Toprak önemlidir.

Çünkü Devletin temel unsuru, egemenlik ve bağımsızlığın simgesidir.

Mesela "Toprak devletin asli unsurudur" anlayışıyla hareket edilen İngiltere'de, bütün topraklar devlete aittir. Satışlarda arazi tapusu verilmez. Halk, sadece toprağın üzerine yapılan konut ve işyerlerinin kullanım hakkına sahiptir.

ABD Oklohoma, Florida, Miami, Misissipi gibi eyaletlerde yabancılar toprak satın alamıyor. New York’ta yabancıların emlakçılık yapmalarına izin verilmiyor. İsviçre’de yabancılara toprak satışı yasaktır. İsrail topraklarının %80’i devlete aittir. Rusya’da ve Hırvatistan’da toprak satışına izin yoktur. Dünyada hiçbir ülkede yabancılara tarım arazisi satışı yoktur.

Maraşın açılması ile başlayan tartışmalar ve sonrasında gerçek hak sahiplerinin Maraştaki mallarını kullanmaya davet edilmesi önemli ve stratejik bir konudur.

Kıbrıs Türk tarafının yönetimi altında buraların inkişaf edilmesi, ekonomik hayata katılımınının sağlanması ise toprağın ve egemenliğin ne kadar

önemli olduğunu anlatması açısındanda kayda değerdir.

Maraşta sonuçta bir toprak parçası ama dediğim gibi Devletin temel unsuru, egemenlik ve bağımsızlığın simgesi. Ve bu toprak parçası düzenlenirken egemelik ve devlet unsurları düşünülerek düzenlenmesi önemli.

Buraya kadar bahsettiklerim birçoğunuzun bildiği yada duyduğu şeyler .

Şimdi buraya bir virgül koyalım ve gelmek istediğim esas konuya geleyim.

KKTC sınırları içerisinde Maraş ile ilgili söylediğim ve toprak, egemenlik konusuna vurgu yaptığım konu sadece Maraş ile sınırlı değil.

En az onun kadar önemli.Ama düzenlenmesi halinde üzerinde gerçekten egemen olduğumuzu gösterebileceğimiz ondan daha kolay olan bir başka toprak konusu daha var.

Birçoğumuz ona bugüne kadar sadece bir kirlilik olarak baktık .Öyle oluncada çevreye verdiğimiz değerin bir parçası olarak kaldı.

Fakat Mülkiyet konusuda en az çevre boyutu kadar önemliydi.

Bahsettiğim şey Lefkedeki CMC arazileri ve Gayrımenkuller.Üzerinde kirlilik bulunan ve bulunmayan gayrımenküller.

10 000 dönüm arazi .500 adet farklı büyüklükte bina. Günün rayiç bedelleri üzerinden hesaplanan parasal miktarını söylemeyim dudağınız uçuklar.

Lefke bölgesinin 25 000 dönümlük arazi varlığı olduğunu düşündüğünüzde bu büyüklükteki gayrımenkül işin ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor sanırım.

Üzülerek söylemem gerekiyor ki.Buna sağlık sektörümüzde önemli bir yer tutan Cengiz Topel Hastahanesi ve Eğitim kurumumuz Lefke Avrupa Üniversitesinin bir kısmıda dahil.

Mücahitler Lokali,Lojmanlar,Sanayi Sitesi,hayvancılık alanları ve tarım alanlarıda.

Hepsi CMC yani Amerikan Maden şirketi adına kayıtlı.

Daha amiyane tabir ile buraları Amerikalı birilerine ait.Yani uluslararası teamüllere göre Amerikan malı.

Bugüne kadar aksi ispat edilip herhangi bir düzenlemeye gidilmediğine göre bu böyle.

Burası Lefke değil de Lefke Birleşik Devletleri dememin sebebide bu.

Ve bu binaların çoğunluğunda ikamet eden insanlar.Bu araziler üzerinde inşaat yapanlar mevcut.

Eşdeğer olsun, Tahsis olsun, Mücahitlik,şehit çocuğu olsun bir koçanlarıda yok.

Ne gerçek koçanlı bir mal gibi alıp satabiliyorlar.Ne kredi almak için bankalara verebiliyorlar.Ne de teminat olarak gösterebiliyorlar.

Ekonomik hayata katkılarıda yok yani.

En önemlside burasını kullanan ebeveynlerin hayata veda ettikleri zaman çocuklarına bırakacakları miras ise amiyane tabiriyle samana çakılan bir kazık gibi.

Halbuki buradaki konu Maraştan daha basit.

Bu mallar ile ilgili BM’ nin herhangi bir kararı bulunmuyor.

Buraların Türk emlakı haline gelmesi için mal tazmin komisyonunada gerek yok.

Tek yapmanız gereken istimlak etmek.Bunun yolları ise mevcut.

Mesela Uluslararası hukuk diyoruz ya.

Oralarda tanınan Lefke Belediyesi eliyle buraların kamulaştırılması mümkün.

Kamulaştırma ücreti mi ?

Zaten CMC’ nin her vatandaş gibi kamuya karşı yükümlülükleri var. Malını terkedip gitmiş. 50 yıldır ödemediği emlak parası temizlik vs.var. Bunun

yanında kontrolsüz bir şekilde bırakıp gittiği kirlilik ile ilgili tazminatta malum.

Demek istediğim mahsuplaşmada olası.

Üstüne para vermek gerekiyorsada bu denli stratejik bir konu için bugüne kadar mal tazmin komisyonuna milyonlarca lira kaynak aktaran

Türkiyenin buna kayıtsız kalacağını sanmıyorum.

Ülke, devletin asli ve maddi unsurlarından biridir. Ülke olmadan Devlet olmaz. Ülke devlet otoritesinin geçerli olacağı alanı belli eder.

Devlet sahip olduğu koruyucu unsure niteliğini taşıyan kudretine dayanarak ülkede yerleşik olan ve devletin diğer asli maddi kurucu unsuru olan insane topluluğunun güvenliği ve yararını gözetmek durumundadır.

Bu asli görev nediyledir ki ülke üzerinde egemenliğe dayalı üstün bir hakka sahiptir.

Toprak ise bu konuda insane haklarına saygılı ölçülü adil bir sınırlama devlet için nefsi –müdafa niteliğidir.

Yazımı sonlandırmadan son bir hatırlatma daha yapayım ki burada yazılanlar kayıtlara geçerken zamanı geldiğindede kim vatansever kim hain iyice anlaşılsın.

Amerika'da yaşayan Yahudiler Filistin topraklarında yan yana parçalar halinde toprak satın aldılar. Bu topraklar istedikleri büyüklüğe ulaşıncada

'Burası İsrail'dir' dediler ve bayraklarını çektiler.

Hani bugünlerde Maraş ,toprak, egemenlik tartışılıyor ya Lefkeyi ve CMC ‘de hatırlatmak istedim.