Hükümetin büyük ortağı Ulusal Birlik Partisi’nin Genel Başkanı ve Başbakan Ersin Tatar, kritik Cumhurbaşkanlığı seçiminde yarışacak adaylar arasında kendine has heyecanı ile farklı bir noktada.

Peki Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı ErsinTatar’ın seçimlere yönelik heyecanı ve motivasyonu karşısında partisi UBP’nin  seçimlere dair heyecanı hangi noktada?

Merkez sağın büyük partisi UBP’nin heyecanı ve motivasyonunun seçimlere kısa bir süre kala hala daha Ersin Tatar’ın gerisinde olduğunu söylemek iddialı bir yorum olmayacaktır.

Cumhurbaşkanlığı tartışmalarının başladığı günlerde hedefinin Başbakan olarak ülkeye ve Genel Başkan olarak da partisi UBP’ye hizmet etmek olduğunu her fırsatta belirterek Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda çok da hevesli olmadığını açıkça ifade eden Ersin Tatar’ın kararının değişmesinde elbette siyasi hırsları yanında parti kadrolarının baskısı ve/veya parti içerisindeki siyasi kliklerin Ersin Tatarsız UBP’ye dair stratejileri de etkili olmuştur.

Ancak Ersin Tatar bugün kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kısa bir süre kala partisi UBP içerisinde tam bir motivasyonu sağlamadaki başarısızlığın gölgesinde seçimlere gitmekte.

UBP-HP Hükümetinin ortaya koyduğu başarısız Devlet yönetiminin de kararsız ve/veya partisiz yüzen oyların en az oranda Ersin Tatar’a yansıyacak olmasını da görmek için kahin olmaya gerek yok.

Parti içi huzursuzluk ve UBP kabine üyeleri arasındaki uyumsuzlukta diğer etkenlerin üzerine eklendiğinde Cumhurbaşkanlığı seçimi ve sonrası Başbakan Ersin Tatar için dikensiz bir gül bahçesi olmayacak.

Ersin Tatar’ın seçimlere yönelik en büyük rakibi partisi UBP içerisindeki nedenleri farklı da olsa yaşanan motivasyonsuzluk ile UBP-HP iktidarının başarısızlığına dair Kıbrıs Türk toplumunun geneline hakim olan inanç.

Ancak bir diğer gerçek var ki, örgütleri ve kadroları ile Kıbrıs Türk siyasetinin en güçlü partisi konumundaki UBP içerisinde Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanma istencinin yükselmesi noktasında da Ersin Tatar’ın seçimleri kazanması hiç ama hiç  sürpriz olmaz.

Kıbrıslı Türk seçmenin tamamına yakını ve partisi UBP kadrolarının da hatırı sayılır bir kesiminin kabul ettiği bir gerçeğin de Ersin Tatar ve yakın ekibi tarafından farkına varılması ve dikkate alınması gerekli.

Kıbrıslı Türk seçmenin dış politikada Türkiye ile birlikte hareket edilmesinden zerre kadar rahatsızlığı olmamakla birlikte Kıbrıslı Türklerin hassasiyetlerinin ve çıkarlarının seçimi kazanacak adaylar tarafından yeteri kadar savunulacağına dair de ortaya irade konulmasını ve böylesi bir durum karşısında da adayların samimi olduğuna inanmak istiyor.

Böylesi bir toplumsal eğilimin güçlü varlığı ise anavatan Türkiye ile yol ayrımında olunduğu anlamına da gelmemelidir elbet.

Cumhurbaşkanlığı makamına seçimler sonrasında oturacak olan kim olursa olsun anavatan Türkiye’nin Kıbrıs sorununa dair dış politikasının ekseninden çıkmayacağını ve daha da önemlisi çıkmak istemeyeceğini Kıbrıslı Türk seçmenin büyük çoğunluğu artık kabul etmekte.

Böylesi bir olgunun en önemli kanıtı ise 2015 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mustafa Akıncı’nın emaneten aldığı sağ oyların etkisi ile seçilmiş olması.

Ve bugün de bir önceki döneme göre sağ kesimden daha az oy alacak olsa da 2020 Cumhurbaşkanlığı seçiminde yarışacak sol görüşlü adaylar Mustafa Akıncı ve Tufan Erhürman sağ görüşlü seçmenden yine oy alma başarısını sergileyecek.

Ve Ersin Tatar’ın ezber ve sloganlar üzerinden ortaya siyasi bir duruş koymasından daha fazla şeyler yapması gerekli.

Gerek partisi UBP içerisinde seçimlere yönelik motivasyonu artırması için gerekse ilk önce Kıbrıs Türk’ünün adayı olduğuna dair seçmen üzerinde inandırıcılığını tüm kesimlerden oy alabilmek için artıracak duruşu sergilemeli.

UBP’nin en sıcak ve Ersin Tatar’ın en zor 25 günü başlarken kritik Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Ersin Tatar’ın seçimlere ve seçimler sonrasındaki kaderi partisi UBP’nin elinde.

Editör: TE Bilisim