Günay Kibrit niçin aktif siyasete girdi?

30 yılı aşkın bir süreden beridir engellilerle ilgili birçok sivil toplum örgütünde çeşitli kademelerde görev yapmış biri olarak hep gözlemlediğim şu olmuştur. Gerek kişisel gerekse örgütsel olarak engellilerin yaşamış olduğu haksızlıkların veya ayrımcılıkların, insan hakları ihlallerinin düzeltilmesi, uygun yasaların tadil edilmesi veya eksik olan yeni yasaların yazılıp uygulamaya girmesi veya mevcut olan yasaların uygulama aşamalarının denetiminin ilgili merciler tarafından yapılması noktasında bu güne kadar engelliler olarak hep ricacı, istekçi ve arzuhalci olduk. Karşımızdaki erk sahibi kişilerin inisiyatifine kaldık ne yazık ki. Bizleri idare edenlerin hep 3 Aralık ta 10 – 16 Mayısta engelliler üzerinden politika yapmalarına şahit olduk. Hiçbir zaman samimi bir yaklaşım ve gerçek anlamda bir engellilerle ilgili devlet politikası göremedik. Ricacı olmaktan kurtulmak, sadece bir gün hatırlanmaktan kurtulmak ve hiç olmayan engellilerle ilgili bir devlet politikasını hayata geçirmek için ihtiyaç duyulan tüm donanıma, bilgiye ve tecrübeye sahip olduğuma inandığım için aktif siyasete girmeye karar verdim.

Nicin CTP’yi seçtim?

Kendimi bildim bileli ve engellilerin hakları ile ilgili mücadeleye başladığım günden bu güne kadar engellilerin hep onurlu, üretken, adil, toplum içerisine tam ve eksiksiz katılabilen kısaca insan olarak yaşamlarını sürdürebilmeleri ilkelerini benimsemiş biriyim. Ayrıca insan haklarına, uluslararası bir hukuk sistemine sahip dünya devletleri gibi vatandaşlarının tümünün eşit statüde yer alacağı bir yapı içerisinde yaşamaları gerekliliğine inanmaktayım. Bu ilkeleri bünyesinde barındırdığına inandığım için CTP’ den aday oldum.

Devletimizin engelli insanlarımıza her dönem yetersiz yaklaşım göstermesinin nedeni, ülkemizde engellilerle ilgili kurumsal bir yapının ve devlet politikasının olmamasıdır. Günü birlik palyatif çözümlerle o günü kurtarmaya dönük çabalar ve bu çabaları politika olarak benimsemeleri nedeniyle, engellilerin hep acınacak, yardıma muhtaç, zavallı olarak görmeleri ve haklarını dahi vermekten sanki lütfediyor gibi görülmesi nedeniyle her dönem yetersiz ilgiyle yaklaşmaktadırlar.

Hükümetler verdikleri sözlerde niçin durmuyor?

Çünkü engellilerimizi siyasi bir tehdit olarak kabul görmüyorlar ne yazık ki. Son dönemlerde gündemde olan Polis değişiklik yasası ve geçicilerin kadrolaması yasalarının nasıl gündeme geldiğini çok iyi tahmin edebiliyor ve çok manidar buluyoruz. Fakat engellilere gelince bizleri yok farz ettikleri için bu tehdidi önemsemiyorlar. Hâlbuki bu gün kayıtlı 5500 arkadaşımız vardır. Anne baba ile hesaplarsak 15000 kişilik bir kitleden bahsediyoruz. Engellilerimizin çok büyük bir kesimi de ekonomik olarak daha ihtiyaçlı bir kesimden oluşmaktadır. Bu durum da küçük kişisel menfaattarının karşılanması durumunda siyasi olarak ilgili hükümetlerin avantajına bir gelişme sağlamaktadır. Benim engelli arkadaşlarıma aktarmak istediğim hiçbir şekilde bizler aciz durum da değiliz. Onurumuzu, kişisel günübirlik çıkarlarımız için kimsenin avantajına kullandırtmamayı başarmalıyız. Toplumsal veya zümresel haklarımız sonuna kadar savunmalıyız.

