Bakan Amcaoğlu’nun “Eğitimi yönetmek yerine, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin ‘eğitim bilimini dikkate almadan ürettiği’ kararların arkasına sığınarak sorumluluktan kaçmakla” suçlandığı açıklamada, “Sayın Bakan okulları kapatmam deyip kapatarak, açtım deyip 2 gün sonra kapatarak, öğretmen aşılanmadan okulları açılamaz deyip açarak, bir yıldır okulları kaderine terk ederek ‘kaosun’ gerçek yaratıcısı olmuştur” iddiasında bulunuldu. Bakan Amcaoğlu’nun açıklama ve beyanlarında yüz yüze eğitimi açmak istediği ancak sendikaların buna karşı olduğunu ifade ettiği kaydedilen açıklamada, bu durum “anlamsız ve traji-komik” şeklinde tanımlandı. “Sayın Bakanın açıklamaları sadece hükümetin toplumu kaosa sürükleyen icraatlarını gizlemekle ilgilidir. Sayın Bakan, çocukları ve okulları düşünseydi; yeni yılda yılbaşı eğlencelerine göz yummazdı, aşıların eşe dosta partiliye yaşa bakmaksızın yapılmasına ses çıkarırdı, sıra öğretmenlerin aşılanmasına geldiğinde aldığı arkasında dururdu” şeklinde süren açıklamada eğitim için çalışmanın Bakan Amcaoğlu’nun ödev ve sorumluluğu olduğu kaydedildi. Bakan Amcaoğlu’nun “Mesajlarla ve bağışlarla cihaz toplama yerine, hayırseverlerden okul yapmasını rica etmek” yerine eğitime ayrılan bütçeyi “başka kalemlerde kullanmamaya” çağırıldığı açıklamada, şunlar savunuldu: “Fuat Oktay’ın açıklamaları ile sendikalarımıza, öğretmenlere neden düşman olunduğu daha da netleşmiştir. Zaman gereksiz açıklamalar yapma zamanı değil diyerek sürekli kötü bir üslupla neden sendikalarımızı suçladığı daha da netleşmiştir. Sendikasız, güvencesiz köle muamelesine maruz kalan öğretmenleri neden hep örnek gösterdiği gözler önüne serilmiştir. Eğitimi siyasi manevralarla yönetmeye çalışmak yerine, yüz yüze eğitim için aşılama, okullara bütçe, seyreltilmiş öğretim programları için de çalışınız Sayın Bakan. Çalışın ki okulları birlikte açalım.”