"ÇAKICI PARTİ TÜZÜĞÜNÜ İHLAL ETTİ!"


Parti Tüzüğü’nün, Hükümet Kurma Kararı Verme Yetkisini düzenleyen 71. Maddesinin ‘b’ fıkrasına göre, “Hükümet Kurma görevi üstlenen kişi hükümet üyeliğine uygun gördüğü kişileri Parti Meclisinin onayına sunar. Koalisyona katılma durumunda hükümet üyeleri parti genel başkanı tarafından belirlenip Parti Meclisinin onayına sunulur.”

Mehmet Barışsever, TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı’nın parti tüzüğünü ihlal ederek, Bakan adaylarını Parti Meclisine sunmadan ilan ettiğini kaydetti.

Barışsever, Çakıcı’nın Parti Meclisi’ni toplayarak hükümet kurma çalışmalarını başlatmak için onay aldığını ancak öngördüğü Bakan adaylarını Parti Meclisi’nin onayına sunmadığını anlattı.

"ÇAKICI, İRSEN KÜÇÜK'ÜN DÜŞTÜĞÜ DURUMA DÜŞTÜ"

Çakıcı’nın bu hareketle, UBP Genel Kongresi sırasında İrsen Küçük’ün düştüğü duruma düştüğünü vurgulayan Barışsever, “Unutmayınız Sn. İrsen Küçük yaptığı bu doğru olmayan işler yüzünden mahkeme kapılarına düştü ve koltuğundan oldu! Şimdi benim omuzlarımda bu çıkışın bir siyaset yüzsüzünün değil, yıllardır bu sektörde mücadele eden ilkeli bir aydının siyaset kurumunun nasıl yozlaştırılıp kokuşturulduğunu bütün açıklığıyla kamu oyunun önüne sermek sorumluluğu vardır.”

"PARTİME BAKAR MISINIZ... YAZIKLAR OLSUN!"


Mehmet Barışsever şunları kaydetti:

“Hükümeti kurma çalışmaları yangından mal kaçırır gibi alelacele yapılmıştır.

TDP, Teknokrat bir hükümet kurduğu iddiasıyla Tarım Bakanlığı’na bir Elektronik Mühendisi tayin etmesi, Ziraat Mühendisleri Odası Başkanlığı yapmış, Tarım Bakanlığı’nın ve partinin bütün kademelerinde çalışmış bir uzman olarak meslek onurumu rencide etmiştir.

Teknokrasi, karar verme süreçlerinin konunun teknik uzmanlarının elinde olduğu yönetim şeklidir. Bu tanımdan hareketle, Tarım Bakanlığı’nın yönetimine teknokrat bir bakan aranırken; tarım alanında uzman, bilgili, deneyimli ve yetenekli bir teknokrat aranmalıydı.

Sami Dayıoğlu’nun Tarım Bakanlığına getirilmesinin mantığı ile Çakıcının örnek göstererek eleştirdiği Ali Çetin Amcaoğlu’nun Tarım Bakanlığına getirilmesinin mantığı arasında hiçbir fark yoktur! Alternatifler vardı ve tartışılmalıydı!
Mahkemeye gitsem hükümeti düşürecek kadar güçlü argümanlarım vardır. Ancak ben bunu yapmayacağım. TKP geleneğinin devamı olduğunu iddia eden partime bakar mısınız? Yazıklar olsun!

Hukuk herkese lazımdır... Nasıl ki İrsen bey hukuka uymak zorundadır Mehmet bey da hukuka uymak zorundadır!

Siyasette ahde vefa çok önemlidir Ahde vefanın içinde hukuk da vardır etik da vardır demokrasiyi çalıştırmak da vardır. Karşındakini adam yerine koymak da vardır.

Ülkemizdeki siyaset kurumunun nasıl yozlaştırıldığını ve çökertildiğini incelemek isteyen siyaset bilimciler için incelenmesi gereken bir örnektir yaşanan.

Çok yazıktır ki bu yaşanan farklı olduğunu söyleyerek farkını göstermek üzere meydana çıkan bir camiada yaşanmıştır.”

İşte Mehmet Barışsever’in istifa mektubu:

"17.06.2013 tarihi itibarıyla, TDP Parti Meclisi üyeliği, Çevre Komitesi Başkanlığı, Tarım Komitesi Üyeliği ve TDP üyeliğinden istifa dilekçemi vererek Milletvekilliği adaylık başvurumu geri çektim.

Bu kararı almamın nedenleri iki başlık altında aşağıdaki gibidir:

1.HÜKÜMETİ KURMA ÇALIŞMALARI TOPLUMCU DEMOKRASİ PARTİSİ (TDP)TÜZÜĞÜNE AYKIRI BİR BİÇİMDE, ADETA YANGINDAN MAL KAÇIRIRCASINA VE PATATES TARLASINDA DOMATES ARAYAN BİR ANLAYIŞLA GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR!

TDP Tüzüğü’nün Hükümet Kurma Kararı Verme Yetkisini düzenleyen 71. maddesi aşağıdaki gibidir:.

Madde 71

a.Tek başına veya koalisyon halinde hükümet kurmaya hükümetten yahut koalisyondan ayrılmaya karar verme yetkisi Parti Meclisine aittir.

b.Hükümet Kurma görevi üstlenen kişi hükümet üyeliğine uygun gördüğü kişileri Parti Meclisinin onayına sunar. Koalisyona katılma durumunda hükümet üyeleri parti genel başkanı tarafından belirlenip Parti Meclisinin onayına sunulur.

