Yazılı bir açıklama yapan Özyiğit, Merkez Bankası Risk Merkezi’nin Aralık 2016 verilerine göre, bireysel kredilerin miktarının 3 milyar 834 milyon TL’ye ulaştığını, Eylül 2010’da 6 bin 759 TL olan kişi başına düşen bireysel kredi miktarının, 2016’ya kadarki altı yıllık sürede yüzde 178,4 oranında artarak, 18 bin 831 TL’ye ulaştığını, kişi başına düşen borç miktarının ise yüzde 94 oranında arttığını kaydetti.

Söz konusu rakamların, bireysel kredilerin her geçen gün biraz daha büyüdüğünü, vatandaşın borç yükünün de arttığını gösterdiğini belirten Özyiğit, ekonomiye ilişkin rakamların iç karartıcı olduğuna dikkat çekti.

2016 yılındaki tahsili geciktiği için mahkemelik olan borçların ise 255 milyon 819 bin TL olarak açıklandığını belirten Özyiğit, hem bireysel kredilerin, hem de kredi kartı borçlarının arttığını kaydetti.

"HEM ÜZÜCÜ, HEM DÜŞÜNDÜRÜCÜ"

Özyiğit, ekonomideki kötü gidişatın yanı sıra, geçtiğimiz günlerde açıklanan, Kuzey Kıbrıs'ın rekabet edebilirlik puanının yine dünyada son sıralarda çıktığını belirterek, bu durumun, hem üzücü, hem de düşündürücü olduğunu kaydetti.
 
Ticaret Odası tarafından her yıl açıklanan Kuzey Kıbrıs’ın Rekabet Edebilirlik Raporu’ndan dersler çıkarılmaması, her yıl tekrarlanan sorunlara çözüm üretilememesi neticesinde rekabet edilebilirlikte ilerleme kaydedilmediğini belirten Özyiğit, "Bu durum Kuzey Kıbrıs halkının kaderi değildir, kötü yönetimlerin bedelini toplum ödememelidir" dedi.
 
“İç siyasetteki belirsizlikler, sık sık hükümet değişimi ve üst düzey bürokrat değişiklikleri ile TL'nin döviz karşısında değer kaybetmesi nedeniyle ekonominin doğru yönü bulamadığını” kaydeden Özyiğit, “kötü gidişata rağmen hükümet edenlerin halkın refah ve yaşam kalitesini artıracak adımlar atmak yerine, partizanca ve popülist uygulamalara devam ettiklerini, hesap sorabilirlik ve hesap verebilirlik mekanizmasının çalışmasına engel olduklarını” iddia etti.

Özyiğit, alt ve üst yapı eksiklikleri yanında, yüksek enflâsyon, ağır kamu borcu, bütçe açığı, ucuz finansmana erişimin zor olması ve siyasi popülizmin Kuzey Kıbrıs’ın rekabet edebilirlikteki kamburları olduğunu savundu.

Gelir dağılımındaki bozulmadan dolayı orta sınıfın yok olduğunu ve zengin ve fakir diye ayrışma yaşandığını savunan Özyiğit, Ticaret Odası’nın her yıl hazırladığı rekabet edebilirlik raporundan dersler çıkarılması gerektiğini kaydetti.

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, içinde bulunulan durumda hükümetin lüks harcamaları kısıtlaması, kamuda tasarrufa gitmesi, fazla mesailerle birlikte görev zararlarını azaltması, kayıt dışılığı önlemesi, bağış ve af getirmekten vazgeçmesi gerektiğini belirtti.

Ekonominin canlanması için ayrıca, gerçek hayat pahalılığı üzerinden, çalışan ve tüm emeklilere maaş artışı yapılması, asgari ücretin de hayat pahalılığı endeksi üzerinde refah payı ile birlikte artırılması gerektiğini kaydeden Özyiğit, ekonomik anlamda yaşanan mağduriyetin gerçek anlamda giderilmesi için ayrıca, vergi kaçıranların ve gelir beyannamesi vermeyenlerin üzerine korkmadan gidilmesi, belirli kesimlere milyonlarca TL’lik vergi affı sağlamaktan vazgeçilmesi, ek mesainin kaldırılarak vardiyaya geçilmesi, kayıt dışı yaşamın üzerine kararlılıkla gidilmesi, ülke kaynaklarının peş keş çekilmekten vazgeçilmesi gerektiğini ifade etti.

Editör: TE Bilisim