Koltuk kaygısı mı, Ankara baskısı mı!

Serdar Denktaş gerekirse 27 bin vatandaş yaparız diye açıklama yapınca ortalık yine toz duman oldu…

İlginçtir bizde hep sağ kesim yeni vatandaşlıklara kapı açarken sol kesim de buna şiddetle çıkar!

Ve sağ kesim vatandaşlıkları genelde siyasi rant olarak görür…

Onun için de kimler hep bakanların kendileri tarafından verilir belli günlerde!

Bir kimlik bir oy meselesi…

Vatandaşlıklarını alıp da sandığa gidince oylarını bu partilere yönlendirirler haklı olarak!

İş yapacak olana değil rant dağıtanadır bizde oylar…

Tam bir KKTC klasiği!

Zira bizde çoktan bireysel menfaatler toplumsal menfaatlerin önüne geçmiştir…

Bu da siyasette kalitesizliği getirdi ve mevcut durumda zaten ortada!

Bize göre asıl soru şu olmalıdır…

Türkiye ve diğer ülkelerden binlercesi geliyor ülkemize vatandaş olmak için!

Buyursun gelsinler de hepsi belli bir süre sonunda yasalara göre vatandaşlık hakkı kazanıyor…

İstisnasız hepsinin yapıldığını düşünün bir!

İşte burada Kıbrıslı Türk kültürüne sahip çıkanlar haklı konuma giriyor…

Tabi ki bu ırkçılık boyutuna kadar getirilmemeli ama dünyanın başka hangi yerinde o bölgenin insanından daha fazla başka ülke insanı var ki!

Haliyle eğer bu hızla giderse burada da böyle sıkıntılar yaşanacak sonuçta Kıbrıs Türkü ülkesinde kendi kültürünün önüne başkasınınkinin geçmesinden rahatsız olur…

Bırakın orijinal olanları, yıllar önce buraya gelip buranın kültürü ile kaynaşanlar da!

Hükümete bu konuda sorumuz şudur;

Bu kadar çok vatandaşı kendi iradenizle mi yapıyorsunuz yoksa Ankara’dan gelen talepler üzerine mi!

Zira Türkiyeli yetkililer adada çok daha fazla kişinin vatandaş yapılmasını yıllardır istiyor…

Eğer bu bir boyun eğmeyse çok yazık!

Ama değil ve sadece yasalar çerçevesinde yapılıyorsa ki bu bana göre çok zor bir ihtimal derim ki bunun da mutlaka bir limiti olmadı…

Kıbrıslı Türk kültürü başka kültürlere yenik düşmemeli!

İnsanlar kendini yabancı bir ülkedeymiş gibi hissetmemeli…

Bu denge sağlama başarılı olursa, Kıbrıs Türkü de dışarıdan gelenleri kendi iradelerini etkileyecek birer tehlike olarak görmeyecek ve doğal olarak da onları kucaklayacaktır!

Sevgili okurlar…

Aslında burada çalışan bir çok kişi vatandaşlıktan daha ziyade bürokratik engellerle dolu çalışma izinlerinin yenilenmesinde çektikleri eziyetten şikayetçi olmaktadırlar!

Yılın belirli günlerinde yapılan sağlık kontrolleri, evlerinin görevliler tarafından kontrol edilmesi ve çok uzayan işlemler nedeniyle vatandaşlık istemekte ve bunun için de buldukları tanıdıklarla bakanlıkların kapısını aşındırmaktadırlar…

İnanın ki bu işlemler olmasa birçoğu vatandaş olmak istemeyecektir!

Birde buraya çalışmak için gelenler uzun yıllar sonra kendi işyerlerini kurmakta ve bunun için de vatandaşlık başvuruları yoğunlaşmıştır…

Onun için siyasiler vatandaşlık verirken eğer bunu talimatla yapmıyorlarsa ülkenin sosyal kültürel, sağlık ve eğitim kalitesini de düşünmek zorundadır!

Ayrıca şu an iktidar olanlar ileride iktidar olmaları kesin olmazken ülkenin kendine haz dokusunu bozacak kadar vatandaşlık verirlerse, bir gün kendileri gidecek ama ülkeye verdikleri zarar kalıcı olacaktır…

Bu memleket kimsenin babasının çiftliği değildir, günü birlik politikalar yerine toplumsal kazanımlar göz önünde bulundurularak bilimsel politikalar üretilmelidir!

16 Nisan’dan sonra kabine değişikliği…

Kaynaklar UBP içinden…

Hani şu kabine değişecek mi değişmeyecek mi tartışmaları!

Bu konuda DP’de sıkıntı yok çünkü bir vekil dışında diğer dört vekilin üçü bakan birisi meclis başkan yardımcısı…

Ama UBP’de sıkıntı büyük!

Koltuğu kaptırmak istemeyen bakanlar bir yanda, o koltuklarda gözü olanlar diğer vekiller başka yanda…

Tabi ki bir seçim öncesi bakan olmak önemli, bakanlar hep seçimlere bir adım önde girerler!

İşte bu tartışmalar yine alevlendi ve 16 Nisan’dan sonra KKTC’de kabine değişikliğine gidileceğine inananlar şimdi çok daha fazla…

Anladığımız kadarıyla da Başbakan’a kalsa kabineye hiç dokunmayacak ama!

Ankara’nın ajandası öyle demiyor…

En az 4 bakanın değişeceğine kesin gözüyle bakılıyor!

