Meclis Genel Kurulu’nda yapılan güncel konuşmalarda, daha sonra hükümet programı, uyuşturucu, DAÜ, bet ofisler, CAS ve KTHY gibi konular tartışıldı.

Konuşmaların tamamlanmasının ardından Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu sona erdi. Cumhuriyet Meclisi’nin bir sonraki birleşimi, 20 Ekim Pazartesi saat 10.00’da yapılacak.

SUCUOĞLU

UBP Milletvekili Faiz Sucuoğlu da hükümet programı ile ilgili konuştu.

DAÜ’nün son beş yılda her yönü ile ileriye adım atmış ve problemlerini aşmış görüntüsü verdiğini kaydeden Sucuoğlu, ya kendilerinin yanıldığını yada ortada başka şeyler olduğunu söyledi.

DAÜ hakkında güncel bilgiler veren Sucuoğlu, bütçenin 5 yıldır denk olduğunu, bu yıl da 2 milyon artı verdiğini söyledi.

Bunları yapan rektörün tekrar neden atanmadığını soran Sucuoğlu, DAÜ’nün “kaosa doğru götürüldüğünü” ve bu konuda açıklama istediklerini; gelişmeleri üzüntü ile izlediklerini ifade etti.

Müdür atanacak kişi hakkında Personel Dairesi’nden sicil araştırması yapılmakta olduğunu kaydeden Sucuoğlu, sicil araştırması yapılmadan ve mazbata konusunda sıkıntısı olan ve savcılık raporlarına göre müsait olmayan bir kişinin Devlet Tiyatroları Müdürlüğü’ne atandığını belirterek, bunu eleştirdi.

Eski 64 CAS Çalışanının 81 gün sokakta kaldığını ifade eden Sucuoğlu, Başsavcılığın ,bu kişilerin KTHY personeli olduğu ve o şeklide işlem görmesi yönünde karar çıkarttığını ifade ederek bu insanlar için gerekli düzenlemelerin yapılmasını istedi.

Trafikte de sıkıntılar olduğunu ifade eden Sucuoğlu, Alayköy yeni yolunda ciddi aydınlatma sıkıntısı olduğunu ve yolun virajlarının görülmediğini ifade ederek, bu konuda gerekli girişimlerin yapılmasını ve karanlık olan tüm sokakların ve ana caddelerin aydınlatılmasını istedi.

Sucuoğlu, trafik konusunda yeterli kontrol ve tedbir olmadığını savundu.

Son üç yılda KKTC’de 700’den fazla iş kazası olduğuna dikkat çeken Sucuoğlu, son yaşanan kaza konusunda 42 gündür tahkikat yapılmasına rağmen sonuç çıkmadığını ileri sürdü.

Ülkede uyuşturucunun yaygınlaştığını ve son komaya giren çocuğun yaşının 13 olduğunu kaydeden Sucuoğlu, uyuşturucu konusunda önlem istedi.

Ülke narenciyesi için Pazar aranırken 5 milyon dolar verilerek portakal suyu ithalatı yapıldığını kaydeden Sucuoğlu, patates, nar, küçük ve büyükbaş hayvan konularında da sıkıntılara değindi.

Sucuoğlu, geçen seneden bu seneye 9 aylık periodlarda karşılaştırma yapıldığında, yerel gelirlerde artışın yüzde 5 olduğunu, enflasyon dikkate alındığında ise bunun eksi olduğunun görüleceğini söyledi.

Sucuoğlu, hükümetin tasarruf hükümeti olduğunu söylemesine rağmen karşılaştırmalar ve rakamlar dikkate alındığında böyle olmadığının görüleceğini savundu.

KKTC’nin yeni bir hastaneye ihtiyacı olduğunu da belirten Sucuoğlu, Onkoloji hastanesi için de uzman kadro sağlanmasını istedi.

ÇAVUŞOĞLU

UBP Milletvekili Nazım Çavuşoğlu da, hükümetin genel durumu hakkında konuştu.

