Açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü’nün, hastalığın kontrol altına alındığına dair bilimsel verilerin sağlanması, sağlık alt yapısında gerekli iyileştirmelerin yapılması durumunda tedbir kararlarının kademeli bir şekilde, en az riskli alanlardan başlanarak ve sınırlı sayıda insanı hareketlendirecek şekilde kaldırılmasının konuşabileceği yönünde görüş bildirdiği hatırlatıldı.

Ayrıca, tüm dünya ve sağlık otoritelerinin ikinci dalga için hazırlık yapılmasını, önlemlerin kaldırılmasında aceleci davranılmamasını ve kademeli olarak kaldırılmasını ısrarla vurguladığı kaydedildi.  Sonbaharla birlikte beklenen ikinci dalganın daha yıkıcı olabileceğine değinildi.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Kıbrıs Türk Tabipleri Odası ve Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası’nın açıklaması şu şekilde devam etti:

“Bizlerin özenle ve temkinli bir şekilde yürütmeye çalıştığımız hazırlık çalışmaları arasında Bakanlar Kurulu 4 Mayıs Pazartesi günü ülkede yaşayan herkes için sokağa çıkma yasağını kaldırma, çok kısıtlı bir alan dışında tüm iş yerlerini açma kararını açıklamıştır. Sürecin en başında radikal ve erken tedbirler alınması ile başarıya ulaştığımızla övünürken açılmada bu kadar gözü kara ve cesur olunması toplumda şaşkınlık yaratmıştır. Hükümetin bu kararları hangi bilimsel veriler ışığında ve hangi kurullar ile istişare ederek aldığı açıklanmamıştır.

Yine ayni kararlar arasında risk grubundaki kesimi korumaya yönelik hiçbir tedbir alınmamış olduğu da görülmektedir. 4 Mayıs itibarı ile ülkede yaşayan herkesin sokağa çıkmasında hiçbir sakınca görmeyen hükümetin geceleri saat 21’den sabah 06’ya kadar ve pazar günleri sokağa çıkma yasağı ile toplumu niye evlerinden çıkarmayacağı ise anlaşılamamıştır. Eğer sokağa çıkmamızda bir risk varsa niye cumartesi yok da pazar günleri vardır? Eğer bir risk var ise ve önümüzdeki haftalarda vaka patlaması yaşanırsa toplumu yine aynı şekilde kapattığınız takdirde toplumdaki travma daha fazla olmayacak mı?

Hekimlik uygulamaları kanıta dayalı olarak yapılır. Eğer bir hastalıkla mücadele ediyorsak yüzümüzü bilime, araştırmaya, verilere çevirmeli kanıtlara dayalı uygulamalarda bulunmalıyız. Dünyadaki tecrübeye, bilim insanlarının ve otoritelerinin uyarılarına kulak vermeliyiz. Bizim gibi salgınla mücadelede erken tedbirler alarak başarı sağlayan bazı ülkelerde tedbirlerin erken ve topluca kaldırılması sonrası hastalığın hızla yayıldığını, kayıpların önüne geçilemediğini gösteren deneyimler mevcuttur. Bizler ülkemizin hekimleri ve örgütleri olarak tedbirlerin kademeli olarak yani peyder pey kaldırılmasının, her kademe arasında en az 3 haftalık süre bulunmasının, her 2 haftada bir risk değerlendirilmesinin tekrar yapılmasının gerekli olduğunu düşünüyor, toplum olarak büyük fedakarlıklarla elde ettiğimiz başarının heba edilmemesi gerektiğini vurguluyoruz.

Hükümetin topyekün açılma anlamına gelecek bu kararlarından vaz geçmemesi durumunda kaybedilecek her candan sorumlu olacağını, toplumun sağlığını bilimsel çalışmalardan yoksun bir şekilde ve bu kadar kolay riske atmanın Rus ruleti oynamakla eş değer olduğunu belirtiriz”

Editör: TE Bilisim