UBP Genel Başkanı İrsen Küçük seçim bildirgesi sonrası basına yaptığı konuşma şöyle;

Değerli basın mensupları;
Ulusal Birlik Partisi’nin 28 Temmuz’da yapılacak erken Genel seçimlerinden sonra yeniden göreve devam rotasını yani seçim bildirgesini takdimi nedeniyle, hizmet kadroları ile birlikte huzurlarınızdayız.
Birbirinden değerli arkadaşlarımı şimdiden kutlar, ülkemize halkımıza hayırlı olmasını dilerim.
Seçim bildirgemizi eminim hepiniz dikkatle inceleyeceksiniz. İçinde hayali hiçbir şey yok. İçindeki her vaadimiz, aslında yeni değil. Seçim bildirgemizde var olanlar başlattığımız ancak içimizdeki koltuk sevdalılarının ve onları yönlendirenlerin bitirmemize olanak tanımadığı projeler ve onların devamlarıdır.
Dikkat ederseniz, diğer partilerin “yapacağız, çözeceğiz, arttıracağız yada azaltacağız” şeklindeki söylemlerine karşılık, bizim seçim bildirgemizde, “yaptık, çözdük, arttırdık, azalttık” gibi ifadeler var.
Bir başka deyişle bugün halkımızın karşısına çıkarken, yaptığımız icraatların, geliştirilerek devam edeceğini söylüyor, ve yaptıklarımız, yapacaklarımızın işaretidir diyoruz.
Değerli basın yayın mensupları, sevgili arkadaşlarım ve kıymetli aileleri;
28 Temmuz tarihi ülkemiz için “kader” halkımız için “karar” partimiz için, Ulusal Birlik Partisi için ise “onur” günüdür.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin daha güzel, daha aydınlık günlere ulaştırılması yolunda, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile karşılıklı güvene dayalı imzalanan ekonomik programlar başarı ile uygulanmış ve somut sonuçları bilimsel verilerle kanıtlanmıştır.
Önümüzdeki yıl pozitif yansımalarının halkımızın her katmanında hissedileceği gerçeğini, yaratılan yapay kaos süreci, maalesef gölgede bırakmıştır.
Hepimizin gözü önünde yaşananların, ilkesel bir mücadelenin çok ötesinde siyasi hırsın ürünü olduğu açıkça görülmektedir. Bir yılı aşkın bir sürede türlü ayak oyunlarına rağmen Ulusal Birlik Partisi yönetimini ele geçirmeyi, demokratik yolla başaramayanların, CTP, DP ve TDP ile işbirliği yaparak partilerinin hükümetini düşürme rezaletini, halkımız, partililerimiz ibretle izlemişlerdir.
Halkımız, tek başına iktidara taşıdığı Ulusal Birlik Partisi hükümetinin Ulusal Birlik Partisi milletvekili sıfatını taşırken muhalefetle işbirliği yaparak düşürenleri partilerini ve partililerinin cezalandırmalarını, KKTC’nin aydınlık geleceği yürüyüşünü akamete uğratanları asla affetmeyecektir! Çünkü, ihanetin bir başka adı ve de affı yoktur. Dahası ihanet edenler, elbette bir gün ihaneti tadarlar.
Değerli Basın mensupları;
Başbakanlık görevini yürüttüğüm Ulusal Birlik Partisi hükümeti geçtiği dönemde Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin bıraktığı ağır faturaları ödemek zorunda kaldı. Dahası önceki dönemde yarım kalan işleri kritik bir meclis aritmetiği ile arzu ettiğimizden daha yavaş bir seyirle çözebilmiş olmanın dezavantajını yaşamıştır.
Anavatan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile imzalan 2013-2015 Ekonomik Programla da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tüm sektörleri ile ileriye taşınmasının adım adım yaşandığından rahatsızlık duyanlar, yıllardır yaptıkları demokrasi telalılığına rağmen, çirkin siyasi oyunlara alet olmuşlardır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı bir kez denedi ve umutlarının nasıl yok edildiğini gördü.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bir Başbakan’ın imzasının taklit edildiği, sahte belge olayını yaşatanlara tanıklık ederken, duyduğu utancı, daha dün bağımsız milletvekili Ejder Aslanbaba’nın yüce meclisteki itirafı ile rüşvet skandalı karşısında şoke olarak bir kez daha misli ile yaşamıştır.
Bu siyasi ayıbın faillerinin 28 Temmuz’da halkımızın doğru kararlarıyla hak ettikleri cevabı alacaklarından hiç şüphem yoktur.
Değerli basın yayın mensubu arkadaşlarım
Yaklaşık üç buçuk yıl Başbakanlık yaptım. Zor bir görev üstlendim. Kıbrıs Türkü’nün bugünlere kadar verdiği varlık mücadelesini amcam Dr. Fazıl Küçük’ten öğrendim. Yine Doktor Küçük’ten Anavatansız, onun desteği olamadan var olunamayacağını dinleyerek büyüdüm.
Bu inançla KKTC-TC ilişkilerinin en üst düzeye taşınması için çalıştım. Ne mutlu bana ki, hükümetler arası ilişkilerimizin güven temelinde en verimli süreci yaşanmaktadır.
İnancım odur ki, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geleceği doğru raydadır. Bize düşen görev bu hedefte tam yol ileridir.
Değerli Basın yayın mensupları, sevgili arkadaşlar
İrsen Küçük olarak huzurlarınızda ilk kez açıklıyorum. 28 Temmuz benim milletvekili olarak katılacağım son seçimdir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkına, gelecek nesillerimize daha güçlü daha refah bir gelecek yaratma adına arkadaşlarımızla çıktığımız bu yolda birlik beraberlik için mutlaka hedefe varacağımıza yürekten inanıyorum.
Genç kardeşlerime güçlü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin teminatı, büyük, çağdaş, kurumsallaşmış bir UBP devretmek yeminimdir.
Hedefimiz bu seçimlerde partimizi çok daha üst seviyelere taşımaktır.
Ulusal Birlik Partililer güçlerinin farkındadır.
Çünkü umut, Ulusal Birlik Partisi’dir, güneşin aydınlığı ortak adres, Ulusal Birlik Partisi ise KKTC’nin teminatıdır.
Biliyoruz ki; daha güçlü Ulusal Birlik Partisi, daha güçlü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti demektir.
Hepinize sevgi ve saygılarımla…

UBP SEÇİM BİLDİRGESİ;

Ulusal Birlik Partisi Vizyonu


Ulusal Birlik Partisi, Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinin her safhasında, halkının arzularını, geleceğe dair beklentilerini temsil etmiş; bu hedefler uğruna can vermiş insanların partisidir. Bu anlamda Ulusal Birlik Partisi, 1975 yılında resmen kurulmuş olmasına karşın, 1955’lerde Kıbrıslı Rumların Enosis istemlerine karşı mücadele eden, EOKA tedhiş örgütüne karşı direnen, bu direniş içinde Türk Mukavemet Teşkilatı’nı kuran insanların partisi olarak siyasi yaşama atılmıştır.

Ulusal Birlik Partisi, Dr. Fazıl Küçük’ün, Rauf Raif Denktaş’ın, Osman Örek’in, onlarla birlikte mücadele eden ve onların izinden giden isimsiz kahramanların partisi olarak doğmuştur; Kıbrıs Türk halkının ihtiyaçlarına göre şekillenerek, Kıbrıs Türk halkını geleceğe taşıyacak parti olarak yoluna devam etmiştir.

Ulusal Birlik Partisi, böylesine köklü bir geleneğe sahip olmasına karşın çağın gerektirdiği dönüşümlerde Kıbrıs Türk halkına öncülük etmesini de bilmiş ve Kıbrıs Türk halkını bugünlere getirmiştir.

1974 Mutlu Barış Harekâtı sonrasında, Kıbrıs Türk halkının Kuzey Kıbrıs’ta toplanmasını, yerleşmesini, yeni bir düzen kurmasını sağlayan Ulusal Birlik Partisi’dir.

1975’te günün ihtiyaçlarına ve siyasi gerçeklerine uygun olarak Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin kurulmasına öncülük eden Ulusal Birlik Partisi’dir.

Kuzey Kıbrıs’taki ekonomik potansiyeli 1970’lerin ulaşım, haberleşme ve pazar olanaklarına göre yapılandıran, Kıbrıs Türk halkına yıllarca hizmet veren kamu iktisadi teşebbüslerini inşa eden ve halkımızı ekonomik mücadeleye katan Ulusal Birlik Partisi’dir.

Kıbrıs sorununa çözüm arayışlarının tıkanması, Kıbrıs Rum tarafının makul bir uzlaşıya yanaşmaması nedeniyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kuran ve Kıbrıs Türk halkının devletsizliğe mahkûm edilmesini engelleyen Ulusal Birlik Partisi’dir.

Dünyadaki ekonomik gelişmelere bağlı olarak Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik geleceğinin turizm ve yüksek öğrenim sektörlerinin geliştirilmesi olduğunu kavrayan ve bu sektörlerin gelişmesi için gerekli olan yasal ve fiziki altyapıyı hazırlayan Ulusal Birlik Partisi’dir.

Açıkça görülmektedir ki, UBP Kıbrıs Türk halkının esenliği yolunda her türlü çabayı ortaya koyan, sırasında silaha, sırasında orağa, sırasında kaleme sarılanların partisidir. UBP, bu misyonunu devam ettirmeyi başarabildiği için 2013 seçimlerinde de iktidarın en büyük adayıdır.

Önümüzdeki dönem için UBP’nin vizyonu 4 alana odaklanacaktır:

-Çözüm üreten siyaset
-Sağlam ekonomi
-Güçlü toplum
-Güvenli gelecek







ÇÖZÜM ÜRETEN SİYASET



Siyasette dönüşüm

Hepimizin bildiği açık bir gerçek vardır: Dünyada değişmeyen tek şey değişimdir. Hayat sürekli olarak yeni olanaklar, yeni zorluklar ve yeni koşullar dayatmaktadır. Bu yeni koşullarda, yeni olanakları kullanmayı becerenler, yani kendini çağa uygun olarak dönüştürenler zorlukların üstesinden gelmeyi de başarmaktadırlar.

Bu gerçek, kişisel hayatımızı, iş ve aile hayatımızı etkilediği kadar, siyasi yapımızı da etkilemektedir. Siyasi ve buna bağlı olarak ekonomik ve sosyal yapımızı çağın gereksinmelerine göre sürekli bir dönüşüme tabi tutmak zorundayız.

Bugün KKTC siyasetinde önemli sorunlarla karşı karşıya olduğumuz bir gerçektir.

1970 ve 1980’lerin koşullarına göre yapılanmış olan kamu yönetimi artık günün ihtiyaçlarına yanıt verememektedir.

Ekonomik yapımızı 30 yıl öncesine kadar bütün dünyaya hâkim olan kapalı ekonomik yapıdan, küreselleşen ekonominin dayattığı rekabete dayanabilen açık bir yapıya dönüştürmek zorunluluğu ortaya çıkmıştır.

Sosyal hayatımızı çağdaş üretim süreçlerinde yer alabilecek, dünyalı nesiller yetiştirmek için yeniden şekillendirmek gerekiyor.

Bunları yapabilmek için ise siyasi sistemimizi yenileyerek başlamamız gerektiği neredeyse herkesin üzerinde hemfikir olduğu bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır.

Kısaca, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Kıbrıs Türk halkının gereksinmelerini karşılayabilecek şekilde yeniden yapılandırılması kaçınılmazdır. Böyle bir dönüşüm, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte, KKTC yurttaşlarını da daha güçlü ve geleceğe umutla bakar hale getirecektir.

Dönüşüm ihtiyacını dile getirmek, böyle bir dönüşümü gerçekleştirmeye elbette yetmeyecektir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, son 10 yılını ‘dönüşüm’ veya ‘değişim’ ihtiyacını sezinleyerek, bunu dile getiren siyasileri dinleyerek geçirmiştir.

‘Dönüşüm’ demek, sadece siyaset sahnesindeki kişilerin değiştirilmesi demek değildir.

‘Dönüşüm’ demek, sadece KKTC hükümetlerinin yıkılıp yerine yenilerinin kurulması demek de değildir.

Dönüşüm aslında siyasi, ekonomik ve sosyal yapılanmamızı günün ihtiyaçlarına ve bir gelecek vizyonuna göre yeniden şekillendirmek demektir. Bugünkü yapımızın bir parçası olan kurumları, yeni gereksinmelere göre şekillendirmek demektir.

Dönüşüm, siyasi kadrolarımızın yenilenmesini elbette içermektedir. Ne var ki, siyasi kadroların değişmesi kadar, yeni gelecek olanların neler yapabileceği de önemlidir. Ulusal Birlik Partisi, dönüşüm gerekliliğine inanmış deneyimli kadrolar ile Kıbrıs Türk halkını geleceğe taşıyacak yeni kadroları başarı ile buluşturabilmiş bir partidir. Dönüşüm projelerimiz, çağdaş bilgi ve becerilerle donanmış insanlarımıza sadece siyasi düzeyde değil, daha teknik ve bürokratik düzeylerde de etkin görevler vermemizi gerektirmektedir ve bu konuda kararlıyız.

UBP kurumsallaşmayı yeni dönemde öncelikleri arasına alacaktır. Eski yapısal sorunlardan arınarak Parti’nin kişilere değil, kendi kurumsal değer, ilke ve sistemi esas alınarak siyaset yapması sağlanacaktır.

Siyasal Partiler Yasası üzerindeki değişiklikler üzerinde başlatılan çalışmalar yeni dönemde ivedilikle ele alınıp sonuçlandırılacaktır.

Yeni dönemde, her göreve, o görevi en iyi şekilde yapabilecek kişiler getirilecek, görevlendirmelerde sadece ve sadece görevin yerine getirilmesi için gerekli olan vasıflar değerlendirilecektir. Dönüşüm projemizin birinci kuralı, ‘işe göre adam’ olacak, işe girişlerde yetenek ve adalet her şeyin üstünde tutulacaktır.

Dönüşüm projemizin yönü ve hedefi bellidir. Dönüşüm, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni dünya gerçeklerine uyumlulaştırmak demektir. Bizi dünyaya bağlayan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Türkiye’nin gerek AB uyum süreci, gerekse dünyanın çeşitli ülkeleri ile rekabet içinde edindiği bilgi ve deneyimler, dönüşüm projemizin başlıca esin kaynağı olacaktır. Ne yapacağımızı uzun uzun anlatmak yerine, “Türkiye’ye bakın. Oradaki her yenilik Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde de olacak; oradaki her gelişme, en kısa sürede Kuzey Kıbrıs’ta da yaşanabilecektir” diyoruz.


Siyasi yapıda değişim

Dönüşüm, elbette kendiliğinden olacak değildir. Dönüşüm için ciddi, ne yaptığını bilen, hedeflerini kararlılıkla takip eden, yolundan şaşmayan bir liderliğe ihtiyaç vardır. Siyasi yapımızdaki dağınıklık ve akıp giden zamana karşın gerekli değişiklikleri zamanında yapamamış olmamız, toplumsal dönüşüm ihtiyaçlarının da zamanında karşılanamamasına neden olmuştur. Siyaset kurumu, alabildiğine yıpranmış ve pek çok yurttaşımız tarafından ‘toplumsal bir yük’ olarak algılanır olmuştur. Oysa siyaset, bir halkın kendi kendini yönetmesinin temel aracıdır.

Siyaset mekanizmamızı, KKTC Meclisi’nde temsil edilecek bütün partilerimiz ile işbirliği içinde ve gerekli değişiklikler konusunda fikir birliktelikleri sağlayarak gerçekleştirmek istiyoruz.

Ulusal Birlik Partisi, yeni yasama döneminde, siyaset kurumunun itibar kazanması ve diğer toplumsal dönüşüm projelerine önderlik edebilecek yapıya kavuşması için liderlik yapacaktır. Bu dönem başlatılan ancak yarım kalan Siyasal Partiler, Seçim ve Halkoylaması Yasalarının bir an önce meclisten geçirilmesini sağlayacağız.

UBP Tüzüğü değiştirilerek parti yöneticileri, milletvekili ve belediye başkanlarının görev süreleri üst üste 3 dönem ile sınırlanacaktır.

Ulusal Birlik Partisi vizyonunda demokrasiyi ve siyaseti her türlü kirlilikten uzak tutacak demokrasimizi güçlü kılacak, zenginleştirecek, siyaset ve siyasetçiye güveni artıracak çabalar önemle yer alacaktır. Partimiz bu amaçla Anayasa, seçim ve halk oylaması, yasası siyasi partiler yasası, Meclis iç tüzüğü, Milletvekilliği ile bağdaşmayan görevler yasası ile ilgili yaptığı çalışmalarını yeniden gündeme getirecek ve sonuçlandırmaya çalışacaktır.
Özellikle gerekli Anayasal değişiklikler için referanduma gidilmesi için Meclisteki siyasi partilerle işbirliği yapılacaktır.
UBP yeni dönemde Milletvekilliği Dokunulmazlığının kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılmasını, Milletvekilleri ile Cumhurbaşkanının seçilebilme sürelerinin sınırlandırılmasını, KKTC’nin tek seçim bölgesi olarak kabul edilmesini, Milletvekilliği ile bağdaşmayan görevler tanımını tartışmaya açacaktır.


Kamu yönetimi

Siyasal dönüşümün doğrudan yansıdığı alan kamu yönetimidir. Kıbrıs Türk halkı devlet hizmetlerinin etkin, adil, verimli ve şeffaf hale gelmesini talep etmektedir. Kamu yönetimi anlayışımızın temeli, halkın ihtiyaç ve beklentilerine uygun, sorumlu, saydam ve performans odaklı bir kurumsal yapı ve kültürün oluşturulmasıdır.

Üçlü kararname kapsamına giren siyasi atamalar, halkımızı rahatsız edici boyutlara ulaşmıştır. Her gelen iktidar kendi siyasi yandaşlarını bu kapsamda atamakta, diğerlerini görevden almaktadır.
Oysa kendi alanlarında uzman olan devlet memurları bu yöntemle hizmetten uzaklaştırılmamalı, sadece maaş alan ve evde oturan kamu görevlileri haline sokulmamalıdır. Bu yöntem sadece para değil ayni zamanda beyin israfına da yol açmaktadır.
UBP yeni iktidar döneminde üçlü kararname kapsamını daraltacak devletin hizmetlerini zaafa uğratacak uygulamalara son verecektir.

