Halkımız TEST-TEST-TEST diye slogan atmaya başladı!

Dünya Sağlık Örgütü test yapma kriterlerini açıklasa da, her ülke, kendi sosyoekonomik durumuna göre bu kriterlerde modifikasyonlar yapabiliyor.

En azından teorik ile pratik böylesine bir curcunada, birbirine uymuyor.

Ülkemizde de testler sadece Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde yapılıyor.

Kime, hangi kriterler dahilinde yapılacağına dair ortak bir fikir birliği sağlanamamışa benziyor.

Bazı meslektaşlarım, hastaları arasından eleyerek gönderdikleri hastalarına bile test yapılmadan geri çevrildiğini sosyal medyadan da açıkça paylaşır oldular.

Türkiye, bir taraftan Çin’den kitler getirtirken, diğer taraftan da kendi tanı kitini üretiyor.

Kendi derdi ile uğraşırken, olanaklarını hiç esirgemeden ülkemizle de paylaşıyor.

Koronavirüs tanı kitleri konusunda bizden gidecek yardım talebini de derhal yerine getireceklerini ifade ediyorlar.

Dedikleri tek şey: ‘’İhtiyaçlarınızı bildirin.’’

Bu kadar basit.

Biz ne yapıyoruz peki?

Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde tabiri caizse ‘’dirhem dirhem’’ test yapıyoruz.

Son günlerde Sayın Sağlık Bakanı Dr. Ali Pilli, yapılan test sayılarını ve sonuçları kamuoyu ile paylaşsa da, bu test konusu hala kapalı bir kutu değerli okurlar.

Hangi test kitlerinden elimizde ne kadar olduğu, bunların birim maliyetleri, menşei, Türkiye’den hangi testten ne kadar gönderildiği, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin teknik personelinin yeterli olup olmadığı, desteğe ihtiyaçlarının olup olmadığı, diğer laboratuvarlarla neden istişare içerisinde olmadıkları cevaplanması gereken soruların başında geliyor.

Diğer cevaplanması gereken bir soru da, Türkiye olanaklarını bizlere sonuna kadar seferber etmiş iken, neden kurumlardan ve halkımızdan bağış toplanarak kit ve/veya swap alınmaya çalışıldığı.

Sorulması gereken daha birçok soru var ancak, halkımızın dikkatine sunulması gerekenleri sormakla yetiniyorum şimdilik.

Tabii bu soruları soruyorsak, bir de bunları cevaplaması gereken muhatapları olmalı.

Kim olduğu da tam bilinmiyor aslında. Gözümüz mecliste değil, Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde kadrolu bir sorumlu arıyor ama bulamıyor!

Bilinen gerçek, karantinadaki insanlarımızın sayısının arttığı.

Bilinen gerçek, halkımızın test konusunda endişelerinin giderilemediği.

Bilinen gerçek, özeldeki doktorların hastalarına ne yapacakları ve ne diyecekleri konusunda çaresiz kaldıkları.

Bilinen gerçek, gelecekte çok daha fazla teste ihtiyaç duyacağımız.

Bilinen gerçek, bütçemizin her test maliyetini kaldırmasının olanaksız olduğu.

Bilinen gerçek, bu test işini Türkiye ile paralel yürütemezsek yarı yolda kalma olasılığımızın yüksek olduğu.

Peki bunları;

Sayın Cumhurbaşkanı’mız biliyor mu?

Sayın Başbakan’ımız biliyor mu?

Sayın Sağlık Bakanı’mız biliyor mu?

Bilmiyorlarsa, bir zahmet bilim kurullarına sorup öğreniversinler!

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899