Çavuşoğlu, salonda söylenenleri dinleyen hükümet mensuplarının bulunmadığını ve boş koltuklara konuştuklarını belirterek bunu eleştirdi.

UBP dönemine atıfta bulunarak kendilerini aklama çabasında bulunanlar olduğunu savunan Çavuşoğlu, Kıbrıs Türkü’nün son 50 yılın en mutsuz dönemini geçirmekte olduğunu iddia etti.

Ülkedeki gıdaların da sağlıksız olduğunu ve denetimlerin eksik olduğunu belirten Çavuşoğlu, birçok ürünlerin ve gıdaların araştırılmadan getirildiğini ileri sürdü.

Çavuşoğlu, Ülkede araştırma merkezi olduğunu, ekilmek istenen ürünlerin burada ekilip en az bir yıl denenip hesabının yapılması gerektiğini söyledi.

Hükümetin kamu reformu olmadan herhangi bir yeniliğin olmayacağını söylediğini ifade eden Çavuşoğlu, ancak hükümet edenlerin yakınlarının işe alınmaya başladığını, ülkede bakan değişimi ile birlikte müdürlerin de görevden alınarak müşavir yapıldığını öne sürdü.

Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş yerinden söz alarak, UBP hükümetinin 360 istihdam yaptığını belirterek, “ben bu 360 kişiyi kapının önüne koysaydım bugün öğretmen eksiği olmazdı. Ancak bu insanlar hala görev başında” dedi.

Çavuşoğlu, 1975’ten beri bu ülkenin böyle idare edildiğini ve işe alımların böyle yapıldığını; bu tür alımların hala değişmediğini, sahte mülakatlarla işe alımlar yapıldığını ileri sürdü.

Lefkoşa’ya “işadamları ile birlikte imece usulü ile set yaptıklarını ve bu setin son yağışlardan başarı ile çıktığını” ifade eden Çavuşoğlu, hükümeti palavra siyaset yapmakla suçladı.

Bakanlar Kurulu kararlarını incelemeye başladığını belirten Çavuşoğlu, birçok kişinin giriş yasağının kaldırıldığını; kendi bakanlığı döneminde kendine baskı yapılmasına karşın ülkeye giriş yasağı alanlardan asla taviz vermediğini ancak şimdi birçok suçtan ülkeye girişi yasak olan insanların, geri dönmesinin sağlandığını söyledi.

DENKTAŞ

Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Turizm Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş, uyuşturucunun yayıldığını ve yaşın düştüğünü kaydederek, iki ayrı komite ile konunun ele alındığını ve yasa düzenlemesi olarak bakanlar kuruluna sunulacağını söyledi.

Gençlerin kullanıcı olarak cezaevine girip, potansiyel satıcı olarak çıkmakta olduğunu ve alnındaki leke nedeniyle haklarından yararlanamadığını söyleyen Denktaş, isim ve resim yayınlanmasının yasaklanarak, gence bir şans verilmesi, cezaevi yerine rehabilitasyona alınması gerektiğini, Kumyalı’daki gençlik merkezinin rehabilitasyon merkezi olacağını ifade etti.

Uyuşturucu kullanıcı gençlerin, küçük yaşta ailesi ile ihraç edilen ve bugün KKTC’deki üniversiteyi tam bursla kazanan gencin de ülkeye girişinin yasak olduğunu anlatan Denktaş, bunların insan haklarına aykırı olduğunu söyledi.

Yapılan atamalar konusuna da değinen Denktaş, daha önce özel kalem müdürlüğü yapan kişinin Tiyatrolar Dairesi Müdürlüğü’nde de eksilik olması nedeniyle atandığını söyledi.

“İmzayı koyduğumuz gün avukatının hatası nedeniyle cezaevinden çıkarılamadı. Ben de cezaevinde olduğunu bilmezdim” diyen Denktaş, atamanın yasal olduğunu çünkü kişinin yüz kızartıcı bir suçu olmadığını belirtti.