Halkın öz partisi olarak UBP, bu konuda da dönüşüm politikalarını hızla hayata geçirecektir.

Ekonomi ile ilgili gelişmeleri izlemek ve değerlendirmek, ekonomi yönetimi arasında koordinasyonu sağlamak üzere oluşturduğumuz “Reel Sektör Danışma Kurulu”nun görüşleri de dikkate alınarak “Ekonomi Koordinasyon Kurulu” etkin bir şekilde çalışmaya devam edecektir.

Kamuda iç ve dış tüm denetim birimleri; görevleri, yapıları ve kapasiteleri itibariyle yeniden değerlendirilecek ve denetim sistemi güçlendirilecektir.

Bakanlıkların ve kurumların merkezi yapılarının ve personelinin politika oluşturma, karar alma ve uygulama kapasitesi artırılacaktır.

Kamuda, özel sektörde ve çalışma hayatında sosyal diyalog mekanizmaları geliştirilecektir.

Saydamlık, hesap verebilirlik, öngörülebilirlik ve kamuoyunun bilgilendirilmesine yönelik olarak kamunun istatistik kapasitesi güçlendirilecektir.

Kamu yönetiminde saydamlık artırılarak yolsuzlukla etkin mücadele sağlanacaktır.

Vatandaş odaklı kamu hizmeti anlayışı benimsenerek, kamu hizmetinin kalitesi artırılacaktır.

E-Devlet oluşumu tamamlanacak ve kamu hizmetlerinin e-Devlet üzerinden yürütülmesine başlanacaktır.

Kurum içi ve kurumlar arası görev ve yetki çakışmaları belirlenerek, bunları giderecek düzenlemeler yapılacaktır.

Kamu kurum ve kuruluşlarının iş ve işlem süreçleri analiz edilerek, gereksiz işlem ve süreçler kaldırılarak iş akışı hızlandırılacaktır.

Yerel yönetimler dâhil kamu kurumlarının hizmet envanterleri çıkarılacak ve hizmet standartları oluşturulacaktır.

Tüm gelirlerin vergilendirilmesi amacıyla yapılan yasal çalışma sonucu emekli maaşlarından yapılan vergi kesintisi sonrası yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından, Anayasaya aykırı bulunması sonucu emekli vatandaşlarımızdan kesilen bu vergi miktarlarını geri ödeneceği yönündeki sözlerimiz doğrultusunda yapılan çalışmalar sonrası gerek Sayıştaylık gerekse hukuki görüşler sonucu yeni yasa yapılması zorunluluğu hasıl olmuştu.Bu doğrultuda başlatmış olduğumuz ancak bilinen nedenlerle erken seçime gitmek zorunda kaldığımızdan yetiştiremediğimiz bu yasa çalışmasını önümüzdeki dönem mutlaka hayata geçirilecek ve emeklilerimize verdiğimiz sözü yerine getirerek kendilerinden yapılan kesintiler geri ödenecektir.



















SAĞLAM EKONOMİ



Ekonomi vizyonumuz


UBP, küreselleşen ekonomide rekabete dayalı serbest piyasa ekonomisine inanan bir partidir.

Piyasa ekonomisi, ülkemizin kıt kaynaklarını en rasyonel ve verimli bir şekilde kullanılmasını sağlar. Bu sistemin temel unsurları özgürlük, özel mülkiyet ve hür teşebbüstür. Serbest piyasa ekonomisi, bireylerin kabiliyet ve teşebbüs güçlerini en iyi bir şekilde ortaya çıkararak, ekonomik ve sosyal kalkınmanın daha süratli gerçekleşmesini sağlar.

UBP’nin öngördüğü bu sistemde serbest rekabetin sağlıklı yürüyebilmesi için, fırsat ve imkân eşitliğinin her alanda sağlanması gerekmektedir. Bu koşulların sağlanabilmesi için devletin müdahaleci olmaktan ziyade teşvik edici, yol gösterici, düzenleyici ve denetleyici bir rol izlemesi gerekmektedir. UBP olarak biz bu sistemin doğru çalışması için devletlerin düzenleyici ve denetleyici fonksiyonlarını çok iyi bir şekilde yerine getirmesi gerektiğinin bilincindeyiz.

UBP’nin temel ekonomik hedefi, istikrarlı ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme yakalamak ve büyüyen ekonomiden tüm bireylerin veya ekonomik, sosyal grupların adaletli bir şekilde faydalanmasını sağlamaktır.

Ülkemizin en önemli sorunlarının başında ekonominin yapısal olarak üretimden, verimlilikten ve gelirin adil dağıtımından uzak olması gelmektedir. Bu sorunlar sadece ekonomik sorunlar değildir. Siyasetin yapısal sorunlarının da uzantısıdır.

Bunun için UBP olarak daha zengin, daha güvenli, daha müreffeh bir toplum için ekonomide de yeniden yapılanma gereğini savunduk. Sürdürülemez bir ekonomik yapı, siyaseti de sık sık darboğazlara itmektedir. Ekonomik verimlilik, üretkenlik ve mali disiplin geleceğimizin ön koşuludur.

Maalesef UBP’den önceki hükümetlerin yanlış politikaları ve yaklaşımları sonucunda ülke gelirleri azalırken, ülke giderleri artmış, bütçe açıkları büyümüştür. Bizden önceki hükümetler kendi yanlışlarının yükünü de vatandaşa yüklemiş, bu açıkları gidermek için dolaylı ve dolaysız vergilere zam yapmıştır.

UBP olarak ekonomik reformun temellerini de yine halkımızla beraber attık. Sivil toplum örgütlerinin de yer aldığı, gerek bölgesel gerek sektörel çalıştaylar düzenlenmiş, tüm sektör temsilcilerinin görüşleri de alınarak kendi insanımızın katkıları ile 2013-2015 dönemini kapsayan “Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı” hazırlanmıştır.

3 ayrı çalıştaya sivil toplum örgütü temsilcileri, sendikalar, akademi dünyası ve gönüllüler katılmıştır. Toplamda 184 gönüllü ve 72 sivil toplum örgütü temsilcisi, son çalıştayda ise 8 müsteşar,24 bürokrat,11 akademisyen ve 12 sivil toplum örgütü temsilcisi yer almıştır. KKTC tarihinde ilk kez bu kadar geniş bir tabanın katılımıyla hazırlanan bir program oluşmuştur. Bu program, Türkiye ile sonuçlandırılan Ekonomik Protokolün zeminidir.

2013-2015 Ekonomik Programı bir program döneminde GSYH’ya oranla en yüksek kaynak tahsisatına sahiptir.

Bu programın ana hedefleri şunlardır:

- KKTC halkının refah seviyesinin yükseltilmesi
- Sürdürülebilir ve rekabet edebilir bir ekonomik yapının kurulması
- İstikrarlı bir büyümeyi sağlamak
- Mali disiplini sürdürmek
- İstihdamı artırmak
- Tasarrufların yatırıma dönüşmesini sağlamak.


KKTC, küresel değişim ve dönüşüm sürecine uygun bir şekilde kendi dönüşümünü de sağlayabilmek adına net bir şekilde tanımladığı hedeflerini bu program dâhilinde gerçekleştirebilecektir.

Şu anda ekonomik programın olumlu etkilerini görmeye başladık. Nitekim ekonomik göstergelerdeki iyileşmeler bunu göstermektedir. 2013-2015 büyüme oranları gelişmiş ülkeler ile Euro bölgesi oranlarının üzerindedir. Örneğin UBP iktidara geldiğinde ihracat yılda 70 milyon dolar iken, 2012 yılı sonu itibarıyla 2 kat artarak 130 milyon dolara çıkmıştır. . İhracatın ithalatı karşılama oranı ise 2009 yılında yüzde 4,5 iken, 2012 yılı itibariyle yüzde 6,1’e çıkmıştır. UBP iktidarı geldiği yıl %5.5 küçülen ekonomimizi dünya global bir kriz döneminde olmasına rağmen aldığı önlemlerle ortalama %3.5 büyüme trendine getirmiştir.


Bütçe

Ekonomik program, önemli bir bütçe disiplini getirmiştir. 2009-12 döneminde kamu maliyesine ayrılan bütçe içerisindeki pay giderek azalmıştır. 2009’da kamu maliyesinde fert başına ayrılan pay 2213 TL iken, 2012’de 1229 TL’ye düşmüştür. Reel sektörün teşviki için ayrılan pay ise 2009’da 1060 TL iken, 2012’de 1500 TL’ye yükselmiştir. Bu rakamlar bütçe yönetiminin doğru yolda olduğunu göstermektedir.

Kamu kurumları, yıllık bütçede tahsis edilen ödenekleri, belirlenen politika ve öncelikler doğrultusunda, etkili ve verimli bir şekilde kullanarak mali disiplin prensibiyle hareket edeceklerdir.

Kamunun tamamını kapsayacak ve bütçenin kapsamını genişletecek, uluslararası bütçe, muhasebe ve denetim standartlarına uygun bir kamu mali yönetim sistemi oluşturulacak ve uygulamaya konacaktır.

Kamu personel rejimi, tüm kamu dairelerini kapsayacak şekilde gözden geçirilerek yeniden düzenlenecek (nitelikli personel alımı, sayısı, nakil, sınav usulleri vb.), personel giderlerinin bütçe içindeki payı program dönemi içerisinde azaltılarak bütçenin esnekliği artırılacaktır.

Yerel yönetimler, tahsis edilen kaynakların daha etkili ve verimli kullanılmasını sağlamak amacıyla idari ve mali yönden yeniden yapılandırılacaktır.

Sağlık hizmetlerinde kalite, etkinlik ve verimliliği sağlamak, kişilerin hizmete erişimini kolaylaştırmak amacıyla sağlıkta dönüşüm programı uygulamaya konulacaktır.

Verimliliği ve sosyal politikaları dikkate alan bir strateji belgesi hazırlanarak tarımsal destekler için bütçeden ayrılan pay bu belge çerçevesinde dağıtılacaktır.

Sosyal harcamalar azami faydayı sağlayacak şekilde sosyal hedef ve önceliklere göre yeniden düzenlenecektir.


Kamu gelir politikası

Kamu gelir politikası; istihdamı ve yatırımları teşvik edecek, yurtiçi tasarrufları artıracak, ekonomiye rekabet gücü kazandıracak şekilde düzenlenecek ve yürütülecektir.

Kayıt dışı ekonomi ile mücadele bir “devlet politikası” olarak ele alınacak ve “toplumsal mutabakat” içinde çözülecektir.

Vergi politikalarının uygulanmasında; adalet, etkinlik, istikrar, öngörülebilirlik, vergiye uyum ve vergi tabanının genişletilmesi esas olacaktır.

Gelir politikalarının sosyal ve ekonomik etkilerinin daha sağlıklı bir şekilde analiz edilebilmesi amacıyla istisna, muafiyet ve indirimler ile ayrılan paylar teşvik sistemi içerisinde değerlendirilerek vergi sistemi sadeleştirilecektir.

Vergi idaresinin hukuki, fiziki ve teknolojik alt yapısının tamamlanması ve nitelikli insan kaynağı ihtiyacının karşılanması suretiyle idari kapasitesi güçlendirilecektir.

Yerel yönetimlerin öz gelirlerinin tahsilâtının hızlandırılmasına yönelik çalışmalar yapılacaktır.

Kamu taşınmazlarının yönetiminde etkinlik ve verimlilik esas alınacaktır.


Borçlanma

Kamu borç yönetiminin temel hedefi, finansman ihtiyacının orta ve uzun vadede mümkün olan en uygun maliyetle karşılanmasıdır.

Borç yönetimi şeffaflık, güven ve istikrar ilkeleri korunarak ve makroekonomik dengeler gözetilerek yürütülecektir.

İç borçlanma ve faiz yükünü sürdürülebilir kılmak amacıyla bütçede faiz dışı fazla yaratılması ve bütçenin faiz ödeyecek bir yapıya kavuşturulması hedeflenecektir.


Finans ve bankacılık

Mali ve Ekonomik yapımızın güçlendirilmesini öncelikli konuları arasında gören UBP, yıllardan beri birikmiş ve sadece ekonominin değil vatandaşın da önünde engel olmuş, hep ötelenen yaralara da el atmıştır. Özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde, yüksek faizlerle borçlanan ve ekonomik krizler nedeniyle ödeme zorluğuna düşen vatandaşlarımızın rahatlatılması ve ekonominin iyileştirilmesi için yoğun çalışmalar sonunda “ Tahsili Geciken ve/veya Tahsil Edilemez Hale Gelen Borçların Yeniden Yapılandırılması Yasası”nı, karşılıksız çekten dolayı ceza davası getirilerek hapis cezası istenmesinin önlenmesi, poliçeler yasasında günün koşullarına göre ihtiyaç duyulan diğer hususları düzenlemek amacıyla”Poliçeler (Değişiklik) Yasası”, mazbata mağdurlarına bir af getirilerek yeniden mahkeme karşısına çıkabilmeleri ve haklılıklarını anlatma fırsatı verebilmelerine imkân tanımak amacıyla “Hukuk Muhakemeleri Usulü(Geçici Kurallar)(Değişiklik)Yasası” hayata geçirilmiş, birçok borçlu veya mağdur vatandaşımızı ve bankalarımızı rahatlatarak ekonominin önünü açmıştır.
“ Borç İlişkilerinde Uygulanacak Kurallar Düzenleyen Yasa Tasarısı” ve halk arasında Tefecilik olarak bilinen“ Borç Veren Finans Şirketleri Yasa Tasarısı” , “Kredi Kartları Yasa Tasarısı” hazırlanmış olup bu yasalarla birlikte, çalışması devam eden “Tüketiciler( Değişiklik) Yasası” bu alanlarda uygulamalarda yaşanan sıkıntıları giderecek ve vatandaşı rahatlatmak amacıyla önümüzdeki dönemde yasallaştırılacaktır.

Kamu kurum ve şirketleri

Ekonomik faaliyette bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile sermayesinde kamu payı olan şirketler; mali, ekonomik ve teknolojik yapıları yetersiz olan, yarattıkları zararları, mali yükleri, sermaye ve zorunlu yatırım ihtiyaçları dikkate alınarak Özelleştirme Yasası kapsamında değerlendirilecektir.


Ekonomide devletin rolü

Ulusal Birlik Partisi, devletin ekonomideki rolünün, doğrudan mal veya hizmet üretmekten, düzenleyici, destekleyici ve denetleyici bir role dönüşmesi gerektiğini düşünmektedir. Açıkça bellidir ki, kamu kuruluşlarının yönetim tarzı ile dış dünyada rekabet edebilecek turizm, eğitim, tarım ve konut ürünleri yaratmak ve bunları pazarlamak mümkün değildir. Devlet, bu sektörlerimizin gelişebilmesi için gerekli olan yasal düzenlemeleri yapmak, ülkemizi ve ürünlerimizi tanıtma faaliyetlerine katkı koymak, işletmelerin kendi aralarındaki rekabeti düzenleyip denetlemek, tüketicileri koruyacak önlemleri almak gibi yeni ve çağdaş görevlerle karşı karşıyadır.

Devletin bu görevleri yerine getirebilmesi için kamu yönetiminin yeniden yapılanması, teknik donanımının yenilenmesi ve e-devlet projesinin süratle işlevsel hale getirilmesi gerekiyor. UBP, yıllardan beri devam eden bu alandaki tartışmaları sonuçlandırmanın ve bu konuları Kıbrıs Türk halkının tartışma konuları olmaktan çıkararak uygulamaya sokmanın sözünü vermektedir.

Her ekonomi, yeni yatırımlarla büyür ve büyüdüğü oranda halkına yararlı olabilir. Ulusal Birlik Partisi, var olan pastayı bölüştürmek için değil, büyütmek ve adaletli olarak bölüşülmesini sağlamak için iktidara taliptir. Bu bağlamda, Kuzey Kıbrıs’ın yatırımcı dostu olması için gerekli önlemler alınacak; yatırımcıların devlet bürokrasisindeki işlerinin takibi, Yatırım Geliştirme Ajansı (YAGA) tarafından etkili bir şekilde yerine getirilecektir. Yatırımların teşvik edilmesi için gerekli diğer önlemler alınırken, başta Türkiye ve İslam ülkeleri olmak üzere yatırımcıların ülkemize gelebilmesi için tanıtıcı faaliyetler sivil toplum örgütlerinin de desteği ile artırılacaktır.


İstihdam


İstihdam konusunda reel sektörün geliştirilerek istihdam alanlarının artırılması, çeşitlendirilmesi ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi çalışmalarına ağırlık verilecektir. Kamu istihdamında Kamu Hizmeti Komisyonu Yasası değiştirilerek, yapısı değiştirilecek, yeteneği ve yetkinliği objektif olarak ölçebilen işe alım modelleri benimsenecektir. Bu çerçevede kamu istihdamında uzmanlık ve kariyer ilkeleri esas alınacaktır.

Etkin ve yüksek performanslı bir kamu yönetimi, hukuksal ve yönetsel gerekler kadar ve hatta onlardan önce insan unsuruna dayanır. Bu nedenle UBP, kamuda yetkin, yetenekli, donanımlı, sorumluluk bilinci olan personelin istihdamını hedef almaktadır.

Kamuda personel tahsis sistemi yeniden düzenlenerek, norm kadro esasına göre birimlerde hizmetin gerektirdiği kadar personel istihdam edilecek, ihtiyaç fazlası personel ihtiyaç olan birimlerde değerlendirilecektir.

Kamu çalışanlarının niteliğini artırmak için etkin ve planlı hizmet içi eğitim programları artırılacaktır.

Mevcut insan kaynağına işletmelerin ihtiyaç duyduğu yeni beceriler kazandırılmasına yönelik programlar düzenlenecek ve desteklenecektir.

