KIBRIS TİME-ÖZEL


Güzelyurt Milletvekili Mehmet Çağlar, yeni kurulan koalisyon hükümetinİN nasıl bir yol izlemesi gerektiği yönünde öngörüde bulunarak, çarpıcı konulara değindi.
Çağlar, yeni kurulan koalisyon hükümetine başarı dilerken, toplumun birçok alanda beklediği toplumsal sorunlara, yasal düzenlemelere çözüm bulmalarını ümit ederek beklediğini dile getirdi. Bundan sonraki süreçte parlamentoda görevimizi en iyi şekilde yapmaya çalışacağız diyen Çağlar, yerel yönetimlerde artık kadınların söz ve görev hakkı sahibi olması gerektiğine vurgu yaparak CTP-MYK’ya ‘fırsat önceliği’ ve Gerçekci ‘kota’ politikası önerisi sunma düşüncesinde olduğunu belirtti.


YENİ HÜKÜMETİN GÖREVLERİ
Çağlar, toplumuzun bu süreç sonrasında beklentisine şöyle değindi;
‘Seçim sürecinde partimiz zaten halktan aldığı stratejilerle toplumun ne istediğini ortaya koymuş ve seçim bildirgelerinde bunlara yer vermişti. Bunların başında seçim yasasından anayasaya, siyasal parti tüzüğünden iç tüzüğe kadar birçok konuda yasal değişikliklere gidebilmek ki bu noktada sıkışan siyasetin önünün açılması da toplumun daha demoktarik bir süreci başlatabilmesi de bunlara doğrudan bağlıdır. Tüm partiler bunu seslendirdiği için toplumsal bir konsensüs da sağlanmıştır.
İkincisi; tıkanan Kıbrıs müzakere sürecinin Ekim ayında başlaması beklenen yeni görüşmelerle açılması ve artık Kıbrıs sorununa BM parametreleri çerçevesinde tarafların da on yıllardır federal çözüm çerçevesinde yürüttüğü görüşmelerin bir sonuca ulaşması için hükümetin önemli bir katalizör olma görevidir.
Üçüncü bir nokta ise; geçmiş dönemde yapılan usulsüzlük ve yolsuzlukların üzerine gitmesi ve yapanın yanında kalmayacağı her hangi partiden olursa olsun ve her hangi görüşten olursa olsun kimsenin korunmayacağı ve yargıya sevk edileceği bir anlayışın hayata geçmesi gerekir.

Diğer çok önemli bir nokta, ekonomik krizin derinleştiği son yıllarda istihdamsızlığın gençlerimizi bu ülkeden umut beklemez bir noktaya götürdüğü günümüzde çeşitli icra alanlarında turizm, üniversiteler, küçük esnaf ve zanaatkârların birçok alanda girişimleri, tarım ve benzeri sektörlerde hükümetin, devletin olanaklar yaratması ve ekonomik krizin aşılarak yeni istihdam alanları açılması gerekir. Buna temel teşkil edecek birçok iş kolunda ülkemizin ihtiyaç duyduğu alanlarda ve mesleklerde insan yetiştirilmesi, eğitim sisteminin buna göre modellenmesi ve kendi ayakları üzerinde büyük ölçüde durabilen bir ekonomi yaratılması şarttır. Unutmamak gerekir ki toplumsal değişim eğitim ve kültür politikaları ile başlar...Gelşşmekte olan tüm ülkeler reform alanları olarak ilk önce eğitim ve kültürü ardından da sağlığı ele almakta ve öncelikle insana yatırım yapmaktadırlar. En son olarak son on yıllık uygulamaları ile Türkiye de buna örnek gösterilebilir.

Son olarak başta Türkiye ve diğer Avrupa ve dünya ülkeleri ile ilişkilerin daha sağlıklı bir zemine taşınması, yeni kurulan bu hükümeti bekleyen ve toplumun da bu hükümetten beklediği en temel noktalardan biridir.

