KKTC’de yaşanan sağlık sorunları malum…

Genelde biz de bu konuları kaleme alıp eleştirilerimizi yapıyoruz!

Bu eleştirileri yaparken de mutlu filan olmuyoruz…

Çünkü sorun toplumsal, eleştirdiğimiz insanlar da selam sabah verdiğimiz tanıdık insanlar!

Yorumlarımızda objektif olduğumuza inanıyoruz, yapılan sitemlere de kulak kapatmaktan başka yapabileceğimiz çok bir şey yok…

Çünkü bunların birçoğu hasta hakları ile ilgili!

Hasta mutlu ise biz de mutluyuz…

Değilse zaten onların şikayetlerini kaleme alıyoruz!

İyi de gerçekten bu ülkede hasta hakları filan var mı?

Olması lazım ama gördüğümüz kadarıyla yok…

Ne devlet hastanelerinde ne de özel hastanelerde!

Biz sürekli devletin olanlara yükleniyoruz ama özelde de bu konuda çeşitli sıkıntılar yaşanıyor…

İşte onlardan birine çok güzel bir örnek…

İşte bir okur şikayeti ve özelde de pek fazla hasta hakkı olmadığını ispatlayan yaşanan bir olay…

YDÜ HASTANESİ’NDE YAŞADIĞIMIZ SÜREÇ VE ARDINDAN HASTANENİN HASTA HAKLARINA İLETTİĞİMİZ YAZI:

36 haftalık hamilelik sırasında gaz sancısı şikayeti ile hastanenize eşim Şifa TETİK’in tedavisi için başvurduk. Doğum paketi hizmetinizden de faydalandığımız süreçte doktorumuzun gördüğü lüzum üzerine  servise yatış işlemimiz 25 Mayıs 2017 tarihinde gerçekleştirildi.

Serviste kaldığımız süreçten bugüne kadar yaşadığımız başlıca sorunlar şöyledir;

1.      Yatış işlemi sırasında boş oda bulunamaması gerekçesiyle servisler arasında hastamız sancılıyken sedye ile katlar arasında dolaştırıldı.

2.      Ameliyat sırasında hastanın ameliyata giriş – çıkış süreleriyle ilgili en basit bilgileri alabileceğimizmuhatap bulamadık. Özellikle ameliyat sonrası (Hafta sonu) hastanede sağlık personelinin eksikliğinihissettik.

3.      28 Mayıs Pazar günü çekilen film görüntüsü teknik sorunlar nedeniyle doktorumuza zamanında ulaştırılamamıştır. Film sonucu ve tedavi şeklini saatlerce beklemek zorunda kaldık.

4.      Hafta sonu temizlik görevlilerinin hastamızın defalarca istifra ettiği çöp kovasının ısrarla söylememize rağmen çok uzun süre alınmadığını / unutulduğunu gördük.

5.      Temiz çarşaf talebimiz birçok kez yok / kalmadı denilerek geri çevrildi.

6.      Oda temizliğiyle ilgili gecikmeler yaşadık. Çöp kovalarımız uzun süreler dolu şekilde. bekletildi.

7.      Hafta sonu serum askısı verilmedi. Hasta yürüyüşümüz elde taşıma yöntemiyle yapıldı. Sağlık personeli tarafından bu durum izlendi. Tepki üzerine verildi.

8.      Ameliyatın ertesi günü doktorumuzun pansuman isteği tüm gün boyunca unutuldu. Bir sonraki gün yapıldı.

9.      Yoğun bakımda yatan bebeğimiz için servisten süt pompası alıp süt sağmamız istendi. Servis, süt pompası bozuk dedi.

10.  Oralı kapalı bebek emziren hastamız koordinasyonsuzluk ve dikkatsizlik sonucu  en az 7-8 saatserum takılmadan bekletildi.

11.  Banyo Havlusu bulunmayan odamızdaki havlu isteğimiz saatlerce yerine getirilmedi. Tepkimiz üzerine hastamız banyoda beklerken bir adet saç kurulama havlusu verildi.

12.  Hastamızın tedavisi genel cerrahi yerine kadın doğum bölümünde yapıldı. Ebe ve bebek hemşiresi ağırlıklı hemşirelerin hasta takibi konusunda çok yetersiz kaldığını gördük.

13.  Hastamızla ilgili şikayetlerimiz her defasında hemşireleri uyarmamız sonucu fark edildi. Hemşirelerle doktorlar arasında koordinasyon eksikliği yaşandığını gözlerimizle gördük. Cerrahlara ulaşma konusunda sıkıntılar yaşadık.