Denktaş, basını da daha insaflı davranmaya çağırarak, söz konusu kişinin sokağa çıkamayacak hale getirildiğini söyledi.

Denktaş, “Bilgim olsaydı o imzayı koymazdım ama imzayı koydum ve arkasında da durdum. Atama yasaldır…Bu arkadaşımız şu anda kötü duruma düştü, bu hale düşmesine neden olduğum için de üzgünüm” dedi.

DAÜ’nün daha çağdaş bir yasa ile yönetileceğini belirten Denktaş, UBP’ye yönelik olarak “adamlarınızı olay çıkarmak için kullanmayınız” ifadesini kullandı.

Rektörlük görevini alan eski rektörlerden birinin mahkemeyi kazanmasına rağmen birşey olmadığını ifade eden Denktaş, şimdi de o dönemdeki mahkemeye sebep olan bir rektörün mahkemeye gideceğini belirterek “peki bu rektör mahkemeden ne kazanacak” dedi.

Aspir bitkisinin, doğrudan gelir kapsamına ve sigorta kapmasına da gireceğini açıklayan Denktaş, Aspir’in, sapı protein değeri bakımından çok yüksek olan bir hayvan yemi olduğunu ifade ederek ancak bu yıl yeterince tanıtımı olmadığı için çok ekim için yeterli alan bulunmadığını kaydetti.

Aspir’in pazar garantisi olduğunu,TC’de fabrikalar bulunduğunu belirten Denktaş, nakit ve peşin ödeme yapılacağını ve bu yıl deneme yapılacağını söyledi.

ULUÇAY

İçişleri Bakanı Teberrüken Uluçay, muhaceret uygulamalarında değişiklik olmadığını, uygulamanın aynı olduğunu söyledi.

Muhaceret affı ile ilgili olarak, meclise yollanan taslağın, ailelerin birleştirilmesini öngördüğünü kaydeden Uluçay, aile fertlerinin para cezalarını bir asgari ücrete düşürmekte olduğunu söyledi.

Çalışma izni çıkarmayan kişilerin aileleriyle birlikte yurt dışına çıkarıldığını kaydeden Uluçay, Bakanlar Kurulu ile girişine izin verilen kişinin, bu şekilde ailesi ile çıkmak zorunda kalan ve KKTC’de üniversite kazanan kişi olduğunu söyledi.

GÜRÇAĞ

UBP Milletvekili İzlem Gürçağ, sağlık ile ilgili konuşmasında, uyuşturucu konusuna değindi.

Ülkemizde çocuk ve gençleri etkileyen uyuşturucu tehlikesinin artmakta olduğunu kaydeden Gürçağ, anne babaları, çocuklarının hayatlarını anlamaya çağırarak, çocuklar ile kaliteli zaman geçirilmesini istedi.

Bonzai’nin ülkede büyük tehlike olduğuna işaret eden Gürçağ, temini kolay olan bonzai karşısında, kurum kuruluş ve ailelerin ortak çalışımının gerekli olduğunu söyledi.

Bu konuda bilgilendirmenin önemine dikkat çeken Gürçağ, sağlıksız bir toplumun mutsuz olacağına dikkat çekerek, ailelere ve eğitimcilere bu konuda görev düştüğünü, çocukları sanata ve spora yönlendirmek gerektiğini ifade etti.

ULUÇAY

İçişleri Bakanı Teberrüken Uluçay söz alarak, uyuşturucu konusuna daha fazla ehemmiyet vermek için Başbakanlıkta bu konuda komite oluşturulduğu bilgisini verdi.

ÇAKICI

TDP Milletvekili Mehmet Çakıcı da KTHY ile ilgili söz aldı.

Sözlerinin başında uyuşturucu konusuna değinen Çakıcı, 1996’da ilk kez bir araştırma ile ülkede uyuşturucu olduğu söylendiğinde o zamanın sağlık bakanının bunu reddettiğini, 1999 araştırmasında ise bunun arttığının görüldüğünü söyledi.

