Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi gören öğrencilere veya velilerine bir tercih hakkı sunmayarak ve okullarda Hanefi-Sünni mezhebine yönelik zorunlu din eğitimi vererek temel hakları ihlal ettiğini belirtti.

Dizdarlı, “Okullarda verilen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi eğitiminin, ağırlıklı olarak Hanefi – Sünni mezhebine ve/veya bir mezhebe yönelik olması ayrımcılık yaratmakta ve Anayasası’nın Eşitlik, Vicdan ve Din Özgürlüğü İlkelerine, Milli Eğitim Yasası’nın Genellik ve Eşitlik İlkesine aykırılık oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı.

Emine Dizdarlı, Kıbrıs Pir Sultan Abdal Derneği adına Tuncer Özbahadır’ın, “okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin Sünni İslam inancı doğrultusunda zorunlu ders olarak okutulmasının, Anayasa ve Uluslararası Sözleşmelere aykırı olduğu kadar Vicdan ve Din Özgürlüğü İlkesinin ihlal edilmesine neden olduğu” gerekçesiyle talep ettiği soruşturma sonunda hazırladığı raporu açıkladı.

38/1996 sayılı Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Yasası kuralları çerçevesinde gerçekleştirilen inceleme sonunda hazırlanan okullardaki din dersleriyle ilgili rapor, Cumhurbaşkanlığı, Cumhuriyet Meclisi, Başbakanlık, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı ve Talim ve Terbiye Dairesi’ne de dağıtıldı.

Emine Dizdarlı, yapılan araştırmada, okullarda okutulan derslerin zorunlu veya seçmeli ders olması ile ilgili herhangi bir özel düzenleme bulunmadığı, bu hususun Talim ve Terbiye Kurulu’nun kanaatine göre belirlendiğinin tespit edildiğini kaydetti.

Dizdarlı, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi’nın, ilkokulların 4’üncü ve 5’inci, ortaokulların ise 6’ncı, 7’nci ve 8’inci sınıflarda zorunlu ders olarak haftada 40 dakika, lise ve dengi okullarda ise seçmeli ders olarak okutulduğuna dikkat çekti.

Dizdarlı, “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitapları Türkiye Cumhuriyeti’nden getirtilmekte ancak Temel Eğitim Program Geliştirme Projesi çerçevesinde, tüm sınıflar için, kademeli olarak yeniden yazılmaktadır. Bu bağlamda, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitapları 2016 – 2017 Öğretim yılından itibaren 4’üncü (dördüncü) ve 6’ncı (altıncı) sınıf; 2017-2018 Öğretim yılında 5’inci (beşinci) ve 7’nci (yedinci) sınıf ve 2018-2019 Öğretim yılında ise 8’inci (sekizinci) sınıf ders kitapları sisteme dâhil edilerek okutulacaktır” ifadelerini kullandı.

Emine Dizdarlı, farklı bir dine veya mezhebe ait veya herhangi bir dini inancı olmayan öğrenciler için Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı tarafından onaylanmış farklı bir öğretim/din programı bulunmadığına da işaret etti.

Dizdarlı, ilkokullarda okutulan Din Kültür ve Ahlak Bilgisi Dersleri’nin sınıf öğretmeni tarafından verildiğini, farklı dine veya mezhebe ait veya herhangi bir dini inancı olmayan öğrenciler için öğretmenlerin inisiyatif kullanarak, ders süresi içerisinde farklı etkinlikler yapıldığını belirtti.

Orta dereceli okullarda ise söz konusu dersin İlahiyat Fakültesi mezunu, pedagoji eğitimi de almış görevliler tarafından verildiğini ve farklı bir dine veya mezhebe ait veya herhangi bir dini inancı olmayan öğrencilerin öğretimsel etkinliklerinin ne şekilde farklılık göstereceğinin öğretmenin sorumluluğunda olduğunu anlatan Dizdarlı şöyle devam etti:

“KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı nezdinde yaptığımız soruşturma neticesinde,Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretim programı(müfredatı) uyarınca tüm tek tanrılı dinler ve farklı mezheplerle ilgili dini ve ahlaki bilgiler verilmesi gerekirken okullarımızda ağırlıklı olarak Hanefi – Sünni mezhebi öğretisine yönelik dersler verildiği tespit edilmiştir.

KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı tarafından hazırlanan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 4’üncü – 8’inci Sınıflar Öğretim Programı’nda yer alan Temel Yaklaşım Başlığı altında ‘birleştirici ve mezheplerüstü’ bir yaklaşım benimseneceği yönünde bir ifade kullanılmasına rağmen, tüm okullarda ağırlıklı olarak Sünni İslam öğretisi yönünde eğitim verilmektedir.