14.  10 Haziran Cumartesi günü şikayetlerimiz üzerine hastaneye gelen Doktor ameliyat ekibinin hazır olduğunu hastamızın ameliyat edilmesi gerektiğini söyledi. Ameliyat isteğini kabul etmedik. Doktorumuz tarafından hastamızın durumunun artık ameliyatlık olduğu gideceğimiz farklı sağlık kurumlarına da bu durumu bildirmemiz gerektiği ifade edildi. Öte yandan diğer sağlık kurumlarına ameliyat konusunda kararlı olunması ve  boşa beklenmemesi yönünde uyarıda bulunuldu.

15.  Hastamızı 10 Haziran Cumartesi günü ameliyat kararının da verilmesinin ardından  serviste yaşadığımız tüm olumsuzlukların sebep olduğu geven eksikliği nedeniyle  kendi isteğimizle taburcu ettik.

16.  Burhan Nalbantoğlu hastanesine başvurduk. Hastanedeki genel cerrahın muayenesinden sonra hastamızın durumunun acil ameliyatlık olmadığını öğrendik. Hastamızda protein ve potasyum kaybının çok olduğunu tedavi ile ameliyatsız sorunu çözmek için vakit olduğu bilgisini aldık.

17.  10 Haziran Cumartesi gecesi Kendi isteğimizle hastamızı Hacettepe hastanesi genel cerrahi bölümüne yatırdık. Yapılan muayene, tahlil ve tıbbi görüntülemeler sonucu hastamızın acil ameliyatlık bir durumu olmadığını. Tedavi ile düzelme ihtimali olduğu bilgisini  aldık.

18.  Hastamız Hacettepe’de gerçekleştirilen tedavi sonrası servisteki 6. Gününden sonra ameliyatsız doğru tedavi ile sağlığına kavuşmuştur. 

EK: 27 Mayıs günü dünyaya gelen bebeğimize doğum paketinde belertildiği halde doğumdan sonra  işitme testi yapılması unutulmuştur. İşitme testinin yapılmadığını  doğumdan 40 gün sonra fark ettik.

--------------------------------------------------------------------------------------

YDÜ HASTANESİNİN CEVABI: 

“Sağlık danışma kurulumuz herhangi bir ihmal, dikkatsizlik görmemiştir. Borcunuzu en kısa sürede ödeyin…”

------------------------------------------------------------------------------------- 

Benim YDÜ'ye cevabım;

Sayın Başhekim Dr. Sevim ERKMEN,

YDÜ Hastanesi’nde 25 Temmuz itibariyle Kadın Doğum Servisinde yaşadığımız sorunlara ilişkin dilekçeme vermiş olduğunuz cevap, sağlık kurulunuzun yazılı ve sözlü ifadelerimi dikkatlice okumadığı ya da dinlemediğini gösteriyor.

Dikkatsiz, ihmalkar ve otelcilik hizmetlerini küçümseyen hastanenizde Israrla ameliyat edilmek istenen hastamızı, karşı çıkarak ameliyat ettirmeden farklı iki hastaneye götürdüğümüzü ve iki hastaneden de acil olarak ameliyat gerektiren bir durum olmadığını öğrendiğimizi ifade ediyorum. Hastamız ameliyatsız bir şekilde sağlığına 1 haftalık bir tedavi sonrası kavuşmuştur. Hastanenizin tutumu akıllara ticari kaygılar yada ameliyatsız tedavide yetersizlik  sebebiyle hastaya cerrahi müdahalede bulunulmak istendiği şüphelerini akıllara getirmektedir.

Hekimlerin görevini dikkatli yapmadığı, görev ihmali bulunduğu, tıbbi uygulama ve işleyişte bir çok kusur bulunduğu şikayet dilekçemizde detaylı bir şekilde yazmaktadır. Şikayetlerimizle ilgili soruların hiç birine tarafınızdan cevap verilmediğini hatırlatır bundan sonraki hak arayışımı taraflı tıbbi danışma kurulunuzda sürdüremeyeceğimi ancak hukuksal tüm haklarımızı aramaya devam edeceğimizi bildiririm.  

(Serkan TETİK)

-------------------------------------------------------------------------------------------------

     

KKTC’de yaşanan sağlık sorunları malum…

Genelde biz de bu konuları kaleme alıp eleştirilerimizi yapıyoruz!

Bu eleştirileri yaparken de mutlu filan olmuyoruz…

Çünkü sorun toplumsal, eleştirdiğimiz insanlar da selam sabah verdiğimiz tanıdık insanlar!