Çakıcı, Akademisyenlerle 14 yıl önce uyuşturucunun önlenmesine yönelik hazırladıkları el kitabının tozlu raflarda kaldığını anlatarak, bu konuda doktora tezi olduğuna da işaret etti.

Bu konuda yaptıkları araştırmaları anlatan Çakıcı, uyuşturucu konusunda “1996’dan 2014’e, yüzde 400 artış olduğunu” söyledi.

Çakıcı, bugüne kadar yaptıkları araştırmalarla ve uyuşturucunun önlenmesi için yapılan çalışmalarla hükümet edenlerin ilgilenmediğini söyledi ve uyuşturucunun önlenmesi için akademik yardım istemesi halinde hükümete yardım etmeye hazır olduğunu belirtti

Eski KTHY çalışanlarının özlük haklarının verilmemesi konusuna değinen Çakıcı, çok zor durumda kaldıklarını, haksızlığa uğradıklarını söyledi. Çakıcı, geçmişte KTHY’nin eylem yaptığı dönemde, şimdiki hükümetin muhalefette olduğunu ve bu kişilerin yanında olduğunu, ancak şu an hala sokakta olan KTHY çalışanları olduğunu anlattı.

Çakıcı, KTHY’nin mallarının devlet dairelerine dağıtılmalarının ne kadar yasal olduğunu sordu.

Çakıcı, eski KTHY çalışanlarının maaş ve özlük haklarına ilişkin yasa önerisinin bir an önce Meclis’te ivediliğinin alınması için kendilerinin de çalışma yaptığını ifade etti.

DENKTAŞ

Başbakan Yardımcısı Ekonomi Turizm Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş, KTHY’nin kapatılacağı dönemde tüm eylemelere katılarak kapatılmaması için mücadele ettiğini, çalışanların arkasında durduğunu kaydetti.

“Devlette işe başladıktan sonra, eski maaşlarınızla devlette olmanız gerekirdi” şeklinde bir söylemde bulunmadığını söyleyen Denktaş, bu çalışanların “Göç Yasası” olarak anılan kamu çalışanlarının maaş, ücret ve diğer haklarını düzenleyen yasa kapsamında işe girdiklerini, sadece KTHY çalışanlarının maaşında değişiklik yapılmasının, bu yasadan işe giren diğer çalışanlar için Anayasal eşitsizlik sağlayacağını belirtti.

Denktaş, yasanın geçirildiği dönemde de bugün de, bu yasayla devlete yönelmenin durmayacağını, ilgiyi azaltmayacağını düşündüğünü kaydetti.

Yasayı düzeltmek için bir takım orta vadeli önlemler düşündüklerini belirten Denktaş, KTHY eski çalışanlarının 18 ay işsiz kaldıklarından, mağduriyet yaşadıklarını, bunu hafifletme adına uğraş içinde olduklarını belirtti. Denktaş, mağduriyetleri giderme adına çalışmalar yaptıklarını kaydetti.

KTHY’nin mallarının zabıt tutularak, devlet daireleri ve okullara dağıtıldıklarını kaydeden Denktaş, değerlerinin karşılığını Maliye’nin ödediğini ifade etti.

KYHY binası konusunda da, binayı Gençlik ve Spor Daireleri ile Devlet Piyangosu kullanımı için istediklerini, ipotekli olduğu bankayla görüşme yaptıklarını söyleyen Denktaş, “O binanın devlette kalması istiyoruz. Çabamız bu yöndedir” dedi.

ÖZCENK

UBP milletvekili Erdal Özcenk de “DAÜ’de Neler Oluyor” konulu konuşma yaptı. DAÜ’ye tüm tarafların sahip çıkması gerektiğini belirten Özcenk, vekaleten rektör atanmasını “şahsi ve siyasi olarak” tanımladı.

