Ülkede zorunlu ihtiyaçlara ve özellikle benzine rutin aralıklarla yapılan zamlar halkımızın alım gücünü düşürmekte ve geleceğe yatırım yapmalarını hayalleştirmektedir.
Anayasamıza göre ülkemizin temel yapısını oluşturan en önemli unsurlardan biri “Sosyal Adalet” (Sosyal Devlet) ilkesidir. Sosyal devlet anlayışında, devletin sosyal ve ekonomik hayata müdahalesi yoluyla, sınıf çatışmalarını yumuşatan ve milli bütünleşmeyi sağlamaya çalışan bir devlet anlayışıdır.
Sosyal devlet, ferdin huzur ve refahını gerçekleştirerek bunu teminat altına alan, kişi ve toplum arasında denge kuran, emek ve sermaye ilişkilerini dengeli olarak düzenleyen, ekonomik ve mali tedbirler alarak çalışanlarını koruyan ve ayrıca işsizliği önleyici tedbirler alan devlettir.
Ancak hükümetlerin son yıllarda ekonomik önlem ve mali kriz gibi suni gerekçelerle yaptıkları zamlar sosyal adalet yapısını yıkmaktadır. Son dönemlerde benzin, mazot, elektrik ve sair hizmetlere yapılan zamlar karşısında yıllardır maaş artışı alamayan ve sefalet seviyesinde asgari ücretle geçinmek zorunda kalan insanlarımız büyük maddi zorluklar yaşamaya ve içinden çıkılmaz bir girdaba doğru gitmektedir. Hükümetlerin yaygın ve süreklilik arz eden zam kararları halkımızın alım gücünü zayıflatmakta ve ayakta durma güçlerini yok etmektedir.
Tamamen orta halli ve fakir halkın zararına yapılan icraatlarla ülkede yaşayan insanların huzur ve refahının ortadan kaldırıldığını görmekteyiz. Bu anlayışın sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmadığı aşikardır ve hükümetin anayasayı hiçe sayarak toplum nezdinde Anayasayı da anlamsız ve değersiz bir belge haline soktuğunu görmekteyiz.
Zenginlerden vergi alamayan ve ayrıca servet vergisini getiremeyen ancak bu mutlu azınlık karşısındaki halk çoğunluğunu ezmekten çekinmeyenin bizi idare eden siyasi anlayışlar olduğunu unutmayalım.
Barış Mamalı
(LEFKOŞA BAĞIMSIZ MİLLETVEKİLİ ADAYI)
Editör: TE Bilisim