Yorumlarımızda objektif olduğumuza inanıyoruz, yapılan sitemlere de kulak kapatmaktan başka yapabileceğimiz çok bir şey yok…

Çünkü bunların birçoğu hasta hakları ile ilgili!

Hasta mutlu ise biz de mutluyuz…

Değilse zaten onların şikayetlerini kaleme alıyoruz!

İyi de gerçekten bu ülkede hasta hakları filan var mı?

Olması lazım ama gördüğümüz kadarıyla yok…

Ne devlet hastanelerinde ne de özel hastanelerde!

Biz sürekli devletin olanlara yükleniyoruz ama özelde de bu konuda çeşitli sıkıntılar yaşanıyor…

İşte onlardan birine çok güzel bir örnek…

İşte bir okur şikayeti ve özelde de pek fazla hasta hakkı olmadığını ispatlayan yaşanan bir olay…

YDÜ HASTANESİ’NDE YAŞADIĞIMIZ SÜREÇ VE ARDINDAN HASTANENİN

HASTA HAKLARINA İLETTİĞİMİZ YAZI:

36 haftalık hamilelik sırasında gaz sancısı şikayeti ile hastanenize eşim Şifa TETİK’in tedavisi için başvurduk. Doğum paketi hizmetinizden de faydalandığımız süreçte doktorumuzun gördüğü lüzum üzerine  servise yatış işlemimiz 25 Mayıs 2017 tarihinde gerçekleştirildi.

                

 Serviste kaldığımız süreçten bugüne kadar yaşadığımız başlıca sorunlar şöyledir;

1.      Yatış işlemi sırasında boş oda bulunamaması gerekçesiyle servisler arasında hastamız sancılıyken sedye ile katlar arasında dolaştırıldı.

2.      Ameliyat sırasında hastanın ameliyata giriş – çıkış süreleriyle ilgili en basit bilgileri alabileceğimizmuhatap bulamadık. Özellikle ameliyat sonrası (Hafta sonu) hastanede sağlık personelinin eksikliğinihissettik.

3.      28 Mayıs Pazar günü çekilen film görüntüsü teknik sorunlar nedeniyle doktorumuza zamanında ulaştırılamamıştır. Film sonucu ve tedavi şeklini saatlerce beklemek zorunda kaldık.

4.      Hafta sonu temizlik görevlilerinin hastamızın defalarca istifra ettiği çöp kovasının ısrarla söylememize rağmen çok uzun süre alınmadığını / unutulduğunu gördük.

5.      Temiz çarşaf talebimiz birçok kez yok / kalmadı denilerek geri çevrildi.

6.      Oda temizliğiyle ilgili gecikmeler yaşadık. Çöp kovalarımız uzun süreler dolu şekilde. bekletildi.

7.      Hafta sonu serum askısı verilmedi. Hasta yürüyüşümüz elde taşıma yöntemiyle yapıldı. Sağlık personeli tarafından bu durum izlendi. Tepki üzerine verildi.

8.      Ameliyatın ertesi günü doktorumuzun pansuman isteği tüm gün boyunca unutuldu. Bir sonraki gün yapıldı.

9.      Yoğun bakımda yatan bebeğimiz için servisten süt pompası alıp süt sağmamız istendi. Servis, süt pompası bozuk dedi.

10.  Oralı kapalı bebek emziren hastamız koordinasyonsuzluk ve dikkatsizlik sonucu  en az 7-8 saatserum takılmadan bekletildi.

11.  Banyo Havlusu bulunmayan odamızdaki havlu isteğimiz saatlerce yerine getirilmedi. Tepkimiz üzerine hastamız banyoda beklerken bir adet saç kurulama havlusu verildi.

12.  Hastamızın tedavisi genel cerrahi yerine kadın doğum bölümünde yapıldı. Ebe ve bebek hemşiresi ağırlıklı hemşirelerin hasta takibi konusunda çok yetersiz kaldığını gördük.

13.  Hastamızla ilgili şikayetlerimiz her defasında hemşireleri uyarmamız sonucu fark edildi. Hemşirelerle doktorlar arasında koordinasyon eksikliği yaşandığını gözlerimizle gördük. Cerrahlara ulaşma konusunda sıkıntılar yaşadık.

14.  10 Haziran Cumartesi günü şikayetlerimiz üzerine hastaneye gelen Doktor ameliyat ekibinin hazır olduğunu hastamızın ameliyat edilmesi gerektiğini söyledi. Ameliyat isteğini kabul etmedik. Doktorumuz tarafından hastamızın durumunun artık ameliyatlık olduğu gideceğimiz farklı sağlık kurumlarına da bu durumu bildirmemiz gerektiği ifade edildi. Öte yandan diğer sağlık kurumlarına ameliyat konusunda kararlı olunması ve  boşa beklenmemesi yönünde uyarıda bulunuldu.

