Gökçebel konuyla ilgili yazılı açıklamasında okulların açıldığı 24 Ağustos’tan bu yana tüm okul yöneticileri, öğretmenler, denetmenler, uzman eğitimciler, öğrenciler ve velilerin bu süreçte canla-başla, ekstra emek harcayarak eğitimde kalmaya çalıştığını kaydetti. Tüm eğitim paydaşlarının belirsizlikler, eşitsizlikler, desteksiz bırakılmak ve çaresizliğe itilmek nedeniyle psikolojilerinin bozulmuş durumda olduğunu savunan Gökçebel, günübirlik alınan kararların bunu artırdığını ifade etti. “EĞİTİM ANCAK YÜZ YÜZE YAPILIR. OKUL SOSYAL, YAŞAYAN BİR VARLIKTIR” “Eğitim ancak yüz yüze yapılır. Okul sosyal, yaşayan bir varlıktır” diyen Gökçebel. öğretmen ve öğrencilerin bu sosyal yuvada yaptığı etkinlik, iletişim, sosyalleşme, sportif, kültürel, akademik faaliyetlerin ve derslerin tümünün eğitim olduğunu vurguladı. Sağlıklı bireyler, sağlıklı bir gelecek için yüz yüze eğitimin yapılması için gerekli şartların korunması gerektiğini hep ortaya koyduklarını dile getiren Gökçebel açıklamasına şöyle devam etti: “Karantinasız girişlerle, bilimsel olmayan kararlarla çocuklarımızın yüz yüze eğitim hakkını çalanlar, bu durumdan ders almışa benzememektedir. Toplum sağlığını hiçe sayan kararlarla bugün genç ölümlere yol açanlar aynı hatalara devam ederek toplumumuzun sağlık ve güvenlik tehdidini daha da artırmaya devam etmektedir” Açıklamasında hükümete ve Milli Eğitim ve Kültür Bakanına çeşitli sorular yönelten Gökçebel, aşılama konusunda net bir takvim ve program ortaya konmadığını söyledi. Moodle sisteminin altyapısının geliştirilmediğini, hala uzaktan eğitime erişemeyen yüzde 20’ye yakın öğrenci olduğunu savunan Gökçebel, kapanma, açılma kararlarını, sürelerini, verileri değerlendirip nihai karar verenin üst komite mi yoksa hükümet mi olduğunu sordu. Gökçebel şöyle devam etti: “Mutasyondan bahsedildiği, sağlık altyapımızın yetersizliği ile kapanmak zorunda kaldığımız bu günlerde yurt dışından uçaklar dolusu 17 bin 550 öğrenci taşınması kararını veren kim? Hangi bilimsel veriler, hangi hazırlıklardan sonra bu karar üretilmiştir? Gelecek olan öğrencilere sunulacak karantina şartlarını kim ödeyecek? Bu öğrencilerden aşılanmaları istenecek mi? Ekonomi gerekçe yapılarak diyet sadece dar gelirli, işsizlere yüklenerek mi götürülecektir? Dayanışmadan sadece bordro mahkûmları mı anlaşılmaktadır? Milyarlarca lira servet sahiplerine, bakanlara ve milletvekillerine sıra hiç gelmeyecek mi? Bizim yurt dışına göndereceğimiz yükseköğrenim öğrencilerimize gidecekleri ülkede sorun yaşamasın diye aşılama düşünülüyor mu? Eğitim Bakanının tüm öğretmenler aşılanarak yüz yüze eğitime başlanacaktır açıklaması hükümet kararı mı? Eğer hükümet kararı ise 20 bin 500 öğretmen ve eğitim emekçisini aşılayarak öğrenci ve diğer paydaşlarla birlikte en az toplumun yarısını sokağa çıkarma kararı hangi bilimsel kurulda alınmıştır?” Okulların yüz yüze eğitime başlaması gerektiğini vurgulayan Gökçebel, bunun için toplum sağlığını ve güvenliğini bilimsel yol ve yöntemlerle, desteklerle, katılımcılıkla, dayanışmacı ve güven veren kararlarla hareket eden bir hükümet anlayışına ihtiyaç olduğunu ifade etti.