Özel sektörün nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılamak amacıyla eğitim ile iş gücü piyasası arasındaki işbirliği güçlendirilecektir.

Yurt dışında çalışan iyi eğitim almış, birçok alanda tecrübe kazanmış başarılar elde etmiş gençlerimizi ülkemize kazandırmak temel görevimiz olacaktır.







Kamu yatırım politikası

Kamu yatırım politikasının temel amacı, öncelikle kamunun hizmet kalitesini artıracak, toplumun genel ihtiyaçlarını karşılayacak ve özel sektörün mal ve hizmet üretimini destekleyecek nitelikteki altyapıyı geliştirmektir.

Kamu yatırımları, mevcut sermaye stoku etkin kullanılarak belirlenen öncelikler doğrultusunda geciktirilmeden gerçekleştirilecektir.

Kamu altyapı yatırımlarında özel sektörün katılımını sağlayan (yap işlet devret, kamu özel işbirliği, süreli işletme lisansı devri gibi) modeller geliştirilecektir.


Özel yatırımlara destek

Uluslararası fuarlara katılan, yurt dışı pazarlama amacı ile tanıtım için reklam yapan uluslararası sertifika ve kalite belgesi alan ve yurtdışı pazar araştırması yapan sanayicilere devlet destekleri verilmiştir.

4 adet yeni Organize sanayi bölgesinin tüm alt yapı işleri tamamlanmış ve Yeni Boğaziçi ve Güvercinlik sanayi bölgeleri faaliyet geçmiştir. Haspolat ve Alayköy II. Etap Organize Sanayi bölgelerinin alt yapı işlemleri yapılmaktadır.

Kalkınma Bankası kredi olanaklarından yararlanan ve borçlarını ödemede zorluk çeken yatırımcılarımızın talepleri dikkate alınarak yeni bir ödeme planı yapılmış ve ceza faizlerinde %91 oranında indirim sağlanarak yatırımcılara borçlarını ödeme kolaylığı sağlanmıştır.

2009 yılında Kalkınma Bankası’nın tahsilât oranı %38,2 iken hükümette bulunduğumuz dönemde yapılan doğru teşhisler ve başarılı çalışmalar sonucunda yıllar itibariyle artış göstererek 2012 yılsonu itibariyle %62,3’e yükseltilmiştir. Hükümette bulunduğumuz dönemde yaklaşık 85 milyon dolar kredi geri dönüşü sağlanırken yatırımcılarımıza 65 milyon dolar civarında finansman desteği sağlanmıştır.

Sanayimizin gelişimini desteklemek amacıyla anahtar teslimi sanayi siteleri yapılması için gerekli düzenlemeler yapılacaktır.



Rekabet gücünün artırılması

Özelleştirme Yasası 10 Nisan 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Ürünlerimizin dış pazarlarda rekabet gücünün artması için gerekli tedbirler alınacak, su ve elektrik girdi maliyetleri düşürülecektir.

2010-2012 ve 2013-2015 programlarımızda güçlenerek sürdürülen sanayi ve tarımsal sanayinin rekabet gücünün artırılması programı altında hibe ve kredi programlarımız artırılarak devam ettirilecektir.

İstihdamı ve ihracatı artıran, Ar-Ge ile yenilikçilik içeriği yüksek yatırımları destekleyen bütüncül bir teşvik sistemi hazırlanacaktır.

İş hayatının gelişimine yönelik olarak bürokrasinin azaltılması ve işlemlerin hızlandırılması çalışmalarına devam edilecek ve hızla sonuçlandırılacaktır.

İşletmelere yönelik fiziki, teknolojik ve bilişim alt yapısı geliştirilecektir.

İşletmelerin finansmana erişimi kolaylaştırılacaktır.

Yine dış döviz gelirlerinin artırılması için tanıtım, fuar, teşvik ve navlun destekleri gibi programlara hız verilecektir.


KOBİ’ler

KOBİGEM (KOBİ Geliştirme Merkezi)oluşturulmuştur. KOBİ’lerin desteklenmesine yönelik ve yeni girişimcilere destek verilebilmesi adına Ekonomi ve Enerji Bakanlığı bünyesinde bir merkez olarak açılmıştır. Bu merkez halka verdiği bilgilendirme hizmeti yanında ve Türkiye ve AB kaynaklarından oluşan reel sektör destekleme programlarının oluşmasına katkıda bulunmuştur.

KOBİGEM, AB ile ortak Markalaşma ve Girişimcilik çalışmaları yürütmüş ve yalnızca bu doğrultuda 150 esnafın iş planı ve girişimcilik eğitimi almasını sağlanmıştır. Ucuz finansmana erişim çalışmaları ile başlayan ve yürütülen faiz destek programları örnek gösterilen ve çok talep gören bir program paketi olmuştur. Bu programlar sayesinde 4.073 esnaf ve sanayiciye 185.618.000 TL kaynak aktarımı sağlanmış bu kredi yolu ile verilen bu programlar ihtiyaca göre 0 faizli dâhil 7 çeşit paket halinde sunulmuştur.

Çukurova Kalkınma Ajansı ve KOBİGEM ortak yürüttüğü “Rekabet Gücünün Artırılması Mali Destek Programında” kısmi hibe olarak verilen programda toplam 24 sanayiciye 4.000.000 TL hibe yardımı yapılmış, eş finansman ile 8.000.000 TL yatırım yapılması sağlanmıştır. Bu programın aynısı 4.000.000TL ile şuanda yürütülmekte ve değerlendirme aşamasındadır. Toplam ülkenin sanayi alanında yapılan yatırıma katkısı 16.000.000 TL olacaktır.

Hibe Programları ve destekli faiz programları KOBİGEM’in tanınması ve KOBİ’ler tarafından benimsenmesin de büyük rol oynamıştır.

KOBİGEM’in önümüzdeki yıl “KOBİ Stratejisi” çalışmalarını tamamlayarak içerisinde “kümeleme” ve “kuluçka” merkezi kurma çalışmaları bulunan önemli bir çalışma programına girmesi hedeflenmektedir.



Sektörel Politikalar


Dünya ekonomisi yeniden yapılanmakta ve giderek artan ölçüde küreselleşmektedir. Dünya ekonomisinin küreselleşmesi, bizim gibi küçük ekonomileri de derinden etkilemektedir. Yıllarca üretmeye alıştığımız ürünlerimiz, dünya pazarında rekabet edemez hale düştüğü gibi, bu ürünleri korumaya çalışmamız, iç pazarımızın fiyat yapısını olumsuz yönde etkilemekte ve çevre ekonomilere göre daha pahalı hale getirmektedir.

Ulusal Birlik Partisi, dönüşüme önderlik etme misyonunu yerine getirerek, dünya ekonomisindeki gelişmeleri ve Türkiye’deki yansımalarını değerlendirerek KKTC ekonomisinin öncü sektörlerinin turizm ve yüksek öğrenim olacağını 1980’li yılların sonlarında saptamış ve bunun için gerekli yasal altyapıyı hazırlamıştı. 30 yıldan beri yaşanan gelişmeler, partimizin bu saptamasının ne kadar doğru olduğunu her gün yeniden kanıtlamaktadır. Bugün, bütün siyasi partiler, sivil kuruluşlar ve akademisyenler KKTC ekonomisinin turizm ve yüksek öğrenim sektörlerinin öncülüğünde gelişebileceğini kabul etmiş durumdadır. Turizm ve yüksek öğrenim sektörlerimizin yanına, değişen dünya koşullarını da dikkate alarak modern tarım ve konut sektörünü de eklemek gerekmektedir.

Artan dünya nüfusu ve doğa kirliliği, modern tekniklerle sağlıklı gıda üretilmesini geçmişe göre çok daha kârlı hale getirmiştir. Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkına verdiği desteğin bir sonucu olarak adamıza Türkiye’den taşınacak olan kaliteli su ile birlikte, Kuzey Kıbrıs’ı modern tarım ülkesi haline dönüştürmek olanağı da ortaya çıkmıştır. Ulusal Birlik Partisi, gelecek iktidar döneminde, bu olgu ve olanakları dikkate alarak tarımsal dönüşüm projelerine önderlik edecektir.

Ülkemizin coğrafi konumu ve iklimi, artan refahı daha iyi bir yaşama dönüştürmek isteyen çevre ülke insanlarının Kuzey Kıbrıs’tan konut alarak yaşlılıklarını veya tatillerini bu konutlarda geçirmelerini olanaklı kılmaktadır. Bu etki altında KKTC konut sektörü gelişmeye devam etmektedir. Bu sektörün ülkemize çok önemli girdiler sağladığı, ülkemizde pek çok zanaat ve sanayi tesisinin inşaat sektörünün sağladığı olanaklar sayesinde gelişmeye başladığı dikkate alındığı zaman önümüzdeki dönemde bu sektörümüzü daha sağlıklı bir yapıya kavuşturmamız gerektiği açıkça ortaya çıkmaktadır.

Ulusal Birlik Partisi, önümüzdeki beş yıllık iktidar döneminde, küreselleşmenin KKTC ekonomisine yaşattığı zorlukları, turizm, yüksek öğrenim, modern tarım ve konut sektöründe ilerleme sağlayarak aşabilmemiz için gerekli önlemleri almak için çalışacaktır.

Bu çerçevede TOKİ modeline uygun bir model ile halkımıza makul fiyatlarda kaliteli, güvenli ve çağdaş donatılara sahip meskenler sunulması sağlanacaktır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisinin turizm ve yüksek öğrenim sektörlerinin sürükleyiciliğinde gelişeceği tartışılmaz bir saptama olduğuna göre devlet hizmetlerinin buna göre şekillendirilmesi ve devlet kaynaklarının bu önceliğe göre tahsis edilmesi gerekmektedir. KKTC’nin ekonomik performansında arzulanan düzeyi yakalayamamamızın en önemli nedeni kaynak tahsisinde yaşanan dağınıklık ve bunun sonucunda ortaya çıkan verimsizliktir.

Ulusal Birlik Partisi, yeni dönemde, ‘kaynakların kıt, taleplerin sınırsız’ olduğu ve bu kaynakların popülist etkiler altında tahsis edilmesinin sorunları büyüttüğü gerçeğini dikkate alarak, devlet kaynaklarının turizm, yüksek öğrenim, tarım ve bilişim sektörlerine yoğunlaştırılmasına önem verecek; yabancılara konut satışının önündeki engelleri kaldırmaya devam ederek inşaat sektörünün büyüyebilmesi için gerekli yasal zemini hazırlayacaktır. İnancımız odur ki, bu doğrultuda atılacak adımlar; küçük esnaftan sanayiciye, zanaatkârlarımızdan ithalatçımıza kadar bütün iş insanlarımıza yararlı olacak yeni istihdam olanakları doğmasına yol açacaktır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkının refah seviyesinin artırılması doğrultusunda sürdürülebilir ve rekabet edebilir bir ekonomik yapının istikrarlı büyümesini sağlamak, istihdamı artırmak, son iktidarı döneminde sağlanan mali disiplini sürdürülebilir kılmak ve dışa bağımlılığı azaltmak, yurt içi tasarrufları artırmak, tasarrufların yatırıma dönüşmesini sağlamak ve böylece makroekonomik istikrarı güçlendirmektir.

İktidarı döneminde kamu hizmetinin kalitesinin artırılması, insan kaynaklarının etkin kullanılması, yatırım ortamının iyileştirilmesi, girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve katma değeri yüksek ihracat odaklı mal ve hizmet üretimin geliştirilmesi, Ar-Ge ve yenilikçiliğin geliştirilmesine yönelik programların hazırlanarak etkin bir biçimde uygulanması, enerjide arz güvenliğinin sağlanması ve kayıt dışı ekonomi ile etkin bir şekilde mücadele edilmesi hedeflenmiştir.

Kamu sektörünün çeşitli alanlarda özel sektör ile rekabet eder durumu ortadan kaldırılarak, devletin düzenleme, denetim ve gözetim fonksiyonları yaygınlaştırılmak suretiyle, iki sektörün birbirini tamamlayıcı rol üstlenmesi sağlanacaktır. Özel sektörün rekabet gücünü, kamu yönetiminde etkinliği ve verimliliği artıran yapısal dönüşüm politikaları uygulamaya konacaktır.

UBP, insana hizmeti esas alan siyaset anlayışı ile KKTC ekonomisini yukarıda bahsedilenler çerçevesinde iktidarı döneminde başlatmış olduğu yeniden yapılandırma sürecini süratle tamamlayacaktır.

UBP son iktidarı döneminde hazırlatmış olduğu;

-Devlette Fonksiyonel-Kurumsal Gözden Geçirme Raporu
-Yüksek Öğretimde Durum Tespit Raporu
-İşgücü Piyasasının Etkinliğinin Tespiti Raporu
-Kuzey-Güney Arasında Ticaret Kayması Raporu

çalışmalarından da yararlanarak devletin yeniden yapılandırılması çalışmalarını hızla tamamlayacaktır.

Ekonomik büyüme ve istihdam artışının özel sektör eliyle gerçekleştirilmesi esastır. Kamu sektörü, kurumsal ve fiziki altyapıyı hazırlayarak birimler arası koordinasyonu sağlamak suretiyle özel sektöre destek olacaktır.

Ekonomik büyümeyi sürdürülebilir kılmak amacıyla makroekonomik istikrarın devamı sağlanacaktır.

Ekonominin rekabet gücünü artıracak tedbirler alınacaktır.

Yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik çalışmalara devam edilecektir.

İhracatçıları örgütlendirmek ve işbirliğini geliştirmek suretiyle ihracatı artırarak ekonomik gelişmeye katkıda bulunmak üzere ihracatçı birlikleri ile Kuzey Kıbrıs İhracatçılar Meclisinin kurulması için yasal zemin hazırlanmakta olup en kısa zamanda tamamlanması hedeflenmektedir.

Ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan istihdam sorunu da bir taraftan devleti yeniden yapılandırarak, diğer taraftan da üretim, turizm ve üniversite sektörü gibi hizmet sektörlerine yönelik iç ve dış yatırımların önleri açılarak yeni yatırımlarla istihdam sorunu çözülecektir.

Bir önceki parti programımıza koyduğumuz ve iktidarımız döneminde temeli atılan ve hızla tamamlanma aşamasına getirdiğimiz Türkiye Cumhuriyeti´nden boru ile su getirme projesi tamamlanacaktır. Böylece vatandaşımızın özlediği kaliteli su çeşmelerinden akacaktır. Ülkemize gelecek 75 milyon metreküp suyun yarısı tarımda kullanılacak ve çiftçimizin yüzü gülecek, ülkemizin çehresi değişecektir.


Turizm

Turizm, hem gelir ve istihdam kaynağı, hem de sosyal ve kültürel etkileri bakımından KKTC için çok önemli bir sektördür. UBP olarak dönüşüm politikamızda turizme ayrı bir önem verdik.

KITSAB ve KITOB’un görüşleri alınarak ilk kez 2011-2013 yıllarını kapsayan teşvik sistemi, siyasi yaklaşımdan çıkarılarak yeni bir uygulamayla hayata geçirilmiştir.

Bu çerçevede gerçekleştirilen çarter uçuşları ile ülkemize Hollanda, Belçika, İngiltere, İtalya, Slovenya, Fransa, Polonya, Avusturya, İran ve Almanya’dan turist taşınmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti ve Turizm Bakanlığı ile Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı tarafından “2011 Türkiye’de Kuzey Kıbrıs Yılı” olarak ilan edilmiştir.

Bu fuarların yanında 29 Ekim-3 Kasım 2012 tarihleri arasında Kuzey Avrupa’daki Danimarka, Finlandiya, Norveç ve İsveç’i kapsayan bir dizi toplantıdan oluşan Roadshow etkinliklerine sektörle birlikte Bakanlığımız katılmıştır.

Karpaz Bölgesi Pansiyonculuk Projesi kapsamında, 6 köyde, 6 adet mevcut binanın restore edilerek ve 7 adet yeni yapım binanın da turistik pansiyon olarak inşaat ve mefruşatları tamamlanmış ve bölgede eko turizme hizmet veren 130 yataklık potansiyel kazandırılmıştır.

Dipkarpaz’da pansiyonların yoğun olduğu bölgede eko-pazar alanı, kaldırım, çevre aydınlatma, cephe iyileştirme, peyzaj ve sokak mobilya elemanlarının konuşlandırılması ile eko-pazar alanında hizmet verecek işletmelerin ahşap stantları ve bitkilendirme çalışmaları tamamlanmıştır.

2012’de “Korunmaya Muhtaç Turizm Bölgesi” ilan edilen Girne Antik Liman Tüzüğü 20 Mart 2013 tarihinde Bakanlar Kurulu’nca onaylanmıştır.

Yurtdışı reklam kampanyası çerçevesinde İngiltere’de faaliyet gösteren “North Cyprus Tourism Center” ile “S&H Cabs Ltd.” arasında KKTC turizminin geliştirilmesi amacı ile siyah taksiler tarafından yürütülen reklam kampanyası devam etmektedir.

Uluslararası standartlarda kurumsallaşmış, doğa ve kültürel varlıklara duyarlı şekilde planlanmış, markalaşmanın sağlandığı, özel ilgi turizmi ve yerel ürünleri öne çıkaran karma bir turizm modeli oluşturmak temel amaçtır.

Yatak kapasitesindeki artışı sağlamak üzere, öncelikle, ilan edilmiş turizm bölgelerindeki yatırımların tamamlanması sağlanacaktır.

Turizmin çeşitlendirilmesi desteklenerek, turistlerin, KKTC’nin tarihi ve doğal güzelliklerini tanıyabilmelerini sağlayacak politikalar oluşturulacaktır.

Turizmde hizmet kalitesi yükseltilecek, tanıtım ve pazarlama faaliyetleri desteklenerek turist sayısının ve turizm gelirinin artırılması sağlanacaktır.


Tarım

Bütün ülkelerde en büyük ve en önemli sektörlerden biri olmayı sürdüren tarım sektöründe dönüşümü gerçekleştirmek de Ulusal Birlik Partisi’nin başlıca hedeflerinden biridir.

