Bu ülkede şimdiye kadar hiç bu kadar hırsızlık, yolsuzluk ve hortumlama yaşanmamıştır…

İyi giden tek bir şey olmaz mı, bizde yok işte!

Vatandaş da bunun farkında ama konuşan çok az, konuşmayan çok fazla…

Bir takım olumsuzluklar insanların gözünün önünde oluyor!

Ama bunlar deşifre edilmekten korkuluyor…

Çünkü biliyorlar ki şikayet edenler isimleri deşifre edilse başlarına balyoz gibi binecekler!

Onun için cesaret edenler de bunu kendileri değil medya yoluyla kamuoyuna duyurmaya çalışıyorlar…

En çok sevindiğimiz nokta ise şahsımıza duyulan güven!

Bizim kaynaklarımızın onları sonuna kadar koruyacağımızı biliyorlar…

Zaten şimdiye kadar da hiçbir zaman aksi yaşanmadı!

Ama yine de bildikleri halde, aman ha ismim deşifre olmasın diye üstüne basa basa uyarıyorlar…

İşte onlardan bir tanesi daha!

Bize gelen bir şikayet mektubu…

Yıllardan beridir ülkemizde birçok kurum ve kuruluş devlet eli ile daha doğrusu hükümet edenlerin eli ile yani siyaseten atadığı kişiler tarafından yönetilmektedir.

İşte bu nokta liyakatın bittiği ve çıkarların ortaya çıkmaya başladığı noktadır. Hele hele bir de uzun süre bu koltukları işgal edenler varsa demeyin keyiflerine!

Elimizde yine siyaseten atamaların olduğu bir sigorta şirketi var

Ama bu kez siyaseten değil de her zaman orada özel sektörü temsil etmek ve başka bir şirketin temsilcisi olarak bulunan iki kişinin yanlarına şirket müdürünü de alarak yıllardan beridir sürdürdükleri keyifler söz konusudur.

Üstelik özel sektör temsilcisi daha önce bu müdürü sigortacılık yasasına uymadığı için Ombudsmana bile şikayet etmiş ama sonrasında aralarında muhteşem bir üçlü koalisyonu kurarak şirketin hem etinden hem de sütünden faydalanmaya başlamışlar.

Hal böyle olunca da bu sigorta şirketine siyaseten yapılan atamaları beğenmez duruma gelmişler ya da içlerinden bir kaçını kendi taraflarına çekerek işleri gene istedikleri gibi devam ettirmişler. Üstelik tüm bunları yaparken para kambiyo personelleri ile birlikte de hareket ediyorlarmış. Kimi zaman para kambiyo personelleri onların istediğini yapıyor, kimi zamanda onlara ne yapmaları gerektiğini tavsiye ediyormuş. Bu üç kafadar da (şirketin 3 direktörü yani yönetim kurulu üyeleri) şirketi tamamen kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmaya devam ediyorlarmış

Düşünsenize, yıllardan beridir değişen hükümetlere rağmen bu muhteşem üçlü her zaman orada kalmayı başarıyor!

Her dönem başta olan siyasilere ve bağlı oldukları bakanlıklara karşı dürüst olmadan kısacası onları manipüle ederek koltuklarında oturmayı sürdürüyor.

Çünkü adamlar işi çözmüş. Ülkede sık sık seçim oluyor dolayısıyla hükümetler arasında imzalanan protokoller gereği burası devamlı olarak farklı siyasi partilere veriliyor.

Bu partiler ayaklarını yere basıp kuruma birilerini atayana kadar bir zaman, atadıkları kişilerin sigortacılık yasasına uygunluğunun araştırılması için de bir zaman geçmesi gerekiyor, kaldı ki burada para kambiyo personelleri ile işbirliği başlıyor (gerçi bu işbirliği hep var) ve bu zaman dilimi istenildiği gibi uzatılabiliyor. Böylece birileri buraya atanıp da işi gücü anlayana kadar diğer seçim kapıya yanaşıyor bile. Bu üç kafadar da koltuklarında ve keyiflerince oturmaya devam ediyorlar.

Peki bu üçlü bu arada neler mi yapıyor?

Kendi öz çocuklarına bu sigorta şirketinden acentelikler verdiriyorlar. Kendi öz çocuklarını bu sigorta şirketinde istihdam ettiriyorlar.

Üstüne üstlük para kambiyo ile işbirliği içerisinde yasaya aykırı olmasına rağmen kendi öz çocuklarına müdürlük bile verdiriyorlar.

Tüm bunları da yaparken başta siyasiler olmak üzere ve buraya yeni atanan diğer yönetim kurulu üyeleri de olmak üzere herkese o kadar şirin görünüyorlar ki sanırsınız melekler.

Tabi buraya atanan diğer yönetim kurulu üyelerinin süreleri yetmediği içinde kimse bu arkadaşların yaptıklarını anlayıp, anlatacak vakti bulamıyorlar.

