14. Yüzyılın başlarında Avrupan’nın büyük bir kısmını
etkileyen büyük bir kıtlık kendini gösterdi. Açlık uzun yıllar
boyunca milyonlarca ölüme neden olmuş ve 11 ve 13 yüzyıl
arasında büyüme ve refah döneminin sonu olmuştur. Büyük
kıtlık, 1315 ilkbaharında kötü hava koşullarıyla başladı. Tarım
hasarları, 1317’deki yaz hasadına kadar 1316 yılında kadar
sürdü ve durum 1322 yılına kadar tamamen iyileşmedi. Dönem,
yüksek suç oranı, hastalık, kitlesel ölüm ve hatta yamyamlık ile
kendini belli etti. Kriz, Kilse, devlet ve Avrupa toplumu için
büyük sonuçlara neden oldu.
Rus kıtlığı ise 1601-1603, Rusya’nın nüfusu orantılı etkisi
açısından en kötü kıtlığı olarak kabul edilir. O dönem Rus
nüfusunun yaklaşık %30’u yani iki milyon insan açlıktan
ölmüştür. Kıtlık, Rusya Çarlığı’nın siyasi olarak iktidarsız kaldığı
ve daha sonra Lehistan Litvanya Birliği tarafından işgal edildiği
Dertler Dönemini birleştirir. Çok sayıda ölüm, sosyal kargaşaya
ve 1598’de çar olarak seçilen Boris Godunov’un düşüşüne
neden olur.
Bu tarihsel olgular, devlet yöneticileri üstün de en büyük
baskılardan belki de en kıymetlisini oluşturur. Tüm aklı başında
yönetimler ve muhalifleri bu doğrultuda kararlar üretim yasa
güçün de uygulamaya sokarak, temsil ettikleri halkların
yaşamsal döngüleri için hareket alanı ve finans fonları
oluşturup, üretimi en verimli hale getirmek için mühendislik
bilimi ile hareket etiler.
Bizim ülkemizde hiç böyle yönetimler olmadığı yetmezmiş
gibi politikalarının eksik veya görmezden gelme üstüne
kurulduğundan, günümüzde stokçuları yaratıp, üretici kıyımı
oluşturup, tükenen emekçi kendi haline bıraktılar. Tüm bunlar
yetmezmiş gibi, dünyada başlayan tedarik sıkıntılarının da
üzerine eklenmesiyle, korkunç bir yol üzerinde ilerlenmekteyiz.
Türk lirasının değer kayıbı, üretimin durma noktasına
gelmesi, tedarikin nerdeyse yarı yarıyadan aşağıya inmesiyle
zamların altında emekçi, lime lime oluyor. Tüm bunların
sebeplisi ve koltuk sevdalısı olan ve de tek hazları kendileri
olanlar, bu gün seçim meydanlarında.
Sevgili okur artık düşünüp anlamak zamanıdır, günü
kurtarmak yarına daha kötü uyanmak demektir. İyi dinleyin, iyi
anlayın tüm bu korkunç dönemlerin üstesinden akıl yoluyla
gelecek insanlara odaklanın. büyük kıtlık kapıda, bir lokma
ekmek için el açmadan üretime geçelim, doğru siyaset güden,
halkları bölen değil birleştirenlerle......