Fuarın yer aldığı Gençlik Merkezi’ndeki söyleşi öncesinde, katılımcılara, Ece Temelkuran’ın kim olduğu ve eserleri hakkında kısa bilgi de verildi.

“KAVGA İÇERİSİNDE YAŞAYAN KİŞİLER ZAMAN ZAMAN İÇİNDE BULUNDUKLARI KAVGA ORTAMINA BENZER”

Temelkuran, uzun zamandır kavga ortamlarında bulunmaktan kendisinin de kavgadan ibaret hale geldiğini ve çirkinleştiğini belirterek, kavga içerisinde yaşayan kişilerin zaman zaman içinde bulundukları kavga ortamına benzediklerini söyledi.

Roman yazmanın kendisine klasik toplum düzeninden kaytarma, serseri olma imkanı sağladığını belirten Temelkuran, roman yazarken gündemin parçası olmadığını; tek kavgasının yarattığı karakterlerin çatışmalarından oluştuğunu belirtti.

Temelkuran, geçen yılı Tunus’ta romanını yazarak geçirdiğini ve farklı hülyalara dalma fırsatı bulduğunu anlatarak, şimdi yeniden kurulu bir düzene geçmeye çalıştığını ve bir aydır Birgün gazetesinde yazı yazdığını ifade etti.

Önceki gün televizyonda izlediği bir konuyla ilgili şaşırdığını belirten bir tweet attığını ancak takipçilerinin kendisini “cahillikle” suçladığını ve çirkin şekillerde ayıpladığını anlatan Temelkuran, son 3-4 yılının bu tür sataşmalarla ve bunlara açıklamaya yapmaya çalışmakla geçtiğini kaydetti.

Temelkuran, ev ve yerleşiklik kavramlarının “hunharca ve hapsedici” olduğuna inandığını belirterek, bu kavramlardan korktuğu için kitabında da ifade ettiği gibi sürekli yolda olmayı seçtiğini, çünkü yolda kavgaların yaşanmadığını kimsenin düşman edinecek kadar güvende hissedemediğini söyledi.

Edebiyatı, serseri gibi yaşama isteğini meşrulaştırmak için kullandığını dile getiren Temelkuran, kendisini korkutan kavramlardan bu yöntemlerle kaçtığını belitti.

GEZİ...

Türkiye’deki Gezi olaylarının yıllardır savunma halinde yaşayan insanlara bir çıkış sağladığını ifade eden Temelkuran, “yıllarca, içki, kürtaj gibi konularda suçlanan toplumun gezi olaylarıyla savunmaya geçmeden pasif direniş şeklini benimsediğini, ‘çapulcu, ayyaş’ yakıştırmalarını kabullenerek inandıklarından vazgeçmemeyi öğrendiklerini” söyledi.
Temelkuran, gezi olaylarıyla “seviyesi çok düşen hatta çirkefleşen” kavgaların düzeyi değişmese de yerinin değiştiğini, toplumun “defanstan kurtularak suçlamları kucaklayan” bir noktaya geldiğini belirtti. 
Editör: TE Bilisim