Daha doğrusu deneseler de kimin eli kimin cebinde olduğu belli olmadığı için bu üç kafadar yollarına bir şekilde devam ediyorlar.

Ama unutmamalı ki her yolun bir sonu vardır ya da bir gün gelir baltayı taşa vurursun. İşte bu üç kafadar için de yolun sonu yaklaşmakta. Aşırı hırs ve kibirle, insanları ve diğer kurumların çalışanlarını kullanarak (manipüle ederek) ancak bir yere kadar gidebilirsiniz.

Yakında tüm gerçekleri ile kimin elinin kimin cebinde olduğunu sizlere açıklamak üzere yazımıza son verirken, bu kurumdan sorumlu olan tüm siyasileri de gerekenleri bir an önce yapmaya davet ediyoruz. Unutmayın! Bu işin ucunun kim veya kimlere dokunacağı hiç belli olmaz…”

MESAJ KUTUSU

Sayın Çelebi ILIK, Kooperatif Şirketler Mukayyidi olarak geçmiş dönemlere ait büyük bir vurgun olayını ortaya çıkarmak üzere olduğunuzu duyduk. Hazırladığınız dosyada eski mukayyitlerin de ismi geçiyormuş, yakında büyük şenlik var desenize. Anlaşılan yeni görevinize çok hızlı başlayacaksınız demektir!

Sayın Hüseyin PAŞA, daha önce yönetim kurulu üyesi iken maaş almak için attığınız imzaya tepkiler büyüyor. Hazır böyle bir kurumun YK Başkanı olmuşken, biran önce Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesi için ve kurumun ayağa kalkması yönünde uğraşıp tarihe geçmek varken, sakın ha ufak hesapların peşinden koşmayın deriz.

Sayın Okyay Nazım TEMİZSOY, yıllardır hissedarı bulunduğunuz Kıbrıs Sigorta'nın yönetim kurulu üyesi olarak bir yakınınıza acentelik verip, bir derini de bu kuruma istihdam ettiniz. Devamlılık sıkıntısı olan yakınızı genel müdür yardımcısı yapma girişimlerinizin olduğu iddia ediliyor, konuyla ilgili açıklama yapmak ister miydiniz?

Sayın Aydın AYDINLIK, MEZ-KOOP temsilcisi olarak Kıbrıs Sigorta Yönetim Kurulu Üyeliğiniz devam etmektedir. Uzun zamandır başka bir üyenin istediklerine evet demekten ve ne tesadüftür ki hep onunla aynı fikirde olmaktan sıkılmadınız mı? Biraz da temsil ettiğiniz MEZ-KOOP'un çıkarlarını düşünseniz iyi olacak deriz.

Sayın Gürsel GÜRBÜZ, yeni atanmış olduğunuz görevinizin sizlere bir kez daha hayırlı olmasını dileriz. Sizden önce yapılan toplantılarda alınan kararlardan tutun da, para kambiyo dairesinin kişiye özel verdiği kararlara kadar şirketi incelemeye alıp, adaletli davranarak hukuka ve yasalara uygun hareket etmeniz bekleniyor…

Sayın Ünal ÜSTEL, yerel seçimler öncesinde tüm bakan ve vekil arkadaşlarınıza özellikle meclis günleri yurt dışı yasağı getirdiğinizi duyduk. Anlaşılan o ki artık otoriteyi sağlamak için set tedbirler almaya başladınız. Parti tabanı tarafından memnuniyetle karşılanıyormuş…

Sayın Türkay TOKEL, yerel seçimlere iki ay kala bölgede belediye başkanı olarak bağımsız adayı ilan ettiğiniz konuşuluyor. Desenize mevcut başkanın durumu her geçen gün kötüye doğru gidiyor. Bakalım buna parti disiplin kurulu ne deyip nasıl bir tavır takınacak?

Sayın Hasan ADAHAN, Güney Mesarya’da yerel seçimler için adaylık konusunda bir adım önce gittiğiniz konuşulmaya başlandı. Genel merkez bu konuda birkaç gün içinde açıklayacakmış hadi bakalım hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Erhan ARIKLI, cep telefonu konuşma tarifelerine 3 yıldır zam yapılmadığını söylediniz de daha 3 ay önce yapılan yüzde 40’lık zam acaba gözünüzden mi kaçtı dersiniz? Açıklama yapmadan önce biraz araştırıp soruşturmakta yarar görüyoruz…

Sayın Durali GÜÇLÜSOY, hafta sonunu tamamen zeytin hasadıyla geçirdiğinizi duyduk, sezon hayli de bereketli geçmiş. Müslümanın malının ortak olduğunu hatırlatmaya hiç gerek yok değil mi? Hadi bakalım artık gözümüz yollarda olacak…

Sayın Mustafa YAVER, vatandaşa kötü muamelede bulunan hastanenin güvenlik elemanlarını sağlam bir şekilde uyardığınızı memnuniyetle öğrendik. Hassasiyetinizden dolayı teşekkür ederiz…