15.  Hastamızı 10 Haziran Cumartesi günü ameliyat kararının da verilmesinin ardından  serviste yaşadığımız tüm olumsuzlukların sebep olduğu geven eksikliği nedeniyle  kendi isteğimizle taburcu ettik.

16.  Burhan Nalbantoğlu hastanesine başvurduk. Hastanedeki genel cerrahın muayenesinden sonra hastamızın durumunun acil ameliyatlık olmadığını öğrendik. Hastamızda protein ve potasyum kaybının çok olduğunu tedavi ile ameliyatsız sorunu çözmek için vakit olduğu bilgisini aldık.

17.  10 Haziran Cumartesi gecesi Kendi isteğimizle hastamızı Hacettepe hastanesi genel cerrahi bölümüne yatırdık. Yapılan muayene, tahlil ve tıbbi görüntülemeler sonucu hastamızın acil ameliyatlık bir durumu olmadığını. Tedavi ile düzelme ihtimali olduğu bilgisini  aldık.

18.  Hastamız Hacettepe’de gerçekleştirilen tedavi sonrası servisteki 6. Gününden sonra ameliyatsız doğru tedavi ile sağlığına kavuşmuştur. 

EK: 27 Mayıs günü dünyaya gelen bebeğimize doğum paketinde belertildiği halde doğumdan sonra  işitme testi yapılması unutulmuştur. İşitme testinin yapılmadığını  doğumdan 40 gün sonra fark ettik.

--------------------------------------------------------------------------------------

YDÜ HASTANESİNİN CEVABI: 

“Sağlık danışma kurulumuz herhangi bir ihmal, dikkatsizlik görmemiştir. Borcunuzu en kısa sürede ödeyin…”

------------------------------------------------------------------------------------- 

Benim YDÜ'ye cevabım;

Sayın Başhekim Dr. Sevim ERKMEN,

YDÜ Hastanesi’nde 25 Temmuz itibariyle Kadın Doğum Servisinde yaşadığımız sorunlara ilişkin dilekçeme vermiş olduğunuz cevap, sağlık kurulunuzun yazılı ve sözlü ifadelerimi dikkatlice okumadığı ya da dinlemediğini gösteriyor.

Dikkatsiz, ihmalkar ve otelcilik hizmetlerini küçümseyen hastanenizde Israrla ameliyat edilmek istenen hastamızı, karşı çıkarak ameliyat ettirmeden farklı iki hastaneye götürdüğümüzü ve iki hastaneden de acil olarak ameliyat gerektiren bir durum olmadığını öğrendiğimizi ifade ediyorum. Hastamız ameliyatsız bir şekilde sağlığına 1 haftalık bir tedavi sonrası kavuşmuştur. Hastanenizin tutumu akıllara ticari kaygılar yada ameliyatsız tedavide yetersizlik  sebebiyle hastaya cerrahi müdahalede bulunulmak istendiği şüphelerini akıllara getirmektedir.

Hekimlerin görevini dikkatli yapmadığı, görev ihmali bulunduğu, tıbbi uygulama ve işleyişte bir çok kusur bulunduğu şikayet dilekçemizde detaylı bir şekilde yazmaktadır. Şikayetlerimizle ilgili soruların hiç birine tarafınızdan cevap verilmediğini hatırlatır bundan sonraki hak arayışımı taraflı tıbbi danışma kurulunuzda sürdüremeyeceğimi ancak hukuksal tüm haklarımızı aramaya devam edeceğimizi bildiririm.  

(Serkan TETİK)

-------------------------------------------------------------------------------------------------

     YDÜ HASTANESİNİN CEVABI: 

    “Karar tıbbi danışma kurulunun kararıdır”

…………………………………………………………………………………………

Sonuç olarak;

Ülkemizde hasta hakları ile ilgilenen, onları bu konuda bilinçlendiren bazı örgütlerimiz var ama…

Yeterli değil!

Çünkü olay tamamen toplumsal bir mesele…

Toplumun geneli bu örgütlerin içine girmeli, yelpaze mümkün olduğu kadar genişletilmelidir!