Bugünkü durumda tarım sektörü, önemli oranda kaynak tüketmesine karşın, yeterli oranda katma değer ve istihdam sağlayamamaktadır. Bunun başlıca nedeni ise tarımsal üretim ve örgütlenmede çağdaş yöntemlerin geliştirilememiş olmasıdır.

Kıbrıs Türk çiftçisi her zaman yeniliklere açık olmuştur. Çiftçilik tarihimiz bunun sayısız örnekleri ile doludur. Buna karşın, son yıllarda modern tarıma geçiş konusunda yetersiz kalınmıştır. Tarım sektörünün kendini yenileyebilmesi için maliyet düşürücü önlemlere ve pazara erişim konusunda yaşanan sorunları en azından hafifletecek yeni bir yapılanmaya ihtiyaç vardır.

Bu ihtiyaçlar, yeni tarımsal strateji çerçevesinde karşılanacaktır. Tarım ürünlerimizin dış gelirlerimiz arasındaki payı 2009-2013 iktidarımızda yüksek oranda artmıştır. Bunun nedeni, süt ürünleri ile tarım ürünleri ihracatında mevcut pazarlara yenilerinin eklenmesidir.

Tarım sektörü ekonomi içerisinde önemli bir yere sahip olmasına rağmen bu alandaki darboğazlar, sektörün ekonomik gelişmedeki yerini almasını ve hızlı bir gelişmenin gerçekleşmesini sınırlamaktadır. Tarımsal alanda faaliyet gösteren kesimlerin sürdürülebilir ekonomik kazanımlar elde edebilmeleri için teknolojiye, desteğe ve pazar imkânlarını geliştirmeye ihtiyacı vardır.

Üretimde etkin ve verimli tarım uygulamalarına sahip, pazar imkânlarını geliştiren, rekabetçi, gıda güvenirliğini artıran izlenebilir bir yapı ile kayıtlılığı esas alan etkin bir destekleme sisteminin oluşturulması temel amaçtır.

Bir ada ülkesi olması ve kısıtlı doğal kaynakları sebebiyle KKTC’nin kalkınmasına, Türkiye’den içme, kullanma ve sulama suyu götürülmesi, önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. KKTC Su Temin Projesi ile Anamur-Dragon Çayı üzerinde inşa edilmeye başlanan Alaköprü Barajı’ndan sabit debi esasına göre alınacak yıllık 75 milyon m3su, KKTC’ye isale edilecektir. 106 km uzunluğundaki hat ile KKTC’ye isale edilecek yıllık 75 milyon m3 suyun 37,76 milyon m3’ü (% 50,3) içme-kullanma suyuna ve 37,24 milyon m3’ü (% 49,7) sulama suyuna tahsis edilmiştir.

Bir önceki seçim bildirgemizde söz verdiğimiz ve iktidarımız döneminde temelleri atılan “asrın projesi” olarak adlandırılabilecek ve ülkemiz için milat olacak Anavatan Türkiye’den borularla su getirilmesi projesi hızla devam etmektedir. Şubat-Mart 2014’te özlemini duyduğumuz kaliteli ve sürekli su Geçit Köy Barajı’na akmaya başlayacaktır.

Türkiye’den boru ile getirilecek olan suyun etkin kullanımını sağlamak üzere bir strateji belgesi ve Master Planı hazırlanacak ve uygulamaya konacaktır.

Kırsal Kalkınma Mali Destek Programı kapsamında üreticilerin altyapılarının modernizasyonu için % 50 oranında hibe destekleri verilmiştir.

Tarımsal üretimin geliştirilmesi için 0 veya düşük faizli krediler üreticilere ulaştırılmıştır.

Doğrudan Gelir Desteği ve tarımsal ürün ihracatları kapsamında her yıl üreticilerimize yüz milyon Türk lirası destek verilmekte idi. 2013 yılında bu rakam %10 artırılarak yüz on milyona çıkarılmıştır.

18.616 üreticiyi kapsayan Tarım Sayımı yapılmıştır. Gıda Güvenliğinin sağlanması amacıyla numune alımı diğer yıllara oranla 2 katına çıkmıştır.

Ülkeye ithal edilen tarım ilaçları Avrupa Birliği normlarına getirilmiştir. Ülkede kullanılan zirai ilaçların satışını reçeteye bağlayan kararlar üretilmiştir.

Yem hammaddeleri konusunda gerek ithalatlarda gerekse ülke içindeki denetim ve kontroller artırılmıştır.

Tarım Master Planının bitkisel üretim kısmı hazırlanmış olup hayvansal üretimle ilgili kısmı bitmek üzeredir.

Küçükbaş hayvancımıza hayvanbaşı destek ödemeleri başlatılmış ve şu anda yıllık hayvan başına 52 TL destek verilmektedir.

Üreticilerin rekabet gücünü artırmak amacı ile üreticilerimizin birlikte hareket etmeleri desteklenmektedir.

Organik tarımın geliştirilmesi ile ilgili Ege Üniversitesi ile işbirliği içerisinde çalışmalar yoğunlaştırılmıştır.

Tarım ürünleri ithalat rejimi yerli üretimi destekleyecek şekilde yeniden düzenlenmiştir.

Doğrudan gelir desteği ve kuraklık için altlık oluşturan üretici bitkisel başvuruları alınarak arazideki doğrulukları kontrol edililerek doğrudan gelir desteği ve kuraklık ödemesi sağlanmıştır.

Bulaşıcı hastalıklara yakalanan büyük ve küçükbaş hayvaların (brucella, medi visna) alımları gerçekleştirilerek tazminat ödemeleri yapılmıştır. Ayrıca büyükbaşlardaki 7-9 aydaki hayvan düşükleri üreticilerimize tazmin edilmiştir.Dolu ve selden zarar gören patates üreticilerine tazimat ödemeleri yapılmıştır.

Doğal afet ve özellikle orman yangınları ile mücadele konusunda yangın helikopteri temini dâhil her türlü tedbir alınacaktır. Bu alanda Anavatan Türkiye ile süregelen işbirliğinin çeşitlendirilerek devam ettirilmesi sağlanacaktır.

2014 yılında tamamlanacak olan boru ile su taşıma projesi Türkiye’nin Kıbrıs’a en büyük hediyesi sayılmalıdır. Suyun gelmesiyle tarım ve hayvancılığımızın girdi maliyetleri düşecek, üretimde verimlilik artacaktır.

Bunun yanı sıra UBP, dış pazarlarda rekabet üstünlüğünü sağlamak üzere, tarım ve hayvancılık sektöründe ihracat potansiyelinin artırılması ve tarım-sanayi entegrasyonunun güçlendirilmesi için hibe ve kredi programlarını güçlendirerek devam ettirecektir.

UBP iktidarında hayata geçirilecek tarımsal dönüşüm programları sayesinde çiftçimiz gerçek anlamda bir girişimci, tarım sektörü ise ülkemize katma değer ve istihdam sağlayan ekonomik bir sektör olarak yeniden ortaya çıkacaktır.



Ulaştırma ve Haberleşme

Havayolları

İktidarımız döneminde ülkemize gelen yolcu sayısı%46 lık bir artışla 1,842,534 yolcudan 2012 yılı sonu itibarı ile 2,777,148 yolcuya ulaşmıştır.

Ercan Havaalanı’nda yolcu sayısı 2003 yılına göre 2011 yılında %188 oranında artmış ve bunun sonucunda mevcut terminalin teknik altyapısı yetersiz kalmıştır. Bu çerçevede Ercan Havalimanının 25 Yıllığına İşletme Haklarının Devredilmesine İlişkin bir ihale dosyası hazırlanarak ihaleye çıkılmıştır.8 milyon kapasiteli, mevcut Ercan Devlet Havalimanının 7,5 kat büyüklüğünde (152,000 metrekare) 2 bir pist, mevcut apronun 4,5 kat büyüklüğünde yeni bir apron, 8 körük,62 check in bankosu, 600 m uzunluğunda 2*3 bir alt geçiti (tüneli) olan, iki adet kapalı otopark binalarının bulunacağı yeni Ercan Devlet havalimanı projesi ihaleye çıkılmıştır.

Bu ihale, televizyonlardan canlı yayınlandı ve şeffaf bir şekilde sonuçlandırıldı.

Smart projesi ile Ercan Havalanı’nda bulunan Hava Trafik Kontrol Sistemleri’nin modernizasyonu tamamlanmıştır.

Ağırdağ’a yeni bir SSR İstasyonu kurulmuş, Ercan PSR-SSR İstasyonu modern teknoloji ile yenilenmiş ve Ercan Hava Saha Kontrol’ün kapsam ve kaverajı artırılmıştır.

ILS projesi ile kötü meteorolojik şartlar ve düşük görüş anlarında bile uçakların güvenli bir biçimde inişini sağlayan ‘Aletli İniş Sistemi’ temin ve tesis edilmiştir.



Karayolları

İktidarımız döneminde bir rekor daha kırılmış ve KKTC tarihinde en fazla karayollarına yatırım yapılan dönem olmuştur.

Karayolları yatırımları için yıllara göre ihale miktarları aşağıdaki grafikte gösterilmektedir:


2010 yılına kadar KKTC’de mevcut toplam bölünmüş yol ağını 124 km den %101 arttırarak toplam 127km bolünmüş yolun 63,5 Km’sini tamamlayarak halkın kullanımına sunarken 63,5 Km’lik kısmının inşaatı halen devam etmektedir
.2013 yılında planlayacağımız bölünmüş yollarla hedefimiz 2010-2020 için revize edilen Karayolları Master Plan çerçevesinde ulaşılması gereken 330 km bölünmüş yol ağına 2015 yılı sonu itibarı ile ulaşmayı hedeflemekteyiz.

2010 yılına kadar KKTC’de mevcut toplam bölünmüş yol aydınlatması 37,6 km den %132 lik bir artışla 87,6km ye çıkarılmıştır.
KKTC’de ilk kez yol güvenliği, standartlarının geliştirilmesi ve emniyet tedbirlerinin arttırılması kapsamında inşa edilen New Jersey tipi beton korkuluklar, aydınlatma çalışmaları, metal korkuluklar sayesinde ölümlü trafik kazaları oranında ilk kez 2012 yılında AB standartlarının altına inmiş bulunuyoruz.
Yine 2012 yılında yapılan projelerle KKTC ada genelinde ilk kez Baş üstü levhalarla tanışmıştır.

Master Plan kapsamında tamamlanan yollar şunlardır:

2012 yılı içerisinde Metehan (Şehit Çocukları) – Güzelyurt Yolu (Bölünmüş yol L = 5400m Kavşak kolları dahil), Dipkarpaz Çıkışı – Liman arası (III. Sınıf, L = 3700m), Yeşilırmak – Bademliköy – Gemikonağı (L = 6650 m asfalt kaplama), Ercan Yonca Kavşağı – Haspolat Kavşağı Bölünmüş yol bakım ve asfalt kaplama işleri, Girne Çevre Yolu, Gazi Mağusa – İskele, Dörtyol – Geçitkale Bölünmüş yol yapım çalışmaları ile Tatlısu – Kaplıca – Büyükkonuk – Çayırova ve Kaplıca – Balalan III. Sınıf Yolu.

2012 yılı içerisinde İskele – Çayırova,
Güzelyurt – Lefke,
Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu,
Girne – Alsancak – Lapta Bölünmüş yolları ile
• Lefkoşa kaynaklı ihalelerden olan

• Ardahan – İskele (III. Sınıf, L = 5000 m)
• Pınarlı – Ulukışla (III. Sınıf, L = 3400 m)
• Dipkarpaz – Yenierenköy (II. Sınıf, L = 11640 m)
• Gazimağusa Çevre Yolu - Hastane Bağlantısı (Bölünmüş yol, L = 2100 m)
İhaleleri tamamlanmış olup yolların yapım çalışmalarına başlanmıştır.

Yine Master Plan kapsamında 2013 yılında planlanan çalışmalar şunlardır:
• Haspolat – Hamitköy – Kıbrıs Gazetesi Kvş. bölünmüş yolunda bakım ve asfalt kaplama işleri.
• Değirmenlik Dağ Yolu (I. Sınıf Tırmanma şeritli + Bölünmüş yol, L = 19000 m)
• Ercan Kavşağı – İskele (Bölünmüş yol, L = 40 km)
• Girne – Çatalköy (Doğu Çevre Yolu Bölünmüş yol, L = 8000 m) projelendirme
• Dörtyol – Türkmenköy Kavşağı (Bölünmüş yol, L = 8000m)

Program dönemi boyunca Karayolları Master Planı çerçevesinde belirlenen altyapı çalışmaları tamamlanacak, şehir içi ve şehirlerarasında toplu taşımacılığı geliştirecek ve yolcu güvenliğini artıracak düzenlemeler uygulamaya konulacaktır.

Yol güvenlik standardının en üst düzeye çıkarılması, yol güvenliğinin artırılması trafik kazalarını en aza indirilecektir.


Denizcilik ve Limanlar

KKTC deniz limanları yeniden yapılandırılacak, liman rekabet gücünün ve iş kapasitesinin artırılması için yeni yatırımlar yapılacak, modern teknolojiler uygulanacak ve çağdaş işletmecilik esasları benimsenecektir.

Deniz ulaşımında etkinliğin ve verimliliğin sağlanması için önlemler alınacaktır.

Deniz ulaşımında etkinliği sağlamak üzere mevcut ve planlanacak limanlar işletme hakkı devri suretiyle yeniden yapılandırılacaktır.


Telekomünikasyon ve İletişim Teknolojileri

Gelişen ekonomik ve sosyal ihtiyaçlara karşılık verebilen, çağdaş teknoloji ve uluslararası kurallarla uyumlu, çevreye duyarlı, ekonomik ve güvenli ulaşımı sağlayabilecek bir yapının oluşturulması, bilgi toplumuna dönüşüm sürecinin hızlandırılması ve bunu sağlayacak etkin iletişim altyapısının kurulması temel amaçtır.

Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti denizaltı ve karasal fiber iletişim köprüsüyle birbirine bağlamıştır. Yeni fiber optik hat, KKTC’nin artan ses, internet ve veri trafiğini karşılarken aynı zamanda yeni nesil iletişim teknolojilerine daha yüksek hızlarda erişiminin önünü açmıştır.

TURCYOS II Projesi kapsamında Gazimağusa (İskele) ve Hatay (Samandağ) arasında 213 kilometrelik denizaltı fiber optik kablo tesisi gerçekleştirilmiştir. Bu denizaltı kablo projesini Girne ve Mersin (Bozyazı) arasında 1994 yılında tesis edilen TURCYOS I kablo sistemi ile entegre etmek amacıyla, İskele – Lefkoşa – Girne arasında KKTC’de 30 km yeni altyapı yapılmış, 75 km karasal fiber optik kablo tesis edilmiştir.

KKTC nüfusunun artması ve hızlı yapılaşma, KKTC Telekomünikasyon Dairesi’nde şebeke altyapısını yetersiz hale getirmiştir. Bu sorunlara çare bulmak amacı ile KKTC Telekomünikasyon Dairesi, Avrupa Birliği tarafından finanse edilecek IP tabanlı bir network kurmak ve ada üzerinde yaşayan herkese ses ve data erişimini sağlamak üzere yeni nesil şebeke kurulumu olan NGN projesini başlatmış ve tamamlanma aşamasına getirilmiştir. NGN Şebekesi’nin 2-3 ay içerisinde hizmete açılması beklenmektedir.

Telekomünikasyon sektörünün liberalleşmesi çerçevesinde elektronik haberleşme sektörünü düzenleme ve denetleme fonksiyonunun bağımsız bir idari otorite tarafından yürütülmesi amacıyla 6-2012 sayılı Elektronik Haberleşme Yasası ile Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu kurulmuştur.


Artık klasik anlamda PSTN veya sabit hatlarda belirgin bir gelişme olmamakta, hatta Uzak Mesafe Telefon Hizmetleri gelirlerinde önemli düşüşler yaşanmaktadır. İkinci eğilimde ise giderek geniş bant hizmetleri yaygınlaşmakta ve IP şebekelerine bir yöneliş gözlenmektedir. Üçüncü bir eğilimin ise ses ve veri aktarımının artık mobil şebekeler vasıtasıyla yapılmaya başlanmasıdır. Bu da mobil hizmetlerin hızla gelişimi anlamına gelmektedir. Bu bağlamda Telekomünikasyon Dairesi alt yapısındaki yenilemeler geniş band hizmetlerini yaygınlaştırma ve IP şebekelerine yönlenmelidir. Bu kavramda Telekomünikasyon Dairesi, FTTH (Fiber-To-The-Home/Eve Kadar Fiber) projesi ile eve kadar fiber kavramı ile insanların yaşam kalitesine artırmak ve farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede proje çalışmaları tamamlanma aşamasına gelmiştir.

Telekomünikasyon Dairesi’nin yeniden yapılandırılma çalışmaları son 1 yıl içerisinde hızlandırılmıştır. Bu çerçevede Telekomünikasyon Dairesi’nin modern bir yapıya bürünebilmesi için 5 yasa çalışması yapılmıştır ve yeniden yapılandırılma çalışmalarının son aşamasına gelinmiştir. Bu çerçevede Telefon Dairesi’nin hem mali ve hem de yönetsel özerkliğe kavuşabilmesi ve hizmetleri çok daha verimli ve etkin bir şekilde verilebilmesi için kamu şirketine dönüştürülmesi planlanmıştır.

Telekomünikasyon alanında AB müktesebatına uygun, işletme hakkı devrini esas alan yasal düzenlemeler yapılacak, iletişimde yeni teknolojilerin kullanımı, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve yönetimi uluslararası standartlara kavuşturulacaktır.

Bilgi toplumuna dönüşüm sürecinin hızlandırılması amacıyla, bilgi ve iletişim teknolojilerinin altyapısı geliştirilecek ve internet kullanımı yaygınlaştırılacaktır.


Enerji

Ülkenin enerji ihtiyacının arz güvenliğini sağlayan, enerji verimliliğini esas alan, oluşacak rekabetçi bir serbest piyasa ortamında sürekli, kaliteli ve güvenli bir şekilde asgari maliyetten karşılanması temel amaçtır.

