Escape Clup yöneticisi Harun Köftecioğlu, gündem konusu olan gazın “uyuşturucu” olarak lanse edilmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, “’Uyuşturucu sattılar’ diye suçlamasınlar. Biz bilmediğimiz bir gazı sattırdık, suçumuz odur. Bilerek, isteyerek nasıl zararlı bir şeyi aşikâr satalım” dedi.

Gıdada kullanılan bir maddenin insan sağlığına zararı olmayacağını düşündüklerini ifade eden Köftecioğlu, “Şayet bu madde insan sağlığına zararlıysa ve ortaya çıkmasına neden olduysak bundan mutluyuz. Bunun kulüpte satışına izin vermeyiz” şeklinde konuştu.

Alsancak’ta faaliyet gösteren iki ayrı eğlence merkezine düzenlenen operasyon sonucunda “Nitroz oksit” gazı olduğu tespit edilen tüplerle ilgili tutuklanan Escape Clup yöneticisi Harun Köftecioğlu, yargısız infaz edildiklerini savundu. “Kesinlikle ben, ya da biz şirket olarak tehlikeli-tehlikesiz savunması yazacak değiliz. Ancak polis bu tüplerin içinde ne olduğunu bilmeden bizleri deşifre etmiştir” diyen Köfteci, tüplerin içeriğinin “uyuşturucu madde” olarak lanse edildiğini, oysa Devlet Kimya Laboratuvarından gelen sonuçta uyuşturucu olmadığının belirtildiğini kaydetti.

İnsan sağlığına zararlı bir maddeyi kullandırmalarının mümkün olmadığına dikkat çeken Köfteci “Bu madde insan sağlığına zararlıysa ve ortaya çıkmasına neden olduysak bundan mutluyuz. Bunun kulüpte satışına izin vermeyiz” dedi.

Escape Clup’un müdürü Harun Köfteci “Kahkaha gazı” olarak lanse edilen ve geçici mutluluk verdiği iddia edilen tüple ilgili olarak Haberal Kıbrıslı Gazetesi’ne konuştu.

Mahkemeye giden süreci anlatan Köftecioğlu, bu gazın üç günlük bir etkinlik için kendilerine önerildiğini, bunu zararsız olduğu düşüncesiyle kabul ettiklerini belirtti. “Zararlı olduğu bize söylenseydi asla kullanılmasına izin vermezdik” diyen Köftecioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Clubümüzde etkinlik yapmak için gelen üç arkadaşın ‘parti yapacağız, şunu yaparsak, iyi olur’ düşüncesiyle başladık. Gaz ne, nerde kullanılır dediğimizde ‘kahve dükkânlarının kullandığı krema’ dendi.

“Gıda sektöründe kullanılan bir ürünün zararlı olacağını düşünmedik”

Bunu kahvede kullanıyorlar demek zarar vermez demek değil, ama gıda sektöründeki bir ürünün zararlı olacağını düşünmedik. Diğer kulübün de bir buçuk aydır sattığını öğrenince ‘demek ki sıkıntı yok’ diye düşündük. İkinci kullandığımız gün olan Cuma günü polis geldi. Balonla ilgili soru sordu, diğer dükkânda kullanıldığını, kahvede kullanılan krema olduğunu söyledik. Onlara ‘bunun içinde zararlı madde mi var, niye soruyorsunuz’ deyince, ‘yasaktır, ya da yasaldır diyemeyiz’ dedi.

“Zararlı madde varsa satışı durduralım’ dedik”

Biz ‘zararlı madde varsa satışı durduralım’ dedik. Onlar da satın- satmayın demedi ve ‘iki emare alıyoruz, bununla ilgili test yapacağız’ dedi. ‘Test sonucunu bildirin, satışı durduralım’ dedik. Bir gün club’da kullanınca bu balonu satmak isteyen birçok kişiden telefon aldık. Bunun üzerine yaptığımız görüşmelerden sonra bir arkadaşımıza bir mesaj attık: “Kardeş bu balon işini bu gece son yaptırıyorum, polis geldi, test yapacaklarını söylediler. Test sonucundan sonra devam edecekse ben sana bilgi veririm’ dedim.

bizim_sucumuz_bilmedigimiz_gazi_satmak_h44763.jpg

“Tüm dünyada kullanılıyor dediler”

Cumartesi gecesi de partiyi düzenleyenlere, ‘bu gece son, askıya alıyoruz, test sonucundan sonra devam edebiliriz’ dedik. Onlar tepki gösterdi. ‘Dünyada kullanılıyor’ dediler. Cumartesi saat 00.30 gibi polis geldi. Bize balon satan çocukları sordular. İşletme müdürünü sordular. ‘Benim’ dedim. Tekrar ‘kâğıt üzerinde kimdir’ dediler, yine ‘benim’ dedim. ‘Balon satanlar gelecek mi’ dediler. ‘Biz bilmiyoruz’ dedik. ‘Biz daha sonra geliriz’ diyerek club’dan ayrıldılar. Daha sonra saat 01.00 civarı balon satan arkadaşlar geldi. Bir buçuk civarında da polis 6-7 kişilik ekiple gelip, tüm malzemeyi toplayıp, beni ve balon satan arkadaşları içeri götürdü. Burada benim onlara bu balon hakkında aktarımım oldu. Attığım mesajı da gösterdim. Bu konuyla ilgili düşüncelerimizi aktardım. Bize verilen cevap, ‘yukarıdan gelen emir işletme müdürünün de tutuklanması yönünde’ oldu. Bize hiçbir bilgi verilmedi. Sadece ‘balon içindeki gazın ne olduğunu bilmiyoruz, testler yapılana kadar içerde tutacağız’ dediler.

