Kıbrıslı Rumların yapamadığını yapmaya yemin ettiniz sanki.

Yok mu başka işiniz gücünüz sizin?

Her seçim dönemi işin kolayına kaçarak oy devşirmekten ne zaman vazgeçeceksiniz?

Ne zaman oynadığınız oyunun ateşle oynamak olduğunu anlayacak ve güttüğünüz ucuz politikaların Kıbrıs Türk toplumunun içine bırakılmış bir bomba olduğunu ne zaman kavrayacaksınız?

Görmüyor musunuz yoksa umurunuz değil mi, oynadığınız modası geçmiş ucuz oyunlar ile Kıbrıslı Rumların yapamadığını toplumsal düşünceye ilmik örer gibi nakış nakış ektiğinizi?

Politikalar ve toplumsal sorunların çözümüne yönelik ortaya koyacağınız siyasetler ile oy kazanmaya çalışmak olmalı tek işiniz.

Biriniz ; anavatan Türkiye’ye saldırmanın dayanılmaz hafifliği ile sandıktan çıkmanın hesabında, bir diğeriniz; sanki anavatanı seven tek kendi imiş gibi ve kendisi dışında herkes “vatan haini!” algısı ile oy avcılığı peşinde.

Bırakın artık, TC-KKTC ayrımcılığı üzerinden oy artırma yarışını.

Vazgeçin artık her seçim dönemi “bizi bize” düşürerek oy devşirmekten.

Kriz yaratarak ve suni gündemler inşa ederek oyunlar oynamanızdan bıktı usandı, Kıbrıs Türk toplumu.

Farkında değilsiniz ama kim daha milliyetçi kim daha çözümcü kavgalarınızdan da gına geldi.

Komşuyu komşuya düşürmekten, toplumu kamplara bölmekten vazgeçin be artık.

Yeter artık, ucuz oyunlarınız ile sırf seçilmek ve yeniden seçilmek uğruna TC-KKTC ayrımcılığını körüklemekten.

Yok mu sahi başka işiniz gücünüz.

Mesela toplumsal sorunlara dair ortak akıl temelinde kalıcı çözümler üretmek sizlerin işi değil mi?

Sizlerin işi değil mi artan Covid-19 vakalarının karşısında toplum sağlığı için önlemler almak?

Covid-19 sürecinin ülke ekonomisine verdiği zararları ortadan kaldırmaya yönelik kalıcı ve yapıcı çözümler üretmek, sahi kimin işi?

Böyle devam ederseniz ey Efendiler, bilin ki Kıbrıslı Rumların başaramadığını sizler başaracaksınız.

En azından Güney Lefkoşa’da bir sokağa ya da bir caddeye kim bilir belki de bir çocuk parkına adınız bile verilir, Kıbrıs Türk toplumuna yaptıklarınızdan dolayı.

Toplumsal sorunlara dair politika üretmeye ne gerek var değil mi?

Nasıl olsa her 12 ayda bir seçim var, sol taraftaki diğerini statükocu diye suçlayarak oy artırır, sağ taraftaki de diğerini Rumcu diye deşifre eder ve bir seçim daha geride kalır.

Sen sağ ben selamet, herkes mutlu.

Yanmasın keten helva hep birlikte değişmeyen yüzler ile bir sonraki seçime kadar “haydi bütün eller havaya”.

Yazıklar olsun.

Vazgeçin bir toplumun geleceği ile oynamaktan ve bir toplumu ayakta tutan temel değerleri seçimlere meze yapmaktan.

Sakın ve sakın ne olacak demeyin?

Farkında değilsiniz ve belki umurunuzda da değil ama eğer bir toplumun geçmişi ve geleceği arasındaki köprü olan temel değerleri ile sırf yeniden seçilmek uğruna oynamaya devam ederseniz ey Efendiler, gün gelir Kıbrıs Türk toplumunu tarihinden utanan ve geleceğine inanmayan bir azınlık durumuna düşürürsünüz.

Ve unutmayın ki bu topraklarda ne milliyetçilik ne de çözüm iradesi sadece ve sadece sizlerin tekelindedir.

Ve farkına varın artık TC-KKTC ayrımcılığı üzerinden ve “bizi bize” düşürerek oy devşirmek sadece ve sadece Kıbrıs Türküne veya Kıbrıs’ın Türklerine ihanet etmekten başka bir şey değil.

TC-KKTC ayrımcılığı temelli ucuz siyasetleriniz ve toplumsal sorunlar karşısındaki eylemesizliğiniz ise Anavatan Türkiye ile tarihsel bağ ve kader birlikteliğimizi zayıflatmaktan başka bir sonucu olmadığını yıllardır görmemekte ısrar etmenizi de anlamak mümkün değil.

Üretmeyen ve geçmişi ile geleceğine ihanet eden siz seçilmişler artık Kıbrıslı Türklerin kaderi olmamalı.

“Bizi bize” düşürmekten medet umanlar ve böylesi toplumsal bir krizden siyaseten çıkar sağlamak için bekleyen uluslar arası yapıların da ekmeğine bal ve kaymak sürdüğünüz de farkında değilsin.

Neredeyse yarım asırdır devam eden bir satranç oyununda eylemsizlik ve umursuzluğunuz yanında sadece ve sadece seçilmek için “kale”yi zayıflatan suni krizlerinizin Kıbrıs Türk toplumunu götürdüğü noktayı görmekten de acizsiniz, ey Efendiler.

Sahi, yok mu başka işiniz gücünüz sizin?

Editör: TE Bilisim