Yeşilköy sakinleri isyanın eşiğine gelmişler…

25 yıldır kırsal kesim arsası bekliyorlarmış!

Hatta yakında bu konuda Lefkoşa’da eylem yapmayı bile düşünüyorlarmış…

Gerekçe de şu;

Gençler köyden göç etmesinler!

Kırsal kesim arsası verilmemesi bir göç nedeni midir?

Bana göre değil!

Göçü önlemek gençlere kırsal kesim arsası vermek değil, istihdam sağlamaktır…

Köylü şu konuda haklıdır;

Niçin diğer köylerde kırsal kesim arsası dağıtılırken, hükümetler buraya aryacılık yapmıştır?

Gelmiş geçmiş tüm hükümetlerden bahsediyoruz…

Burada eyleme katılan ve ser bir açıklama yapan bölge milletvekili Biray Hamzaoğulları’na sormak lazım…

CTP’nin hükümette olduğu zaman hem de ilgili bakanlık ellerindeyken niçin gençlere kırsal kesim arsası tahsis edilmedi!

Biraz da aynaya bakalım şimdi…

Örneğin benim çok yakınlarım var kırsal kesimde bu arsalardan verilen!

Bu köyde doğmuşlar ama zaten çoktan göç etmişler…

Zaten insan 200 kişinin yaşadığı bir köyde istihdamı nereden bulacak ki!

Ama buralarda birçoğuna bu arsalardan verilmiş…

Şimdiye kadar bir çivi bile çakmamışlar zira hepsi de kentlerde oturuyor, iş güç meselesi halkı olarak!

Kimi arsaları tutuyor ama…

Kimi de satılığa koymuş bunları!

Devlet ev yapsınlar diye vermiş ya…

Sonra bu işlerin takibi yok!

Yerine göre arsaları 10 bin TL’ye satan da var, 30 bin TL’ye de…

Bunları satıp kentlerden ev arsa alma peşindeler!

Onun içindir belki devlet politikası olarak kırsal kesim arsaları verilebilir ama bunların da takip edilmesi gerek…

Sonuçta devletin malı bunlar!

Rant kapısı değil…

Neredeyse 30 yıla yakın oluyor…

Devlet çatısı altında sosyal konut birimi kurulmuş ve tüm ilçelerde sosyal konutlar inşa edilmişti!

İşte o doğru karardı…

Öncelik evi barkı olmayanlardı, hoş arada torpililer de bu konutlardan aldı ve kira öder gibi ev sahibi oldular ya!

İşte bu devlet eğer geçleri ev sahibi yapacaksa böyle projeler üretmelidir…

Zira eğer anada babada yoksa yeni evli bir çiftin bu şartlarda ev sahibi olmasının imkanı yoktur!

Ayrıca zaten kırsal kesim arsası alan dar gelirli bir aile buraya borçlanmadan harçlanmadan iki odalı bir hane bile yapamaz…

İşte burada devlet araya girmeli, yıllar önce yapıla projeler şimdi daha da güncelleştirilerek sosyal konut tipinde uzun vadeli ödeme ile pek ala ki gençleri, evsizleri ev sahibi yapabilir!

Bu konuda bir katkımız olsun istedik, hepsi odur…

Tebrikler Turgay Hilmi…

Şimdi size birisi KKTC’de 250 kişilik bir orkestra konser verecek dese inanır mıydınız?

Hayal gibi gelirdi değil mi…

Ama Turgay Hilmi bunu başardı!

250 kişilik Viyana Akademi Orkestrası Salamis’te dev bir konser verdi…

Bugün itibarıyla beklerim ki, bu devletin yöneticilerinden birisi ortaya çıksın ve Turgay Hilmi’yi makamına filan çağırmadan direk onun Girne’deki sanat okuluna ziyarete gitsin ve iki yanağından defalarca öpsün!

Binlerce kez teşekkür etsin…

Bu tür faaliyetlerin yoğunlaştırılması için teşvik etsin!

Büyük ihtimalle bu gerçekleşmeyecek…

Ya da bir bakan Hilmi’yi makamına çağıracak ve bir iki fotoğraf çekimi ile olay kapanacak!

Ben olsam Turgay Hilmi’nin yerine kimsenin makamına gitmem…

Bu arada hatırlarsanız geçtiğimiz sene yine Turgay Hilmi, Lefkoşa’da yıllar önce yanan ve tamir edilmeyen Devlet Tiyatrosu için bir teklifte bulunmuş ve bu konudaki giderlerin dörtte üçünün Almanya’daki kurumlar tarafından sağlanacağını açıklamıştı…

O çağrıya ne yazık ki bir Allah’ın kulundan cevap verilmedi!

Çünkü bizde sanata ve sanatçıya verilen değer tamamen göstermelik ve vitrine dönük…

Destek verdikleri bir yana köstek oluyorlar!

Akıncı bu tür eleştirilere açık olmalı!

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Mehmetçik’te yaptığı açıklamanın ana konusu ‘iki devlet’ olunca haliyle ‘tek devlet’ tezini savunanların hoşuna gitmedi bu…

CTP Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya da bu görüşü sosyal medyadaki hesabında eleştirdi, Akıncı’nın görevi bırakması çağrısında bulundu!

Haliyle dünkü gün sosyal medyada en fazla bu açıklamalar yorumlandı…

Buradaki çağrısında Doğuş Derya kendince haklıdır çünkü Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kalınca Akıncı CTP’nin de desteğiyle o koltuğa oturmuştu!

