Yakın Doğu Üniversitesi son günlerde ezber bozan açıklamalar yapıyor…

Tabi ki yapılan açıklamaların yasal boyutu belki başka platformlarda tartışılabilir ama yapılan sok iki açıklama da hem tıp insanlarını hem de kamuoyunun kafasını bir hayli karıştırdı…

İlk açıklama mutant virüs konusunda geldi!

Bakanlıktan yapılan açıklama bu konuda bilgi sahibi olunmadığı yönündeydi…

Dünkü açıklama ise tamamen başımızı döndürdü!

Zira Sağlık Bakanlığı verilerine göre KKTC’de ilk virüsün Alman bir turistte görüldüğü yönündeydi, kayıtlara da böyle geçti…

Ama YDÜ’den yapılan açıklamada dendi ki;

İlk vaka 17 yaşındaki bir vatandaşta görüldü…

Biz duymadık ama bakanlık Alman turistte ısrar eden bir açıklamada bulunmuş ki sosyal medya dünkü gün sürekli bunu konuştu bunu tartıştı!

İşte hızlı bir şekilde en korktuğumuz sürecin içine girmiş bulunmaktayız…

Bu da kesinlikle devlete olan güvensizliktir!

Bu arada sağlık konusunda yapılan bu tür açıklamalar, devlet birimlerine sorulmadan yapılabiliyor mu belli ki bugünden itibaren bu da gündemin ilk maddesi olarak uzun süre yerini koruyacaktır…

Ne yazık ki sokaktaki vatandaş ise yine bugünden itibaren kime inanacağını kime güveneceğini bilmeyen bir ruh haliyle savrulacaktır!

Sağlık Bakanlığı yetkilileri hiç gecikmeden YDÜ’lü yetkililerle bir araya gelmeli ve açıklama yetkisi konusu dahil doğru ne ise ona bir karar verip ortak paydada buluşmalıdır…

Aksi güvensizliği daha da artıracaktır…

Dünkü yazımızda da kaleme almıştık…

Bizim bilim adamları nerede diye?

Zira bizde kendilerine bilim adamı diyenler sadece felaket tellallığı yapıyor…

Maske takın sosyal mesafeye uyun diyorlar başka bir şey demiyorlar!

Tabi ki bunları kimse takmıyor aslında, bildiğini okumaya devam ediyor…

Hani şu çok önerilen ve üç katlı olduğu bilinen genelde beyaz olan maskeler var ya!

Lütfen sadece 5 dakikanızı ayırıp bir marketin önünde izleyin…

İnsanların çoğu cebinden çıkardığı buruşuk maskeleri takıp marketlerden içeri giriyor!

Bir çoğunun günlük değil de belki de haftalardır aynı maskeyi taktığı halinden belli…

Biz yine Türkiye kanallarında bilim insanlarından öğrendik!

Onlar haftalık, aylık filan değil günlük maskelermiş…

Günlük olsa iyi, o maskeler sadece 4 saat için insanları virüsten koruyormuş!

Bunu duyunca dehşete düştük…

Ve biz bu satırları yazarken Sağlık Bakanlığın’dan bir mesaj düştü telefonumuza;

Türkiye’de İngiltere varyantı virüs tespit edilmiş…

Diyor ki bakan:

Maske ve sosyal mesafe kurallarına uyalım…

Hangi maskelerden bahsediyor Sayın bakan?

20 gün cepte gezdirilen ve marketlere girerken kullanılan maskelerden mi!

Bakan Pilli acaba en son ne zaman markete alışverişe gitti?

Gitse özellikle de büyük marketlerde sosyal mesafe diye bir şey olmadığını gözleriyle görürdü!

Diyeceğimiz şudur;

Herkes başka bir şey bulamayıp maske ve sosyal mesafeden dem vuruyor ama…

Ne yazıktır ki buna uyan insanımız o kadar az ki!

