Zaroğlu, bu süreçte gerekli denetimlerin yapılması ve devlet otoritesinin hissettirilmesi gerektiğini, bazı iş yerlerinin gerekli tedbirlere uyduğunu ancak bazı iş yerlerinin uyumadığını ifade ederek, denetimlerin caydırıcı olacağına inanç belirtti.

Hükümetin muhalefete bu süreçte çok önem vermediğini, ilk aşamada fikir alışverişi yapıldığını ancak son dönemde bunun yapılmadığını ifade eden Zaroğlu, hükümetin, açılıma rağmen iş yapamayacak işletmelere yönelik ne gibi tedbirler aldığını sordu.

Diyalog TV olayına da değinen Zaroğlu, Diyalog TV’nin yayınının program sunucularının sözlerinden dolayı durdurulmadığını, gazetecilik sınırlarını aşan bir konuğun ısrarla sürdürdüğü yorumları yüzünden durdurulduğunu kaydetti. Bu konuda bu tür açıklamalara izin verdiği gerekçesiyle Yüksek Yayın Kurulunu da eleştiren Zaroğlu, RTÜK’ün devlet uydusu üzerinden Türkiye cumhuriyeti devletine hakaret edilmesine izin vermemesinin hangi yüzle eleştİrilebileceğine işaret etti.

Zaroğlu, burada yapılanın kapatma değil sözleşmede de yer alan durdurma kararı olduğunu ifade ederek, basın veya ifade özgürlüğünün kimseye bir Cumhurbaşkanına televizyonlardan hakaret etme hakkı vermediğini söyledi. Zaroğlu ayrıca kimsenin de alt yönetimi veya baskısı altında olmadıklarını kaydetti.

Aynı şahsın oğlunun yakın tarihte ülkeye geldiğinde karantinaya alınmadan kendi oteline de götürüldüğünü ifade eden Zaroğlu, bunun sorumlusunun kim olduğunun Meclis kürsüsünden açıklanmasını istedi.

Editör: TE Bilisim