Özcenk daha sonra DAÜ’nün rektör seçimi sürecine ilişkin prosedürü anlattı.

Senatonun rektör seçme yetkisini, DAÜ Kuruluş Yasası’ndan aldığını, bu yetkiyle üç kez seçim yapıldığını ve her seçim sonucunda Abdullah Öztoprak’ın isminin önerildiğini belirten Özcenk, bunun nedeni olarak Öztoprak’ın “başarılı yönetimini” gösterdi.

“Senatonun rektör önerisinde şeffaf olmayan ne vardır?” diye soran Özcenk, “DAÜ’nün geleceği, yasalar hiçe sayılarak şahsi ve siyasi çıkarlarla hareket ediliyor” dedi.

DENKTAŞ

Başbakan Yardımcısı Ekonomi Turizm Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş, DAÜ’nün KKTC’nin bütününe hitap eden bir üniversite olduğunu belirtti.

Denktaş, “Bir makam düşünün, münhalı elinde bulunduran kişi, ‘beni önerin’ diyor. Buna neden ihtiyaç duyuyor. DP-UG üniversitede siyasi bir hamle yapma isteğinde değildir” dedi.

Denktaş, üniversitenin ciddi yöntemlerle, özerk şekilde yönetilmesi gerektiğini belirtti. Yasanın değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Denktaş, yeni sürecin başlayacağını ifade etti.

“Rektör seçimi sürecinde çalışanlar ve öğrenciler tehdit edildi ve kandırıldı. Esnaf tehdit edildi” diyen Denktaş, böylesi bir kurumun başında oturan kişinin, kendi yerini korumak amacıyla yetkilerini kullanmasının karşısında durmak için elinden geleni yapacağını ifade etti.

Denktaş, “Bu kadar başarılıysa bırakın yönetim ve VYK takdir etsin. Benim bu konudan dolayı her Allahın günü yemediğim tehdit kalmadı. Abdullah Öztoprak, doktorasını bitirmemiş birini dekan atamaya neden kalkar?” diye sordu.

ÇELER

TDP milletvekili Zeki Çeler, tarım konusunda konuşma yaptı. Çeler, tarımla ilgili yaptığı güncel konuşmasında, bazı köylerde mandıralarla ekin alanlarının yakın olması nedeniyle üreticilerin sıkıntı yaşadığını, keçilerin ürünlere zarar verdiğini anlattı.

Ülkede desteban yasası olduğunu ve 1989 güncellenmesine rağmen uygulanmadığını ifade eden Çeler, yasanın uygulanmasıyla üreticinin korunup, istihdam alanı açılacağını, doğanın da korunacağını belirtti.

Çeler, bu konunun gündeme gelerek, tartışılmasını ve destebanlığın yeniden uygulamaya geçirilmesini istedi.

SENNAROĞLU

Gıda, Tarım ve Enerji Bakanı Önder Sennaroğlu da, Çeler’e cevap vermek için kürsüye çıkarak, destebanlığın yıllar içinde giderek kaybolduğunu, güncelliğini kaybettiğini söyledi.

Konuyu tartışmak gerektiğini belirten Sennaroğlu, bazı bölgelerde destebanın gerekli olduğunu kaydetti.

Ülkede 24 bin ton balya ihtiyacı olduğunu söyleyen Sennaroğlu, Tarım Teftiş’in, ülkeye gelen balyalarda yaptığı incelemede bir şirkete ait olan balyaların uygun olmadığı, iade edilmesi gerektiği kararını verdiğini, buna uyacaklarını belirtti.

Doğrudan gelir desteği ödeneklerinin tükendiğini belirten Sennaroğlu, “Göreve geldiğimizde 2013’ün bütçesi kullanılmıştı. 34 milyon TL açık vardı. Bu açık olmasa bugün bu sorun yaşanmazdı” dedi.

Sennaroğlu, arpa fiyatlarına da değindi.

