Yer Metehan-Dereboyu çevre yolu…

Gidiş de tıkalı geliş de!

Kızgın sürücü hem elini hem başını camdan çıkarmış bana bakarak bağırıyor…

Siz nasıl bir basıncısınız, diye!

Ağzından resmen köpükler savruluyor, yüzü kıpkırmızı olmuş…

Ne yazmazsınız bunları diye sinir krizi modunda!

Yani trafik tıkandı diye bizim suçumuz nedir onu bilemeyiz ama şikayetçi olan sadece o değil…

O öfkesini sadece dışa yansıtıyor!

Diğerleri kimi makyaj tazeliyor kimi kendini müziğe vermiş kimi de elinde cep telefonu sosyal medyada geziniyor…

2 Kilometrelik yol yaklaşık 45 dakika sürdükten sonra yer Citroen kavşağı olarak bilinen trafik ışıklarının olduğu bölge…

Trafik ışıkları çalışıyor ama dört bir yerden gelen araçlar kavşağı tıkamış vaziyette!

Burada araç içinde bulunan hemen herkes öfkeli…

Araçların camları açılmış sürücüler el kol hareketi yapıyor!

Dereboyu gidiş-geliş tamamen tıkalı…

Başbakanlık kavşağı kanalizasyon çalışması olduğu için kilitlenmiş durumda, şehir merkezine ulaşmak için tek seçenek Göçmenköy, Taşkınköy ve Metropol yolundan gitmek!

Bu arada Citroen kavşağında trafik akışı tamamen durmuş…

Köşede kaldırımın üstünde motosikletini park eden trafik polisinin umurunda bile değil!

Kendine gölge bir yer bulmuş elindeki cep telefonu ile meşgul…

Sayanlar ve sövenlerin haddi hesabı yok!

Yaklaşık yarım saat kadar sonra Poronto kavşağındayız…

O yol üzerindeki sola dönen tüm araçlar geri dönmeye çalışıyor!

Zira her yolun sonunda ya bir kepçe var ya itfaiye aracı ya da polis araçları…

Yine yarım saat sonra Meclis’in arka yolundayız!

Meclis’in ön caddesine gitmek mümkün değil…

Her yolun başında ya da sonunda bu kez zibil kamyonları yolları kesmiş!

Geri dönüp tekrar Dereboyu’na gitmekten başka çare yok…

Ne mümkün o yollarda kapanmış ama bolca polis kendilerine birer gölge bulup kahve keşfi yapıyor!

Yollarda kilitlenen sürücüler artık birbiriyle tartışmaya çalışıyor…

Tüm araçlar ayın anda geri manevra yapmak isteyince arka sokaklarda kilitlenmiş durumda!

Bu arada çareyi kaldırım üzerine park edip işine gücüne yürüyerek gitmeyi yeğleyenler de bir hayli fazla!

Bu arada bizi tanıyanlar artık selam filan vermiyor sadece öfkelerini kusuyor…

Yukarıdaki başlık için belediye emekçilerinden defalarca özür dileriz…

Onların suçları günahları yok ama onları yönlendirenleri de asla affetmeyiz!

Hiçbir yetkileri yokken Başkent yollarını kilitlemek için maşallah güzel bir taktik uygulamışlar…

Hak hukuk aramaya kesinlikle karşı değiliz!

Ama dün yapılan eylem hukuk sınırlarını fazlasıyla aşmış ve ahlaksız bir eyleme dönüştürülmüştür…

Hak ararken başkasının hakkını gasp etmişler eylemi ahlaksızlık boyutuna taşımışlardır!

Dün bizi en çok üzen devlet otoritesinin zerre kadar olmamasıdır…

Kentin güvenlik ve trafik ekipleri arka sokaklarda düzenleme yapacağına hemen hepsi bir ağaç altında telefonlarıyla sosyal medyada turlamışlardır!

Sabah ile öğlen saatleri arasında bir çok insan işine gücüne gidememiş, dükkanını açamamıştır…

Hiç kimse randevusuna gidememiş, şehrin göbeğinde kilitlenip kalmıştır!

Ama en çok da devlet otoritesinin bu kaosa ilgisiz kalması, müdahalede bulunmaması bu kurumlara olan güveni sarsmıştır…

Bu arada yerel yönetimler reformu yapılmalı mıdır, kesinlikle yapılmalıdır…

Hatta 18 filan değil mümkünse ilçe sayısı 6’ya kadar düşürülmelidir!

Ama hükümet kaç yaparken göz çıkarmak için elinden geleni yapmıştır…

3 Ay sonra yapılacak olan yerel seçimler için apar topar çıkarılan yasanın ne manası vardır!

Belediye çalışanları özlük haklarına dokunulmayacağını bile bile sendikaların emrine itaat etmiş ve dün yaşanan rezaletin figüranı olmuşlardır!

Kesinlikle siyaset bu ülkede bir kez daha kaybetmiştir…

Cumhuriyet Meclisi’nde dün bir ilk daha yaşandı…

Bir anlamda CTP meclisi işgal etti!

Aslında göze hoş görünen bir tabloydu ama sonra da UBP’li vekiller onlara karşı etten duvar kurunca doğrusu korktuk…

Hani Zorlu Töre dedi ya, kan dökülmeden meclise ara vermem diye!