LTB’de garip bir borç kavgası!

Aslında kavga Harmancı-CTP kavgası…

Her geçen gün de tartışma tırmanıyor!

Belli ki CTP’liler bu konuda bir strateji belirledi ve Harmancı’yı yıpratmak için düğmeye basıldı…

Eğer CTP’li bir başkan olsaydı şu anki dağ gibi borcu nasıl eritirdi bunu kimse söylemiyor!

Çünkü başkanlık onlarda değil…

Konu tamamen siyasi yani!

Harmancı’yı yıpratıp seçimlere bir yıl kala zemin hazırlamak…

Siyaset ön planda olunca da LTB’nin ayağa kalkması çok güç!

LTB’nin şu anda en büyük ihtiyacı kavga değil, uzlaşı ile alınacak cesur kararlardır…

MESAJ KUTUSU

Sayın Katip DEMİR, temizlik ve inşaat işleri için belediyeye bağlı özel bir şirket kuracak olmanız bölgede tepki ve endişeyle karşılandı. Zira bu şirketin başına bir yakınızı getireceğiniz iddia ediliyor. Öyle değilse de açıklayın lütfen! Ama yine bu karar belediye meclisinden geçmeyecek, haberiniz olsun istedik!

Sayın Hasan TAÇOY, Cumhurbaşkanı Akıncı’ya karşı bir televizyon kanalında ‘kıvıramazsa’ kelimesini kullanmanız tepkiye neden oldu. Sevmediğiniz birisi olsa da en azından makamlara saygı duymak gerek değil mi! Ayrıca siz çok da kibar bir beyefendiydiniz noldukine!

Sayın Rauf DENKTAŞ, DP Lefkoşa ilçesinden Halkın Partisi’ne kayacak çok ama çok önemli isimler olduğunu biliyor muydunuz! Yol yakınken ipleri şimdiden sıkı tutmanız öneriliyor. Çoğunun derdi de sadece vefasızlıkmış!

Sayın İsmet YAZICI, KKTC kimliğini de yeni almışken şu Moldova ataması da nereden çıktı! Perde gerisinde çok şeylerin döndüğünü herkes biliyor da hadi yine dua edin ki bizden öğrenmesinler!

Sayın Akıle BÜKE, KKTC’de bulunan 93 bin öğrenciden 20 bininin okula gitmediği yönündeki haber ve yorumlar en çok da üniversitelere zarar verecek gibi gözüküyor. Bu konuda her kafadan bir ses çıktı ama asıl sizin söyleyeceklerinizi merakla bekliyoruz!

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, artık bal yapan arı olacağız diye açıklama yapınca öyle yorumlar yapılmaya başladı ki sanki de taktik bir hata yaptınız. Vatandaş şimdiye kadar bal değil ne yaptığınızı sormaya başladı!

Sayın Hasan SERTOĞLU, LTB başkan adaylığı için yeni isimler de ortaya atılmaya başlandı. Onun için siyasi kulisleri arttırmakta yarar görüyoruz. Bu arada eğer yerel seçimler bu hükümet döneminde yapılırsa iki parti ortak gösterecekmiş!

Sayın Hasan Ulaş ALTIOK, Kıbrıslı Türklerin artık en az 7 çocuk sahibi olmasını isteğiniz açıklama sosyal medyada günün konusu hale geldi. Tayyip beyin de hedefini geçtiniz ya aman duymasın sonra fena halde kıskanabilir! Hadi bakalım gazanız mübarek olsun…

Sayın Arzu İZVEREN, Lefkoşa Barosu Başkanı olarak avukatların olmadığı yerde adalet olmaz derken yerden göğe kadar haklıydınız ama bir de öyle avukatlar var ki gözlerini sadece para bürümüş ve adalet onlara göre mülkün temeli değil…

Sayın Erhan ARIKLI, Türkiye’deki referandum için oy verme işlemi KKTC’de başladı ama sizden hala bir parti kararı çıkmadı! Perde gerisi kulislerde ‘evet’ denilmesini isteğiniz söylentileri doğru mu!

Sayın Mahmut SEZİNLER, pek muhterem eşinizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhumeye Tanrı’dan rahmet, size bütün aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah…

Sayın Hüseyin EKMEKÇİ, barış gazeteciliği bizde her nedense artık tavla teslim gazetecilik olarak anımsanmaya başlandı. İlla ki çözüm olsun ve pantolonların kemerlerini de açalım misali! Onun için doğruya doğru, eğriye eğri konuşup yazmaya devam…

Sayın Kemal HIFZIOĞLU, uzun bir süre kafa dinledikten sonra yeniden dünya evine girdiğinizi memnuniyetle duyduk. Yeni yaşamanızda sağlık ve mutluluklar dileriz. Allah utandırmasın artık…

Sayın Serdar DENKTAŞ, vatandaşlıklar konusunda gerekirse bunun bedelini kendinizin ödeyeceğini söylüyorsunuz ama acaba o makamların geçici olduğunu düşünmeden böyle bir açıklama yaptınız. Toplumun ileride ödeyecekleri ne olacak!

Sayın Şener ELCİL, öğretmen eksikliği konusunda siz başka telden bakanlık yine başka telden çalıyor. Bir ekiple bakanlığı ziyaret edip yüzleşseniz acaba daha iyi olmaz mı! Zira basında bu kadar boy göstermek de artık insanları bıktırıyor!