17/1986 sayılı KKTC Milli Eğitim Yasası’nın 19’uncu maddesi tahtında Milli Eğitim’de laiklik esastır. Bu ilkeye ters düşmemek koşuluyla öğretim kurumlarında din kültürü eğitimi verilebilir. Milli Eğitim İlkeleri olan ‘Genellik ve Eşitlik’ ilkesi söz konusu Yasa’nın 6’ncı maddesinde yer almaktadır. Her yurttaş hiçbir ayırım gözetilmeksizin öğrenim ve eğitim hakkına sahiptir. Bu madde uyarınca, eğitimde hiçbir kişiye, aileye veya zümreye ayrıcalık tanınamaz.”

Anayasa’ya da atıfta bulunan Dizdarlı, “Vicdan ve Din Özgürlüğü, KKTC Anayasası’nın 23’üncü maddesi tahtında düzenlenmiştir. Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat özgürlüğüne sahiptir. Din eğitimi ve öğretimi bu haklara halel gelmeyecek şekilde Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır” dedi.

Dizdarlı, “Türk Dil Kurumu’na göre zümre, ‘topluluk, takım, grup, camia’ anlamına gelmektedir. Bu durumda, okullarda verilen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi eğitiminin, ağırlıklı olarak Hanefi – Sünni mezhebine ve/veya bir mezhebe yönelik olması ayrımcılık yaratmakta ve Anayasası’nın Eşitlik, Vicdan ve Din Özgürlüğü İlkelerine, Milli Eğitim Yasası’nın Genellik ve Eşitlik İlkesine aykırılık oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı.

Emine Dizdarlı raporunda ilgili mevzuatlara da atıfta bulunarak özetle şöyle dedi:
“Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin amacı dinler hakkında yansız ve tanıtıcı bilgiler vermek ve ahlaki değerleri benimsetmektir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi verilirken önemli olan husus bütün dinlere ve inanma biçimlerine eşit mesafeden bakılması ve insani ve ahlaki değerlerin yerleşmesine katkıda bulunmasıdır. Ancak okullarda okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Derslerinin dinler hakkında tarafsız bilgi vererek ahlaki değerleri benimsetmesi gerekirken, verilen derslerin Sünni mezhebinin öğretileri olduğu saptanmıştır. Uluslararası antlaşmaların iç hukuktaki yeri KKTC Anayasasının 90’ıncı maddesinin 5’inci fıkrasında düzenlenmiştir.

Bu maddeye göre, usülüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası antlaşmalar yasa hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi olarak görev yapan Yüksek Mahkemeye başvurulamaz.

KKTC Anayasası’nın 59’uncu maddesi ve 1950 İnsan Hakları Sözleşmesine ek 1’inci Protokol’ün2’inci maddes itahtında hiç kimse öğrenim ve eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevleri yerine getirirken, ana babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarınagöre yapılmasını sağlama haklarına saygı göstermesi ve ana-babaya bir tercih hakkı tanıması gerekmektedir…İnsan hakları, tüm insanların sahip olduğu temel hak ve özgürlüklerdir. Din, dil, ırk, siyasi görüş ayrımı olmaksızın herkes birtakım temel haklara ve özgürlüklere sahiptir. İnsan hakları ilkeleri evrenseldir ve herkes için geçerlidir. İnsan haklarına gösterilen saygı, o ülkenin uygarlık düzeyinin göstergesidir. İnsan haklarının korunması öncelikle bireyin korunması anlamına gelir ve bu korumanın birinci derecede sorumluluğu Devlete aittir.

Bu bağlamda, KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın, Talim ve Terbiye Dairesi’nin iç hukukumuzun parçası haline gelmiş insan haklarının temelini oluşturan Sözleşmeleri ihlal eden, ayrımcılık yaratan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri ile ilgili çağın gereklerine uygun bir din eğitiminin gerçekleştirmesi için yeni bir düzenlemeye gitmesi ve/veya anılan dersi zorunlu ders olmaktan çıkartıp, öğrencilerin tercihine sunarak seçmeli ders yapması veya söz konusu dersten muafiyet sağlaması İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, KKTC Anayasası’nın ve Milli Eğitim Yasası’nın ilgili hükümlerine daha uygun olacaktır.

KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı okullarımızda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi gören öğrencilere veya velilerine bir tercih hakkı vermeyerek veya okullarda zorunlu olarak Hanefi-Sünni mezhebine yönelik din eğitimi vererek temel hakları ihlal etmektedir ve/veya KKTC Anayasası’nın belirlediği Vicdan ve DinÖzgürlüğü İlkelerine aykırı davranmaktadır

Editör: TE Bilisim