ULUÇAY

Desteban konusunu gündeme getiren Çeler’e teşekkür eden İçişleri Bakanı Teberrüken Uluçay, keçilerin üreticilerin ürünlerine zarar vermesi konusundaki şikayetlerin kendilerine de ulaştığını belirtti.

Uluçay, şu anda ülkede 15 tane desteban olduğunu ifade etti.

Destebanlığın, modern hayata uygun şekilde, diğer ihtiyaçlar da göz önünde bulundurularak konuşulması gerektiğini söyleyen Uluçay, destebanlığın yeniden düzenlenmesi, yetkilerinin genişletilerek, kamu mallarını ve çevreyi korumaya dönük, etkin olabilecekleri bir şekilde hizmet vermeleri konusunun zaman zaman konuşulduğunu kaydetti.

Bu konunun mali boyutunun da ele alınarak daha somut tartışmalar yapılabileceğini söyleyen Uluçay, bu konunun önemli olduğunu vurguladı.

TÖRE

UBP milletvekili Zorlu Töre, “Kıbrıs Türk Gençliği Üniversiteleri ve Ülkemizdeki Bet Ofisleri” konusunda konuşma yaptı.

Kıbrıs Türk gençliğinin içinde bulunduğu sıkıntılara değinmek istediğini söyleyen Töre, “Maalesef gençler bet ofislerinde sahip oldukları üç beş kuruşu da kaybediyorlar. Bazı gençler tahsillerini tamamlayamıyor. Ülkedeki bet ofislerinin sayısı giderek artıyor” dedi.

Bet ofislerin yaygınlaşmasının ekonomi ve esnaf için ciddi sıkıntılar yarattığını belirten Töre, küçük yaşlarda kişilerin de bu ofislerde paralarını kaybettiklerini iddia etti.

Bu konuda tedbir alınması gerektiğine vurgu yapan Töre, ailelerin dağıldığını, boşanmaların arttığını belirtti. Ailelerin dağılmasının kökeninde bet ofislerin, kumar alışkanlığının olduğunu kaydeden Töre, kumar borcundan dolayı intiharlar da yaşandığını anlattı.

Bet ofislerinden büyük kazançlar elde edinildiğini ancak sosyolojik zararlarının tartışılmadığını ifade eden Töre, bu konuda tedbir alınmasını istedi.

Bet ofislerinin KKTC ekonomisinin ve ülkenin kanayan bir yarası olduğunu söyleyen Töre, KKTC’yi idare eden makamlardan, “bu büyük sıkıntı ve yanlışlığın düzeltilmesini” istedi.

DENKTAŞ

Bet ofislerle ilgili Töre’nin konuşmasını yanıtlayan Denktaş, bet ofis olarak ülkede 6 şirket ve onlara bağlı şubeler bulunduğu ancak iktidara geldikleri günden bu yana bu rakamın 5’e düştüğünü ve yılsonu itibariyle 4’e düşeceğini belirtti.

Hedeflerinin, bet ofislerin özellikle köylere, apartman altlarına çok fazla yayılma imkanının kısıtlanması ve sonra da gazinoların içine girmesinin sağlanması olduğunu belirten Denktaş, yeni lisans izni de verilmediğini söyledi.

Gece kulüplerine de değinen Denktaş, “Kapatılırlarsa oradaki tehlike sokağa düşecek. Daha sık denetlenen bir noktaya ulaşılması için çalışıyoruz” dedi.

Her iki konuda da yasaların yetersiz kaldığını söyleyen Denktaş, yasa çalışması yapıldığını ifade etti.

SANER

UBP milletvekili Ersan Saner, CAS ile ilgili konuşma yaptı.

Saner, KTHY konusunda araştırma komitesi kurulmasını kendisinin önerdiğini ancak hala bugün bir sonuç çıkmadığını anlattı.

Saner, kendisinin KTHY’yi kapatan kişi olarak anıldığını ifade ederek, KTHY’yi kimin kapattırdığının araştırılmasını en çok kendisinin istediğini söyledi.