Az kalsın olacaktı…

Şükürler olsun sağduyu galip geldi!

Geçtiğimiz gün CTP Genel Başkanı Tufan hoca söylemişti;

Hem tek bayına iktidar olup hem de yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde zafer elde edeceklerini…

İşte biz CTP’nin dünkü meclis eylemeni buna yorduk!

Kamuoyunda hafif muhalefet söylemleri üzerine belli ki CTP bundan böyle daha sert bir muhalefet izlemeye karar vermiş…

Aslında çok bir şey yapmalarına gerek yok!

Zira iktidarın yaptığı yanlışlıklar CTP’nin arkasında rüzgar görevi yapıyor…

MESAJ KUTUSU

Sayın Tufan ERHÜRMAN, dün meclis kürsüsünde bir kez daha vekil arkadaşlara hukuk dersi verdiniz. Ancak yerel yönetimler reformu madem ki Anayasa’dan geri tepecek bu kavga ve gürültü niye işte biz de bunu anlayamadık.

Sayın Akın AKTUNÇ, UBP’de yerel seçimlerde parti kökenliler varken LTB adaylığı için dışarıdan aday aranması parti tabanında da eleştirilmeye başlandı. Bu arada eğer adayı partili belirlemeyecekse bağımsız olarak adaylığınızı yakında açıklayacağınız konuşuluyor, hadi bakalım hayırlısı…

Sayın Mehmet SEYİS, öncelikle büyük geçmiş olsun tez zamanda sağlığınıza kavuşmanızı temenni ederiz. Ancak bazı hekimleri göklere çıkarırken geçmişi biraz araştırmak gerek zira devletin imkanlarıyla ceplerini dolduranlar asla bu ilgi ve alakayı hak etmiyorlar…

Sayın Kudret ÖZERSAY, son günlerde Ankara’ya karşı muhalefetin dozunu artırdığınız dikkatlerden kaçmıyor. Eğer aktif siyasete devam edecekseniz bu konuları birden fazla düşünmeniz gerekiyor. Bu arada DAÜ’de maaşa bağlandınız ama devamlılık sorununun halen devam ettiği iddia ediliyor…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, Bakanlık olarak yeni eğitim yılına 4 fazla okulla başlayacaksınız ama bunlardan kaç tanesini devlet kendi imkanlarıyla yaptı bunu da kamuoyuna açıklamak gerek değil mi? İyi de bazı hayırsever iş insanları devletin bu konudaki eksikliğini kapatıyorlar…

Sayın Alişan ŞAN, Maliye Bakanlığı olarak tarihte hiç görülmeyen bir borçlanma içine girildiği ancak bu borçların nasıl geri ödeneceğinin de meçhul olduğu konusunda detaylı bir açıklama yapmak iyi olacak değil mi? Borç yiğidin kamçısıdır politikası bakalım ülkeyi nerelere kadar götürecek?

Sayın Serdar DENKTAŞ, ülkenin eski de olsa ki biz buna asla inanmıyoruz Güney Kıbrıs’a gidip ziyaretlerde bulunması ilk defa oluyor. Bu arada başka siyasiler de gidip geliyor ama nedense bunları gizli kapaklı yapıyor bir de bolca alışveriş yapıp Kuzey’e geçiyor…

Sayın Suat GÜNSEL, kimsenin yapamadığını başarıp bir kez daha bakanlar kurulunu mekanınızda topladınız. Bu arada Günsel aracının ne zaman üretime başlayacağı satışa sunulacağı konusunda yoğun sorular gelmeye başladı.

Sayın Cem DANA, yerel seçimlerde aday belirleme konusunda bütün radarları açıp kendinize beklemeye aldığınız konuşuluyor. Eğer tepeden inme bir karar alınırsa da bağımsız olarak aday olacağınıza kesin gözüyle bakılıyor. Buna en çok da muhalif partiler sevinecek değil mi?

Sayın Cafer GÜRCAFER, yarın akşam oğlunuzun düğünü için adayı karış karış gezip davetiye dağıttığınız gözleniyormuş. Genç çiftleri şimdiden kutlar bir yastıkta kocamalarını temenni ederiz. Artık ondan sonrası da malum değil mi?

Sayın Mustafa YALINKAYA, yeni yasa çalışmalarından bir hayli memnun olurken dün ne oldu da bu kadar sert bir eylemi hayata geçirdiniz. Umarız bunun ardında bir takım siyasi baskılar ve empozeler yoktur…

Sayın Zorlu TÖRE, Meclis başkanı olarak dün yönetimde bazı zaaflarınız göze battı. Hele de kan dökülmeden ara vermeyeceğinizi söylediniz ya. Kendi kulaklarımızla duymasak inanmazdık doğrusu!

Sayın Remzi GARDİYANOĞLU, DP parti meclisi üyeliği için adaylığınızı açıkladıktan sonra artık aktif siyasetten geri adım atmayacağınızı da dile getirmiş oldunuz. Seçilmeniz parti yararına hayli iyi olacak zira partinizin kaliteli yöneticilere çok ihtiyacı var…