Elçilikten yapılan açıklama şöyle:

"29 Eylül 2020 Salı günü bir özel televizyon kanalındaki programda Cumhurbaşkanı adaylarından biri tarafından dile getirilen, 1 Ekim 2020 günü de bir gazete manşetinde söz konusu programa dayandırılarak ileri sürülen iddiaların gerçekle hiçbir alakası yoktur.

İleri sürülen iddialar, Türkiye ile bir karşıtlık yaratmanın seçim stratejisi olarak benimsenmesinin yansımalarıdır. Bunun örneklerine daha önce de maalesef rastlanmıştı. Türkiye’nin herhangi bir şekilde seçim malzemesi yapılması kabul edilemez.

Türkiye Cumhuriyeti’nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde tüm dünyada etkili olan salgın yüzünden yaşanan gerek ekonomik daralma, gerek sağlık sistemindeki aksaklıkların giderilmesine yönelik faaliyetlerin, seçim yasakları yüzünden aksamaması için gösterdiği olağanüstü çabayı seçime müdahale olarak yansıtmanın hiçbir izahı yoktur.

Salgınla mücadelenin daha düzenli yürütülebilmesi için bir hastane inşaatını zamanında bitirmek üzere yapılan geceli gündüzlü çalışmaları, bütün hanelerde su sıkıntısı çekilirken hava koşullarına rağmen günde üç vardiya çalışan ekiplerin gayretlerini, ekonomik daralmayı telafi edebilmek için toplumun her katmanına yapılan katkıların seçime müdahale olarak görülmesi anlaşılabilir değildir.

Bu ve benzeri çalışmalar nedeniyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gelen her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını seçimlere müdahale ekibi olarak ilan eden anlayışı kınıyor, takdiri Kıbrıs Türk halkının vicdanına bırakıyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti devleti ve onun bütün kurumları, Kuzey Kıbrıs Türk seçmeninin tercihinin kutsal bir hak olduğu bilinciyle hareket etmeye devam etmektedir ve edecektir.

gazete manşetindeki çirkin ifadelere karşı gereken hukuki işlemler için çalışmalar başlatılmıştır."

Editör: TE Bilisim