Meclise girmeyi başarabilirsem ki buna halkımızın onay vereceğine sonuna kadar inanmaktayım ilk iş olarak 2010 yılında meclisimizce kabul edilen BM Engelli Hakları Sözleşmesi’nin bu güne kadar hiç uygulanmayan maddeleri için gerekli tüzüklerin hazırlanması olacaktır. İkinci olarak var olmayan özel eğitim yasasının günün koşullarına uygun bir şekilde hazırlanmasını ve meclisten geçirilmesini sağlayacağım. Üçüncü olarak sosyal devlet anlayışının tam anlamıyla her kesim için uygulamada olmasın sağlayacağım ve bir diğer konu ve belki de en önemlisi engellilerle ilgili bir devlet politikasının oluşmasını sağlamak olacaktır. 6. Bana göre ülkemizin şu anadaki en önemli konusu ekonomik gelişmeler, sosyal adalet, sağlık ve eğitimdir. Bu yönde de aday olduğum partim CTP’nin bu dört konu ile ilgili çözüm ve uygulama aşamaları ile ilgili detaylı projeleri de vardır…”

Sadece merak işte?

Gaminilerin yıkılmasını kim engelledi?

Dün Güzelyurt ve çevresinde kanser yaydığı iddia edilen gaminilerin yıkımına nihayet başlandı…

Başlandı da perde gerisinde de bir takım olayların yaşandığını öğrendik!

Bazı siyasilerin devreye girerek yıkımı en azından seçimlere kadar tehir etme iptalini istediklerini…

Bu konuda iki bakanlık karşı karşıya gelmişti!

Biri yıkım kararı çıkarırken bir diğeri yıkımı gerçekleştirmemek için ayak sürüyordu…

Şoför okulları artık güvenli değil!

Önce 3 kişi tutuklandı…

Önceki gün bir yenisi daha!

Adamlar tezgahı kurmuşlar evrak sahteleyerek sürüş ehliyeti dağıtıyorlar…

Hem de sınava bile sokmadan!

Konuyla yakından ilgili olanlar aylardır uyarıyor ama kimsenin umurunda bile değil…

Hadi artık seçim sürecinde bir şey beklemeyiz de!

Seçim sonrası konu mutlaka çok da ciddi olarak artık masaya yatırılmalıdır…

Karpaz uyanıyor mu?

Daha önceki yıllarda yapılan seçimlerde Karpaz’da hep blok oylar ön plandaydı…

Siyasiler aşiret reislerini kafa kola alır ve oyları kamyonla gütürürdü!

Artık burada da çok şey değişiyor…

Mühür neredeyse yok denecek kadar az olacak!

Vatandaş karmaya yöneldi…

Sanki de geçmiş yılların bir hesaplaşması olacak gibi gözüküyor!

İşte bu iyiye işaret…

COMAR niye açıklamıyor?

Topun ucundaki Gezici’ye eleştiriler devam ededursun…

Bir de Asil Nadir’in sahibi olduğu COMAR adlı bir kamuoyu araştırma şirketi var ülkemizde!

Bu seçim sürecinde de anket yapmaya devam ediyorlar…

Bir tanesi elimize ulaştı çok farklı sonuçlar var ankette!

Polemik yapılmasın diye yayınlamayı düşünmüyoruz ama soru şu;

Asil Nadir niçin genel seçim anketlerini gazetesinde yayınlatmıyor?

Artık yerli şirketlerin de ön plana çıkmasından yanayız…

MESAJ KUTUSU

Sayın Kamil KAYRAL, seçim öncesi olsa da cesur çıkışınız ve açıklamalarınızdan dolayı tebrik ederiz! İşte bu memleket de kıvrılmayan dans etmeyen ve boyun eğmeyen insanlar ne kadar çok olursa o kadar daha kolay huzur ve refaha kavuşur. Başarılarınızın devamını dileriz…

Sayın Asil NADİR, kamuoyu araştırma şirketiniz genel seçimler nedeniyle defalarca anket yaptığı halde bunlardan birini bile henüz yayınlamadınız! Oysa seçimler konusunda yerli bir şirket de muhakkak bu işlerin içinde yer almalıdır değil mi?

