Kıbrıs Türk Kalp Derneği Başkanı Dt. Öner Özerdem, dünyada ve ülkede bir numaralı ölüm nedeninin kalp ve damar hastalıkları olduğuna dikkat çekerek, vatandaşlara daha hareketli bir yaşam ile risk faktörlerinden uzak bir yaşam tarzını benimsemeleri çağrısında bulundu.

Özerdem, 29 Eylül Dünya Kalp Günü dolayısıyla yayınladığı basın açıklamasında, dünyada olduğu gibi ülkede de bir numaralı ölüm nedeni olan “kalp ve damar” hastalıkları ile mücadelede, “risk faktörlerinden uzaklaşma ve korunma” adına yapılan yanlışlıkların, her gün kaybedilen insanlarla ortaya çıktığını belirtti. 

“KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ İSTENİLEN DÜZEYE GETİRİLEMEDİ”

Bilim ve teknolojinin hızla ilerlediği dünyada tıp alanında her gün yeni gelişmelerin kaydedildiğini, ancak tıp alanında bu süreç yaşanırken, ülkede halka hak ettiği sağlık hizmeti veren bir sistemi henüz yaratamadıklarını ifade eden Özerdem, toplumun yaşam kalitesinin yükseltilmesi için sistemik hastalıklara yönelik koruyucu sağlık hizmetlerinin de henüz istenilen düzeye getirilemediğini kaydetti.

Özerdem, dünyada ve KKTC’de kalp ve damar hastalıklarından dolayı ölümlerin diğer hastalık ve ölümlerden çok daha fazla olduğunu, yılda 20 milyon insanın kalp ve damar hastalıklarından kaybedildiğini ve 2030 yılına kadar bu sayının 30 milyon dolaylarında olacağını “Dünya Sağlık Teşkilatı”nın öngördüğünü ifade etti ve şöyle devam etti:

“İnsanımızın en üretken dönemlerinde genç yaşta kaybedilmeleri hem ailelerinin, hem de toplumun ortak kaybı ve üzüntüsü olmaktadır. Sağlık ile ilgili artan ihtiyacın ve beklentilerin karşılanmasının ancak işbirliği ile mümkün olacağı yaklaşımını ve sivil toplum kuruluşlarının bu yöndeki önemini bir kez daha ciddiyetle ele almalıyız.

Kıbrıs Türk Kalp Derneği olarak özellikle çocuk ve gençlerimizin korunma ve bilinçlenmeleri yönünde yıllardır sürdürdüğümüz çalışmalarımız ve önerilerimizi Eğitim ve Sağlık bakanlıklarının ciddiyetle ele almaları halinde, koruyucu hekimlik adına daha da başarılı olacağımıza inanıyoruz.

Kalp hastalarının teşhis, tedavi ve kontrol devrelerinde oluşan sorunlarının aşılması ve ülkede araştırmalar yapmak ancak kardiyoloji ünitelerinin mali açıdan ciddi ve özerk bütçelerle desteklenerek bağımsız çalışan enstitüler haline getirilmesi ile mümkün olacaktır.

Bugünkü yapı ve anlayışla devam etmek ancak günü kurtarmaya çalışmaktır. İnsanımızın daha hareketli bir yaşam ile risk faktörlerinden uzak bir yaşam tarzını benimsemeleri, bireysel olduğu kadar sağlıklı bir toplum olmamızı sağlayacaktır.

Çocukları internette değil yollarda dolaştıran, araba kullanan değil yürüyen ayaklar olalım.”

Editör: TE Bilisim