Yıldırım Mayruk ve Barbaros Şansal…

Artık Kuzey Kıbrıs’a yerleştiler.

Hayatlarının son 5 yıllık dönemecinde neler neler yaşandı!

Özellikle Yıldırım Mayruk’un Türkiye ve dünyada bilinen sanatsal ve mesleki değerlerinin hiçe sayılmasına birlikte şahitlik ettik!

Barbaros Şansal’ın devrimci, enternasyonalist sanatçı kişiliğinin yok kabul edildiği; anayasalarımıza (TC-KKTC) göre ayrımcılığın ve düşünce farklılıklarının suç olduğunu iddia edemememiz gerekirken ona yönelttiğimiz suçlamalarla linç ilan ettiğimizi de unutmadık!

Onlar Kıbrıs’ta yaşamaya karar verdiler. Artık buradalar. Ve bu dünya için çok önemli. Kıbrıs Cumhuriyeti için de önemli. KKTC ve TC için ise… Anlamlandırılmamış(!)

Her ikisinin de dünyaya ve insanlığa karşı duyarlılıklarına ne kadar saygı duyduğumu, Barbaros Şansal’a bu ülkede yapılan haksızlıklara karşıne düşünüp hissettiğimi bilen okurlar hatırlayacaklardır.

Barbaros Şansal’ın bu ülkede olması, öyle hafife alınacak bir süreç değil ki…

Uluslararası kimliği olan, binlerce öğrencisi ve yüzlerce bağlantısı bulunan Mayruk & Şansal ikilisinin bu ülkede yaşamasının bile KKTCseverler için önemini benim söylememe lüzum olmamalı. İkisinin buradaki varlığının, 37 yıllık Türkiye Cumhuriyeti ilgisi geçmişinden daha fazla etkisi olabileceğini düşünmekte haksız olmamalıyım. Çünkü tanınmak ve tanıtılmaktan bahsedenlerin arpa boyu yol kat edemeyişine olan öfkemi gizlememize lüzum görmüyorum.

***

Dün KKTC’nin kuruluş yıldönümüydü. Hava muhalefetine ve yaşanan ironik kutlamalara karşın tehlikeli statükomuzun daha uzun yıllar sürme ihtimalini düşündüm durdum.

KKTC Kıbrıslıtürklere bir seçenek olsun, bir kimlik olsun, dünyaya bir varlık olarak yazılsın diye kurulduğunu anımsadıkça; henüz 7-8 yaşında bir çocuk olduğum Cumhuriyet’in kurulduğu günlerden bugüne hiçbir şeyin vaat edildiği noktaya taşınamadığını gördükçe; tanınmamanın, ilerleyememenin, muhtaç statümüzün devam edişinin nasıl da sürdüğünü düşündükçe; Cumhuriyetin yıl dönümüne sevinemedim bile. Hatta bundan sonraki yıllarda bizleri neleri beklediğini düşünerek sorguladım ve üzüldüm.

Dahası hayatın biz Kıbrıslı Tüklerden neler alıp götürdüğünü; kanmak mıdır, çıkar mıdır yoksa başka bir kadersizlik midir şeklinde sorgulama yeteneğimi kaybettiğim yurdumun içler acısı durumunu, bir çift dudakla 12 saat bir ülkenin havayolculuğuna kapatılma biçimini düşünerek de sorguladım.

***

Besbelli KKTC önümüzdeki 5-10 yıllık süreçte giderek daha da gerileyeceği ve zor günlerden geçeceği zamanlar yaşayacak. Yeni nesillerini yetiştirmekte güçlük çekecek. Eğitim ve sağlık sistemini kurgulayamayacak. Talan edilmiş çevrenin peşkeşine izin veremeyecek.

Hayat daha çekilmez olacak. Türk lirası değer kaybederken daha da bitecek ve gelirini düzenleyebilmek hayatta kalabilmek için toprakların satılmasına engel olamayacak.

Sömürülmenin yasal hale geleceği bu önümüzdeki 5 yıllık sürecin bizleri daha da asimile edeceği ve kendimize mukayyet olma çabasından dolayı dışarıda olan bitenlerin, geleceğimizi nasıl etkileyeceğini kavrayamayacağımız zamanlara geçileceğinden sonunda içimizdeki tüm değerlerin değersizleştirildiği;kah başkalaştığımız, kah aynılaştığımız yıllar bizi bekleyecek.

***

Barbaros Şansal da Yıldırım Mayruk da birer figür. Bu uluslararası 2değer, yaşamak için “yasal yollardan” burayı seçmişler. Değerlerini kalıcılaştırıp evrenselleştirilecekleri niteliklere haiz olmalarına karşın biz onların bu taraflarına gözlerimizi tıkamaya daha buna karar vermelerinden çok önce karar vermişiz.

Sonuç?

Onlar inzivai bir yaşam sürecekler.

Ve bizim inzivamız içinde bizlerin yokoluşuna izleyici olacaklar.

Şansal buna izin vermemek adına devrimci kimliği ile çok uğraşsa da (ve biliyorum ki uğraşacak olsa da) zihniyet bu oldukça ne acıdır ki biz bize yararlı olanla değil celladımızla birlik etmeyi iyi biliriz!

Dr. Çiğdem DÜRÜST