Dün meclis oturumunda yaşananları Hababam Sınıfı olarak yorumlamak bile hepimizin gönlüne taht kuran o sanatçılara büyük haksızlık etmek olacaktı…

Bu ülkede yaşanan sayısız sorun varken, birçoğu da kangren haline gelmişken biz nelerle uğraşıyoruz?

Enerjimizi nerelerde tüketiyoruz!

LAÜ’ye atanması beklenen Okan Erdemsiz meselesi…

YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı da bir zamanlar Ali Pilli’ye yapılan benzetmeler gibi yorulmuş olsa gerek ki bu atamayla tarihi bir hata yaptı!

Hatasını düzelteceğine hatasını yine hatayla örtmeye kalktı…

Bu atamayla vefa borcunu ödemiş!

Hukuksal bir sorun da yokmuş…

Ama mecliste asıl işi hukukçu olanlar böyle söylemiyor!

Demek ki burada bir aksilik var…

Tamam Okan Erdemsiz çok iyi bir partili olabilir, bölgesinde hayli güçlü olduğunu da biliyoruz ama partisinin kendisine olan vefasını bu şekilde ödemek, akıl ve mantıkla uzlaşmıyor!

Hatanın başlangıcı Okan Erdemsiz değil Erhan Arıklı’dır…

Her şeyi bir yana bırakın partilisine büyük bir kötülük yapmıştır!

Dün meclisteki tavırları da bambaşka bir tartışma konusudur…

Okan Erdemsiz kardeşimizi en az 15 yıldır tanırız…

Emekli olduktan sonra kendi mekanını kurdu, çok seferde eşimizle birlikte orada eğlenmeye gittik!

Sonra isteyerek ya da istemeyerek bir takım işlere karıştı, suçlu bulundu cezasını da çekerek tekrar ailesinin başına geçti…

Hayat mücadelesinde hep yanında olan eşi ve iki tane güzeller güzeli kızı var!

Bölgesinde güçlü bir kapasitesi olduğu için de YDP saflarında yer aldı, önemli isimlerinden birisi oldu…

Eğer geçmişteki sabıkası olmasaydı çok büyük ihtimalle şu anda YDP’nin diğer bir milletvekili olarak meclisteki yerini alacaktı!

Sonuçta hep olduğu gibi geçmişte işlenen bir hata geleceğini fazlasıyla etkiledi ve şimdi de bunun bedelini ödüyor…

Kim bilir belki de ömrünün sonuna kadar da ödeyecek!

Biz toplum olarak da bu kafayla gittiğimiz sürece onu ömür boyu bir cezaya çarptıracağız…

Bu işin kahramanı hele de siyasiler olunca, insanın lanet edesi geliyor!

Siyasi gelecekten başka bir şey düşünmeyen, başkalarının sırtına basarak, karalayarak, makam peşinde koşturanlardan bahsediyoruz…

Okan Erdemsiz ile dün kısa bir telefon görüşmesi yaptık, sonunda ‘ha keşke yapmaz olaydık’ dedik, kendi kendimize…

Okan bizi en hassas noktamızda vurdu!

Tamam Okan, geçmişte bir hata yapmış bedelini ödemiş ama şimdi bu bedeli kendi değil yıllarca aynı yastığa baş koş koymuş eşi ödüyor…

Hadi eşini de bir yana koyalım;

İki tane pırıl pırıl kızları ödüyor…

Okan’ın kendi ağzından verelim;

“İki kızımın da 2 gündür gözleri 2 çeşme…”

Bunu duyduktan sonra başka ne denir ki?

Bu adil olmayan dünyada zaten hep büyüklerin hatalarının bedelini onların çocukları ödemiyor mu?

İyi de bizim buna hakkımız var mı?

Bu hakkı bize kim veriyor ki!

Samimiyetimize dayanarak Okan’a aynen şunu söyledim:

“Gel vazgeç bu görevden başka birisini atasınlar…”

Şunu hissettim ki aslında onun aklı fikri bu atamada filan değildi…

Çünkü kendi deyimiyle son iki günleri ızdırap içinde geçmişti!

