Ama daha önceki hükümet de yani CTP-DP de yanlış yapmıştır!
Öncelikle şunu kabul etmek gerek…
Türkiye’nin maddi ve manevi yardımları olmadan burada kendi ayaklarımız üzerinde duramayız!
Durmak çok zor değil ama işimize gelmez…
Çünkü bu büyük özveriler demektir!
Elimizi taşın altına koymak, şu anki refah düzeyinden bir süreliğine olsa da vazgeçmek demektir…
Daha az maaşla daha çok çalışmak demektir!
Bunları göğüsleyebilir miyiz?
Sözde evet!
Ama eyleme ve icraata gelince kimsenin işine gelmez…
Böyle alıştırıldık bir kere!
…
Yıllarca TC Yardım Heyeti’nin icraatlarına değil de ismine taktık biz…
Sadece biz değil TC yetkilileri bile garipsedi bu ismi ve sonunda değiştirildi!
Kalkınma ve İşbirliği Ofisi koydular ismini…
İsmi değişti ve rahatladık sanki!
Oysa sadece ismi değişti, ekonomik birçok konuda ipler yine orada…
Çünkü bizim planımız yok, projemiz yok!
İşimiz gücümüz muhalefet yapmak…
Çok kazanalım, az çalışalım zihniyetinde hiçbir değişiklik yok!
Ama mutlu ve mesut bir haldeyiz, yardım gitti yerine işbirliği geldi…
Yine onlar bizim bütçemizi dengeye sokmaya çalışıyorlar, bizim umurumuz bile değil!
…
TC Koordinasyon Ofisi elbette hepimizi rahatsız ediyor…
Şahsen ben sonuna kadar karşıyım!
Ama karşı olurken şunu da ortaya koymak yazım;
Bu ofis sadece gençliğe yapılacak olan yatırımlarda maddi destek sağlayacağı için mi!
Ya da bu konuda nasıl bir boşluk var da doldurulmaya çalışılıyor…
Biz nerede yanlış yaptık, nerede eksikliklerimiz var da böyle bir ofis kurulma kararı alındı!
Bizim gençliğimizin gittiği yol yol değil de tımar etmeye mi çalışacak birileri…
Eğer böyleyse buna kim onay verir ki!
Ayrıca bu maya tutmaz aksine geri teper…
…
Ve son olarak bunun için yapılan eylemler…
Gençlerin buna gösterdiği tepkiler!
Aslında biraz da siyaset tütüyor bu…
Siyaset olmasa daha güzel olurdu, anlam taşırdı!
Ama aksine hem siyaset hem de gençlere ‘Gezi parkı ruhu’ aşılanıyor belli ki…
Sokaklara dökülsünler, rejime isyan etsinler, gerekirse bu uğurda can versinler!
İsyan etsinler, kırıp döksünler, gerekirse meclisi bassınlar…
Kim ne kazanmış ki kırıp dökerek, Meclis basarak!
Milletin huzurunu kaçırmaya kimin hakkı var…
…
Ve Mustafa Arabacıoğlu’nun açıklamaları…
Gençlerin Meclis eyleminde kullandıkları pankartı iki tane vekilimiz sokmuş içeri!
İyi halt etmişler o zaman…
Bu kadar mı cesurlar yani!
O zaman bir adım öne çıkıp ‘biz yaptık’ desinler…
Ve şunu da iyi düşünsünler;
Kendi devletin vekiline ‘hoşt köpek’ deme cesaretini gösteren gençler bu fazla vekilleri linç etmeye kalkışsalardı bundan çok mu mutlu olacaklardı!
Hadi şimdi bir adım öne çıkın lütfen…
Gençleri kışkırtmak çok kolay değil mi!
En kötü dönem hangisi!
Önce Talat açıkladı…
“Türkiye ile en kötü dönemimizi” yaşıyoruz diye!
Çünkü ona göre bu hükümet Türkiye’ye teslim olmuş ve emir askeri haline gelmişti…
Sonra Özgürgün’den geldi buna cevap;
“Türkiye ile ilişkiler öyle kötü duruma getirildi ki bunu telafi etmek zor olacak’ dedi!
O da CTP-DP hükümet dönemini kastetmişti elbette…
Aslında görüntü şudur…
Hem CTP hem de UBP dönemlerinin hepsi kötüdür ikili ilişkilerde!
CTP aşırı tepkiler verip, anlamsız diklenmeler yapıp kırgınlıklara neden oluyor…
UBP de bunun tam aksini, teslimiyetçi bir politika izliyor çünkü onlar da proje özürlü!
Burada dengeyi bulan ve Türkiye’ye kafa tutmaktan daha ziyade Kıbrıs Türkünü anlatabilen bir siyasete ihtiyacımız var…
Bu kadar mı zor bir şey bu!
Yönetim Kurulu uyumasın!
Reddediyoruz Platformunun Lefkoşa’daki yürüyüşü ve eylemi…
Türk Ajansı Kıbrıs bu haberi önce gündeme koymuş sonra da silmiş ve haber bülteninde yer verilmemiş…
Şikayet edenler elbette haklıdır!
Belli ki birileri bu haberin girmesini istememiş…
Burada önemli olan kimin talimat verdiği!
Dün yönetim kurulunda bulunan arkadaşların da buna tepkisi yayınlandı gazetelerde…
Şikayetçi olmayan yok!
Ama belli ki onlar da uyumuş…
Haberin girmediği daha eylem gecesi belli olmuştu!
Niçin suskun kaldılar?
