Seçimin 1. Turunu “statüko kazanmıştır” dememize rağmen bazı kesimler bunu duymazdan <div>gelmeyi tercih etmişlerdir.</div> <div>“Tavrımız nettir; statükoyu desteklemeyeceğiz” dememize rağmen bazı kesimler bunu da</div> <div>duymazdan gelmeyi tercih retmişlerdir.</div> <div>Statükoyu yıkma iddiasıyla propaganda yapanlar, 1974’te ülkemize karşı ilan edilen savaş kararı ve</div> <div>halinin sürdürüldüğü koşullarda, bu savaş ilanı sona erdirilmeden statükonun sona erdirilemeyeceği</div> <div>gerçeği ortada iken, aslında statükoyu koruyan ve sürdüren durumundadırlar.</div> <div>Türkiye’nin 1974’te ilan ettiği savaş kararı yürürlükte kaldığı sürece, Kıbrıs’ın kuzeyinde buna</div> <div>dayanarak oluşturduğu işgal hukukudur statüko. Bu karar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde</div> <div>durduğu ve ülkemizde oluşturduğu kurumlar varolduğu sürece statükonun değişmesi mümkün</div> <div>değildir.</div> <div>Biz, bu savaş kararını kaldırtmak için girişim yapacağını ilan et dedik Akıncı’ya, edersen</div> <div>destekleriz ancak dedik. Akıncı bunu yapmak yerine ünlü statükocuları yanına alarak kampanyasına</div> <div>devam etmeyi ve bu konuda tek laf etmemeyi tercih etti.</div> <div>Tabi ki kendi tercihidir, ama biz de kendi tercihimizi kullanarak diyoruz ki; Akıncı statükoya karşı</div> <div>değildir, tersine statükonun devamından yanadır.</div> <div>Biz, Kıbrıs’ın kuzeyinde demokrasi olmadığını, ülkenin “Üst Koordinasyon Kurulu” tarafından</div> <div>yönetildiğini, dolayısıyla Akıncı’ya bu kurulu iptal edeceğini ilan etmesini, ancak bunu yaparsa</div> <div>destekleyebileceğimizi söyledik. Akıncı bunu yapmak yerine ünlü statükocuları yanına alarak</div> <div>kampanyasına devam etmeyi ve bu konuda tek laf etmemeyi tercih etti.</div> <div>Tabi ki kendi tercihidir, ama biz de kendi tercihimizi kullanarak diyoruz ki; Akıncı statükoya karşı</div> <div>değildir, tersine statükonun devamından yanadır.</div> <div>Ülkemizdeki statükoyu Eroğlu ile eşitleyerek şark kurnazlığıyla, “bu bir referandumdur, ya Eroğlu</div> <div>ile statükoya devam edeceksiniz, ya da Akıncı ile değişimi yakalayacaksınız” söylemleriyle</div> <div>statükoculuklarını gizlemeye, halkı aldatmaya ve tıpkı bir zamanlar M. A. Talat’ın yaptığı gibi,</div> <div>halkın statükoya olan nefretini, bağımsızlığa olan özlemini söndürmeye çalışmaktadırlar. Biz buna</div> <div>ortak olmayacağız.</div> <div>Onlar statükonun varlığını kabule zorlandıklarında bile, “doğrudur ama, statüko ancak</div> <div>görüşmelerde bir sonuca ulaşarak, iki bölgeli, iki toplumlu, iki tarafın eşitliğine dayalı ve</div> <div>Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğüne dayalı bir federasyon kurarak sona erdirilebilir” diyerek</div> <div>statükonun reddini ve sonlandırılmasını çıkmaz ayın son çarşambasına erteleme siyasetini</div> <div>sürdürmektedirler.</div> <div>Denktaş böyle yapmıştır, Talat böyle yapmıştır, Eroğlu da böyle yapmaktadır.</div> <div>Şimdi de Akıncı böyle yapmayı vaadediyor…</div> <div>Bu arada yaratılan statüko devam ediyor, kökleşiyor, kalıcılaştırılıyor.</div> <div>Bu dönemde Türkiye, müttefikleriyle birlikte, yeni oyunlar peşindedir. BM gözetiminde sürdürülen</div> <div>görüşmelerde Anastasiyadis’e “ya kırk satır, ya kırk katır” seçeneğini sunmaya hazırlanıyorlar.</div> <div>Kabul ederse ve Rum halkına kabul ettirirse yaratılan statüko yasallaştırılacak, Türkiye’nin ada</div> <div>üzerinde yarattığı statüko yasallaştırılacaktır.</div> <div>Kabul etmez ve görüşmeler çökerse, 2004 yılında deneyip de başaramadıkları koşulları, yani “o</div> <div>zaman herkes yoluna” deyerek B Planlarını devreye sokacaklardır.</div> <div>İşte bu yüzden inandırıcılığı olan, “çözümcü” görünen bir görüşmeciye ihtiyacı var Türkiye’nin,</div> <div>tıpkı 2000’lerde olduğu gibi. Denktaşı devre dışı bırakıp Talat’I devreye soktukları gibi.</div> <div>Talat’la tam olarak başaramadıklarını Akıncı’yla başaracaklar.</div> <div>Biz bu oyunun parçası olamayacağız.</div> <div>Bu oyunu bozmanın tek bir yolu var; statükonun parçası olmamak. Görüşmeler başlamadan Kıbrıs</div> <div>Türk halkının egemenlik hakkını elde etmek, masaya Türkiye’nin işbirlikçisi değil, Kıbrıs halkının</div> <div>çıkarlarını savunmak için ve Kıbrıs halkını temsilen oturmak.</div> <div>Ötesi yoktur, çünkü ötesi teslimiyettir.</div> <div><br /> Kıbrıs Sosyalist Partisi</div> <div>Merkez Komitesi</div> <div>KSP Basın Bürosu (a)</div> <div>Zehra Cengiz</div>