Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin Türkiye ile tam bir mutabakat ve uyum içinde tüm dünyaya yeni siyasetini anlatmakta olduğunu belirterek “Kendi devletimize ve egemenliğimize sahip çıkacağız. Güney’in egemenliğini ve otoritesini Kuzey’e yaydırmayacağız” dedi.

Önemli bir toplantı arifesinde olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, 27-29 Nisan’da Cenevre’de yapılacak toplantıda nasıl bir format izleneceğini Birleşmiş Milletler (BM) üst düzey yetkilisi Jane Hole Lute’la görüştüklerini ve Lute’la yan yana yaşayan iki eşit devletin egemenlik temelinde iş birliğini savunan yeni siyasetlerini paylaştıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar’ın üst düzey BM yetkilisi Jane Hole Lute ile görüşmesi bir buçuk saat sürdü. Görüşmede, Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilcisi Ergün Olgun, Teknik Komiteler Koordinatörü Güneş Onar, Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Özel Danışmanı Prof. Dr. Hüseyin Işıksal, Müzakere Heyeti Üyeleri Oğuzhan Hasipoğlu ve Gülen Karabacak bulundu.

Görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Ersin Tatar görüşmeyle ilgili basın toplantısı düzenledi ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Lute’a ziyaret için teşekkür ettiğini belirterek başladığı konuşmasında, 27-29 Nisan tarihlerinde Cenevre’de yapılması planlanan 5+1 gayriresmî görüşme öncesinde görüşmeye ilişkin detayların konuşulduğunu ve Kıbrıs Türk tarafının bu görüşmeye de her zamanki gibi tüm iyi niyetiyle katılacağını söyledi.

Tatar, daha önce federasyon temelinde sonuç alınamayan görüşmelerin yapıldığını, bu kez farklı bir zemin arayışında olduklarını belirterek, söz konusu 5+1 toplantıda ileriye taşınabilecek ortak bir zemin elde edilip edilemeyeceğinin belli olacağını ifade etti.

“‘BM PARAMETRELERİ’ SÖYLEMİ HEM KISITLAYICI HEM YERSİZ”

Bazı kesimlerden sürekli olarak “BM parametreleri hatırlatmasının” geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, bu tip söylemlerin Kıbrıs Türk tarafı açısından hem kısıtlayıcı hem de yersiz olduğunu vurgulayarak, Kıbrıs’ta bir anlaşmaya varılacaksa bunun iki eşit egemen devletin iş birliği ile yan yana yaşayacağı bir temelde olması gerektiğini aktardı.

1960 Cumhuriyeti’ne benzer bir anlaşma için öncelikle Kıbrıs Türk tarafının egemenliğinin tanınması gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı, 1960 cumhuriyetinde Kıbrıslı Türklerin kurucu ortak olduğunu bugün Lute’a bir kez daha hatırlattıklarını ve 1963’te Rumların bu devleti alıp kaçarak işgalci durumuna düştüklerini ifade ettiklerini söyledi.

Kıbrıs Türk halkının bu gelişmeler karşısında Genel Komite’den KKTC’ye uzanan bir süreçte kendi kaderini kendisinin belirleme hakkını kullandığını kaydeden Tatar, KKTC halkının self-determinasyon hakkına her zaman olduğu gibi yine sahip çıkacağını belirtti.

“CRANS MONTANA’DA MASA RUM TARAFININ ÜZERİNE YIKILDI”

Cumhurbaşkanı Tatar, Annan Planı zamanında Rum tarafının AB’ye tek taraflı alınmasının Kıbrıslı Türklere yapılan haksızlıklara bir yenisini eklediğini, Crans Montana’da Rum uzlaşmazlığı nedeniyle masanın Rum tarafının üzerine yıkıldığını da anlatarak, Kıbrıs’ta 50 yıldan beri yaşananların artık yeni bir zemin arayışını emrettiğini kaydetti.

