Kadına yönelik şiddeti sadece fiziksel şiddet sanıyorsanız yanılıyorsunuz!

Bunu uzun zamandır söylüyorum, söylemekten de vaz geçmeyeceğim.

Bu günlerde gazetelerde yine kadına yönelik şiddet içerikli haberlerde artış var.

Toplumun algısı:tokat, yumruk, silah vs varsa ve kadında darp izleri varsa bu şiddettir.Yoksa ortada şiddet yoktur.

Medya aracılığıyla devletin, yasaların ve polisin acizliği desteklenip normalleşiyor.

Diğer türlü kadınlar bastırılıyor, sindiriliyorlar.

Oysa o kadar çok kadın var ki hakkında dedikodu çıkarmakla tehdit edilen. Namusu, onuru bıçak olup yüreğine dayalı yaşayan.

Her gün evi basılan, gözetlenen, her gün türlü tehditle aynı evde yaşamı zehir olan…

İşiyle, çevresindeki destekçi olabilecek dostlarıyla, evlatlarıyla tehdit edilen…

Anası, babasıyla tehdit edilen…

Neden?Çünkü dedikodu bir kadını mahveder algısı var.

Neden?Çünkü başkalarının güvenliğinden, canından ve huzurundan sorumlu olan kadındır.

Erkek mi?

Elinin kiri… Onun her türlü hakkı var.

Unutulur gider!

Oysa kadının bir ömür alnına yazılır…

***

Bilimsel açıklamalar ortaya koyuyor ki fiziksel veya psikolojik şiddeti uygulayan (!) sokakta, işte, arkadaşlarıyla, yabancılarla melek gibiler. Çok sağlıklı ilişkiler kurabiliyorlar. Tek canavarlıkları, bedeni ve ruhu üzerinde iktidar olma hırsı içerisine girip, kadına mal gibi davranmaya başlayınca ortaya çıkıyor. Kızına, kız kardeşine, eşine veya sevgilisine, hatta eski sevgilisine/karısına o zaman yapamadığını bırakmıyor!

***

Zaten devlet de fiziksel şiddet harici şiddete, şiddet gözüyle bakmıyor. Bakmadığı gibi tehdit altında, baskı altında, insanlık onurunu zedeleyen harekete maruz kaldığını dile getiren kadınla dalga da geçiliyor. Korkak ve zayıf gözü ile bakılıyor. Dahası kimbilir ne yaptın da tırmandırdın öfkesini sorgusuna maruz bırakılıyor.

Tekrar tekrar sindiriliyor!

Poliste şikayette olduğu esnada kendisine hor gözlerle bakılıyor. Böylesi meseleler hane içi ve gizli meseleler olduğundan mahkeme bunları göremiyor, görse de yetersiz kalıyor. Çünkü yasalarda gerekli ayrıntı belirtilmemiş.

***

Ve ne acıdır ki yapılan araştırmalar ortaya koyuyor ki, şiddetin her türlüsüne maruz kalan kadınlar arasında, bunu dile getirmekten veya gerekli yerlere şikayetçi olmaktan en çok çekinenler öğrenim ve maddi kazanç seviyesi yüksek olan kadınlar.

Sırf birlikteliğe açığa çıkmasını diye, sırf işini kaybetmesin diye, sırf namusu ve onuruna söz gelmesin diye, sırf çevresindeki insanlar tarafından yanlış anlaşılmasın diye zulme ve baskıya dayanmak zorunda kalan, tecavüze sessiz kalan, evinde hapsolan, yaşamında pek çok engelle karşı karşıya kalan ne çok kadın var bilseniz!

Medyatik olmasın diye, poliste adı yayılmasın diye, canına tak deyinceye kadar sesini çıkarmayan o kadar çok kadın tanıyorum ki…

Ve buradan o kadınlara bir de onlar anlayabilen onurlu herkese çağrı yapıyorum:

Size uygulanan butehditkar baskının sebebi ne olursa olsun, utanacak kişi siz değilsiniz! Bu onun/onların zavallı iktidar hırsıdır.

Önce o utanmalı. Sonra yasa yapıcı, sonra polis teşkilatı, yargı sistemi ve devletin ta kendisidir.

Devlet kadınları ikinci sınıf gördükçe, bu böyle devam edecektir!

Kültür öğretisinin kadının ikinci sınıflığını destekleyen öğretisine karşın sizler/bizler savaş açmadıkça değişim olmayacak ya da oluncaya kadar birçok kadın, insan haklarından mahrum yaşayacaktır!

Unutmayın ki kadınlar bugün erkeklerle birlikte dünya, ülke ve ev ekonomisini omuzlarında taşıyor. Her alanda eksikliği büyük kayıp olacak mesleki etkinliklerimiz olmazsa olmazdır.

Unutmayın ki, erkeklerle birlikte taşıyoruz omuzlarımızda her türlü yükü.

Unutmayın! Utanmak yok, korkmak yok.

Size herhangi bir baskı, tehdit, saldırı veya fiziksel şiddet içemese dahi rahatsız edici en küçük bir müdahale olması halinde, yakınlarınızla, ailenizle, ilgili ve yetkili olduğu söylenen makamlarla bunları paylaşın.

Bu acizlik değildir!

Korkmak ve sinmek karşı tarafı her zaman güçlü hissettirir. Bunların nesillerini tüketmek, içlerine korku salmak önce ekonomik ve entelektüel gücü olan kadınların görevidir.

Diğer kadınların yolunu açacak olanlar da b kadınlar/insanlardır.

Siz sessiz kaldıkça o daha güçlü hisseder!

Siz sustukça o her defasında daha büyük bir zulüm ile gelir!

Sonu belki de cinayetle biter!

Bana bir şey olmaz, ben bununla baş ederim, o kadar da ileri gitmez dediğiniz ve belki de çoğu zaman özür dileyerek yeniden ve yeniden yakınınızda tuttuğunuz kişiye sadece cesaret vermiş olduğunuzu asla aklınızdan çıkarmayın!

Eğer bu yolu açacak güçlü duruşu sergilemezsek arkadan gelen besinler nesiller bu baskılara, bu zulümlere, bu tehditlere, bu şiddetlerde maruz kalmaya devam edecekler!

İsterseniz bu meseleyi iki kere düşünün: Eğer çevrenizde böyle bir sorun yaşadığını bildiğiniz kadın varsa,siz bir erkekseniz bile buna şehadet etmeye ve gerekli noktalarda o kadınların yanında durmaya gayret edin.

Neden mi? Çünkü sizlerin de kız kardeşleriniz anneleriniz eşleriniz sevgilileriniz var!

Dr. Çiğdem DÜRÜST