“Polis bu maddenin ne olduğunu bilmiyordu”

Araştırmadıkları, bilmedikleri, ülkede satılan bir madde. Kullanım amacının belli olduğu ürün. Evet farklı bir amaçla kullanılmıştı, ama uyuşturucu içeriği olup olmadığını bilmiyorlardı. Daha sonra polislerin tutumu bayram havasındaydı. Onların arzusu ‘ülkenin en büyük operasyonunu yaptık’ demekti. Bu ifadeleri büyük bir keyifle dizdiler, ama bilgileri yoktu. Bu üzücü bir durumdu. Narkotiğin (Narkotik Birimi’nin) bu kadar acemice davranabileceğini düşünemedim. Ben, ‘Narkotik şube çok ciddi çalışan bir birimdir, böyle bir operasyon yaptıysa bunu araştırdılar, içinde bir şey var’ diye düşündüm ama öyle değilmiş.

“Ailelerimiz olaya duygusal yaklaştı”

Mahkemede yaşanan bir olaya da açıklık getireyim; Mahkemeye çıkarılırken prosedür gereği bize kelepçe takmak zorunda kaldılar. Ve bu, haliyle aile yakınlarımızın olaya duygusal yaklaşmalarına neden oldu. Orada gazeteci arkadaşlara bazı ricalarda bulunuldu, ama mahkemeye girdiğimizde gazeteci arkadaşlarla konuştum, ‘Ben de gazeteciyim. Sizden ricam, polis subayının yaptığı konuşmadan sonra bizi de dinleyin’ dedim. Olayı objektif bir şekilde anlatmak yerine kendilerinin rant sağlayacağı şekilde haber yaptılar. Olayın içeriğini araştırmadan, ismini ‘kahkaha gazı’ koydular. Polisle olan diyaloğumuzu sormadılar.

“Sonuçlar temiz çıktığı halde bizi salıvermediler”

Bize iki gün tutukluk verildi. Hâkim, iki gün içinde test sonuçları temiz çıkarsa zanlıların serbest bırakılacağını söyledi. Pazartesi günü saat 15.00’te Devlet Laboratuarından ‘temizdir’ yazısı alındı, fakat bizi serbest bırakmadılar. Bir gün daha tutuklu kalacağımızı ve mahkemeye çıkaracaklarını söylediler. Polis bizim uyuşturucu madde satmadığımızı görünce İlaç Eczacılık Yasası’na girip girmeyeceğini araştırmak istedi. Acı olan, mahkeme günü yapılan haberler… Bizi cezaevi arabasıyla mahkemeye götürdüler. Kelepçeleyip çıkardıkları sırada bizim yanımızda olduklarını göstermek için mahkemeye gelen ciddi kalabalığın tepkisini aldılar. Uyuşturucu olmadığı halde bu şekilde getirilmemiz tepkiyle karşılandı.

“Zararları konusunda açıklama yapılmadı çünkü gazın zararını bilmiyorlardı”

Mahkemeye çıktığımız sürede, Narkotik Şubesi’nin hâkime yaptığı açıklamada uyuşturucu kelimesi geçmedi ve kulübümüzde satılan ürünün ithal olduğunu ve gümrüksüz olduğunu söyleyip dava ettiler. Zararları konusunda açıklama yapılmadı, çünkü gazın zararını bilmiyorlardı. Sonra gazla ilgili çok açıklama yapıldı, ama bu gazın Devlet Kimya Laboratuar’dan görüş alınmalıydı. Bu madde insan sağlığına zararlıysa ve ortaya çıkmasına neden olduysak bundan mutluyuz. Bunun club’da satışına izin vermeyiz.

“Zararlıysa kesinlikle kullanacak değiliz”

Bizim amacımız gazın zararlarını örtmek değil. Zararlıysa kesinlikle kullanacak değiliz. Burada polisin yaptığı operasyona ve gazetecilere tepkiliyim. Polisin, bunun zararlarını anlatmaları ve bunu yaparsak suç olacağını aktarmaları gerektiğine inanırım. Basında yapılan açıklamalar ve hala daha basının bu konu üzerinde rant sağlamaya çalışması beni üzüyor. Bir gazeteci olarak, bu haber anlayışının gazetecilik ilkelerine uymadığını söylemek isterim. Buna müdahil olan gazete sahiplerinin de bu gazetecilik maddelerini gözden geçirmelerini isterim. Bunu araştırsınlar. Bu maddenin uyuşturucu olmadığı ispatlanmıştır. ‘Uyuşturucu sattılar’ diye suçlamasınlar. Biz, bilmediğimiz bir gazı sattırdık, suçumuz odur. Bilerek isteyerek nasıl aşikâr satalım.”

(HABERAL KIBRISLI)
Editör: TE Bilisim