2011 yılı sonu itibarı ile yürürlüğe giren Yenilenebilir Enerji Yasası'yla, yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimi veya ısıtma amaçlı kullanımının yaygınlaştırılması, bu kaynakların güvenilir, ekonomik ve kaliteli biçimde ekonomiye kazandırılması, kaynak çeşitliliğinin artırılması, enerji üretiminin desteklenmesi, enerji ithalinin azaltılması ve arz güvenliğinin sağlanmasını düzenlemek için önemli bir adım atılmıştır. Bu yasanın uygulanmasındaki şartları düzenleyen Yenilenebilir Enerji Uygulama ve Denetim Tüzüğü ile de güneş, rüzgar, biokütle ve benzeri yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına ilişkin teknik, ticari ve idari koşullar belirlenmiştir. Yasada yetkilendirilen izin makamı olan Yenilenebilir Enerji Kurulu oluşturulmuştur.

Elektrik enerjisini daha ucuza mal edebilmek için KIB-TEK’in yeniden yapılandırılarak kayıp kaçağın azaltılması, tahsilâtın artırılması, rüzgâr enerjisi gibi daha ucuz yöntemlerle elektrik üretilmesi, enerji verimliliğinin sağlanması gibi yollara başvurulmalıdır. Elektriğin maliyetinin aşağıya çekilmesi için Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesi projesine ağırlık verilecektir.

Elektrik üretim, iletim ve dağıtım faaliyetleri optimum hizmet kalitesi ve maliyeti sağlayacak şekilde ayrıştırılacaktır.

Hizmet kalitesinin yükseltilmesi, kayıp kaçağın azaltılması ve tahsilâtın artırılması amacıyla elektrik dağıtım sisteminin işletme hakkı devrilecektir.

Elektrik şebekesi Türkiye enterkonnekte sistemine bağlanacaktır.

Enerji verimliliğinin sağlanmasına yönelik olarak gerekli tedbirler alınacaktır.

Elektrik arzında sağlıklı bir kaynak çeşitliliği yaratmak ve arz güvenliğini artırmak amacıyla alternatif enerji kaynaklarının üretime dâhil edilmesi yönünde çalışmalar hızlandırılacaktır


Sanayi ve ticaret

Ülkemiz dış ticareti 2007-209 döneminde yaşanan ekonomik gerileme ile daralmış ve GSYİH, yani ülkemizde üretilen ekonomik değerlere katkısı negatife inmişti.

Ekonomimizin yeniden yapılandırılarak büyümeye başladığı 2010 yılından itibaren ihracat ve ithalatımızda ortalama yıllık %18 ila %35 büyüme gerçekleşmiştir. İhracatımız 2009 yılına kıyasla 2013 yılında %108 oranında büyüme göstermiştir.

Dış ticarete ilişkin olarak yapılan mevzuat değişikliği ile birçok ithal ürüne ilişkin ithalat izin süreci kaldırılmıştır. E-Devlet projesinin tamamlanmasıyla ithal izni uygulaması daraltılacaktır.

Uluslararası standartlara uygun, kalite ve fiyat açısından rekabet edebilen, katma değeri yüksek ürünler üreten, tüketici güvenliğinin esas alındığı, yeni teknolojilerin kullanıldığı, turizmin ihtiyaç duyduğu girdi üretimini ve tarımsal ihracatı desteklemeye yönelik, çevreye duyarlı bir imalat sanayi sektörü ile ticaret sektörünün oluşturulması temel amaçtır. Bu çerçevede:

Sanayimizin geliştirilmesi için ölçek ekonomisinin sağlanması, yeni teknolojik araç ve teçhizat kullanımının teşvik edilmesi ve hibe ve kredi programlarının güçlendirilmesine devam edilecektir.

Sanayi bölgelerinin yönetimi özel sektör temsilcilerince oluşturulacak olan OSB yönetimlerine devredilecektir.

İhracat pazarlarına daha etkin ve profesyonelce yönelmenin sağlanabilmesi için Kıbrıs Türk İhracatçılar Meclisi oluşturulacaktır.

Dış döviz gelirlerimizdeki payı artmakta olan bilişim sektörünün gelişmesi teşvik edilecek, Bilişim Teknoparkları kurulacaktır.

İhracat teşvikleri ihracatta yıllık en az %25 artış sağlanacak şekilde düzenlenecektir.

İş yapabilirlik süreçlerinin iyileştirilmesi için şirket kurulma prosedürleri azaltılacak, bakan ve bakanlar kurulu onayı kaldırılacak ve tüm süreç başvurudan itibaren 1 gün içerisinde tamamlanacaktır.

Tasfiye halindeki bankalardan olan alacakların hızlandırılmasına yönelik hazırlanmış olan Yasa Tasarısı yasallaştırılacak ve alacakların tahsilâtı gerçekleştirilecektir.

Faaliyet konusu, kapasite ve istihdam konularını içeren işyeri sayımları yapılarak sayım sonuçlarını içeren işyeri envanter çıkarılacaktır.

Sanayi sektörünün ürün ve işletme kalitesini artırıcı, pazarlama anlayışını geliştiren ve yatırımları planlı bir şekilde yönlendirecek KOBİ stratejisi en kısa sürede oluşturulacaktır.

Organize sanayi bölgelerinin kapasiteleri artırılacak ve sanayi kuruluşları bu bölgelerde toplanacaktır.


AB Müktesebatına Uyum Çalışmaları

Hükümetimiz döneminde Rekabet Kurulu oluşturulmuş, Kurula işlevsellik kazandıracak tüzükler hazırlanmış, Nihai Kararlar Tüzüğü, Muafiyetler, Şikâyetler ve Yoğunlaşmalar ile ilgili 3 Tebliğ Bakanlar Kurulu’ndan geçirilerek, Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

Devlet yardımlarını kontral altına almak için, Rekabet Kurulu’nun başlatmış olduğu Devlet Yardımları Envanteri ile ilgili çalışmalar sürmektedir.

Avrupa Birliği Müktesebatına uyum çalışmaları çerçevesinde Şirketler Hukuku çalışma gurubu tarafından ele alınan güncelliğini yitirmiş olan Fasıl 113 Şirketler Yasası’nın revizyonuna ilişkin çalışma son aşamasına gelmiştir. Öncelikle Muhasebe Meslek Yasası hazırlanmış ve Bakanlar Kurulu’nun gündemine gitmeye hazır hale getirilmiştir. Fasıl 113 Şirketler Yasası’nın geriye kalan kısımları ise önümüzdeki aylarda tamamlanıp paydaşlar ve diğer kamu ile özel sektörün görüşlerine sunulacaktır.

Tüketicilerin hak ve menfaatlerini korumak ve uğradıkları maddi zararların giderilmesini önlemek için Tüketicileri Koruma Değişiklik Yasası, Cumhuriyet Meclisi’nden Kasım 2010’da geçip yasallaşmıştır. Yasa kapsamında tüketicilere; kapıdan satışlarda, tüketim mallarının garantileri, paket tatil, paket tur ve devre tatil sözleşmelerinde tüketicilere daha geniş haklar tanınmıştır. Tüketicileri Koruma Yasası’nın tanıtılması, tüketicilerin yasa hakkında bilgilendirilmesi ve farkındalık yaratılması için “Tüketiciyi Bilgilendirme Broşürü” yayınlanıp ülke genelinde dağıtımı yapılmıştır.

Tüketicilerin şikâyetlerini iletebilecekleri Ekonomi ve Enerji Bakanlığı bünyesinde yirmi dört saat hizmet veren ALO 171 Tüketici Şikâyet Hattı oluşturulmuştur.

KKTC'de üretilen ve AB mevzuatına göre birtakım standartlara tabi (CE işareti gibi) olan ürünlerle ilgili uyum belgelerinin alınabilmesi için Metroloji Yasa Tasarısı hazırlanmıştır. Meclis’in gündemindedir.

Ekonomi ve Enerji Bakanlığı tarafından yürütülmekte olan sermayenin serbest dolaşımı başlığı altında AB uzmanları ile Sermaye Hareketleri Yasa Tasarısı hazırlanmıştır. Bu bağlamda yabancı yatırımcıya getirilen kısıtlamalar ortadan kaldırılması hedeflenmektedir. Halen çalışma tüm Bakanlıklar ile istişare edilerek devam etmektedir. Bunun yanında yine sermayenin serbest dolaşımı kapsamında ödeme hizmetlerini düzenlemek adına Ödeme Hizmetleri Yasa Tasarısı hazırlanmaktadır.

Piyasaya sürülen ürünlerin güvenli olabilmesi için Avrupa Birliğine Uyumlu Ürün Güvenliği Yasası hazırlanmış olup Nisan-Mayıs döneminde Meclis alt komitesinde görüşülmeye başlanılmıştır.

Ülkemizde sigortacılık sektörü hızla gelişmektedir. Değişen dünya şartları içerisinde genişleyen bu sektörün daha etkin bir şekilde çalışmasının sağlanması, Sigorta ve Reasürans şirketlerinin mali yapılarının güçlendirilmesi, AB Sigortacılık Direktiflerine göre uyumlu hale gelmesi amacıyla Sigorta Hizmetleri (Düzenleme ve Denetim) Yasası 31.12.2010 tarihinde KKTC Meclisi tarafından onaylanarak Yasallaşmıştır. Söz konusu bu Yasa'nın yürütülmesi için gerekli olan toplam 15 Tüzükten 8 tanesi hazırlanmış olup KKTC Bakanlar Kurulu tarafından yürürlüğe konmuştur. Diğer tüzükler hazırlanmış, prosedür gereği KKTC Hukuk Bürosu’ndan ve KKTC Mevzuatlar Dairesi’nden görüş alınmak için gönderilmiştir.


Esnaf ve zanaatkârlar

Esnaf ve zanaatkâr olarak kendi nam ve hesabına çalışanlar, her toplumun en geniş kesimini oluşturmaktadır. Bu bağlamda, esnaf ve zanaatkârlarımızın refahı, refah seviyemizin temel göstergesidir. Onların refahı sağlanmadığı zaman Kıbrıs Türk halkının refahından söz edemeyiz.

Ulusal Birlik Partisi, turizm, yüksek öğrenim, modern tarım ve konut sektörlerinin gelişmesinin, esnaf ve zanaatkârlarımızın refah seviyesini yükselteceğine, onları işyerlerini ve istihdam kapasitelerini geliştirmeye teşvik edeceğine inanmaktadır. Bu bağlamda, Ulusal Birlik Partisi hükümeti döneminde başlatılmış olan faiz destekli kredi politikamız önümüzdeki dönemde de güçlenerek devam edecektir.

Turizm, yüksek öğrenim, modern tarım ve konut sektörlerine yönelik mal veya hizmet üreten işyerlerinin açılması veya kapasitelerinin artırılmasını teşvik edebilmek için yeni destek politikaları oluşturulacaktır. Bu bağlamda yatırımları kolaylaştırıcı önlemler alınmaya devam edilecektir.


Altyapı Hizmetleri

Küreselleşen dünyada, enerji, haberleşme ve ulaşım alanında sağlanan gelişmelerin yakından takip edilmesi ve uygulamaya sokulması rekabet gücünün korunması için başlıca gerekliliktir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde enerji arzında yaşanan sorunlar, hem üretim süreçlerini, hem de aile hayatını olumsuz şekilde etkilemektedir. Bu konuda yenilikçi örgütlenmelere ve yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğu apaçık ortadadır.

Ulusal Birlik Partisi, dört yıllık iktidarı döneminde, alternatif enerji kaynaklarından yararlanmayı öngören yasal düzenlemeleri tamamlamıştır. Sıra, bu alandaki yatırımların teşvik edilmesine ve gerçekleştirilmesine gelmiştir. Ülkemiz, güneş cenneti olduğu kadar rüzgâr açısından da elektrik enerjisi üretmeye olanak sağlamaktadır. Hazırlanan yasal düzenlemeler, önümüzdeki yıllarda bu kaynakları kullanmayı olanaklı hale getirecektir.

Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesi ve KKTC elektrik ağının Türkiye üzerinden dünya ile entegre edilmesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin enerji güvenliğinin sağlanabilmesi için temel bir gerekliliktir. Ulusal Birlik Partisi hükümetinin Türkiye ile geliştirdiği yapıcı işbirliği nedeniyle Türkiye’den elektrik enerjisi getirilmesi de projelendirilmiştir ve önümüzdeki dönemde bu projeye ağırlık verileceği 2013-2015 Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı ile hükme bağlanmıştır. Yeni UBP iktidarı, bu konudaki çalışmaların ilerletilmesine başlıca önemi verecektir.

Elektrik sistemimizin çağdaş bir yapıya kavuşturulması için üretim teknikleri kadar yönetim tekniklerini geliştirmemiz de gerekmektedir. Bu anlamda elektrik üretim, iletim ve dağıtım sistemleri optimum verimlilik sağlayacak şekilde ayrıştırılacak, gerekirse özel sektörün sunacağı hizmetlerden de yararlanılarak tüketicilere ucuz ve kaliteli elektrik sağlanacaktır.

Günümüzde dünya ile etkili bir iletişim/haberleşme sistemine sahip olmadan üretim yapabilmek ve ürettiğinizi pazarlayabilmek olanaklı değildir. Kaldı ki turizm, yüksek öğretim ve konuk sektörlerine ağırlık vermeyi ilke edinmiş ülkemizi her türlü haberleşme ve ulaşım olanağı ile dünyaya bağlamak başlıca görevlerden biri olarak karşımızda durmaktadır.

Telekomünikasyon sistemimizin yenilenmesi bu bağlamda önümüzdeki dönemin en önemli görevlerinden biri olacaktır. Bu sistemi yenilemekteki amaç, herkesin bilgi teknolojilerinin yararlanması, internet kullanımının yaygınlaştırılması ve iletişimde yeni teknolojilerin kullanılması olarak belirlenmiştir.

Haberleşme gibi ulaşım olanaklarının geliştirilmesi de yeni dönemdeki UBP iktidarının başlıca hedeflerinden biri olacaktır. Ercan Havaalanı’nın yenilenmesi için yapılan sözleşme titizlikle takip edilirken deniz limanlarının yenilenmesi için gerekli düzenlemeler de yapılacaktır.

Ercan Havaalanı’nın geliştirilmesi projesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geleceği bakımından büyük önem taşımaktadır. Turizm ve yüksek öğrenim sektörlerini öncü sektör olarak belirlemiş olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, hava ulaşımına gereken önemi verecek ve havaalanının gelişim projesini titizlikle takip edecektir.

Güvenli bir karayolu ulaşımı, hem yurttaşlarımız, hem de misafirlerimiz için elzemdir. Bu kapsamda bölünmüş yol miktarını 127 km artırarak 251 km çıkardık. Bölünmüş yol miktarını 2015 yılında 329 Km’ye çıkarmayı planlamaktayız. Ülke trafiğini tek merkezden kontrol etmek, korkuluklar, aydınlatma ve alt-üst geçitler ile yol güvenliğini artırmak da temel hedeflerimiz arasında olmaya devam edecektir.











GÜÇLÜ TOPLUM







Toplumumuz taşıdığı tarihi değerler, gelenekler, ilkeler ve miras ile özgün, güçlü ve zengin bir karaktere sahiptir.

Ulusal birliğimiz, siyasi olduğu kadar ekonomik, sosyal ve kültürel boyutlara da dayanmaktadır.

Toplumumuzun geleceği, ulusal birlikten geçer. Toplumumuzun gücü, ulusal birlikten gelir. UBP’nin siyaset vizyonunun vazgeçilmez bir unsuru güçlü toplum hedefidir.

Bu bağlamda, suni olarak belirli çevreler, hatta bazı siyasi partiler tarafından körüklenmeye çalışılan “Türkiyeli-Kıbrıslı” ayrımının artık var olmayacağı bir toplum için; bu gibi art niyetli girişimlere fırsat verilmeyecek, başta Yurttaşlık Yasası olmak üzere birçok düzenleme elden geçirilecektir.

Bu çerçevede 5 yıl KKTC’de ikamet etmiş kişiler yurttaşlık başvuru hakkını kazanacak, başvuruların en fazla 2 yıl içinde sonuçlandırılması sağlanacaktır.

Toplumumuza entelektüel, kültürel, ekonomik, ticari ve yatırım anlamında katkı sağlayan kişilere Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaşlık verilebilecektir. Bu şekilde vatandaşlığı kazananlar yapılacak ilk seçimlerde oy kullanamayacaktır.

Ayrıca vatandaşlarımızın gerek gençlik dönemlerinde, gerekse ekonomik sıkıntılarının bulunduğu dönemlerde işlemiş oldukları belli suçlardan dolayı sicillerine işlenen ve hayatları boyu önlerine çıkan bu kayıtların silinmesi ve vatandaşımızın rahatlatılması amacıyla sicil affı getirilecektir.

Bireyleriyle, aileleriyle, toplumuyla, sosyal gruplarıyla, sosyal çevresiyle bütünleşmiş, birleşmiş, aynı hedef ve ideallere bağlı bir toplum için eğitimden kültüre, sosyal güvenlikten sağlığa kadar aynı bakışla, aynı duyguyla yeni atılımlar gerçekleştirmek gereklidir.



Eğitim

UBP’nin eğitim vizyonu, “yaşam boyu eğitim ile öğrenen insan” ve “öğrenen toplum” anlayışından hareketle nitelikli ve çağdaş bir eğitim sistemi uygulamaktır. Bu bağlamda “Atatürkçü düşünce sistemini” benimsemiş, bilgi çağının ihtiyaçlarına cevap verecek, Kıbrıs Türk Halkının ulusal ve manevi değerlerinin yanı sıra, uluslararası alanda gelişen değerlere de sahip çıkan akılcı, yaratıcı, çağdaş nesiller yetiştirmek için eğitime önem vermeye devam edecektir.

Bir toplumun geleceği, nitelikleri yüksek, dünyaya açık ve üretken bireylere bağlıdır. Eğitim bu gereğin anahtar kelimesidir. Eğitimi, insanımızın yaşam kalitesini yükseltmede, ülkemizin dünya ile rekabet etme gücünü artırmada yaşam boyu süren bir etkinlik olarak görüyoruz.