Eğer böyle geniş kapsamlı ve çok ses getirebilecek bir oluşum varsa biz de onun içinde seve seve gönüllü olarak çalışabiliriz…

--------------------------------------------------------------

MESAJ KUTUSU

Sayın Aydan BAŞKURT, Girne’de yaşanan sosyal son olay da gösterdi ki Sosyal Hizmetler Dairesi şu anki kadrosunu takviye ederek sosyal konularda daha fazla halkın içinde olmalı ve perde gerisinde hiçbir şey kalmamalı. Umarız yöneticiler daire için biraz fedakarlık yapıp sosyal devlet olduğumuzu da gösterirler…

Sayın Faiz SUCUOĞLU, önceki gün Ankara’dan çok özel misafirlerinizin olduğunu ve yaptıkları incelemeler sonrasında Lefkoşa’ya bir hastane için onay verdiklerini duyduk. Hadi bakalım hayırlısı olsun, bir de hekim sıkıntısını çözebilirseniz artık ne ala değil mi?

Sayın Mustafa AKINCI, Talip Atalay’ın görevden alınıp alınmaması konusunda çeşitli yorumlarda bulunulmaya başlandı. Bir kısım vatandaş bu görevden almayı kabul etmeyeceğinizi iddia ediyor. Son karar artık sizin…

Sayın Ümit KARAGÖZLÜ, devletin bir bürokratı olarak eleştirileriniz bazı kesimlerce eleştirilse de doğru sistem bu olmalıdır. Özellikle konularında uzman olan bürokratlar siyasilerin etkisi altında kalmadan görüşlerini rahatlıkla bildirebilirse sorunlar çok daha kolay çözülür, tebrik ederiz…

Sayın Mehmet HARMANCI, bisiklet sporuna gösterdiğiniz ilgi gayet yerinde ama bölge insanı artık şehir içlerinde bisiklet sürebilecek parkurlar yapılmasını istiyorlar. Bu da onların en doğal hakkıdır değil mi?

Sayın Ali KİŞMİR, bazı kanalarda taraflı olarak yapılan ve toplumu birbirine düşürücü nitelikte yayınlar için bir takım girişimlerde bulunduğunuzu duyduk. Maalesef ki bizim basının da en büyük sorunlarından bir tanesi sindirim bozukluğu! Bakalım başarılı olabilecek misiniz

Sayın Asım İDRİS, bazı hassa kararlarda tarafların bir masa etrafında oturup konuları tartışma görüşünüz büyük destek gördü. Bunu yaparken bir de siyasi rozetleri en azından bir süreliğine kenara koyabilirsek başarı şansı çok büyük olacaktır…

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, bazı partilileriniz köy gezilerine katılmanız için çağrıda bulunan mesajlar göndermeye başladılar. Bu arada bazı bakan arkadaşların da u gezilerden kaytardığı şikayetleri var haberiniz olsun istedik…

Sayın Ferhat ATİK, çok profesyonel bir internet gazetesi ile çok yakında kamuoyunun karşısına çıkacağınızı duyduk. Bu konuda çok da ciddi bir kadro oluşturmuşsunuz. Merak ve heyecanla bekleyeceğiz, hayırlara vesile olsun inşallah…

Sayın Aziz KAYA, bölge halkı bu yılki Lefke Şenlikleri’nin çok başarılı bir şekilde sonuçlandığı görüşünde birleşiyor, tebrik ederiz. Neredeyse hiç kusursuz bir organizasyon olmuş, özellikle en fazla da çocuklar memnun edilmiş…

Sayın Serhat İNCİRLİ, kısa bir süre sonra günlük bir gazetede Yazı İşleri Müdürü olarak göreve başlayacağınız konuşuluyor. Büyük katkılarda bulunacağınızdan hiç kuşkumuz yoktur, Allah utandırmasın artık…

Sayın Kartal HARMAN, İçişleri Bakanlığı’ndaki basın danışmanlığı görevinden zamansız vazgeçtiğiniz söyleniyor. Doğrusu da buydu zaten zira bir basın mensubunun asıl yeri kendi gazete binası ve çalışma masasıdır…

Sayın İbrahim BENTER, Din İşleri Daire Başkanı görevini bıraktıktan sonra bu makama sizin istediğiniz bir kişinin atanacağı söyleniyor. Uyumlu bir ekip açısından gayet önemli bir mesele değil mi?

Sayın Derviş EROĞLU, dün bir kanalda yaptığınız açıklamalar Cumhurbaşkanı Akıncı’yı destek olarak algılandı. Zaten ancak o görevde bulunanlar birbirini anlayabilirler değil mi? Bundan sonrası için buluşup yeni yo haritasını belirlemeye ne dersiniz? Çok ciddi bir şekilde birlik içinde olduğumuz günlerden geçiyoruz…