Kızlarının her bir göz yaş damlası onun yüreğine bir hançer gibi düşüyordu…

Bunun acısını da sadece yaşayanlar biliyordu!

Bu olay bile bize siyasetin en kötü yüzünün su yüzüne çıkmasına neden olmuştur…

Bir takım hatalar yapılmıştır, ancak bu hatalar yine hatalar yapılarak örtülmeye çalışılmıştır!

Siyasiler birbirlerini vurmak için hiç günahsız insanlara da zehirlerini saçarak hatanın en büyüğünü yapmışlardır…

Hem de hiç telafisi olmayan bir hatadır bu!

MESAJ KUTUSU

Sayın Erhan ARIKLI, LAÜ’ye atama konusunda hatanızı hata ile örtmeye çalışmak bırakın herkesi öncelikle kendi partilinize ve ailesine büyük zarar verdi. Bu yanlış atamanın kesinlikle büyük tepki alacağını tahmin edemediniz mi? İlk özrü o aileden dileyin lütfen!

Sayın Olgun AMCAOĞLU, Kıbrıs Türkünün tarihini konu eden ve TRT’de yayınlanacak olan Bir Zamanlar Kıbrıs dizisinde Dr. Fazıl Küçük’ün sanki de hiç bu mücadelede yer almamış gibi senaryo yazılması bırakın aileyi Kıbrıs Türk toplumuna büyük saygısızlıktır. Umarız bunun telafisi için girişimde bulunursunuz…

Sayın Mehmet HARMANCI, Lefkoşa’da Cumartesi günleri hizmet giren açık pazarda giriş ve çıkışlar fazla olduğu için bir çok vatandaş ateşi ölçülmeden pazara girdiklerini ifade eden mesajlar gönderiyor. Bölgede emniyet şeridi oluşturmakta yarar görüyoruz…

Sayın Resmiye CANALTAY, ülkenin televizyon kanalları Türksat’a ödenmeyen borç nedeniyle her an kararma tehlikesini yaşıyor. Konuyla ilgili resmi bir girişim ve açıklama yapmanız yerinde olacaktır…

Sayın Mehmet HASGÜLER, YÖDAK izni olmadan diploma vermeye başlayan Net Kent Üniversitesi konusunda kurum olarak resmi bir açıklama yapmanız artık şart olmuştur. Zira konuya bir açıklık getirilmezse ipini koparan ülkeye akın edecek…

Sayın Okan ERDEMSİZ, siyaset bu ülkede kesinlikle hiçbir şeydir ama aile her şeydir. Aile bireylerinin daha fazla üzülmemesi için bu atanmadan kendi rızanız ile çekilmeniz en hayırlısı olacaktır. Geçici makamlar asla kimseyi kandırmasın!

Sayın Kutlu EVREN, AKP Kıbrıs temsilciliğinin yasal olup olmadığı konusunda en yetkili makam siz olduğunuza göre resmi bir açıklama da artık şart olmuştur. Bu konuda her kafadan bir ses çıkacağına son ve doğru sözü sizin söylemeniz gerekiyor…

Sayın Ersin TATAR, YÖDAK hala başsız ve bu da yüksek eğitim için büyük bir risk taşıyor. Atamanın bir an önce yapılması ve yeni döneme hazırlıkların başlaması için talimat vermeniz bekleniyor. Niye bu kadar geciktiniz anlamış değiliz!

Sayın Salih EGEMEN, karabataklar bile ara sıra suyun yüzüne çıkıp kendilerini gösterirler ama siz uzun bir zamandır yine kayıplardasınız. Yakın dostlarınız endişeleniyor oysa sizi taş fırın erkek olarak biliyorlardı!

Sayın İlker İPEKDAL, lavanta balı için kolları sıvamış arazi temin girişimlerine başlamışsınız bile. Arıcılık çok kolay iş değil her an tehlikesi var işten anlayan birilerini bulmayı ihmal etmeyin olur mu? Şimdiden hayırlara vesile olsun artık…