Din İşleri Başkanlığı, personel arasında sürgün olarak addedilebilecek her hangi bir değişikliğin bilgisinde olmadığını da kaydetti.
Din İşleri Başkanlığı Basın Sorumlusu Şükrü Aydın imzasıyla yapılan açıklamada, bugün bir sendikanın ‘65 din görevlisinin sürgün edildiği’ yönündeki iddiası yanıtlandı ve iddiaların gerçek olmadığı vurgulandı.
“Sadece üç üyesi bulunan ve duyumlarını doğrulamadan, karalama amacıyla kamuoyuna açıkladığı” belirtilen bir sendikanın 65 din görevlisinin muhalif oldukları için sürgün edildikleri, 272 din görevlisinin kaderine bırakıldığı gibi ifadelerinin gerçekle uzaktan yakından uyuşmadığı kaydedilen açıklamada, şöyle denildi:
“YASALARDA YER ALMAYAN BİR FİİLİN TERCİH EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
“Kamu personel rejiminin bir parçası olan Din İşleri Başkanlığı’nda yer alan her personel, görev ve hizmetlerini Din İşleri Dairesi Teşkilat Yasası ve diğer ilgili yasaların ortaya koyduğu ilke ve ölçüler çerçevesinde sürdürmek yükümlülüğüne sahiptir. Daha önce de açıkladığımız gibi, dolaylı ya da dolaysız yasalarımızda yer almayan her hangi bir fiilin Başkanlık birimlerince tercih edilmesi hiçbir şekilde mümkün değildir.
Din İşleri Başkanlığı’nda hizmet akışının verimli ve tutarlı yürütülmesinde mevcut yasalar rehber olarak görülmektedir. Bugüne kadar yapılan yer değiştirmelerin tamamı her zaman olduğu gibi ‘Vakıflar İdaresi ve Din İşleri Dairesi Yönetim Kurulu’nun onayı doğrultusunda yerine getirilmiştir. Sürgün olarak addedilebilecek herhangi bir değişiklik başkanlığımız bilgisinde değildir. İddia edilen kişilerin isim listesinin ivedilikle iddia sahiplerince Din İşleri Başkanlığı’na iletilmesi, ayrıca kamuoyuyla da paylaşılması rica edilmektedir.
Kalıcı yer değiştirme yetkisi sadece Yönetim Kurulu’nda olduğu için Din İşleri Başkanı Prof. Dr. Talip Atalay’ın Din İşleri Başkanlığı personelinin yerini değiştirmesi söz konusu değildir.”
KONU MAHKEMEDE
Söz konusu sendikanın daha önce yaptığı ve asılsız iddialar olduğu belirtilen açıklamalarının mahkemeye taşındığı da bildirilen Din İşleri Başkanlığı açıklamasında, “etik ve hukuk ilkelerine dikkat edilmeden üretilmiş bilgilerle Din İşleri Başkanı’nın ve Başkanlığı’nın zan altında bırakılmasını amaçladığı” kaydedilen bu açıklamalar konusunda basın-yayın kurumlarının da duyarlı olması istendi.
Editör: TE Bilisim