Ulusal Birlik Partisi iktidarı bu öneme paralel olarak eğitim alanında önemli başarılara imza atmıştır. Bunların başlıcaları şöyle sıralanabilir:

Bakanlığın, “Eğitim Adası Olma” vizyonu doğrultusunda üst düzey girişim ve çalışmalar sonuç vermiştir. Yükseköğretimi Geliştirme Projesi kapsamında öğrenci sayısı 2009-2010 akademik yılında 43.328’den, 2012-2013 akademik yılında %26’lık artışla toplam 55.494’e ulaşmıştır.

Özellikle üçüncü ülkelerden gelen üniversite öğrenci sayısı 2009-2010 akademik yılında toplam 3813 iken, 2012-2013 akademik yılında % 305 artışla 11643 öğrenci olmuştur. Kalite sisteminin gelişmesi ve standartların oluşturulması yönünde yapılan çalışmalar sonucunda ülkemiz üniversitelerinden 9 program uluslararası akreditasyon ajansları tarafından onay almışlardır.

Yükseköğretimde gerek sayı, gerek kalite açısından daha ileri hedefleri içeren Stratejik Plan, Bakanlık ile Türkiye Cumhuriyeti kurumlarının işbirliğiyle hazırlanmıştır.

Kıbrıs Türk Tarihi kitapları yeniden yazılmıştır. Yerel insan kaynakları kullanılarak çağdaş eğitim yaklaşımları temelinde yeni öğretim yöntemleri dikkate alınarak revize edilmiştir.

Ortaokul kolej bölümleri yeniden açılmıştır. İlk kez 3 aşamalı sıralama sınav
modeli şeklinde uygulanmıştır.

İlahiyat koleji açılarak sınavla öğrenci kabul edilmeye başlanmıştır.

Eğitim ve Öğretimi Geliştirme Projesi kapsamında, Okulöncesi, İlkokul ve
Ortaokul düzeyinde tüm sınıf/ders öğretim programlarının revize edilip güncellenmesi amacıyla Doğu Akdeniz Üniversitesi ile protokol imzalanmış ve 1,000,000 TL’lik bütçe ayrılmıştır. Hazırlanacak öğretim programları dijital ortamda, Fatih Projesi çerçevesinde kurulan etkileşimli tahtalara aktarılacaktır.

Pek çok yerde yeni okullar inşa edilmiş, Türkiye Cumhuriyeti’nde yürütülen
Fatih Projesi kapsamında KKTC’deki ortaokullarına 300 adet etkileşimli tahta kurulumu yapılmıştır. 1.200.000TL’lik bütçe harcanmış ve ortaokullarda kullanımına başlanmıştır.

İslam Kalkınma Bankası tarafından hibe edilen 200.000 dolar ile Bakanlık merkez binası üst katı yapılarak, çağdaş toplantı salonu yapılmış ve bina çağdaş görünüme kavuşturulmuştur.

Öğretmen, öğrenci, okul yöneticisi, veli ve diğer sosyal paydaşların ihtiyaçlarını
karşılamak amacıyla otomasyon sistemi (E-okul) projelendirilmiştir. Bakanlığın eğitim portalı ilk kez yapılmış ve devreye girmiştir.

İşletmelerin ihtiyacı olan kaliteli insan gücünü karşılamak ve yaygın eğitimde
eğitimlerini devam eden öğrencileri yeniden örgün eğitime kazandırmak amacıyle ilk kez Çıraklık ve Yetişkin Eğitim Merkezi açılmıştır. Her yıl ortalama 500 öğrenciye hizmet verilmektedir.

Avrupa Birliği Hibe Projesi kapsamında 3,5 yılda okullardan toplam 72 proje eş finansman olarak desteklenmiştir. Toplamda 2.500.000 Euro okullarımızın eğitim ve öğretim çalışmalarının gelişimi yönünde destek sağlanmıştır.

Aylık ortalama 3000öğrenciye yılda toplam 20.000.000 TL tutarında başarı ve
destek bursları verilmiştir.

Yatırım Projesi (3,5 yılda büyük/orta ölçekli toplam 168 ihaleye çıkılmıştır)
kapsamında 3,5 yılda mahalli ve Türkiye Cumhuriyeti kaynaklı gerçekleşen projeler için toplam 44.900.000 TL harcanmıştır.

Yapım İşleri ve Diğer Teknik İçerikli işler kapsamında 3,5 yılda mahalli
kaynaklardan 750.000 TL harcanmıştır.

Teknik teçhizat alımı projesi kapsamında 3,5 yılda mahalli kaynaklardan
okullarımıza 500 bilgisayar, 5660 adet ergonomik sıra/sandalye ve çeşitli ofis malzemeleri için yaklaşık 1.350.000 TL harcanmıştır.

Mesleki Eğitimi Geliştirme Projesi kapsamında, 65 dönümlük arazi içerisine
tamamı Türkiye Cumhuriyeti Spor Bakanlığı tarafından karşılanacak tam donanımlı gençlik merkezinin kurulum projesinin teknik çalışması tamamlanmıştır. Meslek Kampüs projesi için Türkiye Cumhuriyeti Yardım heyeti tarafından 5.000.000 TL bütçe ayrılmıştır.

Uluslararası norm ve standartları çerçevesinde kişinin mesleki yeterliliklerinin
belirlenmesi amacıyla meslek liselerinde 14 alan ve 82 meslek dalında meslek standartları oluşturulmuş ve uygulamaya geçilmiştir.

Meslek liselerinin atölye (matbaacılık, gıda, otomotiv, inşaat, turizm, güzellik)
modernizasyonu için toplam 1.000.000 TL harcanmıştır.

AB Okul ve Eğitim Projeleri Koordinasyon Komisyonu AB İnsan Kaynakları Sektör programı kapsamında mesleki eğitim, hayat boyu öğrenme ve aktif işgücü piyasası tedbirlerinin geliştirilmesi ve desteklenmesi için Teknik Yardım Projesi (VETLAM), ilk ve Ortaöğretim Eğitim Reformu Projesi (ROPSE) adı altında da proje gerçekleştirilmiştir.

Çağdaş eğitim yaklaşımları doğrultusunda öğretmen ve okul yöneticilerinin
bireysel ve mesleki gelişimine katkı sağlamak amacıyla “Hizmetiçi Eğitim Projesi” kapsamında 3,5 yılda 70 farklı konuda toplam 1850 (öğretmen birden çok alana katılmış) öğretmen ve okul yöneticisi hizmetlerden yararlanıp, 700.000 TL’lik bütçe harcanmıştır.

Ulaşım Hizmetleri Projesi kapsamında öğrencilerimizin ailelerine maddi katkı
sağlamak amacıyla zorunlu eğitim çağı içerisinde ülke genelindeki tüm çocuklara hizmet verebilmek amacıyla her gün ortalama 15.000 öğrenci taşınmıştır. Yılda toplam 16.600.000 TL harcanmıştır.

Aile Eğitim Projesi kapsamında 3,5 yılda 40 okulda, 2500 veliye yönelik; aile içi
sağlıklı iletişim, nitelikli okul-aile işbirliğinin ve sağlıklı ebeveyn tutumlarının gelişmesinin desteklenmesi amacıyla eğitim hizmetleri verilmiştir.

Teknolojik Kaynaklar Gelişim Projesi kapsamında okul internet erişimleri
artırılarak ülke genelinde (%75 oranında) okullarımız hızlı internet erişimine kavuşmuştur. Okullardaki toplam 1200 adet bilgisayar, yeni teknolojiyle uyumlu hale getirilmesi amacıyla güncellenmiştir. Güncellenen ve yeni bilgisayar alımları ile ülke genelinde tüm okullarda toplam 4200adet bilgisayar kullanılmaktadır.

Hayat Boyu Öğrenme Projesi kapsamında ülke genelinde yılda toplam 1500
yetişkin hizmetlerden yararlanmaktadır.

Okulöncesi ve İlkokul Oyun Parkı Projesi kapsamında yenileme ve geliştirme
yönünde (80 okul) oyun parkı ve zemin kaplama çalışmaları yapılmaktadır.

Ders Araç, Gereç ve Materyal Temin Projesi kapsamında her yıl 400.000adet
ders kitabı, 500.000adet ders defteri ve çeşitli kırtasiye malzemeleri okullarımıza dağıtılmaktadır. Tüm ilkokulların fen laboratuar ve matematik dersi görsel malzemeleri ilkokullara dağıtılmıştır.

Kıbrıs Türk eğitim sistemi, gençlerimizi hayata hazırlayacak, onları üretim süreçlerine entegre edecek dönüşümlere ihtiyaç duymaktadır. UBP hükümeti döneminde başlatılmış bulunan proje sonuçlandırılarak, yeni eğitim müfredatının hazırlanması ve gençlerimizin okullarımızdan meslek ve özgüven sahibi üretici kişiler olarak mezun olmasının yolu açılacaktır. Eğitim sistemi, bir bütün olarak, ülke ekonomisinin ihtiyaç duyduğu elemanları yetiştiren, yurtdışı eğitime kaliteli öğrenciler göndererek Kıbrıs Türk halkının dünyanın modern ve gelişmiş toplumlarından biri olduğunu kanıtlayan bir sistem olarak tasarlanıp devreye sokulacaktır.

Ulusal Birlik Partisi, eğitimi yenileme projesini hazırlamıştır. Bu projenin temelini Tam Gün Eğitim ve Teknoloji Modernizasyonu oluşturmaktadır. Bu projeler için gerekli hazırlıklar yapılmış, ödenek ihtiyaçları saptanmıştır. Bu projeleri hayata geçirmek için kaynak temini konusunda gerekli girişimler ve programlamalar yapılmıştır. Önümüzdeki beş yıl içinde e-Okul Projesi bu kapsamda hayata geçirilecek, Lefkoşa’daki dört meslek okulu bir kampüs içinde toplanırken diğer okullarımızın yapısal ihtiyaçları da karşılanacaktır.

Çağdaş eğitim süreci bebeklikten yaşlılığa kadar devam etmektedir. Bu nedenle okulöncesi okullaşma oranını % 100’e yükseltmek hedefimizdir. Ayni zamanda özellikle Esnaf ve Zanaatkârlar Odası ile işbirliği içinde, mesleki eğitimi yaşam boyu devam ettirmek hedeflenmiştir ve bu doğrultudaki çalışmalar sürdürülecektir.

Toplumun en geniş kitlelerinin eğitime daha aktif katılımını sağlamak amacıyla aşağıda belirtilen projelerin 4 yıllık sürede gerçekleşmesi hedeflenmektedir.

Tam Gün Eğitim Projesi’nin bütçede yer aldığı üzere 2,000,000 TL artırılarak
kademeli olarak hayata geçirilmesi hedeflenmektedir.

Okullarımızın teknoloji modernizasyonu her yıl artırılarak devam edecektir. Türkiye Cumhuriyeti ‘nde yürütülen Fatih Projesi kapsamında KKTC genelinde tüm ortaokullara kurulan etkileşim tahtalarının, lise ve ilkokul düzeyi tüm sınıflara kurulması, tüm okullara kurulması planlanan (ihaleye çıkılan) yeni sistem wireless bağlantıları ile etkin internet bağlantıları için gerekli altyapıyı geliştirmek ve okul teknolojik ofis malzemeleri ve envanterleri geliştirilmesi hedeflenmektedir.

E-Okul Projesi çerçevesinde eğitim teknolojilerinin etkin ve verimli kullanımı
amacıyla hazırlanacak okulöncesi, ilkokul ve ortaokul program ve uygulamalarının sınıf içi ve dışı dijital ortamlarda kullanılması için gerekli altyapının oluşturulması hedeflenmektedir.

Eğitim ve Öğretimi Geliştirme Projesi kapsamında Doğu Akdeniz Üniversitesi
ile imzalanan protokol ile çağdaş eğitim yaklaşımları temelinde okulöncesi, ilkokul ve ortaokul düzeyindeki öğretim programlarının lise öğretim programları ile ilişkilendirilerek güncellenmesi hedeflenmektedir.

Meslek Liseleri Kampüs Projesi; mesleki eğitimin daha çağdaş ve teknolojik
destekli yürütülebilmesini, ekonomik planlamayı ve verimliliği güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Lefkoşa’daki 4 mesleki okulu aynı kampüste toplamak için proje hazırlanmıştır. Teknik mimari ve fizibilite çalışmalarının tamamlanıp ihtiyaç duyulan bütçe kaynağının yaratılması hedeflenmektedir.

Avrupa Birliği tarafından finanse edilecek Avrupa Birliği Uyum Projesi
kapsamında, Bakanlığın, dairelerin ve okulların stratejik planlarının hazırlanması hedeflenmektedir. Proje ile ilgili girişimler başlatılmış ve AB tarafından gerekli bütçe kaynağı ayrılmıştır.

Okul Yapımı, Altyapı ve Teknik Teçhizat Temin Projesi kapsamında İhtiyaçlar
doğrultusunda yeni okul ve dersliklerin yapılması, okullarımızın fiziki ve teknik ihtiyaçlarını gidermek ve geliştirmek amacıyla her yıl okullar açılmadan mahalli ve Türkiye Cumhuriyeti kaynaklı çıkılan ihalelerin artarak devam etmesi hedeflenmektedir.

Okulöncesi Okullaşma Oranı Projesi ile Avrupa Birliği ve OECD ülkeleri
ortalamaları düzeyinde, 4 yaş okulöncesi okullaşma oranının kademeli olarak %50 den %100’e çıkarmak için gerekli okul ihtiyacı ve altyapı donanımının sağlanması hedeflenmektedir.

Ayrıca eğitimin gelişmesi ve çağdaş normlara göre planlamaların
yapılabilmesi amacıyla gerekli yasa ve tüzük çalışmalarının devam etmesi hedeflenmektedir. Özellikle öğretmenler çalışma esasları, mesleki eğitim ve özel eğitim alanında gerekli yasa çalışmaları öncelikler arasındadır.

Her yıl sivil toplum örgütleri, iş sektörü ve yerel yönetimlerle birlikte geliştirilen
sosyal sorumluluk projelerinin artarak devam etmesi hedeflenmektedir. Bu projelerle sosyal sorunlar üzerinde farkındalık kazandırılması ve ortak hedefler belirlenmesi amacıyla her yıl yürütülen çalışmaların geliştirilerek devam ettirilmesi hedeflenmektedir.

Eğitim-Öğretim Materyal Geliştirme ve Bilinçlendirme Projesi ile Bakanlık
bünyesindeki bilgi işlem, eğitim materyali geliştirme ve stüdyolarında ihtiyaç duyulan eğitim-öğretim materyallerinin hazırlanması hedeflenmektedir. Çağdaş eğitim yaklaşımları, Bakanlığımızın projeleri, mesleki eğitimdeki gelişmeler ve imkânlar, özel eğitim alanında farkındalık yaratma, yükseköğretim alanındaki gelişmeleri ve okul tanıtımlarının yapılması hedeflenmektedir.

Bakanlığımızın yaşam boyu eğitim yaklaşımı için öğretmen, okul yöneticisi,
öğrenci, veli ve ilgililere yönelik düzenlenen bireysel ve mesleki kursların artarak devam etmesi hedeflenmektedir. Bakanlığımız ile Kıbrıs Türk Esnaf ve Zaanatkarlar Odası arasında imzalanan işbirliği protokolü ile yaşam boyu eğitimin artarak devam etmesi hedeflenmektedir.



Sağlık

Sağlık alanı, toplumun bütün ekonomik, sosyal, kültürel boyutlarını temelden etkileyen bir alandır. UBP, dört yıllık iktidarında bu alanda önemli gelişmelere imza atmıştır. Yaptıklarımız, yeni dönemde sağlık alanındaki ilerlemenin devam edeceğinin kanıtıdır.

Sağlık sisteminde büyük bir dönüşüm için hazırlıklar hızla yürütülmüştür. Hedefimiz vatandaşlarımızın en etkin, en ileri ve güvenceli sağlık hizmeti almasıdır.

Bunu sağlamak üzere sağlık sistemi otomasyona geçirilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC sigortalılarının karşılıklı muayeneleri ile ilgili çalışma son aşamaya getirilmiştir.

Genel Sağlık Sigortası 3 yıllık programa konmuştur.

Organ Nakil Yasası, Hasta Hakları Yasası Meclis’tedir. Sağlık Yasası hazırdır. Hemşirelik Yasası Teknik Kurul’dadır.

Sağlık altyapısında da önemli aşamalar kaydedilmiştir. Cengiz Topel Hastanesi yenilenmiş, Girne Dr. Akçiçek Hastanesi’ne yeni servisler ilave edilmiş, İskele Hastanesi inşaatını tamamlanmış, Yeni Erenköy’e hastane yapmak için projeler hazırlanmıştır.

Dört yıllık iktidarımız süresince çeşitli servislere yönelik iyileştirme çalışmaları devam etmiştir. Bu çalışmalar elbette yeni dönemde de sürdürülecek ve Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi, bölgemizdeki en iyi sağlık kuruluşlarından biri olarak insanımızın sağlıklı yaşam güvencesini oluşturacaktır.

Kuşkusuz devletin en önemli görevlerinden biri de koruyucu hekimlik hizmetlerini yaygınlaştırmak ve yurttaşlarımızın sağlığını hastalık kapıyı çalmadan korumaktır. Devlet kaynakları özellikle bu alana yönlendirilecek ve verimli bir şekilde kullanılmasına özen gösterilecektir. Bu kapsamda okullarımızda tarama çalışmaları başlatılmıştır. Bu çalışmanın Eylül2013’te tamamlanması ile birlikte Hane Halkı Sağlık Taraması projesi yürürlüğe konmuştur. Elde edilecek veriler üniversitelerimiz ile birlikte değerlendirilerek sağlık sisteminin güçlendirilmesi için gerekli önlemlerin alınmasında kullanılacaktır.

Pek çok sistemimiz gibi sağlık sistemimiz de dönüşüme muhtaçtır. Alışageldiğimiz davranış şekilleri ile özel sağlık kuruluşlarını devlet hastanelerine rakip gören anlayışa son verilecektir. Sosyal güvenlik sisteminde sağlanan iyileştirmelere bağlı olarak özel sağlık kurumlarının sistem içindeki etkinliği artırılacak, devlet hastaneleri önemli vakalara bile kolaylıkla müdahale edebilen tam teşekküllü sağlık kuruluşları haline getirilecektir.

