KKTC ve Çin dediğimizde, aklımıza Çin restoranları ile Çin Pazarı geliyor haliyle.

Eskidendi bu.

Konuya yeni yaklaşımla, yani Doğu Akdeniz açısından baktığımızda ise, işin rengi aniden değişiveriyor değerli okurlar.

Çin’in, 2015 yılından itibaren daha aktif bir siyaset sergileyerek, Kıbrıs Adası üzerindeki etkinliğini artırmaya çalıştığını ve son bir yıl içerisinde de bunu sanki gözümüzün içerisine sokarcasına yapmakta olduğunu söylersek mübalağa etmiş olmayız.

Nasıl mı?

Gelin, haberlere şöyle bir bakalım:

  • Tarih Aralık 2015: Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis, Güney Kıbrıs’a resmi ziyarette bulunan Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Wang Yi’yle görüştü.

Rum radyosunun haberine göre görüşmede Kıbrıs sorunu, ikili ilişkiler ve işbirliği konuları ele alındı.

Habere göre Anastasiadis, Çin Halk Cumhuriyeti ile Güney Kıbrıs’ın ikili ilişkileri ve işbirliğini daha da geliştirme niyetine vurgu yaptı.

  • Tarih Şubat 2017: Çin Halk Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Büyükelçisi Hunag Xingyuan, ülkesinin Kıbrıs sorununa BM kararları temelinde adil bir çözümün bulunmasını desteklediğini söyledi.

Büyükelçi, ülkesinin ayrıca, Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunması durumunda yeniden inşa çalışmalarına da katkıda bulunmaya hazır olduğunu vurguladı.

  • Tarih, Ocak 2019: Rum Dışişleri Bakanı Nikos Christodoulides, Çin Halk Cumhuriyeti Meclis Üyesi ve Dışişleri Bakanı Wang Yi ile Larnaka’da bir araya gelerek Kıbrıs sorununu, Kıbrıs’taki BM Barış Gücü’nün (UNFICYP) görevinin yenilenmesini ve ikili ilişkileri görüştüler.

  • Tarih, Eylül 2019: New York’ta bulunan Rum Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiades, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile görüştü. Çinli Dışişleri Bakanı, görüşme sırasında ülkesinin Kıbrıs’ın egemenlik haklarını, Mağusa konusunda BM Güvenlik Konseyi’nin kararlarının uygulanması konusunda desteğini ifade ederek Çin Halk Cumhuriyeti’nin Kıbrıs sorununa BM kararları temelinde Kıbrıs sorunundaki müzakerelerin yeniden başlaması amacıyla yapılan çalışmalarını da desteklediğini vurguladı.

  • Tarih, Eylül 2019: Çin Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs meselesinin adadaki Rum ve Türklerin çıkarına uygun şekilde ele alınması gerektiğine inandıklarını bildirdi.

Bakanlık Sözcüsü Gıng Şuang başkent Pekin'de yaptığı açıklamada, Kıbrıs meselesinin öteden beri Birleşmiş Milletlerin (BM) ilgili kararları temelinde adil ve makul bir şekilde çözülmesini desteklediklerini belirterek, "Herhangi bir çözüm planının Kıbrıs Rum ve Türklerinin, iki toplumun çıkarlarına uygun olması gerektiğine inanıyoruz" dedi.

Peki Çin, hiç KKTC ile irtibata geçti mi?

Tanımıyor ki, neden irtibata geçsin.

Peki Çin, hiç Kıbrıs sorunu ile ilgili olarak, Türkiye üzerinden girişimde bulundu mu?

Hayır, neden tenezzül etsin…

Peki Çin, KKTC’deki varlığını güçlendiriyor mu?

Evet.

Nasıl?

Özellikle İskele ve Karpaz’dan gayrimenkul aldıklarına, ülkemizdeki işletme sayılarını artırdıklarına dair bilgiler geliyor.

Peki neden?

Çin, ekonomik olarak etki alanını tüm dünyaya yaymaya çalışıyor.

Bunu yaparken de, askeri olarak ABD’yi tahrik edici faaliyetlerden özenle kaçınıyor.

Barışçıl yollardan dünya okyanus ve denizlerinde hakimiyet kurmaya çalışıyor.

Bu faaliyetler içerisinde en çok dikkat çeken girişim ise, Çin’i Asya, Afrika ve Avrupa ile ekonomik olarak birbirine bağlamayı amaçlayan “21.Yüzyıl Deniz İpek Yolu” projesidir.

Çin için Doğu Akdeniz bu projede özel bir öneme sahiptir.

Dolayısıyla Çin’in Kıbrıs Adası’nın sadece güneyinde değil, kuzeyinde de varlığını hissettirmesi gerekmektedir.

Değerli okurlar;

İsrail ve Ruslar derken, Çin’in ülkemizde gün geçtikçe artan gizli varlığının göz ardı edilmemesi gerekir.

Çin’in KKTC’deki varlığını, restoran, market ve masaj salonundan çok daha ötelere taşındığı bilinmelidir!

Çin’in Doğu Akdeniz üzerindeki etkinliğini, önümüzdeki yıllarda daha çok hissetmeye başlayacağımız aşikardır.

Dolayısıyla, KKTC’deki Çin varlığının da en kısa sürede masaya yatırılması ve yol yakınken gerekli önlemlerin alınması hepimizin menfaatinedir.