YEREL YÖNETİMLERDE KADIN BAŞKANLAR
Çağlar, Kadınların siyasi süreçlere katılımının yeterli olmadığı yönünde genel bir algı oluşumunu ise şöyle değerlendirdi.
‘Kadınların siyasi sürece katılımındaki en öncelikli araç doğal olarak siyasi partilerdir. Çünkü siyasi partiler siyasetin kurumsal düzeyde üreticisi ve uygulayıcısıdırlar. Fakat ne yazık ki ülkemizdeki siyasi partilerimiz cinsiyetçi ideolojinin bir bakıma taşıyıcısı durumundadırlar. Son günlerde eleştirilen, kabinede hiçbir kadının bulunmayışı bu normun kabine tercihinde yer almaması gözlemlenen bir konudur. Aslında daha da bir olumsuz örnek verilebilir. Kadın erkek eşitliği sol partilerin ideolojik kimliklerinin, diğer tüm eşitlikler gibi, bir parçası olmasına rağmen demokrasinin ve siyasi yaşamın ilk adımı sayılabilecek ve ülkemiz insanlarının tümüne doğrudan hizmet götüren yerel yönetimlerde kadınların temsiliyeti meclisler düzeyinde çok düşüktür, başkanlar düzeyinde ise yoktur.

Bu temsiliyet vitrinde bile kalamamıştır. Ve bu durum ne geçicidir ne dönemseldir ne de yöreseldir. Bu tamamen bir zihniyettir. Yerel yönetimlerde kadınların bu derece ‘yok’ temsiliyeti üzerinde titizlikle çalışılması gereken ciddi bir husustur. Bu cinsiyetçi ideoloji ve uygulama bu eşitsizlik sorunu, kolektif çözümler üretilerek aşılmalıdır.
Nasıl mı?
Örneğin 5 ilçemizde siyaset alanına müdahale edebilecek politikalarla yani en azından 5 ilçe merkezindeki CTP-BG’li tüm aday adayları ve adaylar, yerel seçimlerde neden kadın olmasın?
İlçelerimizde bu görevi hakkı ile yerine getirebilecek birçok donanımlı kadın aday mevcuttur. Bugün Başbakanlık görevini devreden Sayın Sibel Siber olanak sağlandığında hükümetin başında dahi ne kadar başarılı olunabileceğini tüm toplumumuza somut olarak göstermiştir. Yine yerel yönetimlerde çok başarılı şekilde belediye meclislerinde çalışan birçok kadın mevcuttur. Kendi alanlarında çok başarılı olan bunu siyaset ile bütünleştiren toplumumuz içerisinde sayısız kadın vardır. Örneğin Lefkoşa’dan çok değerli bir arkadaşımız olan Alev Şensoy, LTB’de çok önemli çalışmalar yapmıştır. Belediye başkanı olarak örneğin neden bir Oya Talat, Fatma Ekenoğlu, Dudu Erdoğan, Uğur Dağlı, Sıla Usar, Beste Sakallı, Aslı Murat, Çiğdem Dürüst, Hanife Mert, Emel Kişi ve daha birçok değerli isim yerel seçimlerde CTP-BG adayı olmasın? Burada isimlerini vermediğim yüzlerce başarılı ve donanımlı kadın siyasetçimiz olduğunu da çok iyi biliyoruz. Burada isim zikretmem örnek gösterme amacını taşırken diğer isimlerini sayamadığım yüzlerce kadınımız lütfen alınmasın....

Son olarak bu konuda şunu da söylemeliyim;
En kısa zamanda partimiz yetkili organlarına yukarıda bahsettiğim yaklaşımı içerecek ve parti myk’mızın tartışabileceği uygulanabilir bir ‘fırsat önceliği’ ve ‘kota’ politikası önerisi sunma düşüncesindeyim. Bilindiği üzere partimizin tüm seçimlerle ilgili yüzde otuz kadın kotası zaten mevcuttur. Bunu yerel yönetimlerde gerçekleştirmek ve özellikle 5 ilçe merkezinde uygulamak CTP-BG’nin bu konuda ne kadar samimi olduğunun önemli bir göstergesi olacaktır. Hatta seçilecek birkaç yerel yönetimde diğer siyasal partilerin de belediye başkan adaylarını kadınlardan seçmesi önerisini iletletmek, o bölgelerde seçilecek belediye başkanının mutlaka kadın olmasını ortaya sağlayacak ve söylemler yerine gerçekten samimi icraatlar gün yüzüne çıkacaktır. CTP-BG’nin yerel yönetimlerde uyguladığı politikalar parti yerel yönetim politikalarının ne kadar ileri olduğunu göstermiş ve halkın takdirini kazanmıştır. Bu politikalar donanımlı ve girişimci kadın adaylarla daha da ileriye gidebilecektir.’







 
Editör: TE Bilisim