da gülmeye başlamış ve Temel’e seslenerek;
- Ula Temel sen gül bakayım, şimdi da ben güleceğum halune. 
-Uşağum ne oldida güleceksun? 
- Temelcuğum boğa ceturiyiler boğa…