Tatar, BM yetkililerinin tarafların yeni fikirlerini dinleyip bunları geliştirmek için çalıştıklarını, burada önemli olanın yıllardan beri verilen mücadelenin bir maceraya ya da tehlikeye atılmaması, devletin ve egemenliğin temel olması ve TC’nin müdahale hakkının ortadan kaldırılmaması olduğunu söyledi.

Tüm bunları karşı tarafa anlatabilmenin de Cumhurbaşkanı ve ekiplerinin görevi olduğunu kaydeden Tatar, “Sırf bir anlaşma olsun ya da rahata erişelim diye bir anlaşma istemiyoruz” şeklinde konuşarak, 1960 Cumhuriyeti sonrası yaşanan tecrübelerin, Kıbrıs’ta bir anlaşmanın çok sağlam temellere dayanmasını gerektirdiğini, tüm hazırlıkların ve çalışmaların Türkiye ile istişare içinde yapıldığını ifade etti.

“TAM BİR UYUM VE MUTABAKATLA YENİ SİYASETİMİZİ DÜNYAYA ANLATIYORUZ”

Kıbrıs’ın ve Doğu Akdeniz’in eski Kıbrıs ve Doğu Akdeniz olmadığının altını çizen ve Kıbrıs’ın bölge coğrafyasında küçük fakat tüm aktörler için önemli bir bölge olduğuna değinen Tatar, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mavi Vatan tatbikatındaki sözlerine de atıfta bulunarak, bu sözlerin de Adanın önemini bir kez daha gösterdiğini, KKTC’nin TC ile tam bir mutabakat ve uyum içerisinde tüm dünyaya yeni siyasetini anlatmakta olduğunu da belirtti.

Tatar, bir soru üzerine BM yetkililerinin kendilerine empoze ettiği hiçbir şey olmadığını, kimsenin ekonomik vaatler kullanarak Kıbrıs Türkü’ne bir dayatma yapamayacağını, özgürlük, bağımsızlık ve milli menfaatlerin aynı zamanda bu menfaatlerin uluslararası bir anlaşmayla korunması ve gelecek nesillerin güven ve huzur içinde yaşamalarının söz konusu olduğunu söyledi.

“ASLA 1960 ANLAŞMALARININ GERİSİNE GİTMEYECEĞİZ”

Birilerinin “Bu garantörlüklerin modası geçti” gibi söylemleri olduğunu, fakat Kıbrıs Türklerinin asla 1960 anlaşmalarının gerisine gitmeyeceğini kaydeden Cumhurbaşkanı, BMGK’nin 186 numaralı “Kıbrıs Cumhuriyeti’ni” bütün Kıbrıs’mış gibi kabul eden ve Güney’in Kıbrıs’ı alıp götürmesine yol açan kararının, ardından da Annan Planı referandumu sonrası Kıbrıslı Rumların tek taraflı AB’ye alınmasının Kıbrıslı Türklere uygulanmış haksızlıklar olduğunu bugün Lute’a bir kez daha aktardıklarını belirtti.

Tatar, Lute’a Kıbrıs meselesinde aynı zeminde ısrardan dolayı çöken süreçlere değil, bölgenin barış ve istikrarına katkı koyacak yaklaşımlara ihtiyaç bulunduğunu, iki devletin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsüne dayalı iş birliği modeli içeren yeni vizyonun kazan-kazan ilkesiyle bu hedefe ulaşmayı sağlayacağını anlattıklarını da ifade etti.

“HER BOYUTUYLA MÜCADELE DEVAM EDECEK”

Tatar, “Biz kendi devletimize ve egemenliğimize sahip çıkacağız. Güneyin hiçbir zaman hakimiyet ve otoritesini Kuzey’e yaydırmayacağız. Kıbrıs Türk halkı devletini kurmuştur, gelişmiştir, büyümüştür, pandemi sonrasında daha da yükselecektir, buna ilişkin yeni projelerimiz ve çalışmalarımız da vardır… Kıbrıs Türk halkı ayrı bir halktır. Her boyutuyla mücadele devam edecektir, biz bunları onlara da ifade ediyoruz” şeklinde sözlerini tamamladı.

Haber: Raif Uzkan

Editör: TE Bilisim