Bu sürecin, Parti Meclisi’nde parti tüzüğünü cebinde taşıyan ve her fırsatta tüzüğü hatırlatan, Parti Merkez Yönetim Kurulu’nda bunlardan sadece ikisi olan Avukat Sn. Barış Mamalı ve Avukat Sn. Boysan Boyra’nın yer aldığı partimizde, bu kadar acemice gerçekleştirilmiş olması akıl ve izan ile açıklanabilecek bir uygulama değildir.

TDP, siyaset tarihimize geçen Ulusal Birlik Partisi Kurultayı’nda yaşananların üzerinden çok uzun zaman geçmeden tıpkısının aynisi bir örnek daha sergileyerek, ülkemizde siyaset kurumunun ve yönetimin neden bu kadar yozlaşıp kokuştuğunun bir örneğini daha yaşatmıştır.

Siyaset bilimciler bu konuyu incelediklerinde, kimi nereye koyacaklarına karar versinler. Benim çıkışımı nereye koyarlarsa koysunlar, ortaya çıkıp kendimi savunma hakkım baki kalmak üzere sonucuna katlanmaya hazırım.

2.TDP TEKNOKRAT BİR HÜKÜMET KURDUĞU İDDİASIYLA TARIM BAKANLIĞINA BİR ELEKTRONİK MÜHENDİSİ TAYİN EDEREK ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKANLIĞI YAPMIŞ, TARIM BAKANLIĞININ VE PARTİNİN BÜTÜN KADEMELERİNDE ÇALIŞMIŞ BİR UZMAN OLARAK MESLEK ONURUMU RENCİDE ETMİŞTİR.

Teknokrasi, karar verme süreçlerinin konunun teknik uzmanlarının elinde olduğu yönetim şeklidir. Bu tanımdan hareketle, Tarım Bakanlığı’nın yönetimine teknokrat bir bakan aranırken; tarım alanında uzman, bilgili, deneyimli ve yetenekli bir teknokrat aranmalıydı.

Tarım karakteri gereği doğa bilimleri kapsamında, pozitif bilimin konusu bir uzmanlık alanıdır. Bu sektördeki stratejik eleman Ziraat Mühendisi’dir. Sektörde Veteriner Hekimler ve Gıda Mühendisleri veya bu alandaki uygulamalı temel bilimlerden icazet almış meslek grupları hizmet vermektedir.

Bu güne kadar, kulaktan dolma ansiklopedik bilgiler ile tarımın yönetilebileceğini zannederek yapılan atamaların doğurduğu vahim sonuçlar ortadadır. Bu da, bu alanda hizmet vermekte olan akademik kuruluşların dikkatle incelemesi gereken bir alandır. Bütün bunlar olurken, bu alanda çalışmış ve mücadele etmiş bir meslekten bir uzman olarak beni koyacakları yere koysunlar razıyım.

Sn. Sami Dayıoğlu’nun Tarım Bakanlığına getirilmesinin mantığı ile Sn. Çakıcının örnek göstererek eleştirdiği Sn. Alicetin Amcaoğlu’nun Tarım Bakanlığına getirilmesinin mantığı arasında hiçbir fark yoktur. Alternatifler vardı ve tartışılmalıydı! Bu alternatifler arasında, bu alanda hizmet vermekte olan örneğin Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı vb ilgili bir örgüt başkanı veya bu mesleklerden teknokrat tanımına uyacak başka adaylar vardı. Basına, mesleğin tamamen dışında; Mağusa’daki Gümrük Dairesi’nden memur, Toprak Ürünleri Kurumu’na Ulusal Birlik Partisi’nin atadığı müdür ve elektronik mühendisi gibi isimler aktarılırken arguman olarak dahi ilgili alanın ellerinin altındaki kadroları kullanılmamıştır. Konunun tartışılması talebimiz dikkate alınmaksızın, adeta “Yangından mal kaçırırcasına!” kafalarının içindeki atama yapılmıştır.

Sn. Çakıcının “Kimdi UBP’nin Tarım Bakanı; Aliçetin Amcaoğlu. Kimdi Aliçetin Amcaoğlu; memuriyetten gelme, Belediye Başkanlığı yapmış, futbolcu, çok iyi kafa golleri atan, benim de futbolcu olarak idolüm olan birisi. Biz ne yaptık; Tarım Bakanlığı’na Elektronik Mühendisi, Narenciye Üreticileri Birliği Başkanlığı yapmış, Tarım Komitemiz’in Başkanı olan!, çok iyi ingilizce bilen birini atadık!” şeklindeki açıklaması, dünyada yılın politik gafı olmaya aday bir açıklamadır. Bunu, yapılan iki uygulama arasında dirhem bir anlayış farkı olmadığının farkında olmayan doçent bir akademisyen söylüyor...

“Beni sevmeyenin partisi başına yıkılsın!” veya “Benden sonrası tufan!” mantığıyla hareket etmeyeceğim. Ancak omuzlarımda, bu çıkışın bir siyaset yüzsüzünün değil, yıllardır bu sektörde mücadele eden ilkeli bir aydının siyaset kurumunun nasıl yozlaştırılıp kokuşturulduğunu bütün açıklığıyla kamu oyunun önüne sermek sorumluluğu vardır.

Yarın yapacağım açıklama, burada açıkladığım istifa nedenlerim arasındaki birkaç tamamlayıcı ayrıntıdan öte bu konuda yaşanan süreç konusunda kamuoyunu bilgilendirmek amaçlı olacaktır. Seçim sonuna kadar, muhataplarım tarafından konuşmaya zorlanmadığım sürece susacağım.

Bu anlayış ile hareket eden TDP Yönetimi’ndeki bu arkadaşlarla iki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yurttaşı olmanın ötesinde bir ortak paydamız olamaz. 
Editör: TE Bilisim