“CAS’ı da KTHY gibi CTP ve DP batırdı” diyen Saner, CAS ile ilgili ilk yıl her çalışana 500 TL ve ikinci yıl da 300 TL kar payı dağıtıldığını ancak hükümetten gittiklerinde battığını ileri sürdü.

Yeni bir CAS şirketi kurulduğunu söyleyen Saner, Meclis’e bu konuda soru önergesi sunduğunu belirtti.

Saner, KTHY battığında, KTHY’nin CAS hisselerinin Maliye Bakanlığı’nda olduğunu, ödeyerek satın alındığını iddia etti.

Saner konuşması sırasında, KTHY’nin battığı dönemde, şimdi iktidarda olan siyasilerin yaptığı açıklamalarla ilgili hazırladığı metinleri okudu.

DENKTAŞ

CAS ve KTHY konusunda Saner’e yanıt veren Denktaş, KTHY’nin kapatılması sırasında ne söylediyse tümünün arkasında olduğunu kaydetti.

Bir şirketin 30 gün veya bir yılda batmayacağını belirten Denktaş, bunun bir süreç sonucunda battığını kaydetti. Denktaş, yaptığı eleştirilerin, kapatılması noktasına doğru giden bir şirket için tedbir alınmamasına ilişkin olduğunu vurguladı.

İlk iktidara geldiklerinde CAS’ın yüzde 80 pazar payına sahip bir şirket olduğunu, diğer ortak HAVAŞ’ın çekilmek istediğini kendilerine aktardığını söyleyen Denktaş, “THY anlaşmasını iptal etti ve biz aniden bu durumu önümüzde bulduk. Bir anda seçimlerden hemen sonra sıfır müşterili bir şirketle karşı karşıya kaldık. Bunun iki sebebi vardı. HAVAŞ Havaalanı’nın özelleştirilmesi döneminde Ercan’ın işletmesini alamayınca motivasyonunu kaybetti. Atadıkları müdür iyi bir idareci değildi. Eski KTHY çalışanları da CAS’ın kapatılmasına katkı koydu. Bir anda 167 işsiz insanla karşı karşıya kaldık” dedi.

HAVAŞ’tan hisse almalarının bir gereklilik olduğuna değinen Denktaş, belirsiz bir dönemde HAVAŞ’ın hisseleri devretmeyi kabul ettiğini ve devlete devredildiğini kaydetti.

Şirketi çalıştırmaya devam etmeye karar verdiklerini söyleyen Denktaş, yaşanan süreci anlattı.

Denktaş, “Biz bu insanlara çağrıda bulunduk. ‘Gelin CAS’a müracaat edin ki müşteri bulduğumuzda kaç kişi olursa onu işe başlatalım’ dedik. Müracaat edenler etti ama bu 64 kişi müracaat etmedi. Biz bu kişilere müracaat için ek bir süre daha verdik ama bu kişiler yine müracaat etmedi. Birileri onlara ‘sizi devlete alacağız’ dedi ancak öyle bir yaklaşım yok. Bizim bir şirketle yaptığımız anlaşma ikiye çıktı üçe çıkacak yakında. Personele ihtiyacımız olacak. Şirket geliştikçe personele verilen sözler tutulacaktır” diye konuştu.

CAS çalışanlarının bayramda maaşsız kalmaması için kendisinin şahsen borçlandığını ifade eden Denktaş, şirketin batmaması için elinden geleni yapacağını ve şirketin daha da büyüyeceğini vurguladı.

Denktaş, CAS kapanıyorken çalışmayı kabul edenlere teşekkür ederek “ Onlar sahip çıkmasalardı, özverileri olmasaydı bu şirket bugün yürümezdi” diye konuştu.

Denktaş’ın konuşmasının ardından oturum sona erdi. Meclis Genel Kurulu bir sonraki toplantısını 20 Ekim Pazartesi saat 10.00’da yapacak. 
Editör: TE Bilisim