O süreci iyi takip eden birisi olarak da Akıncı’nın federasyon, çözüm ve barış gibi söylemleri hep ön plandaydı…

Bir kez olsun ‘çözüm olmazsa KKTC ile yola devam ederiz’ dememişti…

KKTC ibaresini ise müzakereler kötüye gitmeye başlayınca sık sık kullandı!

Bu yüzden Akıncı bu tür eleştirilere açık olmalıdır çünkü seçim propagandasındaki açıklamaları hala arşivlerdedir…

MESAJ KUTUSU

Sayın Kutlu EVREN, ülkenin dört bir yanında kırsal kesim arsası dağıtsanız yine de kimseyi memnun edemezsiniz. Bize göre bu konuda politika değişikliği yapmalı ve gençlere sosyal konut kazındırmak için projeler üretmelisiniz. Zira kırsal kesim arsalarını alanların bir çoğu ertesi gün buralara müşteri arıyorlar…

Sayın Ersan SANER, bu ülkede tam 11 yıldır aynı zamanda yasal hak da olan engellilere istihdam nedense yapılmıyor. Bu konuda hükümete de baskı yaparak engelli insanlarımızın istihdam edilmesi için girişimde bulunmanız bekleniyor…

Sayın Dr. Nevruz TUĞCU, Mağusa Devlet Hastanesi’ndeki görevinizden bu ay sonu itibarı ile istifa ettiğinizi ve şu anda izinlerini kullandığınızı üzülerek öğrendik. Neyse ki klinikte de işler bir hayli iyi gidiyordu değil mi? Hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, Yavuz Çıkarma Plajı’nın müze haline getirilmesi kararı geç de olsa doğru alınmış bir karardı. Bir de buradaki eğlence yerlerini disiplin altına alabilirseniz işte o zaman çok doğru bir icraat yapmış olacaksınız…

Sayın Ahmet AYDIN, Ciklos mevkiindeki parçalanmış bariyerler hala onarılmadı. Lefkoşa-Güzelyurt yolunda Alayköy bölgesindeki aydınlatma lambaları aylardır yanmıyor! Buradaki gece kulüplerinin ışıkları da fena göze batıyor haberiniz olsun istedik…

Sayın Ali PİLLİ, seçim bölgeniz de olan Yayla’da vatandaş kanser korkusu ile yaşamaya başladı. Burada çok ciddi bir sağlık taraması yapılması şart oldu. Bu konuda öncülük etmek de size ve diğer bölge vekillerine düşüyor…

Sayın Kenan ARİFOĞLU, bir hafta içinde hem ot sökmek hem de kaynak yapmayı öğrendiğinize göre demek ki ikinci iş yasağı en fazla size yaramışa benziyor. Evde hamur işyeri ve ev tatlılarını da deneyebilirsiniz pek ala değil mi!

Sayın Alican KABAKÇI, bu sıralar sesinizi fazlasıyla yükselttiğinize göre artık birliğin başına geçmek için gün sayıyorsunuz demektir. Ama velakin şu anki başkan da epey güçlü ve arkasında da devlet var…

Sayın Ömer PAÇ, emekliği hiç beklemiyordunuz ama her olmayacak bir işte hayır vardır değil mi? Hele de KKTC gibi cennet bir köşede emekliliğin tadını çıkarın deriz. Yeni yaşamınızda sağlıklı ve mutluluklar dileriz…

Sayın Raif İlker BURAN, sizin makamın kaderi ne yazık ki böyledir, vatandaş hava durumu raporlarının tahmini olduğunu hiç göz önünde bulundurmadan sadece eleştirirler. Allah vere dün birkaç damla yağmur yağdı da sesleri kısıldı…

Sayın Ferdi Sabit SOYER, geçen hafta Lefkoşa’da Sönmezler Ocağı’nda koyu sohbetlerde görülmüşsünüz. Sizi dinleyenler sohbetin tatlılığına doyamamış sık sık bekliyorlar. Eski tüfekler ile sohbet bir başka oluyor değil mi?

Sayın Kemal Deniz DANA, hastanelerin güvenlikçi sorunu için düğmeye basmış ve bu hafta içinde konuyu noktalayacakmışsınız. İyi yaparsınız zira nevri dönen hastalar ve yakınları çok daha fazla saldırgan olabiliyor…

Sayın Arif SONUÇ, nihayet nikah masasına oturup dünya evine girmişsiniz, bir ömür boyu mutluluklar dileriz, Allah bir yastıkta kocatsın inşallah. Bundan sonra hedef boy boy çocuk sahibi olmaya geldi değil mi?

Sayın Günay ÇERKEZ, siyasetteki kötü yönetim nedeniyle şu anda ihtiyacımız olan sizin de söylediğiniz gibi başkanlık sistemidir ama işte siyasiler ellerindeki erki bırakmamak için buna sıcak bakmıyorlar. Bu da Kıbrıs Türkünün kaderi olsa gerek değil mi?

Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, dükkan sahibinin duyarsızlığı nedeniyle içeride kalan kedi ve yavrularını kurtararak aynı zamanda iyi bir hayvan sever olduğunuzu da göstermiş oldunuz. Hassasiyetinizden dolayı teşekkür ederiz…

Sayın Turgay HİLMİ, siz bu devletin sanat anlayışının çok üzerinde bir kimliğe sahip olduğunuz için burada kesinlikle değeriniz bilinmeyecektir. Hoş kamuoyu bunu tadtir ettikten sonra da gerisi sadece teferruat değil mi?