Niçin o gece olağanüstü olarak yönetim kurunu toplayıp da haberin yayınlanmasını sağlamadılar!
Şimdi haber gündeme girmese belki sorun olmayacak ama gündeme girdikten sonra çıkarılması hoş olmadı…
Bu arada yönetim kurulu üyesi arkadaşların da hiç şikayet etme lüksleri yok!
Herkes kendiyle de yüzleşsin lütfen…
MESAJ KUTUSU
Sayın Mustafa ARABACIOĞLU, gözlerinizle gördüğünüzü iddia ettiğiniz meclise pankart sokan vekiller olduğunu söylediniz ama bunu isim vermeden yaptınız. Peki Meclis Başkanlığına bunu şikayet ettiniz mi! Eğer etmediyseniz hemen bugün edin deriz!
…
Sayın Kutlu EVREN, Muhaceret ve Nüfus Kayıt Dairesi’nde köklü bir değişime gitme kararı almanız yerinde ve doğru bir karar oldu. Bazı dairelerdeki arkadaşlar uzun zaman sonra o makamları babadan kalma miras olarak görüyorlardı.
…
Sayın İsmail ARTER, Mağusa’nın kızı ve babasız kalan minicik yavrusu sizin ve tüm Mağusa camiasının bu zor günlerde yarım kalan aileyi kucaklamasını bekliyor. Bu konuda hassasiyet göstereceğinizden hiç kuşkumuz yoktur…
…
Sayın Neriman SAYGILI, Reddediyoruz Platformunun eylemi konusunda yönetim kurulu üyeleri de dahil herkes konuştu şimdi söz sırası size geldi! Haberin bültenden çıkarılması konusunda yüksek makamlardan talimat aldınız mı!
…
Sayın Fikri ATAOĞLU, bakanlığınızın yetkili muhasebecisi Özhan bey keyfi olarak 1 Haziran tarihinden beri çekleri imzalamayınca alacağı olanlarda ciddi sıkıntılar yaşanmaya başlamış. Hayırdır bakanlıkta ödemeler bu arkadaşın cebinden mi çıkıyor acaba!
…
Sayın Halil TALAYKURT, Merkezi İhale Komisyonu yeni düzenleme ile müsteşarlık düzeyinde olacağından sorumluluğunuz hayli fazla olacak. Bu arada sizin adınızı duyup sevinmeyenler de var haberiniz olsun istedik!
…
Sayın Cemil SARIÇİZMELİ, Mehmetçik Belediyesi olarak Türkiye’den gelen suyu kabul etmeniz bölgede derecesiz memnuniyet yarattı ama parti içinde bazı kişiler sırf MYK üyesi olduğunuz için arıza çıkarmaya başladı! Çoğunluk memnuna sıkıntı yok!
…
Sayın Hasan TOSUNOĞLU, Küçük Kaymaklı Spor Kulübü’nün başkanlığı için camiadan yoğun baskı yapıldığını duyduk. İyi bir ekip kurarak pek ala takımı şampiyon adayları arasına sokabilirsiniz, gözünüzü kapayıp kabul edin deriz…
…
Sayın Osman IŞISAL, köpeklerin uyutularak toplanması konusunda belediyenin yaptığı açıklama çok tatmin edici olmadı. Zira bazı köpekler iğneden uyuşmayınca işkence çeker hale geliyorlarmış. Daha hassas olmanız bekleniyor!
…
Sayın Ahmet LATİF, Akdoğan’da açılan kuyulardan biri hariç diğerlerinin hepsin de koli basili yüksek su çıktığı halde hala bir açıklama yapmayı düşünmüyor musunuz! Bilirsiniz özür dilemek de medeniyetin bir gereğidir değil mi!
…
Sayın Cemal ÖZYİĞİT, bir Rum gazetesine verdiğiniz demeçte çözümden sonra da garantörlüklerin devam etmesini söylemeniz Güney’de tepki ile karşılandı ama Kuzey’de de tam tersi memnuniyet yarattı. Aklın yolu birdir değil mi!
…
Sayın Emin AKKOR, TAK’ın bu durumlara düşmesi ne yazık ki büyük bir talihsizliktir. Bundan böyle sorumluluğunuz daha da büyümüştür, tüm yönetim kurulu arkadaşlar için asıl şimdi kuruma sahip çıkma zamanıdır!
…
Sayın Mehmet ÖZKARDAŞ, aile boyu yataklara düşmenize üzüldük büyük geçmiş olsun! Türkiye’den gelen su şebekeye verilmedikçe bu tür bakteriyel hastalıkları artık normal karşılayacağız. Dünyanın başka bir yerinde yok böyle bir şey!
…
Sayın Tahir HOCA, Lefkoşa’da bir süre önce açtığınız ev yemekleri restoranının epey rağbet gördüğünü ve sunulan yemeklerin de hayli lezzetli olduğunu öğrendik. En kısa zamanda kutlamaya geleceğiz haberiniz olsun!
…
Sayın Necdet OSAM, DAİ ve DAK’ı geri alıp DAÜ bünyesine sıkmak için girişim başlattığınız yönündeki haberler camiada büyük memnuniyet yarattı. Umarız en kısa zamanda sözünüzde durup buradaki yanlışı düzeltirsiniz!
…
Sayın Dürdane ACI, Mağusa Kaymakamı olarak ilk icraat bölgedeki ralliyi engellemek oldu ama maalesef konu sizin ilgi alanı dışında tutulunca bu etkinlik engellenemedi. Yine de hassasiyetiniz için teşekkür mesajlarınız var…