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’ni güçlendirmek ve bakımını yapmak başlıca görevlerimiz arasındadır.


Sosyal güvenlik

Uzun yıllara yayılan çalışmanın ardından huzur içinde bir emeklilik dönemi geçirmek bütün insanlarımızın hakkıdır. Çalışma yaşamının günlük akışı içinde yeterince önem veremediğimiz sağlığımızın bozulması durumunda iyi bir sağlık hizmetinden yararlanmak da en önemli insan haklarından biridir. Başta bu iki temel amaç olmak üzere, sosyal güvenlik sisteminden beklentilerimizin yerine getirilmesini beklemek, sosyal devlet anlayışımızın temelini oluşturmaktadır.

UBP’nin anlayışı insan odaklıdır. Sosyal güvenlikte yaptıklarımız ve yapacaklarımız insanımızın güveni, huzuru ve geleceği içindir. KKTC Sosyal Güvenlik sistemini, bu amaca uygun olarak sürekli bir yenilenme içinde tuttuk. UBP iktidarı döneminde yeni bazı önlemler ile sosyal güvenlik sisteminin sağlamlaştırılması yoluna gidilmiştir.

Sosyal Sigortalar ve Sosyal Güvenlik Değişiklik Yasaları 1 Şubat 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Böylece daha önce, 1 Ocak 2008 tarihinde yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Yasası ile uyum sağlanmıştır.

Böylece Sosyal Sigortalar Dairesi yapısal değişimi başarmıştır. 2013 yılı içinde sosyal sigortalıların hak ve menfaatlerini artıracak çalışmalara hız verilmiştir.

Sosyal sigortalılarımızı “gel-git” sıkıntısından kurtarmak için çok önemli çalışmaları planladık ve yürüttük. Vatandaşlarımız artık internet üzerinden pek çok bilgiye erişebiliyorlar. Diğer bir çalışmayla sigortalılar, özel kurum ve kuruluşlar, devlet daireleri ile veri tabanındaki bilgiler anlık paylaşılacaktır. Yakında sona erecek bu proje ile muhasipler internet ortamında Sosyal Sigortalar Dairesi ile ilgili işlemlerin önemli bir kısmını, örneğin işe giriş bildirgeleri ve prim tahsilât işlemlerini yapabilecektir.

Uzun süredir artırılmayan maktu ödemeleri biz artırdık. 1 Mart 2013 tarihinden geçerli olmak üzere maktu ödeneklerde 5 kata varan ciddi iyileştirmeler yapıldı. Örneğin evlenme yardımı 2600 TL’den 2830 TL’ye, gebelik yardımı 75 TL’den 283 TL’ye, doğum yardımı 150 TL’den 566 TL’ye, emzirme yardımı 201 TL’den 566 TL’ye, cenaze yardımı 210 TL’den 424 TL’ye, gözlük ve cam yardımı 50+65 TL’den 80+120 TL’ye yükseltildi.

Sosyal güvenlik sistemimizde hâlâ daha önemli bir açık söz konusudur. Bu açığı diğer devlet gelirleri ile kapatmak mümkün olabileceği halde, bu yöntemin sistemde önemli bir zaaf olarak devam etmesine göz yummak devlet sorumluluğu ile bağdaşmamaktadır. Unutmamak gerekir ki, sosyal güvenlik açığını kapatmak için kullanılacak kaynaklar da yine Kıbrıs Türk halkının vergileri ile Türkiye Cumhuriyeti’nin yardımlarından oluşmaktadır ve bu kaynakların harcanabileceği daha başka sorunlar çözümsüz beklemektedir.

Ulusal Birlik Partisi, yeni dönemde sosyal güvenlik sistemini daha etkin hale getirmek için dönüşüme ve yeni icraatlara devam edecektir. Sosyal güvenlik primlerinin ödenebilir, sosyal güvenlik sisteminin ise sürdürülebilir olmasına özen gösterilecektir.

Sosyal Sigortalar Dairesi’ni sadece maaş ödemesi yapan bir kurum olmaktan çıkaracağız. Bugün bu Daire’nin tüm gelirlerinin %90’dan fazlası maaş ödemelerine gitmektedir. KKTC halkının Daire’den daha fazla hizmet alması için yeni, çağdaş, etkin ulaşılabilir ve bir sistem kuracağız.

Sosyal güvenlik sistemi; mali yönden sürdürülebilir, uzun dönemde aktüeryal dengelerin sağlandığı ve mali açığının milli gelire oranının azaldığı bir yapıya kavuşturulacaktır.

Kayıt dışı işgücünün kayıt altına alınması yönünde başlatılan çalışmalar sürdürülerek, sosyal güvenlik fonlarının gelir kayıpları önlenecektir. Sosyal yardımlar, sosyal güvenlik sistemini bütünleyen etkin bir yapıya kavuşturulacaktır.

İskân ve Mülkiyet

KKTC Devleti demokratik laik ve Sosyal bir hukuk devletidir.
Anayasamız Devletin, konut sahibi olmayan veya sağlık ve insanca yaşama koşullarına uygun konutu bulunmayan ailelerin konut ihtiyaçlarını karşılamayı öngörmektedir.
Ulusal Birlik Partisi özellikle gençlerin konut sahibi olmalarına yardımcı olmak için iktidarı döneminde ihtiyaçlı gençlerimize kırsal kesim arsaları tahsis etmiştir. Yeni iktidar dönemimizde de bu uygulamaya devam edilecektir. Özellikle kırsal kesim arsaları ile ilgili altyapı sorunları süratle çözümlenecektir. Şehirlerde yaşayan, ihtiyaç sahibi gençlerimizin konut ihtiyacını karşılamak için sosyal konut projesi uygulamalarına yeniden başlanacaktır.
UBP güneyde mal bırakan mağdur hak sahiplerinin mağduriyetlerini gidermekle kararlıdır.
KKTC Anayasa’sının 159/1/ b maddesi kapsamında KTCC Devletinin mülkü kabul edinme kaynakların bu maksatla hak sahiplerine dağıtımına yeniden başlanacaktır. Çünkü gerek Anayasamızın gerekse 41/77 sayılı İskân Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası bu kapsamdaki gayrimenkullerin eşdeğer hak sahiplerine dağıtılması gerektiğini öngörmektedir.
Adalet

Hukuk devletinin temeli “ Adalet İlkesi” dir. Demokratik hukuk devleti anlayışını hayata geçiremeyen ve adalet güveni tesis edemeyen ülkelerin, ekonomik kalkınması ve sosyal barışını sürdürmesi mümkün değildir. Partimiz bu düşünce ile hareket ederek ekonomik ve sosyal hayatı düzenleyen yasalarda ivedilikle değişiklikler yapacaktır.
UBP, hukukun üstünlüğüne inanan bir parti olarak köklü ve hukuk reformu ile mevcut yasaların yeniden düzenlenerek hukuk sistemimizin evrensel standartlar çizgisine ulaşmasını ve Avrupa Birliği normlarına uyumlu hale gelmesini temel ve ana hedef olarak belirlemiştir.
UBP, Hukuk Reformunun, Anayasamızda gerekli değişikliklerin yapılmasıyla, başarıya ulaşabileceğine inanmaktadır. Bu bağlamda Anayasamızda gerekli değişikliklerin yapılması içim her türlü çaba gösterilecektir.
UBP “ geciken adalet adaletsizliktir” anlayışından hareketle “ adaletin” tam ve zamanında sağlanması için; Adaletin gerçekleştiğinin somut görüleceği çağdaş ve yapısal ve hukuki düzenlemeler yapacaktır.
Adil ve idari kapasitenin güçlendirilmesi yolunda çalışmalar yapacaktır. Tebliğ ve icra müesseselerinin etkin konuma getirilmesi ve adaletin tecellisinin süratle sağlanması amacıyla gerekli yasal değişiklikler ve açılımlar, özelleştirme dâhil, ivedilikle yapılacaktır.
Ticaret ve Çocuk Mahkemeleri gibi ihtisas mahkemelerinin ihdas edilmesine olanak sağlayacak düzenlemeler yapılacaktır.
Adalet sistemimizin üç bacağından birisi olan avukatlarımız ve dolayısıyla Baro kurumunun daha verimli çalışmasına olanak sağlayacak ve avukatlık mesleğini daha saygın hale getirecek yasal düzenlemeler yapacaktır.
Partimiz hukuku, korkutmanın ve cezalandırmanın değil adalet sağlamanın aracı olarak görmektedir. Amacımız halkımızın, suçun azaldığı, korkunun olmadığı bir iç barış ortamında yaşamasını sağlamaktır. Bu nedenle ceza, ceza usul ve infaz hukukunda reformlar yapılarak, çağdaş normlara uygun hale getirecektir.
Merkezi cezaevi AB standartlarına getirilecek ve çocuk suçlular için ıslah evi inşa edilecektir. Ceza sistemimizde yasal değişiklikler yapılarak hapislik ve para cezalarına ek olarak kamu hizmeti cezası ve benzer çağdaş yeni düzenlemeler getirilecek ve hükümlülerin ıslah edilerek yeniden topluma kazandırılmaları sağlanacaktır.
Hukuk düzenimizde büyük eksikliği hissedilen Adli Tıp Kurumu halkımızın hizmetine sunulacak ve bu kurum tam teşekkürlü laboratuarlar ile de teçhiz edilecektir.


Sosyal gruplar ve sosyal yardımlar


Ailelerimiz

Aile toplum hayatının devamını sağlayan en temel sosyal kurumlardan birisidir. Aile kurumunu güçlendirilmesi, korunması ve sosyal refahın artırılması amacı ile Aile Sosyal Destek ve Eğitim Projesi (ASDEP)başlatılmıştır. Projenin birinci ayağı olan tanıtım toplantıları adanın 5 bölgesinde yapılan proje tanıtım toplantıları ile topluma tanıtılmıştır. Projenin kısa sürede ikinci adımı olan hane ve arz odaklı hizmet sistemini kurarak aile merkezli ihtiyaçları yerinde ve ivedilikle tespit edecek çalışmayı başlatmaktır.


Kadınlarımız

Kadınlarımızın haklarını korumak onların ekonomik, kültürel ve sosyal yönden güçlü bireyler olarak toplumda yer almalarını sağlamak amacı ile 7 Mart 2012 tarihinde Kadın Çalışma Dairesi kurulmuştur.

Kadın Çalışma Dairesi’ne başvuruda bulunan kadınlara hukuksal ve psikolojik danışmanlık hizmeti verilmektedir.

Bunun yanı sıra kadınların ekonomik güçlenmelerini sağlamak için başvuruda bulunan kadınlara iş bulmaları yönünde ilgili kurum ve kuruluşlarla temas halinde çalışmalar yürütülmektedir. Başta Sosyal Hizmetler Dairesi olmak üzere diğer kurumlarla kadın, çocuk ve aile temelli projeler üretmekte ve ortak çalışmalar yapılmaktadır.

Sosyal Hizmetler Dairesi kurulduğu günden itibaren işsizlik ve ekonomik sıkıntı nedeniyle 138 kişi başvuruda bulunmuştur. Bu kişiler için ilgili kurum ve kuruluşlarla istişare edilerek gerekli girişimler yapılmıştır. Boşanma ve şiddet vakası nedeni ile ise 21 kişi başvuruda bulunmuştur. Başvuruda bulanan bu kişilere hukuksal ve psikolojik destek verilmiştir.

Kadın sigortalılar için ciddi kazanımlar sağlanmıştır. Sigortalı kadınlarımızın doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede çalışmadığı, çoğul gebelik halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre eklenerek çalışmadığı her gün için ödenek alma imkânını getirdik.

Bir halk sağlığı problemi ve bir insan hakkı ihlali olan şiddetin önlenmesi ve kadının ihtiyacı olan sosyal ve psikolojik desteğin sağlanması için Aralık 2011’de“Kadına Yönelik Şiddet Bildirim Formu” hazırlanarak polis mensuplarına ve acil servislerde çalışan sağlık elemanlarına tanıtılmıştır. Amaç, şiddet gören mağdurun öyküsünü almak ve değerlendirmek ve Sosyal Hizmetler Dairesi’nin bildirimine sunmaktır. Aralık 2011-Mayıs 2013 tarihleri arasında toplam 161 kişi ile ilgili şiddet bildirim formu Sosyal Hizmetler Dairesine ulaşmıştır. Şiddete uğrayan kadınlar ile ilgili müdahaleleri sosyal hizmetler dairesinin tüm büroları ve kadın çalışmaları dairesi ortaklaşa sürdürmektedir.

Korunma altına alınan kadınların güvenli bir ortamda geçici olarak rehabilitasyonları sağlanıncaya kadar bakılacakları kadın sığınma evinin açılması ile ilgili çalışmalar başlatılmıştır.

UBP, kadınlarımızın ulaşması gereken haklar kadar onların refahı için de projeler üretmeye devam edecektir. Bu amaçla meslek edindirme kursları, kadın girişimcilere mikro kredi temini gibi yeni ve yaratıcı yaklaşımları hayata geçirecektir.


Gençliğimiz

Gençliğimiz geleceğimizdir. UBP, gençliğimizin ihtiyaçlarını, beklentilerini ve yeteneklerini geliştirecek politikalara imza atmıştır.

Gençliğimizin dünya standardında eğitim, sosyal ve kültürel özellikleri gelişmiş, kendine özgüvenli, bilgili, demokrat bireyler olarak yetişmesi temel hedefimizdir.

Bu amaçla gençlerimizin karşı karşıya olduğu uyuşturucu, sigara, alkol, kumar gibi kötü alışkanlıklarla etkin mücadele edilecektir.

Sağlıklı bir toplumun sağlıklı bireylerden oluşacağı prensibiyle Gençlik Aile Destek ve Eğitim Merkezi’ni (GADEM) kurulmuştur. Merkezimiz Ağustos 2011’de çocukların ve gençlerin riskli davranışlarda bulunmalarını, suça itilmelerini önlemek, aile kurumunu bilinçlendirmek ve güçlendirmek, çocuk ihmal ve istismarını önlemek, boşanmış ebeveynlere ve çocuklarına destek olmak amacı ile hizmete girmiştir. Hizmet vermeye başladığı günden bugüne 225 kişi bu merkezden hizmet almıştır. Merkezimizde Ocak 2011’de “Sokak Çocukları Umudumuz Olsun” ve Nisan 2011’de “Boşanmış Aile Çocuklarına Yönelik Uyum Programı” adı altında projeler hazırlanarak uygulanmıştır.

UBP önümüzdeki dönemde, gençlerimize eğitim, sosyal sorumluluk, spor, hayata hazırlanma, meslek edinme ve iş hayatında rehberlik gibi pek çok alanda destek olacak yaratıcı projelere start verecektir.




Çocuklarımız

Toplumumuzun geleceğini oluşturan çocuklarımızın sağlıklı ve güvenli ortamlarda mutlu bireyler olarak yetişmelerini sağlamak en öncelikli görevlerimizdendir.

Bu amaçla koruma altına alınan çocuklarımızın en sağlıklı yetişme yeri olan aile ortamında yetişmelerini sağlamak için “koruyucu aile” sistemine önem verilmiştir. Koruma altına alınan çocuklarımıza verilen bakım kalitesini artırmak için ilk kez koruyucu ailelere yönelik bir eğitim planlaması yapılmıştır. Uzman bir ekip tarafından başlatılan bu uygulama bilimsel ve mesleki nitelikli olup bu alanda bir ilk olma özelliği taşımaktadır.

SOS Çocuk köyü tarafından başlatılan ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen “Çocuk Hakları Farkındalığının Artırılması Projesi”ne ortak olmuş ve 2011 yılında pilot bölge olarak seçilen bölgede ailelere ve öğretmenlere “ülkemizdeki sosyal hizmetlerde çocuk hakları ihmal ve istismar” konulu eğitim seminerleri verilmiştir.

Çocuk ve Gençlik Merkezi (ÇOGEM) vaktinin büyük bölümünü sokakta, internet kafelerde ve sosyal risk taşıyan yerlerde geçiren aile ve okul bağları kopan çocuk ve gençlerin, okul ve aile bağlarını yeniden kurmak ve toplumla yeniden bütünleşmelerini sağlamak amacı ile Lefkoşa Surlariçi Bölgesinde 2012 Aralık ayında hizmete girmiştir. Açıldığı günden bugüne ÇOGEM’de toplam 95 çocuk ve genç hizmet almaktadır.

Sosyal güvenlik sistemine dâhil olamayan yurttaşlarımızın korunması Ulusal Birlik Partisi’nin her zaman için öncelikli görevi olmuştur. Yoksul ve gelire muhtaç yurttaşlarımızın sosyal yardım maaşları ile desteklenmesi sistemi bizim eserimizdir. Şimdi, bu sistemin daha çağdaş yaklaşımlarla dönüştürülmesi gerekmektedir.

Koruma ve bakım altında olan 13-18 yaş arası riskli davranış sergileyen ve sosyal rehabilitasyon ihtiyacı olan çocuklarımız için rehabilitasyon merkezlerinin açılması hedeflenmektedir. Bu çocuklarımızın psiko-sosyal yönden gelişimleri aksamadan mutlu, başarılı ve sağlıklı bireyler olarak topluma kazandırılmaları bu projenin temel gerekçesini oluşturmaktadır.

Geleceğimiz olan çocuklarımızın hak ettikleri ilgi, sevgi ve şefkati görmeleri için yeni projeler ve düzenlemeler yapılacaktır.


Yaşlılarımız

Yaşlılarımızın bulundukları yerde bakımlarının yapılabilmesi için yaşlı bakımına katkı veren aile bireylerine aylık maaş bağlanması da gündeme getirilecek, böylece aile yapısı güçlendirilirken yaşlı insanlarımızın son yıllarını daha mutlu ve huzurlu geçirmeleri sağlanacaktır.



