Siyasi görüşü her ne olursa olsun, hangi partiye mensup olduğu fark etmeden herkes tarafından desteklenmesi gereken bir kampanya.

“Yerli Üretime Sahip Çık” sloganı ile Sanayi Odası tarafından başlatılan kampanyaya destek olmak her Kıbrıslı Türk’ün görevi.

Ve böylesi bir görev ise geleceğe dair bir toplumsal ödev ve sorumluluk aslında.

Devlet erkini elinde tutan Hükümetlerin de temel vizyonu olması gereken toplumsal farkındalıktan çok ötesi aslında “Yerli Üretime Sahip Çık” sloganı ile başlatılan kampanya.

Sanayi Odası aslında bir gerçeği tokat gibi toplumun yüzüne çarptı.

“Yerli Üretime Sahip Çık” sloganı ile Sanayi Odası tarafından başlatılan kampanya ile tüm kesimlerin bildiği bir gerçeğe işaret edilmekte.

“Kral çıplak” diyerek gözümüzün içine acı gerçeği sokmakta, Sanayi Odası.

Sağcısı solcusu hiç fark etmeden tüm kesimler artık tek bir şeyin farkında ;

Geleceğimiz bir ve üretemezsek tükeniş çok uzakta değil.

Ve biliyoruz ki taşıma su ile değirmen artık dönmüyor.

Kıbrıs Türk ekonomisinin tek kurtuluşu üretmek ve sadece üretmek.

Ve yerli üretime motivasyon sağlayacak olan ise tüketiciden önce Devletin göstereceği destekten başka bir şey değil.

Tüm kesimlere önemli toplumsal görevler düşerken en büyük ödev ve sorumluluk ise Devlete diğer bir ifade ile Devlet erkini elinde tutan Hükümetlere düşmekte.

Ve bir misyon ve vizyona dönemsi gereken sorumluluğun ilk ödevi ise Ersan Saner Hükümetine düşmekte.

Üretken Kıbrıs Türk ekonomisini ve çarklarını hareket geçirecek adımların atılmasında UBP-YDP-DP Hükümeti hem teşvik edici hem de kollayıcı olmalı.

Ekonomik üretimde başarı hikayelerine ihtiyaç duyulan hassas bir dönemden geçmekte, Kıbrıs Türk toplumu.

Ve Kıbrıs Türk toplumu başarı hikayelerini gerçekleştirecek potansiyele sahip olduğu ise yadsınamayacak bir gerçek.

Yerli üretimde dünya ile rekabet edecek kalitenin yakalanmasında ise Devlet desteği olmazsa olmaz.

Böylesi bir desteğin ise partiler üstü bir Devlet politikasına dönüştürülmesi ise başarı hikayelerinin Kıbrıs Türk ekonomisine yön vermeye başlamasını da beraberinde getirecektir.

Yerli üretimde kalitenin yükseltilmesinin ise en önemli şartı, mali kaynaklar ile üretim ve ekonominin desteklenmesinden başka bir şey değil.

Doğru politikalar ile kaynakların doğru yönetilmesinin sonuçları yerli üretimde kalitenin artmasından ve başarı hikayelerinin artması sonucunu da doğuracağı aşikar.

Ekonominin tüm alanlarında başarı hikayelerini yaratacak potansiyel ise Kıbrıs Türk ekonomisinin dinamikleri içerisinde mevcut.

Yerli üretime tüketici tarafından gösterilecek desteğin artmasının tek koşulu ise kaliteden başka bir şey değil.

Yerli üretime daha fazla sahip çıkılması yolunda kalitenin artırılmasına yönelik desteğin ise bir Devlet politikası haline getirilmesi elzem.

Devletin “gölge eden” pozisyonundan çıkarak kalite ve rekabet gücü yüksek yerli üretimin “yol haritasını” belirlemesi bir misyon ve vizyon olmalı.

“Yerli Üretime Sahip Çık” sloganı ile Sanayi Odası tarafından başlatılan kampanyaya destek olmak her Kıbrıslı Türk’ün görevi.

Üretmez ve yerli üretime sahip çıkmaz isek yeni bir gelecek kuramayız.

Çünkü Kıbrıs Türkü’nün gidecek başka bir vatanı yok.

Kıbrıs Türk’ü gelecek için “Yerli Üretime Sahip Çık.”

Editör: TE Bilisim