Türkiye’deki Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nda düzenlenen “Türkiye’nin Libya Politikası ve Libya Krizinin Geleceği” konulu panele katılan Türkiye’nin Libya Özel Temsilcisi Emrullah İşler ve Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, Türkiye’nin bölgeye asker göndermesi, Doğu Akdeniz konusu ve krizdeki son duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’nin Libya Özel Temsilcisi Emrullah İşler, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler’de Libya konusundaki uzlaşı girişimlerini desteklediğini anımsatarak, Türk askerinin istikrar ve huzura katkı sağlamak amacıyla bölgeye gönderileceğini belirtti.

İşler, Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 5 ülkeden teröre ve saldırılara karşı askeri destek talebinde bulunduğu bilgisini paylaşarak, bu talebe sadece Türkiye’nin olumlu yanıt verdiğini vurguladı.

Emrullah İşler, Türkiye’nin meşru hükümetin talebine karşılık verdiğinin altını çizerek, “Bu da Libya ile güvenlik ve askeri anlaşma çerçevesinde gerçekleşmektedir.” değerlendirmesini yaptı.
İşler, Türkiye’nin Libya ile imzaladığı deniz yetki alanları sınırlandırmasına dair mutabakat muhtırasına ilişkin ise şunları söyledi:

“Türkiye, Doğu Akdeniz’deki haklarını savunmuştur. Ayrıca Kıbrıs Türklerinin haklarını da korumuştur. Türkiye ve Libya, bu anlaşmadan karlı çıkmıştır. Bu anlaşmayla iki ülke, deniz sınırlarını genişletmiştir.”
İşler, Libya’ya asker gönderilmesinin söz konusu anlaşmayı da garantiye alacağının altını çizdi.

Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri ise yabancı ülkelerin desteklediği bir askeri darbeyle karşı karşıya olduklarını belirterek, “Çekişmelerin yaşandığı sırada Trablus’taki meşru hükümete askeri saldırılar oldu. Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır uçakları saldırılar düzenledi” ifadesini kullandı.

Bazı ülkelerin, Libya’daki demokratik süreci bitirmek için Hafter’e silah desteğinde bulunduğunu hatırlatan Mişri, “Mısır, Muhammed Mursi’ye yapılanı Libya’da tekrar etmek istiyor. Hafter’i başa getirmek istiyor. Ancak Libyalılar bunu reddetti” değerlendirmesinde bulundu.

Mişri, Türkiye’nin ilk günden bu yana uzlaşı rolüne büründüğünü anlatarak, “Türkiye, tüm taraflarla iletişim kurdu. Ancak Mısır-Birleşik Arap Emirlikleri cephesine yakın olan taraf, Türkiye’nin bir rolü olmasını istemedi” diye konuştu.

Türkiye’yi Akdeniz’de kuşatma çabalarına dikkati çeken Mişri, “Bu ülkeler, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki bağımsız politikasından rahatsızlardı. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki en büyük ortağı Libya’dır” dedi.

Halid el-Mişri, Türkiye ile tarih boyunca iyi ilişkileri olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Hafter, Trablus’u ele geçirmek için Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Fransa’dan destek alıyor. Son olarak da Rusya’dan destek almaya başladı. Artık büyük bir koalisyonla karşı karşıyayız. Dolayısıyla bizimle siyasi, ekonomik, toplumsal ve tarihi bağı olan bir ortak lazımdı. Hakkımızı savunan bir ortak. Türkiye ile iki ülke çıkarlarına hizmet eden stratejik bir ilişkimiz var. Halkın büyük çoğunluğu Türkiye’nin varlığını destekliyor.”

Editör: TE Bilisim