Biz bu kafayla gidersek bunun sonuçlarına katlanmak gibi de bir mecburiyetimiz olmaz inşallah…

Güven konusu gündeme gelmişken başka bir önemli konu daha var…

Dün yine bizi arayarak bir serbest çalışan hekim arkadaş diyor ki;

Bu süreçte devlet hekimleri kesinlikle mercek altına alınmalıdır…

Niye diye sorduğumuzda da aynen şu sözleri sarf etti;

Bazıları var ki temaslı olduğunu söyleyip ya kendi kliniklerinde ya da özel hastanelerde çalışıyorlar…

Hadi bakalım buradan yakın şimdi!

Hastanelerde ciddi bir şekilde hekim ve hemşire eksikliği varken, bazılarının ya üç saati geçmeyen bir sürede hastaneden ayrılması ya da temaslıyım diyerek işten kaytarması…

İnanmak bile istemiyoruz ama!

Bize verilen isimleri buradan deşifre etsek, hoş bakanlık soruşturma filan açmaz ama hekimler arası çok ciddi kavgalar yaşanmaya başlar…

Böyleleri var ama kılıfını da ‘temaslıyım’ diyerek öyle bir uyduruyorlar ki herkesin eli kolu bağlı kalıyor!

MESAJ KUTUSU

Sayın Fikri ATAOĞLU, ülke genelinde parti tabanınızdan atamaların hala yapılmaması konusunda tepki mesajlarınız geliyor. Bir çoğu partide heyecanın tükenmek üzere olduğunu bunu da olumsuz sonuçlar doğurabileceği görüşünde birleşiyorlar, uyarma ihtiyacı hissettik!

Sayın Dursun OĞUZ, pandemi otelleri ve yurtlardan yemekler, temizlik ve hijyen konularında son günlerde yoğun şikayetler alıyoruz. Bir de artık hangi otele kişi başı ne kadar verildiğini açıklarsanız kafalardaki soru işaretlerini de gidermiş olacaksınız…

Sayın Ersan SANER, yapı oyarak hoşgörülü ve ağır bir yapınız olduğu için bazı açıklamalarınız doğal olarak eleştiri alıyor. Vatandaş artık daha sert ve otoriter olmanız gerektiğini ifade etmeye başladılar.

Sayın Ali ÇAYGÜR, maskeler konusunda sizi daha önce de uyarmıştık, şu anda kullanılanların bir çoğunun standartların altında olduğu vatandaşın da bu konuda bilinçsiz olması eklenince durumlar çok da iyi değil sanki!

Sayın Onur OLGUNER, yerel seçimlere daha uzun bir süre var ama parti içinde Lefkoşa adaylığınız yeniden konuşulmaya başlandı. Geçen sefer kısmet olmamıştı bakalım bu kez şeytanın bacağını kırabilecek misiniz?

Sayın Mustafa YEŞİL, Sanayi Dairesi Müdürü olarak geçmiş dönemlerde kimlere hangi amaçla sanayi arazisi verildiğini bunlardan ne kadarının inşaatlarının tamamlanıp hizmete girdiği yönünde detaylı bir çalışma yapmanız ve kamuoyuyla paylaşmanız isteniyor,,,

Sayın İlker İPEKDAL, pandemi döneminde televizyon kanallarının aranılır bilim insanı olarak adınızdan söz ettiriyorsunuz. Bu arada bazı açıklamalarınız bir çok devlet hekimini de endişeye sevk etti diye duyduk, hadi bakalım hayırlısı…

Sayın Oya TALAT, salgını sağlıklı bir şekilde atlatmak için hızlı testler konusunda derdin bir araştırma başlattığınızı memnuniyetle öğrendik. Zira devlet birimleri bu konuda parmaklarını bile kıpırdatmayıp sadece Ankara’yı tek çare olarak görüyorlar…

Sayın Salih CANSEÇ, aşı olmaktan fazlasıyla korktuğunuzu biliyorduk ama İranlı hocanın açıklamasından sonra tüm kaygılardan kurtulduğunuzu öğrendik. Acaba diyoruz iki aşıyı aynı anda olsanız daha mı iyi olurdu!

Sayın Mehmet HARMANCI, vatandaşta bakkala manava gidiyorum olduktan sonra sokaktaki kalabalıkların giderilmesi kesinlikle mümkün değildir. Kapanma tam olmayınca başarı şansı da o denli az olacaktır. Allaha emanet bir durum yani!