Sayın Tufan ERHÜRMAN, nasıl başardınız bilemeyiz ama seçim öncesi partide ve adaylarda müthiş bir disiplinli tavırlar gözlenmeye başladı! Hele de gereğinden fazla gereksiz konuşanlar ne hikmetse artık kendilerini frenlemeye başladılar…

Sayın Ersin TATAR, Gezici anketinde çıkan isminiz konusunda bazı ihbarlar yapılmaya başlandı ve bunlar yenir yutulur cinsten değil! Umarız duyduklarımız doğru değildir aksi halde büyük bir prestij kaybı yaşayabilirsiniz!

Sayın Abbas SINAY, bu kez aday olmadınız ama özellikle bölgenizde o kadar çok oy potansiyeline sahipsiniz ki bu nedenle işaret edeceğiniz adayların akıbeti neredeyse sizin ellerinizde. Bunun keyfini çıkarın  deriz…

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, sanki de bu kez kazanma hevesiniz eskilere göre yok gibi geldi bize ama deniş aşırı yerdeki dostlarınız devreye girdi ve ciddi bir destek görmeye başladınız. Bunu iyi değerlendirmekte yarar görüyoruz…

Sayın Şener ELCİL, yani Özdemir bey bakanlıktan uçtu gitti ama siz hala onun peşini bırakmıyor ve bastırmaya devam ediyorsunuz. Bari şu seçim süreci bir geçsin de ondan sonra hesaplaşın ki seçimlere etki etmesin!

Sayın Barış SEL, memleket ve siyasiler seçim derdindeyken sizin ve ekibinizin önemli uyuşturucu operasyonları gözlerden kaçmıyor! Memleket aşkı asıl böyle bir şey olsa gerek değil mi? Başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz…

Sayın İzlem GÜRÇAĞ, adaylık sürecinde göze görülür bir inişteydiniz ama son günlerde hızla bir yükselişe geçtiğiniz söyleniyor! Bu arada bazı önemli güçler de devre girdi diye duyduk. Denek ki biraz daha efor sarf etmekte yarar var değil mi?

Sayın Murat GEZİCİ, bundan böyle KKTC’de hiçbir siyasiyle polemiğe girmeyeceğinizi ve tamamen açıklamaları avukatlarınıza bıraktığınız söyleniyor! Doğrusunu yapıyorsunuz çünkü artık bu konu mahkemede bir son bulmalıdır…

Sayın Hüseyin EKMEKÇİ, şu kumar baronu ve seçimlerle alakasını epey dile getirdiniz ama nedense bir türlü bu baronun kim olduğunu deşifre edemediniz. Sizin gibi cesur bir basın mensubundan çok daha fazlasını bekliyoruz…

Sayın İlker İPEKDAL, köy ziyaretlerinde gördüğünüz ilgiden dolayı epey memnun olduğunuz gözleniyormuş. Buralarda bireysel değil de partiniz için mühür çalışması yaptığınız da gözlerden kaçmıyor, en doğru olanını yapıyorsunuz…

Sayın Mehmet Ekin VAİZ, DP’nin seçim reklamı filmlerinde de yine farkınızı göstermeye başladınız. Partililer bu konuda çok şanslı olduklarını düşünüyorlar. Bu işi Türkiye’de yapsanız asıl o zaman el üstünde tutulursunuz. Kolay gelsin…

Sayın Ferhat ERİŞİR, beklenmedik rahatsızlığınızı üzülerek öğrendik, büyük geçmiş olsun. Madem ki eski sağlığınıza kavuştunuz şükürler olsun demek gerekir değil mi? Nazara geldiniz sanırım sizi bir okuyup üfletelim mi?

Sayın Engin ARI, soğuklar başlamış ve artık şömine de yanmaya başlamış. Bu arada eve gelecek olan misafirlerden pastırmaları da yanlarında getirmelerini istemeniz yasal ama pek de etik olmasa gerek değil mi?