Ulusal Birlik Partisi.

Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıs adası üzerinde ortaya koydukları milli mücadelenin başarıya ulaşmasının ardından mücadeleyi başarıya ulaştıran kadroların siyasi merkezi olarak 1975 yılında kuruldu.

Partinin kurucusu ve ilk başkanı, mücadele yıllarının “Toros”u, KKTC kurucu Cumhurbaşkanı rahmetli Rauf Raif Denktaş.

Kıbrıs Türk Federe Devleti ve KKTC siyasi tarihin çimentosu olma işlevi yanında Devletin yapı taşı misyonunu gerek Hükümetken gerekse muhalefet de iken sürdüren UBP’yi 90 sıcak gün bekliyor.

Ve ekim ayında gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar ki önümüzdeki yaklaşık 3 (üç) ayın, UBP tarihindeki en sıcak yaza damga vuracağı şimdiden belli.

Kurucusu ve ilk başkanı Rauf Denktaş ile onursal başkan Derviş Eroğlu arasında geçmişte yaşanan siyasi kavgalar ve Kıbrıs Türk sağına egemen olma mücadelesinde bile UBP, bu denli yara alma tehlikesi ile karşı karşıya kalmamıştı.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından UBP içerisinde yaşanması artık kesinleşen hesaplaşmaların ardından UBP’yi yeni bir dönem beklemekte.

Kabine değişikliği öncesi ve sonrasında yaşanan akıl tutulmalarının Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar da ortadan kalkmak zorunda olduğu da aşikar.

Kurulduğu günden bugüne kadar katıldığı her seçimde sandıktan ya birinci parti ya da ikinci parti olarak çıkan UBP’nin kendi içerisinde yaşadığı akıl tutulmalarından kurtulamaması durumunda tarihinde ilk defa olası bir erken seçimde üçüncü parti olarak sandıktan çıkma tehlikesi ile bugün karşıya karşıya olunduğunun farkında UBP’nin bazı kanaat önderleri ve tabanı.

Ve UBP’yi bekleyen bir diğer tehlike ise kararsız/partisiz oylardan bugün itibari ile en az oy alacak parti konumuna doğru hızlıca sürüklenmesi.

Kararsız/partisiz seçmen yanında UBP üyelerinin bir kısmının bile UBP adayına oy verme eğiliminden uzaklaşmaya başlamasının en önemli nedeni ise ülkeyi yöneten UBP-HP Hükümetinin yanlış kararları yanında Devlet yönetiminde ortaya koydukları bazı zaafiyetlerden de başkası değil.

Ve böylesi bir tehlike ise UBP Genel Başkanı olan Başbakan Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylığını geri çekmesine neden olabilecek bir etki yaratmaya doğru da ivme kazanmakta.

UBP’ye egemen olmak isteyen siyasi klikler tarafından başka başka hesaplar içerisine hapsedilmiş UBP kadrolarının yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçiminin öneminin farkında olduklarını bugün itibari ile söylemek çok zor.

Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında UBP tabanının ivedilikle yapması gereken ise tarihi misyon ve vizyonuna uygun yeni kadrolar ile merkez sağa yeni bir tavan kazandırmak olduğunun farkında olan parti tabanının aksine UBP tavanının bugün böylesi bir motivasyon içerisinde olmadığı da bir gerçek.

Akdeniz’in kaderini değiştirecek olaylara bakma becerisini, anavatan Türkiye ile birlikte Kıbrıs Türk’ü de vardır iradesini ortaya koymaktan uzak olan UBP kadroları, uzak oldukları kadar da umursuz bir fotoğraf ortaya koyuyorlar.

UBP tavanı ise sıradan bir Cumhurbaşkanlığı seçimi olmadığını görme ve anlama yönünde ise bugün itibari ile herhangi bir çaba da ortaya koymuyor.

Tam da bu noktada, kabine değişikliğinin ardından Bakanlar Kurulunda Turizm ve Çevre Bakanı olarak yeniden görev alan Kutlu Evren’in etkisi ve ağırlığının stratejik önemi ortada.

UBP’nin tek motivasyonunun en azından ekim ayına kadar daha doğru Devlet yönetimi ve yaklaşan kritik Cumhurbaşkanlığı seçimleri olması gerektiği yönünde irade ortaya koyan UBP’li kabine üyelerinin sayısının artması UBP’nin yeni dönemi için olumlu bir gelişme.

Ancak kendi iç dağınıklığını toparlama eğilimine girme yönünde başarısız olacak bir UBP’nin de yaklaşan kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mustafa Akıncı’nın en büyük şansı olduğu da ortada.

Devlet ile Kıbrıs Türk toplumunun çimentosu olan UBP ile birlikte Kıbrıslı Türkleri de Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar 90 sıcak gün bekliyor.

Ve UBP, en sıcak yazı başlamak üzere.

Editör: TE Bilisim