Sabah kahvaltısı sonrası dostlarla kahvemi içiyorum, bir emekçi abimiz girdi içeri ‘’bir çay dedi’’ oturdu. Kafası yerde, üst baş kir içinde belli daralmış işlerken kendini bir çayın ferahına bıraktı. Sonra bizi farketti ‘’günaydın abiler’’ derken hafif kesildi sandalyeden, ‘’günaydın dedim nasılsın abi’’, benden büyüktü belliydi, gözler yorgun, eller yorgun, gönlü yorgun, kelamı bile yorgundu.
* * *
‘’Teşekkürler dedi bir çay molası’’ afiyetler abi dedim. Daldı sonra dayanamadım iyimisin diye sordum, sorarken kahvemi alıp yanına oturdum. ‘’Zordayım ağabey’’ dedi, hayırdır dedim anlat dedim. ‘’ abi dedi 4100 tl maaş, evde iki çocuk, bu gün ayın 15’i elde yok cepte yok dedi’’ ellim titredi kahveyi masaya bıraktım, sanırım başım dönmüş hafif bir sarsıldım.
* * *
Başladım konuşmaya, biraz muhabbetten sonra ki burası bize özel, zamanında dedi bir söz ettik, usta yetmiyor maaş diye sonra susup oturduk’’ neden? Dedim ‘’ korktuk abi’’ dedi.
Gözler doldu emekçimin, omuzuna dokundum ‘’ korkma, sen yoksan o patronlar bir hiç, kendini değersiz düşünme sen bu hayatı kuran emekçisin, hiç kimse senden güçlü değil’’.
* * *
Bu hikaye hayal ürünü değil, bire bir gerçektir, bu ülkededir, bu halkına ihanet edenlerin devletindedir, bu rejimin partilerinin halkları ve onların emeğini hiç edip sermayeye çalıştığı yerdedir bu. Bu olayın akabinde, sofrasında yemeği, her ay gelecek maaşı ile boykot deme hakkı yoktur kimsenin. O adamın sesi olmak zorundadır, bu sermayeden beslenen sahte sağcıdan ve de sahte solcudan bunun hesabını sormak zorundadır……
 
EMEK EN YÜCE DEĞERDİR….

Behiç Anibal….