Engellilerimiz

Engellilerimiz ile ilgili hizmetlerde de dönüşümü hayata geçirilmeye başlanmıştır. Engelli sigortalılarımız için önemli kazanımlar sağlanmıştır. Engelli sigortalılarımız 25 prim yılı ve yaş haddi aranmaksızın, 15 prim yılı ve 55 yaşını doldurarak veya 60 yaşını doldurarak en az 10 yıl prim; kadın ise en az 12 yıllık sigortalılık süresiye her yıl için ortalama 150 gün veya erkek ise en az 15 yıllık sigortalılık süresi ve her yıl için ortalama 150 gün prim olması koşuluyla emekli olabilecektir.

18 Yaş Üstü Engelli Rehabilitasyon Merkezleri ile, temel eğitim yaşını tamamlamış farklı gelişen bireylerin var olan becerilerini geliştirilmesi ve bundan sonra kazanabilecekleri becerileri ile toplumsal yaşamda daha etkin yer almaları sağlanacaktır. Daha önce sadece Girne’de mevcut olan Rehabilitasyon Merkezi’nin yanı sıra, engelli gençlerimizin ikamet ettikleri bölgelerden bu hizmeti almalarını sağlamak için Güneşköy’de ve Gazimağusa’da iki yeni merkez açılmıştır.

Önümüzdeki dönemde Karpaz bölgesinde yaşayan 18 yaş üstü engelli bireylerin hizmet alacağı rehabilitasyon merkezinin açılması hedeflenmiştir. Karpaz bölgesinde yapılan çalışmalara sonucunda tespit edilen 21 engelli gencimizin bu merkezde hizmet alması planlanmıştır.

18 Yaş Üstü Engelli Rehabilitasyon merkezlerinin yasal mevzuatlarını oluşturmak amacı ile AB koordinasyon merkezi ile işbirliği içerisinde bu alanda faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri ile birlikte bu çalışmalar başlatılmış ve halen sürdürülmektedir.

10-16 Mayıs 2013 Engelliler Haftası’nda engelli gençlerin sosyal yaşamda daha aktif yer almalarını sağlayacak Down Cafe hizmete girmiştir.

Kamuda 60 engelli vatandaşımızı istihdam etmemize olanak sağlayan yasa tasarısını Bakanlar Kurulu’ndan geçirdik, Meclis’e getirdik. Fakat Meclis’te bu yasa tasarısı engellendi. Yeni dönemde mutlaka bu yasayı geçirip, engelli vatandaşlarımıza iş imkânı sağlayacağız.

Bakacak kimsesi olmayan veya ailesinin yaşlılık, sağlık v.b gibi nedenler ile bakımını yapmakta zorlandığı engelli bireyler için 24 saat kesintisiz hizmet verecek Engelli Yaşam Evlerinin faaliyete geçmesi için proje çalışmaları devam etmektedir.



Kültür

Bir toplumun geleceği, ekonomisinin güçlü olması kadar, o toplumu oluşturan bireylerin dünyayı nasıl kavradıklarına ve birbirleri ile ilişkilerini nasıl oluşturduklarına bağlıdır. Üstelik bugünkü dünyada artan nüfusun ve ekonomik rekabetin getirdiği sorunların kültürel çatışmalara neden olduğu, bu çatışmaların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilediği gerçeği de her gün haber bültenleri ile beyinlerimize kazınmaktadır.

Kıbrıs Türk kültürü çok derin bir geleneğe sahip, dünyanın en zengin ve insani değerlerini taşıyan bir uygarlık birikimine sahiptir. Bu değerlerin bugünkü dünyada yeni uygulamalar, yeni formlar ve yeni bakışlarla yorumlanması ve sentezlenmesi esastır.

Bu bağlamda, gençlerimizi böyle bir kültürel altyapı ile donanmış olarak yetiştirmek, onların dünyayı hoşgörüye ve çok kültürlülüğe dayanan bir bakış açısı ile kavramalarını sağlamak hedefimizdir.

Hepimiz, dünya zenginliklerinden yararlanmak kadar, hayatımızı kendi ahlak ve inanç yapımıza uygun olarak sürdürmek hakkına da sahibiz. Bu hakkımız, ancak ve ancak başkalarının hakkını ihlal etme noktasında sınırlanabilir.

Ulusal Birlik Partisi iktidarı kültürümüzün korunması ve yaşatılması kadar dünyaya açılmasında da önemli adımlar atmıştır.

Kültür Sanat Danışma Kurulu etkin hale getirilmiştir.

Birçok kitap ve albüm yayımı, sergi ve konser gibi faaliyetler yürütülmüştür. 72 derneğin kültür-sanat faaliyetine katkıda bulunulmuştur.

1994 yılında başlayan TÜRKSOY Opera Günleri etkinliği düzenli olarak yürütülmüştür.

KKTC’deki Somut Olmayan Kültürel Miras listesi hazırlığına girişilmiştir.

Kıbrıs Türk edebiyatını yurtdışında tanıtmak üzere Frankfurt, İstanbul ve İzmir uluslararası kitap fuarlarına katılım sağlanmıştır.

Atatürk Kültür Merkezi uzun bir zamandan sonra UBP iktidarında yenilenmiştir. Ayrıca Girne Halk Kütüphanesi’nin otomasyona geçiş süreci tamamlanmıştır.

Ulusal Birlik Partisi iktidarında Kıbrıs Türk kültürü kendi özgünlüğü ve değeri ile yaşatılacak ve yeni kuşaklara aktarılması çalışmalar yapılacaktır. Kıbrıs Türk kimliğinin bu temeller üzerinde gelişerek devam etmesi için gerekli çaba harcanacaktır.

Devlet kurumları böyle bir kültürel anlayışın yerleşmesi için çalışırken, sivil örgütlerimizin ve gönüllü derneklerimizin kültür ve sanat alanındaki çalışmaları bu anlayış çerçevesinde desteklenecektir.

Kadınlarımızın cins ayrımcılığı ile karşılaşmadan yaşamlarını devam ettirebilmeleri; farklı inanç gruplarının herhangi bir ayrım veya baskı ile karşılaşmadan ibadetlerini yerine getirebilmeleri; adamızda konuk olarak bulunan öğrencilerin ve yerleşiklerin geleneklerine uygun bir hayat tarzı sürdürebilmeleri gibi konular, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki yaşamın kalitesini artıran unsurlar olarak değerlendirilecek ve titizlikle izlenecektir. Bu konulardaki hak gaspları polisiye önlemler kadar kültürel önlemlerle de önlenmeye çalışılacaktır.

Sanat faaliyetleri, günlük yaşamın gerginliklerinden uzaklaşmamızı sağlayan, dünyaya bakışımızı derinleştirip anlamlaştıran bir etkiye sahiptir. Sanat faaliyetlerine gerekli destek verilerek bu alanda çalışan insanlarımızın çalışmalarını sürdürebilmelerine katkı konacaktır.



Çevre

KKTC’nin geleceğinin hem ekonomik, hem de sosyo-kültürel anlamda parlak olması sahip olduğumuz eşsiz çevreyi korumak ve yaşatmak ile mümkündür. UBP iktidarı bu alanda önemli işler başarmıştır.

Çevre Yasası AB normlarına uygun olan ilk yasa olarak 12 Mart 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

Pek çok tüzük hazırlanmış ve Savcılık görüşüne sunulmuştur.

Cumhuriyet Parkı yeniden düzenlenmiştir.

Kalecik Elektrik Santrali’ne baca gazı arıtma sistemi kurulmuştur. 9 adet hava kalitesi ölçüm istasyonu ile hava kalitesi izlenmektedir.

Dikmen Çöp Alanı Rehabilitasyon Projesi Ağustos 2012’de sonuçlandırılmıştır. Güngör’de yeni bir katı atık tesisi inşa edilmiştir.

İlkokul öğretmen ve öğrencilerine çevre eğitimleri verilmiştir.

2 adet sahil temizlik aracı alınmıştır.

Ayrıca atık su yönetimi alanında muhtelif yerlerde doğal arıtma projeleri ve deniz deşarj projeleri tamamlanmıştır.

UBP, çevre alanında uluslararası standartları titizlikle takip eden bir vizyon ile önümüzdeki dönemde de önemli icraatlara imza atacaktır.



Basın

Katılımcı demokrasi veya farklı kültürleri barındıran toplumsal hayat, basının katkısı olmadan sürdürülemez. Basının, hem günlük hayatımızı düzenlememize, hem de demokratik siyasi hayatımızı sürdürmemize katkısı vardır. Ne var ki, basın çoğu zaman bir manipülasyon aracı olarak da kullanılabilmektedir. Düşünce, söz ve anlatım özgürlüğü ile donanmamış, çeşitli şekillerde bağımlı hale getirilmiş bir basın, ne demokrasiye, ne de toplumsal hayata katkıda bulunabilir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde düşünce, söz ve anlatım özgürlüğü ile birlikte habere erişim hakkının da sağlanabilmesi için gerekli önemleri almak, UBP iktidarlarının başlıca görevleri arasında olmuştur. Bu dönemde basın-yayın oranlarının çalışmalarına katkıda bulunulmuştur. Ne var ki, internet medyasının gelişmesi bu alanda yeni yasal ve idari düzenlemelere ihtiyaç doğurmuştur. Bu alandaki sorunlar, basın-yayın kuruluşları ile işbirliği içinde ele alınacak ve çağdaş düzenlemelere gidilecektir. Bu düzenlemelerin basın-yayın kuruluşları arasında rekabeti düzenlemesine ve tüketicilerin haklarını korumasına birinci derecede önem verilecektir.










GÜVENLİ GELECEK



Kıbrıs sorununa onurlu çözüm

Kıbrıs sorunu, Kıbrıs Türk halkı için temel sorundur. Kıbrıs Türk halkının haklı direnişi Kıbrıs’ın bir bütün olarak Yunanistan’a bağlanmak istenmesine karşıydı. Bugünkü sorunlarımız, Rum/Yunan tarafının Kıbrıs’ı, hem bir ada, hem de bir devlet olarak tümüyle kendilerine ait görmesi ve bizimle paylaşmak istememesinden kaynaklanmaktadır. Bizzat Ulusal Birlik Partisi’nin kendisi, Kıbrıs Türk halkının Rum egemenliğini kabul etmemesi mücadelesi içinden doğmuştur.

Kıbrıs sorununa çözüm bulma çabaları uzun yıllardan beri devam ede gelmiş olsa bile, sorunun artık uluslararasılaştığını ve çoğu zaman Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde rakiplerinin elinde bir koz haline dönüştüğünü görmekteyiz. Bu nedenle soruna çözüm arayışları sürekli olarak tıkanmakta ve çözümsüzlük uzayıp gitmektedir.

Kıbrıs Türk Halkı Kıbrıs’ta egemen bir halktır. KKTC Devleti, Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetme hakkının ve egemenliğinin simgesidir.

Ulusal Birlik Partisi Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Barış Dünyada Barış” vecizesinde ifadesini bulan barış anlayışının savunucusu olmaya devam edecektir.

UBP Kıbrıs sorununun, Kıbrıs’ta iki eşit ve egemen halkın özgün iradesi ile ve görüşmeler yolu ile çözümlenmesinden yanadır.

UBP Kıbrıs Türk Halkının egemenliği, siyasal eşitliği ve güvenliğini içeren bir anlaşma için çözüm çabalarını devam ettirecektir.

UBP Kıbrıs’ta iki ulusal halk, iki devlet ve iki demokrasi olduğu gerçeğinden hareketle bu gerçeklere dayalı yeni bir anlaşma düzeninin kurulması için barış arayışlarına devam edecektir.

Kıbrıs sorunu uluslararası niteliğinden dolayı sürekli şekil değiştirmekte ve yeni koşullara adapte olarak varlığını sürdürmektedir. Ortaya çıktığı dönemde bir NATO sorunu olan, daha sonra soğuk savaş yıllarının bir sorunu olarak yoluna devam eden, son on yıl içinde ise Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinin bir parçası haline gelen Kıbrıs sorunu, artan enerji ihtiyacı ile birlikte Doğu Akdeniz’de keşfedilen hidrokarbon kaynakları sonrasında yeni boyutlar almıştır.

Soruna bu şekilde baktığımız zaman, Kıbrıs sorununun çözümünün Türk tarafının isteğine bağlı olmadığı ve daha uzun yıllar varlığını devam ettirebileceği gibi, uluslararası ilişkilerin alacağı şekle göre yakın bir gelecekte çözümlenebileceğini de söylenebilmektedir. Ne var ki, bütün bu söylemler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye’nin gerekli olması halinde Kıbrıs sorunu ile birlikte yaşayabilmesi gerektiği gerçeğini kanıtlamaktan başka bir işe yaramamaktadır.

Kıbrıs sorunu, Kıbrıs Türk halkının Rum/Yunan egemenliğine girmek istememesinin ve Türkiye’nin desteğini de alarak bu yöndeki girişimlere her türlü yöntem ile direnmesinin sonucudur. Bu şekliyle Kıbrıs sorunu, Türkiye ile Kıbrıs Türk halkının müşterek davasıdır ve Kıbrıs Türk halkının bu mücadelede gösterdiği başarı, Türkiye’den aldığı destek sayesinde elde edilmiş bir başarıdır. Kıbrıs Türk halkı, tanınmamış da olsa bir devlet çatısı altında yaşıyor ve kendi kendini yönetebiliyorsa bu Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine verdiği destek sayesindedir. Bugün 28 Temmuz seçimleri için kampanya yapabiliyorsak ve demokratik bir düzenin parçası olarak söz ve karar hakkımızı kullanmak için çalışıyorsak, bu, Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine verdiği destek sayesindedir.

Hepimiz biliyoruz ki, Türk tarafı her zaman Kıbrıs sorununa makul, yaşayabilir bir çözüm bulunmasından yana olmuştur. Türk tarafı, daha 1955’li yıllardan itibaren Kıbrıs Türk ve Rum halklarının adada barışçıl bir düzen içinde yaşayabileceği koşulların arayışı içinde olmuştur ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir çözüm şekli olarak ortaya çıkışı da Türkiye’nin bu arayışı sayesinde olmuştur.

Son 10 yıla baktığımız zaman, Türk tarafının çözüm bulma çabalarını güçlendirdiğini, Türk tarafının 2004 yılında gerçekleşen referandumlarda zamanın BM Genel Sekreterinin adı ile anılan kapsamlı çözüm planını onayladığını ancak Kıbrıs Rum tarafının adanın hâkimi olma düşüncesini terk etmeyerek ortaklık arayışlarını sonuçsuz bıraktığını görmekteyiz.

Bugünkü durumda Türk tarafının çözüm arayışları sürmektedir. Buna karşın, Kıbrıs Rum tarafında yakın geçmişte yapılan seçimleri kazanarak başkanlık koltuğuna oturan Nikos Anastasiadis, daha önceki tutumunu da terk ederek çözüm sürecini tıkamaya çalışmaktadır. Rum tarafının, Kıbrıs sorununa çözüm bulunmasını amaçlayan müzakerelerin seçim öncesindeki noktadan başlayarak devam edemeyeceğini söylemesi ve yeniden ortak zemin arayışına girmek istemesi başlı başına büyük bir sorundur ve Kıbrıs Rum tarafının sorunu yakın bir gelecekte çözmek istemediğini kanıtlamaktadır.

Her fırsatta Kıbrıs sorununun çözümlenmesi gerektiğini söyleyen uluslararası aktörlerin Anastasiadis’in duruşu karşısındaki suskunluğu ve Kıbrıs Rum tarafını çözüme zorlayacak hiçbir hareket ortaya koymamaları, Kıbrıs sorununun Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde bir araç olarak kullanılmak istendiğinin yeni bir kanıtıdır.

Bu durumda Kıbrıs Türk halkı, adamızdaki varlığını, Kıbrıs sorununun çözümsüz kalacağı koşullarda da sürdürebilmenin koşullarını yaratmalıdır. Esasen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlık nedeni de budur. Bugün, bir seçim süreci yaşıyor ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin en yüksek yönetsel organlarını demokratik bir şekilde oluşturmaya çalışıyorsak, bunun nedeni adadaki varlığımızı sürdürmenin aracı olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni daha işlevsel ve Kıbrıs Türk halkına daha yararlı hale getirmektir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye’nin de aktif desteği ile Kıbrıs sorununa çözüm bulunmasından yana olmaya devam edecektir. Müzakere sürecinin canlandırılması, iki anavatanın da sürece dâhil edilerek etkinliğin artırılması ve sorununa adil ve kalıcı bir çözüm bulunması, Ulusal Birlik Partisi’nin başlıca hedefi olmaya devam edecek ve bu uğurda her türlü çaba gösterilecektir.

Bugünkü koşullar devam ettiği durumda ise, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk halkının çözüm isteğini dünyaya anlatmanın ve dünya ile çok yönlü ilişkiler geliştirmenin başlıca aracı olacaktır. KKTC’nin dış temsilciliklerini etkinleştirmek, özellikle İslam dünyası ile kurulmaya başlanan olumlu ilişkileri siyasi, ekonomik ve sosyal yansımaları da olacak şekilde geliştirmek önümüzdeki dönemin başlıca görevlerinden olacaktır. Dış temsilciliklerimiz etkinlik kazanırken, özellikle turizm ve yüksek öğrenim potansiyelinin tanıtılmasına öncelik vermeleri sağlanacaktır. Bugünkü dünyada, uluslararası ticari ilişkileri geliştirmeden var olabilmek mümkün değildir ve ticari ilişkileri sürdürebilmek temel haklardan biri olarak ortaya çıkmaktadır. Yeni dönemde KKTC’nin dış ilişkileri fonksiyonel hale getirilirken, Kıbrıs Türk halkının dünya ile ilişkilerini geliştirme hakkına vurgu yapılarak dış ilişkilerimize insani/ahlaki bir boyut kazandırılacaktır.

Hiç kuşku yok ki, bütün bunlar ancak ve ancak Türkiye’nin aktif desteği ile başarılabilir. Bu nedenle Kıbrıs sorunu ile ilgili tavrımızı anlatır ve dünya ile iyi ilişkiler geliştirmeye çalışırken Türkiye ile tam bir işbirliği ve uyum içinde hareket edilecektir.

 
Editör: TE Bilisim